Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/563 E. 2022/275 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/563
KARAR NO :2022/275

DAVA:İPOTEĞİN FEKKİ
DAVA TARİHİ:01/09/2021
KARAR TARİHİ:21/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İpoteğin Fekki davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin de %20 hisse ile ortağı olduğu ve davalıların murisi …’ın %80 hisse ile ortağı olduğu … A.Ş.’nin … A.Ş.’den kredi aldığını, bu krediye de müvekkili …, …, … Tic. A.Ş. ve … Uluslar arası Nakliyat ve Tic. A.Ş.’nin müteselsilen kefil olduklarını, bu şahsi kefaleti sebebiyle müvekkili …’ın dava konusu … ilçesi, … mahallesi, … mevkiinde kain 433 ada 60 parsel sayılı taşınmazın B-1 Blok 1 No’lu bağımsız bölüme 2.000.000,00-TL’lik ipotek konulduğunu, kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun 09.11.2001 tarihli ve 312 sayılı kararı ile alacaklı … Bankası’nın kredilerinin … A.Ş.’ye devrine karar verdiğini, alacaklı olan … A.Ş.(… Bankası A.Ş. … …), kredi alacağını alamayınca borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip talebinde bulunduğunu, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi ile ilgili takip sonuçlanmadan aynı gün …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile asıl borçlu … A.Ş. ile müteselsil kefiller müvekkili …, …, … Tic. A.Ş. ve …. ve Tic. aleyhine 15.276.707,08-TL alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, icra takibinden sonra alacaklı … A.Ş.’nin 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 109.ncu maddesi hükmü çerçevesinde … Kurulunun 07.12.2005 tarih ve 515 sayılı kararı ile … A.Ş. ana sözleşmesinin 2. maddesinde belirtilen unvanının … A.Ş. olarak değiştirildiğini, müteselsil kefillerden …’ın, … A.Ş(…)’ye 19.848.079,45-TL’lik alacağı ödediğinden bahisle banka ile temlik anlaşması imzaladığını, bu anlaşmanın ardından …’ın temlik aldığı alacağın 8.000.000,00-TL’lik kısmını … 22. Noterliği’nin 30 Aralık 2011 tarih ve 17979 yevmiye nolu temlik sözleşmesi ile davalı …’a devrettiğini, bu temlikler neticesinde … ile birlikte ortağı olduğu … A.Ş.’ye verilen şahsi kefalet nedeniyle müvekkilinin bankaya ipotek ettiği taşınmazlarına ait ipoteklerin …’a devrolunduğunu, bunun gerek alacağın temliki gerek buna bağlı olarak ipoteğin temlikleri hukuka aykırı olduğunu, kredi sözleşmesinin ana borçlusu olan … A.Ş.’nin %80 hissesinin müşterek borçlu/müteselsil kefil-ipotek borçlusu …’a; %20 hissesinin de müşterek borçlu/müteselsil kefil-ipotek borçlusu olan müvekkili …’a ait olduğunu, müvekkilinin kendi hissesine düşen ödemelerini yaptığı gibi …’ın kendi payına düşen ödemelerini yapamadığı 2007 yılında, ödemelerin aksamaması için onun yerine de ödeme yaptığını, …’ın icra dosyasındaki temlik alacağını, yasal olarak haber verme ve de onay alma gibi bir zorunluluğu olmasa da, aralarındaki beraber iş yapma, şirket ortaklıkları ve bunlardan doğan alacak-verecek hesabı nedeniyle iyi niyetli bir ortak, iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği halde müvekkiline haber vermeden ve de onun onayını almadan, 30.12.2011 tarihinde …’a temlik ettiğini, borçlulardan biri, ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmişse, bu oranda diğer borçluların da alacaklıya karşı sorumluluğunun kalkacağını ve borcunun sona ereceğini, kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı olduğunu, bu durumda payından fazlasını ödeyen borçlunun, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebileceğini, bunun da 3.969.615,80-TL’lik bir meblağ etmekte olduğunu, müvekkilinin bu temlik tarihinden çok önce bankaya …’ın ödemeleri aksatması üzerine 4.054.957-TL’lik bir ödemede bulunduğunu, bu ödemelerinin haricinde de müvekkilinin, aralarındaki ortaklık ilişkisi gereği … adına ödemeler yaptığını ve …’dan alacaklı durumda olduğunu, müvekkilinin sahibi olduğu… Tic. A.Ş.’ye …’ın 250.000,00-USD borcu bulunduğunu ve bu borca ilişkin takibin … 11. İcra Müdürlüğü’nün … esas(eski esas …/…) sayılı dosyası ile devam ettiğini, bu sebeple iç ilişkide …’ın …’a rücu edebileceği bir payın söz konusu olmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle, …. İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasına müzekkere yazılarak, dava ve satışa konu olan taşınmaz ile ilgili olarak ipoteğin kaldırılması davası açıldığı belirtilerek satıştan sonra yapılacak ödemelerin durdurulmasına, neticeten İstanbul ili, … ilçesi, … mahallesi, … mevkiinde kain 433 ada, 60 parsel sayılı taşınmazın B-1 blok 1 Numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin, … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve …/… karar sayılı ve 18.01.2018 tarihli ilamı ve 19.01.2018 tarihli kesinleşme şerhini havi kararı ile murisden kalan mirası kayıtsız şartsız reddettiğini ve bu reddin karara bağlandığını, kesinleşmiş reddi miras kararına göre müvekkilinin mahkememizdeki davada davalı sıfatının ortadan kalktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından kredi borçlusu … A.Ş.’nin müşterek borçlu müteselsil kefilleri …, …, … ve Tic. A.Ş. ve … Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş. aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla açılmış bir takip olup dosya borçluları … A.Ş., …, …, … ve… A.Ş. Olduğunu, … A.Ş. ile grup firmaları … …, … … ve … … riskleri ile ilgili olarak borçlular ile 10.11.2006 tarihli protokol ve ek sözleşme imzalandığını, davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı icra takip dosyasındaki müvekkili banka alacak haklarının; 05.05.2011 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik tarihindeki mevcut durumu ile 19.848.079,45-TL ile sınırlı olarak ve 30.12.2011 tarihli ek temlik sözleşmesi ile de 05.05.2011 tarihli temlik sözleşmesi kapsamı dışında kalan 16.092.000,00-TL ile sınırlı olarak, …’a temlik edildiğini, Takiplere konu bakiye alacağın ise müvekkili banka tarafından takip edilmediğini, ilgili temlik sözleşmelerinin …. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyalarına sunulduğunu, davaya konu, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyalarına ilişkin olarak indirimli oranlardan varılan anlaşma üzerine yapılan tahsilat kapsamında …’a temlik işlemi gerçekleştirildiğini, yapılan temlikten sonra müvekkili bankanın temlik konusu alacakla herhangi bir ilgisi kalmadığını, müvekkili bankanın temlikten sonra takip dosyalarında taraf sıfatı olmadığından işbu davada da sıfatı bulunmadığını, … tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve … E. sayılı dosyalarından konulan hacizlerin kaldırılması talebiyle açılan şikayetin …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. 2018/… K. sayılı, 02.11.2018 tarihli kararı ile kabul edildiğini, istinaf talepleri üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2019/2339 E. 2020/666 K. sayılı, 24.03.2020 tarihli kararı ile mahkeme kararının kaldırılmasına şikayetin davalı … A.Ş. Yönünden husumetten reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, yine … tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E, sayılı dosyasında, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına konu alacağa yönelik yapılan temlik işlemlerinin geçersiz olduğu ve bu temliklerden sonra yapılan icra işlemlerinin iptali için açılan şikayet … K. sayılı, 21.09.2018 tarihli kararla davalı … yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili bankanın işbu davada taraf sıfatı olmadığının yargı kararları ile de açık olduğunu, mahkememiz tarafından dosyanın esasına geçilmesine karar verilmesi durumunda müvekkili banka yönünden davanın tefrik edilerek, husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere ve husumet itirazlarını tekrarla, davacının dava konusu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili banka tarafından yapılan temliklerin 2011 tarihli olduğunu, 10 yıl sonra söz konusu temliklerin geçersiz olduğunu ileri sürmenin kabul edilemeyeceğini, süresinde açılmayan işbu davanın esasa geçilmeksizin müvekkili banka açısından süre yönünden reddine karar verilmesi gerektğini, müvekkili bankanın yapmış olduğu temlik işleminde usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığını belirterek, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle müvekkili banka yönünden husumetten reddine; mahkeme tarafından dosyanın esasına geçilmesine karar verilmesi durumunda müvekkili banka yönünden davanın tefrik edilerek husumet yönünden davanın reddine, aksi halde süre yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesi ile; öncelikle davanın görev açısından Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davacı tarafın eksik harcı tamamlamak zorunda olduğunu, …’na … tarafından ödenen 35.940.079,00-TL müteselsil kefillikten kaynaklanan sorumluluk gereği 4 eşit paya bölünerek paylaştırılacağını, bu durumda …’a 1/4’ü olan 8.985.019,00-TL+ilk temlik tarihi olan 05/05/2011 tarihinden itibaren ödeme gününe kadar işleyecek yasal ticari faizi ile hesaplanacak tutarın düştüğünü, kabul anlamına gelmemekle birlikte 25/07/2007 tarihli belgeyi … imzalamış olsa bile, … tarafından 10/11/2006 tarihli protokole göre …’ye yapıldığı iddia edilen ödemelerin … ödeme dekontlarında olmadığını, dolayısıyla yapıldığı iddia edilen ödemenin kesinlikle ispattan yoksun olduğunu, ayrıca metnin içinde çelişkiler bulunduğunu, ödemelerin metinde yazıldığı gibi peşin yapılmak bir yana dursun; hiç yapılmadığını gösterdiğini, belge üzerinde ATK incelemesi yapılması gerektiğini, müteselsil borçluluktan ve kefillikten kaynaklanan halefiyet hakkı ve rücu hakkının, kanundan kaynaklanan haklar olduğunu, dolayısıyla da temlik sözleşmelerinin kanuna aykırılığının iddia edilerek geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini, huzurdaki dava ile …’ın, …’a temlik edilen ipoteğin bedelinin tarafına ödenmemesi ve ipoteklerin iptalinin amaçlandığını, şayet … esas sayılı dosyadaki takibin iptali sebebiyle alacağına kavuşamayan …/… yasaya ve hakkaniyete aykırı şekilde sahip olduğu ipotek hakları ipral edilir ise ikinci sefer ciddi telafisi imkansız zararlara sebep olunacağını, çünkü …’ın üzerine kayıtlı tek taşınmaz olan Bahçelievler’deki taşınmaz üzerinde ciddi haciz yükü mevcut olduğunu, …’ın icra dosyasını iptal ettirerek diğer borçlarına avantaj sağlamaya çalıştığını, 2018 tarihli feragat yazısı ve mutabakat metniyle bu konu üzerindeki tüm tartışmaların sonlandırıldığını, davacının …’ye fazla ödeme yaptığı iddiasına ilişkino larak, ancak diğer iddiaları gibi bu iddialarının da ispattan yoksun olduğunu, mahkemenin adı geçen icra dosyalarından takip yapılamayacağı yönünde bir karar verdiğini, bu kararın icra takip hukuk ile ilgili bir karar olduğunu, alacak hakkını ve ipotek hakkını ortadan kaldıran bir karar olmadığını, ayrıca icra mahkemesinin de böyle bir yetkisi olmadığını, kendilerinin alacak haklarına ilişkin genel haciz yoluyla ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yeni bir takip hakları saklı olduğunu, huzurdaki davada ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yeni bir takip açmadıkları halde, ipotekli taşınmazın diğer borçlular tarafından icra yoluyla sattırılmasından sonra ipotek hakkına düşen payın, ipotek alacaklısı olarak tarafına gönderilmesi zorunluluğu doğduğunu, ayrıca icra mahkemesinin de genel mahkemelerin yetki alanlarına girerek alacağın varlığına ilişkin kararlar verme yetkisinin de mevcut olmadığını, davacı …’ın, …’na yaptığını iddia ettiği ödemelerin banka ödeme dekontlarına veya … kayıtlarına dayanmadığından ve ayrıca kendisinin de ödeme yaptığını ispatlayan belgenin, üzerindeki tarih ve tutarları kabul etmemekle birlikte, imza geçerli bile ols, atılmış imzanın altına ve yanlardaki boşluklara doldurulmuş olduğundan, imzanın kapsamına girmediğinin tartışmaya yer bırakmayacak şekilde hukuki ispat ve dayanaktan yoksun olduğunu, …’ın Birleşik … Bankasına yaptığı ödemelerin ise banka kayıtlarına, … ile akdedilmiş temlik sözleşmelerine ve 30.12.2011 tarihinde tarafına yapılmış temlik belgesine dayanmakta olduğunu, bu belgelerin HMK ve ilgili yasalar çerçevesinde kesin delil niteliğindeki belgeler olduklarını, …’IN 05.05.2011 yılından beri …’dan tahsilat yapılamadığı gerçeği karşısında ve dürüstlük kuralına aykırı şekilde tarafına ödemenin yapılmasını geciktirmek maksadıyla açıldığı kesin olan huzurdaki dava sebebiyle ulaşma hedefinden dolayı tedbir talebinin reddedilmesi gerektiğini, şayet tüm somut belgeler doğrultusunda mahkememiz tarafından tedbir verilecek ise yargılamanın uzun süreceği gerçeği karşısında meydana gelecek zararların telafisi maksadıyla, %20 teminat mektubu karşılığında verilmesi gerektiğini, dosyanın bilirkişiye gönderilmesi gerektiğini, ödenmiş anaparaya uygulanacak faizin, ticari yasal faiz oranının uygulanması gerektiğini, tüm bu nedenlerle görev yönünden yetkinin incelenerek görevin asliye hukuk mahkemesinde olması sebebiyle dosyanın ilgili görevli mahkemeye gönderilmesini, davaya esas harcın 2.000.000,00-TL üzerinden değil, 8.958.019,00-TL’nin fer’ileriyle beraber hesaplanarak eksik harcın tamamlattırılmasını, şayet dava harcı süresinde tamamılanmaz ise davanın açılmamış sayılmasını, …’na müzekkere yazılarak … ile 05.05.2011 ve 30.12.2011 tarihinde yapılan temlik sözleşmelerinin geçerli nüshasının ve ayrıca da davanın esas ödeme kanıtı olan … ve …’ın …’na yaptığı ödemelerin detaylı gösterildiği kayıtların ayrı ayrı istenmesini, yasal – iradi halefiyet ve rücu hükümleri gereği, merhum …’ın kefil sıfatıyla …’na 35.940.079,00-TL ödeme yapmasından dolayı kendi sorumluluğunu aşan miktara bağlı olarak, dört kefilden biri olan …’a eşit paylaşımla düşen 35.940.079,00- TL nin 1/4’ü olan 8.985.019,00-TL+ilk temlik tarihi olan 05.05.2011 tarihinden itibaren ödeme gününe kadar işleyecek yasal/ticari faiz ile yaklaşık olarak 17.850.000,00-TL toplam tutara ulaşan borcunu, ödeme iddialarına dayanak belgenin çelişkili ve geçersiz ve ayrıca da ödeme yaptığını resmi banka kayıt ve ödeme dekontlarıyla ispatlayamadığı için alacağın teminatlarından birini oluşturan tüm taleplerinin, 2.000.000,00-TL’lik ipoteğin iptali ve icra dosyasına yatan paranın tarafına ödenmemesi talebinin reddini, şayet mahkememizin, davacının sunduğu ödeme belgesini geçerli kabul edilecek belgelerden olduğunu takdir edecek ise, ilgili kurumlardan …’ın ıslak imzalı örneklerinin alnarak, belgenin Adli Tıp Kurumuna, imza incelenmesine gönderilmesine, imza …’ın çıkmaz ise, başka bir incelemeye gerek kalmaksızın davanın reddedilmesini, şayet belge altındaki imzanın …’a ait olduğu tespit edilir ise, belge metninde yazan kabuller ile üzerindeki ödeme notlarının çelişkili ve geçersiz olması sebebiyle, belgenin hukuki kanıt niteliği taşımayan belgelerden olduğu kabul edilerek huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; dava konusunun yasal/iradi halefiyetten kaynaklanan hakların kullanılmasına dayalı ve 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gereken bir ihtilaf olduğunu, taraflar arası rücu hakları ve rücu miktarlarıyia ilgili olduğunu, bu sebeple huzurdaki davanın asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte olduğunu, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, ayrıca …’ın veraset ilamı ve reddi miras kararından da anlaşılacağı üzere yasal tek mirasçısının müvekkili … olduğunu, diğer davalı gösterilen …’ın yasal mirasçı dahi olmadığını, ipoteğin geçersiz olduğu iddiasının hukuki temelden yoksun olduğunu, davacının … Bankası … ödemeleri başlıklı 25.07.2007 tarihli dosvaya sunduğu belge suretinin, mahiyet ve içerik itibariyle taraflarınca kabul edilmediği gibi sunulan belge sureti altında yer alan müvekkili murisi …’a atfedilen imzanın da taraflarınca kabul edilmemekte olduğunu, davacının deli olarak dayandığı belge sureti taraflarınca incelendiğinde, kendi içerisinde çelişkilerle dolu olduğu gibi, belge imzasının altında belge metni ile tutarsız kara kalem ödeme iddiasına ilişkin tarih ve miktarların olduğunun görüldüğünü, bu hali ile dahi sunulan belge suretinin, suret olması bir vana delil başlangıcı niteliği dahi olmadığını, şayet davacının bahsi geçen borca ilişkin olarak, alacaklı … A.Ş.’ye kefil sıfatı ile bir ödeme yapımış ise bu ödemelerini, banka dekontu ve … kayıtları ile ispat etmesi gerektiğini, yine davacının bahsi geçen belge suretiyie de %20 hissesi kadar borcun fazlasını ödediğini iddia etmekte ise de, iddiasının hukuki temelden yoksun olduğunu, bahsi geçen kredinin asıl borçlusu … adlı firma olduğunu, bu kredinin dört müşterek ve müteselsil kefilinden birisinin …; bir diğerinin … olduğunu, …’nun bir tüzel kişilik olması ve asıl borçlu olmaması gerçeği karşısında, davacının hisse nispetinde sorumlu olduğu iddiasının hukuki temelden yoksun olduğunu, … firmasının tasfiye dahi edilmediğini, %20 sorumluluk iddiasının da hukuken geçersiz olduğu gibi bu iddialarına ilişkin alacak hakkının 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra iddia edildiğini, yine davacı …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı icra takiplerinin …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E.ve … K. sayılı dosyalarınca takibin iptaline karar verildiğini ve bu nedenle ipoteğin kaldırılmasını talep etmişse de, bu iddialarının da hukuki temelden yoksun ve mesnetsiz olduğunu, bahsi geçen icra hukuk mahkemesi kararının takip hukukuna ilişkin olduğunu, alacak hakkını ve ipotek hakkını ortadan kaldıran bir karar olmadığını, icra hukuk mahkemesinin, iptali istenen icra dosyalarından takip yapılamayacağı yönünde bir karar verdiğini, bu nedernle davacı tarafın bu yöndeki beyanlarının da hukuken geçerli olmadığını, tüm bu nedenlerle dava konusu iddia yasal/iradi halefiyetten kaynaklanan hakların kullanılmasına dayalı ve 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerektiren mahiyet arz ettiğinden asliye hukuk mainikemesinin görevli olduğu nedenle ve öncelikle davanın görev yönünden reddini, davanın yine öncelikle husumetten reddini, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddini, davaya dayanak delil olarak İddia edilen ödeme belgesi suretinin altındaki imzanın müvekkili murisine ait olmaması nedeniyle öncelikle imzaya itirazları ile davanın reddini, imzanın müvekkili murisi …’a ait olduğu tespit edilir ise, yine bu belge hukuki kanıt niteliği taşımayan belgelerden olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ipoteğin fekki talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası, … 11. İcra Müdülüğü’nün … esas sayılı dosyası, … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 18/01/2018 tarihli, … esas ve 2018/95 karar sayılı ilamı, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, … Anonim Şirketi ile … arasında akdedilen temlik sözleşmesi, … ile … arasında akdedilen temlik sözleşmesi, … ile … arasındaki 24/10/2021 tarihli mutabakat belgesi, … A.Ş. ile müteselsil kefiller ile yapılan borç ödeme protokolü, davacı …’ın ve …’ın … A.Ş.’ye yapmış oldukları ödemelere ilişkin dekont ve kayıtlar, … … ait veraset ilamı, … ve … taşınmazların tapu kayıtları, resmi senetler, 10/11/2006 tarihli protokol ve ek sözleşme, … devir ve birleştirme kararları, dava konusu taşınmazın tapu kayıtları ve ipotek kayıt belgeleri, … taksit erteleme talebi ve gemi satışından elde edilen gelir dağıtım dökümü dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya kapsamına alınan dava konusu İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii’nde kain 433 Ada, 60 Parsel, B-1 Blok, 1 No’lu bağımsız bölümün tapu kaydı ile eki belgelerin incelenmesinden, taşınmazın …. İcra Müdürlüğü’nün 01/10/2021 tarihinde kesinleşen 13/10/2021 tarih ve … Talimat Sayılı satış yazısı gereği … isimli şahsa satıldığı ve 01/11/2021 tarihi itibariyle taşınmazın … adına tapuya kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı … tarafından, dava dışı … A.Ş.’nin … A.Ş.’den kullanılan kredi nedeniyle davacı … adına tapuya kayıtlı İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii’nde kain 433 Ada, 60 Parsel, B-1 Blok, 1 No’lu bağımsız bölüm üzerine konulan ipoteğin, borcun ödenmesi nedeniyle fekki talebiyle dava açılmışsa da, dosya kapsamına celbedilen tapu kayıtlarından, dava konusu İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii’nde kain 433 Ada, 60 Parsel, B-1 Blok, 1 No’lu bağımsız bölümün, eldeki davanın açıldığı 01/09/2021 tarihinden sonra, …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat Sayılı dosyası kapsamında … isimli şahsa satıldığı ve 01/11/2021 tarihi itibariyle taşınmazın … adına tapuya kayıt edildiği, bu anlamda davacının, dava konusu taşınmazdaki maliklik sıfatının sona erdiği, taşınmazla bir bağının kalmadığı, dava açıldıktan sonra aktif husumet ehliyetinin sona erdiği anlaşılmakla, açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 34.155,00-TL’den mahsubu ile fazladan yatırılan 34.074,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar …, … ve … A. Ş. kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve … A. Ş.’ye verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı …, davalı … vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır