Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/553 E. 2022/844 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/553 Esas
KARAR NO :2022/844 Karar

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/08/2021
KARAR TARİHİ:12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31.05.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasında sigortalı …’a ait olan sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin hakimiyetini kaybederek orta refüje çarpması sonucu müvekkillerinin desteği müteveffa …’nin karşı şeride savrulduğunu ve yere düşmesi ile birlikte karşı şeritten gelen …’ın sevk ve idaresindeki …plakalı aracın çarpması ve yine arkasında seyreden sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması netiesinde … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkillerinin desteği müteveffa …’nin yaşamını yitirdiğini, müteveffanın kaza esnasında taşıtta yolcu olarak bulunması sebebi ile herhangi bir müterafik kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketine …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sigorta poliçesi olan … acente ve … poliçe numaralı KTTZMS bakımından teminat limiti dahilinde müteveffanın geride kalan babası ve annesinin kazadan zarar gören 3. Şahıs olmaları nedeni ile ödeme yapması hususunun 01.07.2021 tarihli dilekçe ve ekleri ile birlikte 05.07.2021 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ edildiğini ancak ne 8 günlük yasal sürede ne de daha sonrasında taraflarına ödeme yapılmadığını, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, davalıların şimdilik toplam 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı olarak, davalı yana gönderilen ihtarnamenin tebliği tarihinin 8 iş günü sonrası olan 26.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı sigorta şirketi üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği maddi zararın miktarının belirli olduğunu ve dava dilekçesinde şartları bulunmadığı halde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı durumlarda ve davaya konu kaza ile ilgili olarak poliçe limitlerinin kapsamının belli olması sebebiyle davacının belirsiz alacak olarak bu davayı açmasında hukuki bir yararının bulunmadığını, davacı vekili ile gerek zorunlu arabuluculuk sürecinde gerekse de devamında defalarca görüşme sağlandığını, ödeme yapılmak istendiğine dair bilgi verildiğini ancak ödeme yapılmasına onay vermeyerek hesap bilgilerini kendileriyle paylaşmadıklarını, müvekkillerinin temerrüde düşmediğini ve tevdi mahalli taleplerinin olduğunu, işbu dava açılmadan önce davacılar tarafından müvekkil şirkete usulüne uygun yapılan bir başvurunun bulunmaması sebebi ile davanın usulden reddinin gerektiğini, davaya konu trafik kazasında birden fazla aracın var olması sebebi ile kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın anne babasına destek olduğunun ispatlanması gerektiğini, davanın hukuki yarar yokluğundan, aksi takdirde esastan reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan ve talep dilekçeleri, bilirkişi kök raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK md. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacıların kaza nedeni ile davalı yandan maddi (destekten yoksun kalma) tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecekler ise miktarlarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nın “1-ölüm ve bedensel zararlar” “a-ölüm” madde başlıklı 53/3. maddesinde; “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmış olup, destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu (ya da ileride sağlaması muhtemel olan) yardımın miktarı; destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurularak doğru biçimde belirlenmelidir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 11/02/2022 tarihli ara kararının 1 nolu bendi ile; “Dosyanın resen seçilen Aktüer Bilirkişi … ile kusur bilirkişisi …’e tevdii ile davaya konu somut olayda 31/05/2021 tarihinde meydana gelen kazada tarafların kusur oranlarının oranlı olarak belirlenerek; davacıların davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği, edebilecek ise miktarının ne olduğunun tespiti ile rapor düzenlenmesinin istenmesine” karar verildiği, dosyanın heyete tevdi edildiği ve bilirkişi heyeti tarafından da, 28/02/2022 tarihli raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, raporun incelenmesinde özetle; “… plakalı mütüsiklet sürücüsü müteveffa …’ın kazanın oluşumunda %100 oranında tam kusurlu olduğunu, …plakalı otomobil sürücüsü …’ın ve … plakalı otomobil sürücüsü …’in trafik kazasının oluşumunda kusurlarının olmadığını, … plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan …’nin trafik kazasının oluşumunda kusurunun olmadığını, dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda SGK tarafından davacılara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmediğini, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılmadığı ve davacıların zararının karşılanmadığını, müteveffanın muhtemel eş ve çocuklarının paylarının hesaplanarak ayrıldığını, davacı paydaş anne D…’nin hesaplanan zararının 304.133,29-TL olduğu, paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu davacı paydaş anne …’nin teminat limiti kapsamında kalan zararının 239.063,38-TL olduğu, davacı paydaş baba …’nin hesaplanan zararının 242,907,06-TL olduğu, paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu davacı paydaş baba …’nin teminat limiti kapsamında kalan zararının 190.936,62-TL olduğu” şeklinde tespitler yapmıştır.
Kök rapora yönelik davalı yan itirazları sonucu dosya, ek rapor alınmak üzere heyete tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından da iş bu kerre 07/06/2022 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “İddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğumuz inceleme sonucunda, yukarıda arz ve izah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda tarafımızca; Davalı vekilinin kök rapora itirazlarının incelenip değerlendirildiği, kök raporda herhangi bir hata bulunmadığı, kök raporun geçerliliğini koruduğu mütalaa olunmuştur” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde de, rapordaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, kusur oranına ve zarar miktarına ilişkin tespitler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından, 14/03/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile28/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit olunun miktarlar üzerinden dava değeri 430.000,00-TL’ye çıkartılmış ve harcı da yatırılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK md. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, Türk Borçlar Kanununun 53/1-3 Maddesinde destekten yoksun kalma tazminatının; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde düzenlendiği, destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacının, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğu, diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de; destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu hususunun vurgulandığı ve aynı esasların Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 tarih ve 2005/4-648 Esas-2005/691 Karar sayılı ilamında da benimsendiği, bu kapsamda tüm delillerin toplandığı, bilirkişi heyetinden rapor alındığı, kusur oranına ve zarar miktarına ilişkin tespitler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılan bilirkişi heyeti raporu ile davacıların zarar miktarlarının tespit edildiği, bilirkişi heyeti raporunun yapılan tespitler bakımından hükme esas alınmasına karar verildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davacıların dava dışı desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri, iş bu davayı açmakta da haklı ve hukuki yararlarının bulunduğu anlaşıldığından, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen ve talep arttırım dilekçesi ile de harcı yatırılan miktarlar üzerinden davanın her iki davacı yönünden ayrı ayrı kabulüne, ayrıca davalı yanca her ne kadar kök bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itiraz dilekçesinde hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmiş ise de, hatır taşımasına ilişkin olarak, somut olayda, gerek davacıların desteğinin ve gerek se desteğin bulunduğu aracın sürücüsünün kaza sırasında ölmüş ve beyanlarının alınamamış olması nedeniyle, taşımanın bir bedel karşılığında olup olmadığı ve taşımanın davacı yararına yapılıp yapılmadığı hususunun anlaşılamadığı, bu hususta ispat yükü kendisinde olan davalı tarafça da hatır taşımasının usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığı ve davalı iddiasının soyut nitelikte kaldığı (Bknz. İstanbul BAM 8. H.D.17/11/2022 Tarih ve 2022/1674 Esas-2022/1607 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, davalı yanın hatır taşımasına ilişkin savunmasına iş bu nedenle; müterafik kusura ilişkin olarak ise; her ne kadar dosyamız mündericatında UYAP sureti yer alan … CBS’nin 2021/… Soruşturma-2021/… Karar sayılı dosyasında yer alan ve dava dışı 3. Kişi olan …’ın, … Polis Merkez amirliğinde vermiş olduğu, 31/05/2021 tarihli “Bilgi Alma Tutanağı”ndaki; “… Motosiklette iki şahis vardı. Ön tarafta erkek arka tarafta bayan şahıs vardı. Motosiklet sürücüsünün kafasında kask vardı. Arkasında bulunan bayanda kask yoktu…” şeklindeki ifadesi kapsamında davacıların desteği müteveffa …’nin kaza anında kask takmadığı anlaşılıyor ve bu haliyle de müterafik kusur indirimi yapılması gerekiyor ise de; bilirkişi raporunda hesaplanan ve tüm indirimler yapıldıktan sonra kalan bakiye tazminat miktarının(304.133,29-TL anne yönünden-242.907,06 -TL baba yönünden), garameten yapılan paylaştırma sonucu tespit edilen miktarların (239.063,38-TL anne yönünden, 190.936,62-TL baba yönünden) üzerinde olduğu gözetildiğinde müterafik kusur indirimi yapılmasının sonuca etkili olmayacağı açıkça anlaşıldığından müterafik kusur nedeniyle indirime gidilmemiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacı Döne Tanrıverdi yönünden, 239.063,38 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı … yönünden, 190.936,62 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 29.373,30-TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 1.525,30-TL harcın mahsubu ile kalan 27.848,00-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacıların peşin ve ıslah harcı olarak yatırdığı 1.525,30-TL harç parasının davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacılar tarafından yapılan 59,30-TL başvuru harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 94,00-TL posta gideri ve 2.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.361,8 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacı Döne Tanrıverdi davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 36.468,80-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacılara VERİLMESİNE,
6-Davacı … davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 29.640,40-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacılara VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/12/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .