Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/549 E. 2022/218 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/216 Esas
KARAR NO:2022/147

DAVA:Menfi Tespit, İstirdat
DAVA TARİHİ:27/03/2020
KARAR TARİHİ:16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit, İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı … Sigorta A.Ş tarafından davacı … aleyhine, 17.01.2019 tarihinde, ….İcra Müdürlüğü’nün … Es. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borcun sebebi olarak 22/06/2018 tarihinde … plakalı araç ile 16.05.2018 tarihinde yapılan trafik kazasının gösterildiğini, takip dosyasına davalı tarafından kazaya ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, bu durumun davacı nezdinde kaza olayına ilişkin belirsizliğe yol açtığını, davacının savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verdiğini, mezkur takip dosyasından davacıya gönderilen ödeme emri, eşi …’ye 25.01.2019 tarihinde tebliğ edilmişse de, davacının o dönem ki yoğun çalışması nedeniyle ödeme emrinden haberdar olamadığını, aleyhine takip başlatıldığını e-devlet üzerinden öğrendiğini, bu dosyadan kendisine ait araçlar üzerine haciz konulduğunu fark ettiğini, icra müdürlüğüne giderek takip dosyasını incelediğini, borcun sebebi bölümünde bulunan … plakalı aracın kendisine ait olması ve evine, banka hesaplarına haciz uygulanabileceği endişesi ile gerçekte herhangi bir borcu veya kusuru olmamasına rağmen, dosya kapak hesabını yaptırdığını ve yapılan hesaba istinaden toplam 8.117,55-TL tutarındaki parayı icra dosyasına ”Haciz Baskısı” altında ödeme yaptığını ve mal varlığı üzerine konulan hacizleri kaldırttığını, böylece olası bir fiili haciz ve muhafaza riskini de bertaraf ettiğini, yapılan ödemeye ilişkin açıklama bölümüne de … dosya no. borçlu : … başta menfi tespit ve istirdat hakları ile fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydı ile ….İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosya borcunun ödemesi olduğunu belirttiğini, kabul manasına gelmemekle birlikte bir an için yapılacak yargılamada, haksız bulunulması durumunda dahi, sırf, davalı şirket tarafından, kazaya ilişkin tüm belgelerin icra dosyasına sunulmaması ve kendisinin savunma ve bilgi edinme hakkının kısıtlandığının, davacının, maddi gerçeği öğrenmek için eldeki davayı açmak zorunda kaldığının gözetilmesini beyanla, icra takibi ve bildirilen sebep yönüyle davacının borçlu olmadığının tespitini, icra baskısı altında ödenen 8.117,55 TL’nın ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı sigorta şirketine tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu olayın ticari ilişkiden kaynaklanmadığını, dava haksız fiile dayalı istirdat davası olduğundan, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, … plakalı sigortalı aracın, 15.05.2018 tarihinde olay yerini terk eden davacının maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı aracın asli ve tam kusuruyla sebebiyet verdiği maddi hasarlı trafik kazası sonucu hasarlandığını, hasar neticesinde davalı şirkete sigortalı tarafından yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığını, hasarın niteliği ve miktarının tespiti için 5684 sy. Sigortacılık Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca bağımsız ve uzman eksper tarafından inceleme yapıldığını, sigortalı araçtaki hasarın toplam 6.238,02-TL olduğunun tespit edildiğini, hasar tazminatının 22.06.2018 tarihinde davalı şirket tarafından yukarıda belirtilen poliçeye istinaden poliçe limitleri dahilinde sigortalıya ödendiğini, sigortalının tüm dava ve talep haklarını davalı şirkete devir ve temlik ettiğini, böylece, davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, söz konusu hasarın meydana gelmesinde davacının TBK md.49 haksız fiil hükümlerine göre kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu durumun, müşteki ifade tutanakları, ekspertiz raporu ve trafik kazası tespit tutanağı ile sabit olduğunu, davacının hasarın tamamından sorumlu olduğunu, beyan ederek, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtları, trafik kayıtları, poliçe, hasar dosyası, soruşturma dosyası kapsamı, tanık beyanları, bilirkişi raporu.
GEREKÇE :
Dava, haciz baskısı altında icra dosyasına yatırıldığı bildirilen bir miktar para yönünden borçlu olunmadığının tespiti ve yatırılan paranın iadesi istemine ilişkindir.
Davalı yanca görev itirazında bulunulmuşsa da, kazaya karışan araçlardan davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın sigortalısının sermaye şirketi olması, … plakalı araç ise kamyonet olup ticari kullanıma özgü olması, bu minvalde, uyuşmazlığın nispi ticari dava mahiyetinde olması karşısında davalının görev itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı şirketten celbedilen poliçe ve hasar dosyasının incelenmesinden, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 31/12/2017- 31/12/2018 vadeli 55864136/1 numaralı Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile LC Waikiki Mağazacılık Hiz. Tic. A.Ş adına sigortalı olduğu, sigortalının yaptığı başvuruya istinaden davalı şirket tarafından 22/06/2018 tarihinde toplam 6.238,02 TL hasar tazminatı ödendiği ve ödenen bedelin rücuen tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Getirtilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, davalı tarafından davacı aleyhine 16/05/2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle ödenen tazminatın rücuen tahsili sebebine dayanıldığı, 6.238,02 TL asıl alacak ve 321,47 TL işlemiş faiz talep edildiği, takibin kesinleştiği, 29/03/2019 tarihli kapak hesabına istinaden yine aynı tarihte davacı tarafından menfi tespit ve istirdat hakları saklı tutularak 8.117,55 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde, … plakalı aracın maliki ve sürücüsü …’nın 16/05/2018 tarihli trafik kazasına ilişkin olarak mala zarar verme suçundan şikayetçi olduğu, … ve …’ın şüpheli olarak beyanlarının alındığı, suçun unsurları oluşmadığından 15/10/2020 tarihli … Karar numarasıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
…, soruşturma dosyasında özetle, olay günü … plakalı aracın sürücüsü ile trafik akışından dolayı tartışma yaşandığını, araç sürücüsünün makaslama hareketleri yaptığını, aracının önüne kırdığını ve neticede kendi idaresindeki … plakalı araca çarptığını, aracı kullanan şahsın trafiğin sıkışmaması için aracını kenara çekeceğini söylediğini, aracına bindiğini, ancak olay yerinden hızla uzaklaşarak olay yerini terk ettiğini beyan etmiştir.
…, soruşturma dosyasında özetle, … plakalı aracın şirketine ait olduğunu, bahsedilen olaya ilişkin işyerinden yaptığı araştırmadan olay tarihinde aracı kullananın sigortalı çalışanı … olduğunu beyan etmiştir.
… soruşturma dosyasında özetle, olay günü … plakalı aracın duramayarak kullanımındaki … plakalı araca çarptığını, tutanak tutmak için indiklerinde karşı araç sürücüsünün sinkaflı küfürler ettiğini, yaşça büyük olması nedeniyle ses çıkarmadıklarını, ancak tartışmanın devam ettiğini, karşı araç sürücüsünün telefonla birilerini arayarak olay yerine 5- 10 tane güvenlik çağırın dediğini, orada bulunanların olayın daha fazla uzamaması için kendilerini araca bindirerek uzaklaşmasını istediklerini, plakasının belli olması sebebiyle olay yerinden uzaklaştığını, diğer aracı sıkıştırmadıklarını, çarpmadıklarını ve olay yerini terk etmediklerini beyan etmiştir.
17/03/2021 tarihli celsede beyanları alınan davacı tanığı …; “Olay günü … ile aynı araçta bulunuyordum, … tarafından … doğru gidiyorduk, biz en sağ şeritte idik, diğer araç arkamızda idi sürekli olarak yol istiyordu, akıca bir trafik olmadığı için sola yanaşma imkanımız olmadı, arkadaki aracın acelesi olduğunu düşünerek sola yanaşmaya çalıştık ancak soldaki araçlar yol vermedi, trafik durdu, arkamızdaki araç içinde bulunduğum aracın sağından geçmeye çalıştı ancak arada yeterli mesafe olmadığı için kendi aracının sol kısmıyla içinde bulunduğum aracın sağ arka kısmına çarptı, …’nin kullanığı araç kamyonetti, araç içerisinde 3 kişi bulunuyordu, … ile ben araçta yolcu olarak bulunuyordum, kazanın gerçekleştiği yer kavşak bölgesiydi, biz kavşağın sağ çıkışından yolumuza devam edecektik, kaza tam da o esnada kavşak çıkışında gerçekleşti, kaza gerçekleştikten sonra hep beraber araçtan indik, diğer aracın şoförüne tutanak tutalım dedik, ancak diğer araç sürücüsü çok sinirliydi, aracın içerisindeyken duyduğum kadarıyla bir kısım küfürler ediyordu, biz araca yaklaştığımızda eline telefon aldı, birileriyle görüşüyordu, buraya 15-20 tane güvenlik görevlisi gönderin diyordu, bu sebeple karşı tarafla görüşme ve tutanak tutma imkanı bulamadık, biz de kendi aracımıza bindik yollarımıza devam ettik, Kazanın gerçekleştiği bölgede diğer aracın sağdan geçmesine olanak verecek bir boşluk yoktu, içinde bulunduğum aracın kasalı kamyonet olması sebebiyle yol kapanmış vaziyette idi trafik durunca … fren yaptı ancak arkadaki araç fren yapmayıp gaza basınca aracın arka kısmına çarptı, arkadaki aracın çamurluğunda eziklik vardı, farı kırılmıştı, çamurlukta da bir kısım hasar vardı diye hatırlıyorum, ancak kaputunda herhangi bir hasar oluşmamıştı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Kusur ve tazminat hesap bilirkişisi 27/04/2021 havale tarihli raporunda özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 46/a “Karayollarında Trafiğin Akışı”, Madde 47 /d “Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluğu”, Madde 56/1 “Şerit İzleme”, Madde 67/c “Araç manevralarını düzenleyen kurallar”, Madde 81 “Kaza yerini terk etmeme”, Madde 84/ g ve j “Asli kusurlar” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle … plakalı araç sürücüsü …’nin kazanın oluşumunda %100 oranında asli kusurlu olduğunu, dava konusu … plaka sayılı araçta oluşan zararın 6.461,22-TL olduğunu ve bu zarardan … plakalı araç sürücüsü ve maliki …’nin sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Dava dosyamızdaki ve soruşturma dosyasındaki beyanları arasında çelişkiye istinaden yeniden beyanlarının alınmasına karar verilen davacı Tanığı … 09/02/2022 tarihli celsede; “Kazanın olduğu günde aracı … kullanıyordu, soruşturma dosyasında ifadem kaza tarihinden sonraki bir dönemde alındığı için olayı tam olarak hatırlayamadan aracı ben kullanıyordum şeklinde beyanda bulundum, ancak mahkemece tekrardan tarafıma davetiye gelince araç içerisinde yolcu olarak bulunan … ile tekrardan görüşüp kazanın ne şekilde olduğunu hatırlamaya çalıştım, kaza anında araçta yolcu olarak bulunduğumu hatırladım, beyanlarım kimseyi kandırma amacı taşımamaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı yanca, halefiyeti düzenleyen TTK’nun 1472. maddesine dayanarak davacı aleyhine icra takibine girişilmiş; davacı tarafça ise, TBK’nun 49. maddesi kapsamında zararı giderme yükümlülüğünün bulunmadığı bildirilerek eldeki dava açılmıştır.
Davacı tanığı …’ın davaya konu kazaya ilişkin soruşturma aşamasındaki beyanları ile dava dosyasındaki beyanları arasında dosya kapsamı itibariyle giderilemeyecek şekilde çelişkiler mevcut olması, tanığın davacının sigortalı çalışanı olması ve soruşturma aşamasında kazaya karışan araçlardan … plakalı aracı bizzat kullandığını beyan etmesi karşısında tanığın beyanlarına itibar edilmemiş; dosyamızdan görevlendirilen kusur ve tazminat hesap bilirkişisi tarafından tanık beyanı dikkate alınmaksızın düzenlenen 27/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, teknik ve ayrıntılı olduğu anlaşılmakla Mahkememizce de benimsenmiş ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir. Bu bağlamda, davaya konu 16/05/2018 tarihli trafik kazasının oluşumunda davacıya ait … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, … plakalı araçta davaya konu kaza nedeniyle 6.461,22 TL hasar oluştuğu, oluşan hasardan davacının sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacıdan talep edilip tahsil edilen bedelin 6.238,02 TL hasar miktarı üzerinden hesaplanması karşısında davacının eldeki menfi tespit ve istirdat davasının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu red harcının davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 138,63 TL’ndan mahsubu ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, fazladan yatırılan 57,93‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.