Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/531 E. 2022/57 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/531 Esas
KARAR NO :2022/57

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:12/08/2021
KARAR TARİHİ:02/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı … dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, takip alacaklısı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını, zira icra takibi ödeme emrinde borcun sebebi olarak 23/08/2011 tarihinde maliki/ sürücüsü olduğunuz … plakalı araç ile karıştığınız trafik kazası neticesinde şirket tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının rücuen tahsili talebi olduğunun yazıldığını, bahsi geçen aracı kaza tarihinden yaklaşık 1 yıl sonra … isimli şahıstan satın aldığını, buna ilişkin satış sözleşmesini dava dilekçesi ekinde sunduğunu, kazaya karışan aracın maliki veyahutta sürücüsü olmadığını, beyanla, davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava istemiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı borçlunun mesnetsiz ve gerçeği aykırı beyanlarda bulunduğunu, 05/08/2011 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın …’nın maliki olduğu ve müvekkili şirket nezdinde … poliçe numarası ile sigortalı …plakalı araca çarpması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen hasara istinaden 4.381,00-TL hasar oluştuğunu, akabinde yapılan tespitler sonucunda hasara neden olan aracın ruhsatının … adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, sigortalıya ödenen bedelin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını davacının gerçek dışı iddialarıyla bu davayı ikame ettiğini, huzurdaki davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, usul hükümlerine aykırı olan davanın reddinin gerektiğini, görevli ve yetkili mahkemelerin… Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, sigortalısına ödediği hasar tazminatından dolayı müvekkili şirketin kazaya kusuruyla sebep ola sürücünün idaresindeki araç malikinden rücu alacağının bulunduğunun açıkça ortada olduğunu, hasar tarihinde aracın maliki olmadığını ileri süren davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, rücu alacağının tahsili amacıyla davaya konu takibi başlatan alacaklı müvekkilin takip başlatmakta herhangi bir kusuru olduğundan söz edilemeyeceğini, kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığını beyan ederek davanın reddini, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı tarafından araç satışına ilişkin devir sözleşmeleri sunulmuş; Mahkememizce takip dosyası, kazaya karışan araçların trafik kayıtları, poliçe ve hasar dosyası celbedilmiştir.
Hasar dosyasının incelenmesinden, …plakalı aracın davalı sigorta şirketine 05/08/2011 kaza tarihini kapsayan 20/01/2011- 2012 vadeli, … numaralı Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğu, sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsili noktasında davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” denilmekle, aynı yasanın 114/1-c maddesinde “Mahkemenin görevli olması” dava şartları arasında sayılmıştır. Yasal düzenlemeler kapsamında öncelikle görev yönüyle inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmiş, davalı yanca yetki itirazında bulunulmuşsa da yetki ilk itirazının ancak görevli mahkeme tarafından değerlendirilebilecek olması nedeniyle bu aşamada herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK ‘nun 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davacı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Somut olayda; davacıya ait olan … plakalı araç ve davalının sigortalısına ait …plakalı araç hususi kullanıma mahsustur. Davalının dava dışı sigortalısı … gerçek kişidir, sigortalının gerçek kişi tacir olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığı gibi, tacir olduğu yönünde bir iddia da bulunmamaktadır. Dava, sigorta sözleşmesinden de kaynaklanmayıp, davacının maliki olduğu araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği iddia olunan haksız fiilden kaynaklandığından HMK’nun 114/1-c maddesine göre davaya bakma görevi genel görevli olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olup, Mahkememizin görevsizliği nedeniyle ve HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; davacı asil ve davalı vekili yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .