Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/516 E. 2022/138 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/516 Esas
KARAR NO :2022/138 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/05/2019
KARAR TARİHİ:14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Takibe konu faturaların davacının davalıya vermiş olduğu hizmet karşılığında 18.02.2019 tarih, 43.022,80 TL bedelli ve 06.03.2019 tarih ve 1.357,00 TL bedelli faturalar olduğunu, davalının ise kendisine tebliğ edilen faturalara itiraz etmediğini, borçlunun itiraz dilekçesinde borcun tamamına faize ve ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının 08.01.2019 tarihinde davacıya 20.000,00-TL borcuna istinaden ödeme yaptığını, yapılan ödemenin fatura bedelinden düşülerek icra takibi başlatıldığını, işbu faturanın müvekkilinin ticari defterlerine işlendiğini ve davalının da ticari defterlerine işlendiğini, ticari defterler incelendiğinde borcun varlığının görüleceğini, davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yan tarafından açılan davaya karşılık herhangi bir cevap dilekçesi verilmemiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu;”…Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, faturaya dayalı cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı/borçlu tarafından yasal süresi içerisinde, yapılan ilamsız icra takibindeki asıl alacağa, fer’ilere ve icra müdürlüğü’nün yetkisine itiraz edildiği, yetkili İcra müdürlüğü’nün müvekkilinin adresinin bulunduğu Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğunun bildirildiği, davacı/alacaklı tarafça da, davalı-borçlunun asıl alacağa, fer’ilere ve yetki itirazına ilişkin istemlerinin reddine karar verilmesinin talep edildiği, dosyamız mündericatında bir sureti yer alan ve davacı şirkete ait olan İstanbul Ticaret Odası ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları incelendiğinde de, davacı şirketin faaliyet merkezinin, takip yapılan icra müdürlüğü ve mahkememiz yargı sınırları dışındaki İstanbul/… adresi olduğu, davaya konu somut olayda, mahkememizce alınan bilirkişi raporu sonucu, taraflar arasında mal alış satışına ilişkin bir ticari ilişkinin, dolayısıyla da şifahi olarak kurulmuş bir satış sözleşmesinin bulunduğu, ancak taraflar arasında, takip yapılan icra müdürlüğünü yetkili kılan yazılı yetki sözleşmesi bulunmadığı, davacı/alacaklının ödenmeyen fatura bedelinin davalıdan tahsilini talep ettiği, bu haliyle de, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta, HMK’nın 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralı ile aynı yasanın “Sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. Maddesi ve bu maddenin atfıyla 6098 sayılı TBK’nın 89. Maddesi hükümleri uygulanabileceği, ancak somut olayda icra takibi başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün yetki çevresi değerlendirildiğinde, HMK 10 atfıyla, TBK 89. madde hükmünün somut olayda uygulanma imkanının bulunmadığı, davacının icra takibini yetkili İstanbul Anadolu veya Küçükçekmece İcra Müdürlüklerinde başlatması gerekirken, yetkisiz İstanbul İcra Müdürlüğünde yaptığı, İtirazın iptali davasının görülebilmesi için icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun olarak başlatılmasının, itirazın iptali davasının zorunlu dava şartlarından olduğu anlaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İLAMI:
Mahkememizce verilen … Esas-2020/378 Karar sayılı kararın davacı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen BAM 14.H.D. 2021/205 Esas-2021/867 Karar ve 25/06/2021 tarihli ilamı ile;
“… Dosyanın incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine 17.04.2019 tarihinde …. İcra Müdürlüğünde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin icra takip talebinde davalı adresi olarak gösterilen Maslak Mah. … Cd. … Apt. No 243/11 …/… adresine tebliğe çıkarıldığı ve 19.04.2019 tarihinde bu adreste muhatabın daimi çalışanına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Davalının dosyadaki İTO kayıtlarında da son olarak işyeri naklini 13.03.2019 tarihinde Maslak Mah. … Cd. … Apt. No 243/11 …/… adresine naklederek ticaret sicilde tescil ettirdiği anlaşılmaktadır. Yine davacı tarafından davalı aleyhine açılan eldeki itirazın iptali davasında da davalı adresi olarak Maslak Mah. … Cd. … Apt. No 243/11 …/… adresinin gösterildiği, davalıya mahkemece bu adrese çıkarılan tebligatın 03.06.2019 tarihinde aynı adreste muhatabın daimi çalışanına tebliğ edildiği şerhi ile mahkemeye gönderildiği anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında İİK 50 HMK 6 maddesi uyarınca icra takip tarihinde davalının Maslak Mah. … Cd. … Apt. No 243/11 …/… adresi itibariyle …. İcra Müdürlüğü yetkili olmakla, ilk derece mahkemesince yanılgılı gerekçe ile icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuyla verilen karar isabetsiz olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine …” şeklindeki gerekçeyle kesin olarak kaldırılmış ve mahkememizce, kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlemek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
BAM KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce BAM kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlenerek yeni duruşma gün ve saati ile birlikte taraflara tebliğ edilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ile ekleri,…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi raporu, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı yanca, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz edildiği, takip dayanağının ise fatura dayalı cari hesap alacağına dayandırıldığı, bu haliyle de davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesinin davacının davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyeceği (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı), diğer yandan, faturanın tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacağı (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı) ve yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olmasının da, malın davalıya teslim edildiğinin veya hizmetin verildiğinin belgesi olmadığı, bu durumda mal ve/veya hizmetin teslimi/verildiği konusunda ispat külfetinin davacı yanda olduğu ve mal teslimini veya hizmetin verildiğini usulüne uygun teslim belgeleri ile kanıtlanması gerektiği (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı) ve sonuç olarak da somut olayda, ispat külfetinin davacı/alacaklı da olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca ön inceleme duruşmasının 8 nolu ara kararı ile; “Taraflara ticari defter ve kayıtlarını sunmak veya mahallinde inceleme talep edeceklerse bulundukları yerleri bildirmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde ticari defter ve kayıtlar sunulmaz veya mahallinde inceleme talep edilmezse bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına (davacı vekiline ihtar yapıldı), davalı tarafa yapılacak ihtarın duruşma zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına ve gerekli şerhin yazılmasına”, 9 nolu ara kararı ile de; “Eksikliklerin giderilmesine müteakiben; defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulmasına” karar verilmiş, akabinde taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla davacı defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi Bağımsız Denetçi-Mali Müşavir İrfan Demirci tarafından 24/01/2020 tarihli kök tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporun incelenmesinde özetle; “Davacı tarafın 2019 yılı kendi ticari defterlerine göre davalı taraftan 24.379,80 TL asıl alacaklı olduğu, Davacı tarafın, davalı tarafa borcu teşkil eden 2 adet fatura düzenlemiş olduğu, bunların; 18.02.2019 tarih ve … sıra no’lu 43.022,80 TL tutarlı fatura ile 06.03.2019 tarih ve … sıra no’lu 1.357,00 TL tutarlı fatura olmak üzere toplam; 44.379,80 TL tutarlı faturalar olduğu, davalı tarafın bu faturalara karşılık 08.01.2019 tarihinde 20.000,00 TL ödeme yapmış olduğu, Cem’an davacı tarafın davalı taraftan 24.379,80 TL (44.379,80-20.000,00) asıl alacağı kaldığının tespit edildiği, Davacının cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların dosyaya sunulmuş olduğu, faturaların usulüne uygun düzenlendiği, ancak faturaların davalı tarafa teslim edildiği yönünde dosyada bir veri olmadığı, diğer taraftan dosyaya sunulmuş BA ve BS formlarının incelenmesinde tarafların sadece 18.02.2019 tarih ve … sıra no’lu 43.022,80 TL tutarlı (KDV hariç 36.460,00 TL) faturayı ilgili formlarda kayıt altına aldıkları, diğer fatura olan 06.03.2019 tarih ve … sıra no’lu 1.357,00 TL tutarlı faturanın BA ve BS formlarında olmadığının tespit edildiği, sonuç olarak da; icra dosyası kapsamı, davacı tarafın ticari defter ve dayanağı belgelerin incelenmesi sonucunda, Davacı tarafın 2019 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, Davalı tarafın incelemeye gelmediği, Huzurdaki davada takdir ve karar tamamen sayın Mahkemenizde olmak Üzere 1.357,00 TL faturanın kabul edilip edilmemesine bağlı olarak 2 farklı sonuca ulaşıldığı, 1. Sonucun; Davacı tarafça düzenlenen ve BA ve BS formlarında olmayan 1.357,00 TL’nin davacı tarafça tesliminin ispat edilmesi ve sayın mahkemeniz tarafından kabul edilmesi halinde, davacı tarafın davalı taraftan 24.379,80 TL asıl alacaklı olacağı, 2. Sonucun; Davacı tarafça düzenlenen ve BA ve BS formlarında olmayan 1.357,00TL davacı tarafça tesliminin ispat edilememesi ve sayın mahkemeniz tarafından kabul edilmemesi halinde ise, davacı tarafın davalı taraftan 23.022,80 TL (24.379,80-1.357,00) asıl alacaklı olacağı, davacının takip tarihi olan 17.04.2019 tarihinden itibaren talebi olan değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varılmaktadır” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 24.379,80 TL asıl alacak ve 743,84 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam; 25.123,64 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, dosyaya celp olunan BS-BA kayıtlar ile davacı tarafça ibraz olunan taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu; davacı tarafın davalı tarafa borcunu teşkil eden 2 adet faturanın düzenlemiş olduğu, bunların 18.02.2019 tarih ve … sıra no’lu 43.022,80 TL tutarlı fatura ile 06.03.2019 tarih ve … sıra no’lu 1.357,00 TL tutarlı faturalar olduğu, davalı tarafın bu faturalara karşılık 08.01.2019 tarihinde 20.000,00 TL ödeme yapmış olduğu, davacı tarafın davalı taraftan 24.379,80 TL (44.379,80-20.000,00) asıl alacağı kaldığının tespit edildiği, ayrıca davacının cari hesap alacağına esas teşkil eden faturaların dosyaya sunulmuş olduğu, faturaların usulüne uygun düzenlendiği, ancak faturaların davalı tarafa teslim edildiği yönünde dosyada bir veri olmadığı, diğer taraftan dosyaya sunulmuş BA ve BS formlarının incelenmesinde tarafların sadece 18.02.2019 tarih ve … sıra no’lu 43.022,80 TL tutarlı (KDV hariç 36.460,00 TL) faturayı ilgili formlarda kayıt altına aldıkları, diğer fatura olan 06.03.2019 tarih ve … sıra no’lu 1.357,00 TL tutarlı faturanın BA ve BS formlarında olmadığının tespit edildiği; ayrıca gerek icra dosyası ve gerek se dava dosyası kapsamından davalı yanca herhangi bir ödeme iddiasında bulunulmadığı gibi, fatura bedellerinin tamamının davalı tarafından davacı firmaya ödendiğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin de ibraz edilmediği, ayrıca dosyaya celp olunan BS ve BA kayıtlarında her iki tarafın da 43.022,80 TL tutarlı (KDV hariç 36.460,00 TL) faturayı vergi dairesine bildirdikleri ve bu faturaya ilişkin mal tesliminin davacı yanca ispat edildiği ve ayrıca başkaca bir delile gerek olmadığı, ayrıca bunun dışında kalan 1.357,00 TL tutarlı fatura BA ve BS formlarında vergi dairesine bildirilmemiş ise de; gerek fatura miktarının vergi dairesine yapılacak bildirim sınırının (5.000,00 TL) altında olması, gerek davalı yanın takipten önce iki adet fatura karşılığı yaptığı kısmi ödeme ve gerek se davalı defter ve kayıtların ibrazından kaçınılmış olması nedeniyle iş bu faturaya ilişkin mal tesliminin davacı yanca ispat edildiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davanın asıl alacak miktarı yönünden kabulüne, ayrıca davacı tarafça her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ise de davalının takipten önce, TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine ve ayrıca, takip konusu alacak likit olduğundan, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı – Borçlunun, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile; takibin 24.379,80 TL asıl alacak yönünden takip talebindeki şartlar ile aynen DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Hükmolunan alacağın (24.379,80 TL) %20’si oranında hesaplanan 4.875,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 3.657,00 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 303,43 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 3.353,57 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 303,43 TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden 44,40 TL başvuru harcı, vekalet harcı 6,40 TL, 132,70 TL posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam: 983,50 TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre 953,00 TL’sinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 743,85 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, 1.280,40 TL’sinin davalıdan, 39,60 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-Dosyamız arasında aslı yer alan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde ilgili icra müdürlüğü’ne İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır