Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/507 E. 2023/599 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/507 Esas
KARAR NO:2023/599 Karar

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:11/05/2016
KARAR TARİHİ:17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş. ve bu şirketin genel müdür yardımcısı olan … ve üretim müdürü olan …’nin vekilleri bulundukları, davalı şirketlerin organik bağ içinde çalışan ve hizmet veren şirketler olduklarını, … Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde bulunan müvekkili şirketin ikametgahının …’da Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmadığından ve diğer müvekkilerin ikametgahlarının da …’de bulunduğundan … Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli ve yetkili bulunduğunu, müvekkili şirketin … tarihleri arasında … Fuarına katılma kararı aldığını, davalı şirketler aracılığı ile Rusyaya grup oldukları ve tur şirket ile gittikleri için giriş yapıldığını, uçak düşürülme olayının yaşanmasından sonraki gün iş vizesi alınamadığı belirtilerek davalıların müvekkillerinin üst düzeydeki mağduriyetlerine neden olmalarına karşı en ufak bir yaklaşım göstermediklerini, müvekkillerine gönderilen formlarda fosforlu olarak T.C vatandaşlarına vize aranmaz yazdığından müvekkillerinin vize almadığını, daha sonra iş seyahatleri için Rusya’nın hiç bir zaman vize muafiyeti uygulamadığının ortaya çıkmış olup bu konuda müvekkillerinin bilgilendirilmediğini, 25.11.2015 günü öğlenden sonra 15.00 sıralarında fuarda müvekkillerinin pasaportlarına el konularak saat 20.00’e kadar fuarda hiç bir bilgi verilmeden bekletildiklerini, bu arada standlara gelen müşteriler ile hiç ilgilenilemediğini, saat 20.00 dan sonra yabancı şubeye götürülen müvekkillerinin sabaha kadar sorgulandığını, tüm kişisel ve özel bilgilerine el konulduğunu, saat 4.00 sıralarında sorgularının bittiği ve bir minibüse bindirilerek karakola götürülen müvekkillerinin nezarethaneye atıldıklarını, ertesi gün mahkemeye çıkartılan müvekkillerinin kendi paraları ile avukat tuttuklarını, bir süre bekletilen müvekkillerinin topluca mahkemeye çıkartılıp mahkeme sonucunda sınır dışı edilme kararı ve para cezası kararı verildiğini, sonrasında … toplama kampına götürüleceklerini ve orada 15 gün kaldıktan sonra sınır dışı işlemlerinin yapılacağı duyurulunca müvekkillerin fenalaştığını, saat 22.00 sıralarında çok eski bir otobüse bindirilen müvekkilerinin eşyalarını almalarına izin vermediği, kucakta 2-3 bavulla yolculuk yapmak zorunda kaldıklarını, ayakları dahi uzatılamadığı ve ihtiyaç molası verilmeyen bu yolculuğa hızlı ve kurallara uymayan şöför nedeni ile geçirilen tehlikeler eklenince müvekkillerinin zararının üst sınıra ulaştığını, … kampında tek tek yapılan kayıtların uzun süre devam ettiğini, özel eşya, laptop gibi eşyalara el konulduktan sonra müvekkillerinin farklı nedenler ile gelen kişilerin odalarına dağıtıldığını, odalardaki yatakların çok pis ve bitli oldukları için uyumadan sabahladıklarını, uzun görüşmeler sonrasında bir miktar para ödemek kaydı ile o gece sınır dışı edilmelerini sağladıklarını, akrabalarına fahiş fiyatlar ile uçak biletleri aldırıldıklarını, bu uçak biletlerinin yandığını, neredeyse bir fuar parası harcanarak dönülebildiğini, biletler dahi 4.617,15 TL gider olduğunu, stand ve nakliye dahil 23.239,65 TL fuar giderleri olduğunu, yanın biletler için 1.194,00 TL harcandığını, … dönüş biletleri için 1.500,00 TL harcandığı belirtilerek oluşan bu zararların fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak; 2.000,00 TL maddi zarar ile 30.000,00-TL manevi zararın davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin muhatabının davacı şirket olup faturaların da davacı şirkete keşide edildiğini, davacı gerçek kişiler ile müvekkili arasında her hangi bir sözleşme bulunmadığından gerçek kişiler yönünden öncelikle aktif husumet nedeni ile davanın reddine, davalıların yerleşim yeri mahkemesi İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemesi bulunduğundan yetki ilk itirazlarının kabulüne, esas yönünden ise davacıların maddi ve manevi istemlerinin gerekçesi olarak belirttikleri hususlara müvekkilinin neden olmadığını, düzenlenen fuar katılım sözleşmesine göre davacı şirketin Rusyadaki fuara katılmasının sağlandığını, Rus Fedarasyonu hava şirketlerine ait bir uçak sınır ihlali gerçekleştirmesinden dolayı Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmesi üzerine sonuçları günümüze kadar yansıyan çok ciddi olaylar başladığını, Rusya Devletinin hiç bir hukuki gerekçe olmadan Türk şirketleri ve vatandaşlara karşı işlemler yaparak, yasaklamalar getirdiğini, müvekkilleri ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını, Rusya’da iş adamlarının gözaltına alınması üzerine Rus Elçisinin Dış İşleri Bakanlığına çağrıldığını, davacıların göz altına alınmasında dava dilekçesinde ifade edilen vize sorusunun bir bahane olduğunu, Türklere eziyet edilmek için yapıldığını, Moskova Hava Limanında salt Türk oldukları için bu kişilere eziyet edildiklerini, yolcuların vizeleri iptal edilerek geri gönderildiklerini, müvekkilinin dünyanın bir çok ülkesinde fuarlar düzenleyen şirket olduğunu, davacı gerçek kişilerin pasaportları ile …’ye götürülenlerin listesi ve Cenk Baykara isimli iş adamının aktardığı Moskova Büyükelçiliği ile temas kurulması isteğinin de Bakanlık ile paylaşıldığını, müvekkillerinin bakanlık, büyükelçilik ve ateşelik ile sürekli temasta olduğunu, bilgilerin düzenli olarak irtibatta olunan iş adamlarına aktarıldığını, illiyet bağını kesen nedenlerin meydana geldiği savunularak davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizin, 05/12/2017 tarih ve … sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. H.D.’nin, 24/06/2021 tarih ve 2021/716 Esas- 2021/798 Karar sayılı bozma kararından önce yapılan yargılaması sonucu; “…Tüzel kişi olan taraflar arasında Rusya’da düzenlenen fuara katılım konusunda ve bu fuara gidiş dönüş hizmetlerinin verilmesi konusunda anlaşma olduğu hususu ihtilafsızdır. Gerçek kişi davacılar ise davacı şirket adına fuarda bizzat bulunan ve olaylara maruz kalan kişiler olmakla davada bu davacıların da akdi dava ehliyetlerinin varlığı kabul edilmiştir.
Davacıların Rusya’da fuara katılım için gittikleri esnade meydana gelen Rusya’ya ait uçağın düşürülmesi nedeni ile Ülkemiz ile bu ülke arasında yaşanan gerginlik ve olaydan hemen sonra Rusya devletinin uygulamaya koyduğu eylem ve işlemler de sabit olup bunlarla ilgil yazışma yapılması, tanık dinlenmesi de gerekmemektedir. Herkesçe bilinen ve her iki tarafın kabulünde olan olan olaylar olmakla bu hususların da taamen doğru olduğu Mahkememizce de malumdur.
Davacı yana gönderilen hiçbir evrakta Rusya devletinin işadamlarından vize talep etmediği yönünde bilgilendirme bulunmayıp, vize ile ilgili hususların katılımcıların sorumluluğunda olduğu yazılıdır. Her ne kadar davacı yan Türk Vatandaşları için vize aranmadığını davalı yanın özellikle bildirdiğini beyan etmiş ise de bizzat kendi dilekçesine ekli hiçbir belgede ve delil listesinde buna ilişkin kayıt yoktur. Sözleşmede de vize hususununun katılımcının sorumluluğunda olduğu kararlaştırılmıştır.
Davacılar turistik amaçla ilgili devlete seyehat etmiş gibi bir beyanla o ülkeye girmiş ve uçak olayının akabinde ise fuar alanları polisce gezilip ilgili vatandaşlarımız hakkında ticari amaçla ülkede bulunmaları bahanesi ile İdari Suçlara ilişkin yaaptırım uygulanmıştır.
Davacıların fuara katılmakla birlikte fuarın devamını sağlayamadıkları, fuarın amacına ulaşamadıkları, suçlu duruma düştükleri, ülkeye dönemedikleri, dönme ihtimaline göre her gün için yakınlarının uçak bileti masrafı yaptıkları ve bu şekilde maddi ve manevi zarara uğradıkları tartışmasızdır. Ancak taraflarınca bilinemeyecek, beklenemeyecek ve ” illiyet bağını kesecek ” nitelikteki uçak düşmesi hadisesi nedeni ile artık tüm bu olumsuzluk ve zararlardan davalıların hukuki sorumluluğu kesilmiş bulunmaktadır. Davanın taraflarınca ve hatta en yetkili kişiler açısından bile öngörülemeyecek, beklenmeyecek, son derece standart dışı ve olağanüstü bir hadise nedeni ile davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceğinden davanın illliyet bağının kesilmiş olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davacı yanca açılan tüm davaların yerinde görülmediğinden REDDİNE …” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF İLAMI :
Mahkememizce verilen, 05/12/2017 tarih ve … Karar sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. H.D.’nin, 24/06/2021 tarih ve 2021/716 Esas – 2021/798 Karar sayılı kaldırma kararı ile; “…Dava, fuar katılım sözleşmesi kapsamında uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, illiyet bağının kesilmiş olduğu belirtilerek yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; davacıların davalarını yalnızca fuar katılım sözleşmesine dayandırıp dayandırmadıkları, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı, delillerin toplanmadan verilmiş bulunan hükmün dosya kapsamına uygun bulunup bulunmadığı, davalılar lehine verilen vekalet ücretinin yerinde olup olmadığına ilişkindir.
Talebin niteliği, taraf sayısı, tarafların istinaf nedenleri ile mahkeme hükmü de göz önünde bulundurularak, öncelikle usule ilişkin eksiklikler üzerinde durulmasına ihtiyaç duyulmuştur.
Her ne kadar dava fuar katılım sözleşmesi kapsamından uğranılan maddi ve manevi tazminat olarak nitelendirilmiş ise de dosya kapsamından ve dava dilekçesine ekli fuar katılım sözleşmesinden, sözleşmenin davacılardan şirket ve davalılardan … Fuarcılık San ve Tic Ltd Şti arasında imzalandığı, diğer davalı ve davacıların sözleşme üzerinde herhangi bir imza veya temsilcilik sıfatı ile ilgili bilginin yer almadığı anlaşılmıştır. Talebin niteliği gereğince davacılar arasında 6100 sayılı HMK’nın 57.maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığının bulunduğunu anlaşılmaktadır. Aynı yasanın 58.maddesi gereğince, dava arkadaşlarından her birinin diğerinden bağımsız olarak hareket edeceği düzenlenmiştir. Dava dilekçesine ekli mutemet alındı belgelerinin incelenmesinden, yalnızca davacı …tarafından 11/05/2016 tarihli sayman mutemet alındısı ile harç ve masraflarını karşılanmış olduğu tespit edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince her bir davacı tarafınca gerekli olan harç ve yargılama giderlerinin karşılanması gerekecektir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilmeksizin, Harçlar Kanunu gereğince gerekli harç ve yargılama giderini karşılamadığı anlaşılan davacılardan … ve …’ne harç ve giderlerin karşılanması için kesin mehil verilerek söz konusu harcın mahkeme veznesine yatırılmasının sağlanması, aksi halde adı geçen davacılar hakkında açılmış olan dava dosyasının işlemden kaldırılması kararı gerekirken bu usulü eksikliğe riayet edilmemiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiştir. 6100 sayılı HMK’nın 120.maddesinde, harç ve gider avansının ödenmesi düzenlenmiştir. Yasanın birinci fıkrasında, davacının yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, ikinci fıkrasında ise, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceğine yer verilmiştir. Aynı yasanın 114.maddesinde düzenlenen dava şartları arasında ve 114/1-g bendinde davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması da sayılmıştır. Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında ve yukarıda yer verildiği şekilde, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmaması da göz önünde bulundurularak gerekli olan harç ve giderlerin tamamlattırılması ve mevcut duruma göre gerekli olan kararların verilmesi gerekirken söz konusu usulü eksikliğin giderilmeksizin işin esasının incelenmiş olması isabetli olmamıştır.
Kabule göre ise; davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde atıf yapılan fuar katılım sözleşmesindeki taraflarda göz önünde bulundurularak, davacılar vekiline davasının her bir müvekkili yönünden hangi iddiaya dayandırdığını, hangi davalıya karşı ne kadarlık maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu açıklattırması için HMK 31.maddesi de göz önünde bulundurularak bu konuda yazılı dilekçeyi dosyaya ibraz etmeleri için süre verilmesi gerekirken bu eksikliğin giderilmemiş olması da uygun düşmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 3.kısmında düzenlendiği şekilde yazılı yargılama usulüne tabi olan iş bu davada uygulanması gereken yasal düzenlemeler kapsamında tarafların usulü itirazlarının cevaplandırılmamış olması, kararda buna ilişkin olarak yeterli gerekçeye yer verilmemiş olması da isabetli olmamıştır.
Davalılar vekilinin istinaf başvurusuna gelince, davacıların her iki davalı şirketten de maddi ve manevi tazminat talep etmiş oldukları göz önünde bulundurulmaksızın, davalılar yararına tek bir vekalet ücretine karar verilmiş olması da uygun görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun ve ilgili mevzuat hükümleri gereğince, davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığının olmaması da göz önünde bulundurularak, davacı gerçek kişiler yönünden gerekli olan harç ve gider avansının karşılanması için yasal işlemlerin yerine getirilmesine, harç ve gider avansının karşılanması aşamasından sonra her bir davacının her bir davalıya karşı ne oranda maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduklarının açıklattırılması, dava dilekçesine ekli sözleşmenin taraflarının davacı şirket ve davalılardan Meridyen Fuarcılık .. olduğu göz önünde bulundurularak, HMK 194.maddesi gereğince, tarafların dayandıkları vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırmaları, tarafların dayandıkları delili ve hangi delilin, hangi vakıanın ispatı için gösterildiğinin açıkça belirtmelerinin zorunlu olduğu düzenlemesi de göz önünde bulundurularak davacılar vekiline bu madde kapsamında talebin somutlaştırılmasının ve buna dair açıklayıcı dilekçe sunmasının istenilmesine, usulü işlemlerin tamamlanması aşamasından sonra ise tarafların dosyaya ibraz etmiş olduğu tüm delillerin incelenmesi, eksik delil veya başka yerden getirtilmesi gereken delillerin mevcudiyeti halinde dosyaya celp ve ibrazından sonra ve gerekirse maddi tazminat talebi yönünden bilirkişi raporu alınmak suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usulü eksiklikler sonucu karar verilmiş olması HMK 353/1-a/6 bendinde ifade edildiği üzere uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması düzenlemesi kapsamında uygun düşmediğinden tarafların istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin ve davalılar vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin ayrı ayrı KABULÜNE,
2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … ve 05/12/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA…” gerekçesiyle kaldırılmış, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiştir.
İSTİNAF BOZMA İLAMI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
İstinaf kaldırma kararı sonrası mahkememizce, 11/08/2021 tarihli tensip zaptı düzenlenerek duruşma gün ve saati birlikte taraflara tebliğ edildiği, ayrıca tensip zaptının 2 nolu bendi ile; “Davacılar vekiline ; Dava dilekçesinin talep sonucunda yer alan ” Fatura ve bilet bedelleri için şimdilik 1000,00 TL maddi dava konusu fuar ve Beş yıllık dönemde müvekkillerinin Rusya’ ya gidememeleri nedeni ile Şimdilik 1000,00 TL maddi ve müvekkillerinin duyduğu üzüntü ve çektikleri eziyet nedeni ile 30.000,00 TL manevi tazminat” şeklindeki istemlerini somutlaştırmak üzere HMK 119/1-ğ ve 2. Maddeleri gereği bir haftalık kesin süre verilmesine verilen kesin sürede beyanda bulunmadığı taktirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına, ihtarın tensip zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına” ve 3 nolu bendi ile de; “Davacılar vekiline, 2 nolu ara karar kapsamında eksik harcı ve gider avansını yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede eksik harç ve gider avansı ikmal edilmediği taktirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceğinin ihtarına , ihtarın tensip zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına” şeklinde karar verildiği, celse arasında eksiklilerin giderilerek, yargılamaya devam olunduğu ve mahkememizin 09/01/2023 tarihli celsesinin 2 no.lu bendi ile; “Davacılar tanıklarının bulunduğu mahal adreslerine talimat yazılarak beyanlarının alınmasına” karar verildiği, … Adliyesi’ne talimat yazıldığı, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/8 Talimat numaralı dosyası ile davacı tanıklarının beyanları alındığı ve talimatın infazen gönderildiği anlaşıldı.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/8 Talimat sayılı dosyasından yapılan 09/03/2023 tarihli celsede dinlenilen davacı tanıklarından;
Tanık … yeminli beyanında; “Ben 2015 yılı Mayıs ayından 2021 yılının Şubat ayına kadar davacı şirkette yurt içi satış pazarlama müdürü olarak çalışıyordum. 2015 yılını Kasım ayında Rusya’da fuar vardı. Davalı … Fuarcılığın düzenlemiş olduğu bir fuardı. … ve … şirketimiz adına görevli olarak Rusya’ya fuara gittiler. Fuar başladıktan sonra bir Rus uçağının düşme olayı oldu. Bunun üzerine Rus yetkililer fuarda ticari vizesi olmayan Türkleri ifadelerini almak üzere oradaki karakola toplamışlar. Oradan da … toplama kampına götürmüşler. Toplama kampında da … ve … 5-6 gün kadar orada kalmışlar. Bu süreç içerisinde şirket olarak biz kendilerinden yeterli bilgi alamadık. Bağlantı kuramadık. Dönme ihtimallerine karşı her gün uçak bileti hazırladık. Bu durumdan dolayı her ikisinin ailesi zor durumda kaldı ve kaygılandılar. Bir süre sonra Türkiye’ye döndüler ancak bu süre içinde kendileri de bizzat olayları yaşadıklarını anlattılar. Çok zor bir süreç geçirdiklerini bizzat kendileri söylediler ve kendileri de geldiklerinde perişan haldeydiler. Fuara gönderilen bütün eşyalar fuarda kaldı. Onları alamadık. Örneğin katalog, çanta, kişisel eşyalar vb eşyalar fuarda kaldı. Bunun dışında uçak biletlerine ilişkin masraflar oldu. Kendilerinin orada kaldığı süre içerisinde her gün dönme ihtimaline binaen bilet aldık. Ayrıca kendileri deport oldukları için 5 yıl Rusya’ya giriş yasağı getirilmiştir. Bu nedenle de 5 yıl boyunca Rusya’daki diğer fuarlara katılma imkanları da bu şekilde ellerinden alınmış oldu.” şeklinde;
Aynı celsede dinlenilen davacı tanığı … yeminli beyanında;”Ben davacı … ve …’i tanırım. 2015 yılının Kasım ayında …’dan Rusya’da olduğunu ve gözaltına alındığına dair bir whatsapp mesajı aldım. Ben de bir şey yapabilmek adına …’deki 2.kordonda bulunan Yurtdışındaki Türk Toplulukları isimli topluluğa gittim. … beyin mağduriyeti ile ilgili olarak ilk haberdar olanlardan biri benim. 2015 yılının Kasım ayında … ve … bey birlikte Rusya’daki fuara davacı şirket adına gittiler. Fuara katılımdaki organizasyon işlemlerini yapan da davalı …’di. … beyler Rusya’da standdayken Rus yetkililer alıp onları sorguya çekiyorlar. Sonrasında akşam geç saatlerde göz altına alındığını duyduk. Gözaltına alındıktan sonra ertesi gün … beyleri mahkemeye çıkarıyorlar. Mahkemede … beyler için sınır dışı kararı veriliyor ve kendilerini daha sonrasında toplama kampına götürüyorlar. Fuar ve gözaltına alınma olayı Rusya’nın Krasnodar kentinde meydana gelmiş olup, mahkemeden sonra 4-5 saatlik çok zahmetli bir yolculuktan sonra …’deki kampa götürülüyorlar. İş bu seyehat çok eski bir araçla tüm bavullarını kucaklarına alarak çok eziyetli olarak yapılıyor. Kampta sanırım 1 gün kaldıktan sonra oradan çıkıyorlar ve Türkiye’ye dönüyorlar. Türkiye’ye döndüklerinde psikolojik olarak yıpranmış durumdalardı. Bu süreç 2 gece 3 gün devam ediyor. Her ikisi Rusya’dayken her gün dönme ihtimallerine binaen Türkiye’deki yakınlarına uçak biletleri aldırıp hazırlattılar ve bu uçak biletleri yandı. Yine oradaki oteldeki şahsi eşyalarını alamadıkları gibi fuardaki sergiledikleri donanımların ürünlerini, kataloglarını alamadılar. Bunlar orada yaşadıkları maddi ceremeler olup, bu durum maddi ve manevi sarstı. Davalı … şirketi çok net bir şekilde başlangıçta vize gerekmediğini söylüyor. Bunlarda vizesiz gidiyorlar. Ama Rusların her ikisini gözaltına alma sebebi ticari vizelerinin olmayışıdır. Buradaki durum davalı …’in vize gerekmediğini söylemesinden kaynaklanmıştır” şeklinde;
Yine aynı celsede dinlenilen davacı tanığı … yeminli beyanında; “Ben davacı …’ın tedarikçisi olan bir firmanın satışında çalışan biriyim. Davacılar … ve …’ı da tanırım. Ben davacı firmaya ziyaret için gittiğimde orada bir telaş olduğunu gördüm. Huzursuz bir durum vardı. Ne olduğunu sorduğumda … ve … Beyin Rusya’ya fuar için gittiklerinde tutuklandıklarını söylediler. Ben de niye tutuklandıklarını sorduğumda onlarda bana ticari vize alınmadan fuara gidildiği için tutuklandıklarını söylediler. Aracılık yapan firma bunları ticari vize almadan göndermiş. Bundan dolayı … Beyle … Beyi tutuklamışlar. Bu tutuklanma nedeniyle kendi şahsi eşyaları otelde kalmış olup, fuardaki fuar malzemelerinin tamamı da Rusya’da kalmıştır. Ben sadece Rusya’dayken tutuklanmadan sonra kampa gönderildiklerini duydum. Buna da çok üzüldük. Türkiye’ye sonrasında dönmeyi başardılar. Ayrıca Türkiye’ye dönme ihtimaline binaen her gün için bir kaç kez uçak bileti alınmış olduğunu duydum. Benim bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, İstinaf kaldırma kararı, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın ve uyuşmazlığın, davacılardan … ile davalılardan … Fuarcılık San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesi kapsamında, davacılardan …’nin yaptığı iddia olunan fuar masrafları ile sözleşmeden dolayı dolaylı olarak zarar gördükleri beyan edilen davacılardan … … ve …’in, davalı tarafın kusurundan dolayı Rusya’ya 5 yıl süreyle giremeyecekleri nedenle uğradıkları iddia olunan maddi ve manevi tazminatın tazmini istemine ilişkin olduğu, mahkememizce verilen 05/12/2017 tarih ve … sayılı “Davanın reddi” kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 24/06/2021 tarih ve 2021/716 Esas-2021/798 Karar sayılı kaldırma kararı ile kaldırıldığı, kaldırma kararı kapsamında eksikliklerin giderildiği, tanık beyanlarının alındığı, davacılar vekiline talep sonucunu açıklaması bakımından kesin süre verildiği, davacılar vekili tarafından talep sonucunun açıklanmasına ilişkin olarak sunulan beyan dilekçesi ile; “…1) Tarafımızca 30.000,00-TL manevi tazminat talep edilmiş olup 15.000,00-TL …, 15.000,00-TL … için olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemimiz vardır. 2) Maddi tazminat talebimiz fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 2000-TL’dir. A-)Müvekkiller, Rusya’ya 5 yıl süreyle giremeyecektir. Bu nedenle maddi zararları oluşmuştur. Bu zarara ilişkin 500-TL … için 500-TL … için davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemimiz vardır. b-)1000-TL’si fuar için yapılan masraflara ilişkindir. Dava dilekçesi ekinde uçak ve seyahat için yapılan masrafların makbuzları ayrıntılı olarak sunulmuştur. Fuarda tüm masraflar davacı müvekkil şirket tarafından karşılanmış olup bu 1000-TL maddi tazminat talebimiz davacı …Ş. için davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemimiz vardır. …” şeklinde beyan sunulduğu, dosyaya sunulan gazete küpüründe ve de diğer bilgi ve belgelerde; 24.11.2015 tarihinde Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi nedeniyle gerginliğin yaşandığı ve Rus yetkililerin kendi ülkelerinde yapılan bu fuara katılan 60 Türk iş adamını ticari vizeleri bulunmadığı bahanesi ile siyasi nedenle gözaltına aldığının anlaşıldığı, sözleşmenin 9. maddesinde sayılan mücbir sebeplerinin gerçekleşmesi halinde fuarın açılamaması halinin düzenlenmiş olduğu, fuarın açıldığı, standın teslim edildiği ve davacı şirketin hizmetten yararlandığı ancak davalıya yüklenemeyecek Türkiye-Rusya uçak krizi nedeniyle davacı şirketin fuar hizmetinden tüm süre boyunca yararlanamadığı, ancak davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin az yukarıda yazılı talep açıklama dilekçesi incelendiğinde, maddi tazminat taleplerinin fuar için yapılan masraflara ilişkin olduğunun, dava dilekçesi ekinde uçak ve seyahat için yapılan masrafların makbuzlarının ayrıntılı olarak sunulduğunun ve fuarda tüm masrafların davacı müvekkili şirket tarafından karşılanmış olduğunun ve bu zararların tahsilinin talep edildiği, ayrıca davacı yanın fuar organizasyonuna ilişkin herhangi bir ayıplı hizmetinin bulunduğunun ve fuar hizmetinden tüm süre boyunca yararlanamadığından kalan süreye ilişkin bakiye bir alacağın tahsili yönünde bir talebinin bulunmadığı, davacı yanlarca talep olunan masrafların, fuar katılımcısı olan davacı şirket tarafından fuar kapsamında yapılması zorunlu masraflar olduğu ve bu masrafların da katılımcılara ait olduğunun sözleşmede açıkça düzenlendiği, ayrıca davacı yanlarca davalının ticari vize gerektiğini bildirilmemesi nedeniyle bu olayların yaşandığı beyan edilmiş ise de; taraflar arasında akdedilen sözleşmede davalı şirketin vize almasına ilişkin açıkça bir düzenleme bulunmadığı, sadece Rusya TC pasaportlarına vize uygulamamaktadır şeklinde düzenleme yer aldığı, ancak bu düzenleme ise tek başına davalı yanın ticari vize alınmasını bildirmesi gerektiğine ilişkin sorumluluğu sonucunu doğurmayacağı ve bunun ayıplı hizmet olarak değerlendirilmeyeceği ve sonuç olarak da; taraflarca bilinemeyecek, beklenemeyecek ve “illiyet bağını kesecek” nitelikteki uçak düşmesi hadisesi nedeni ile artık tüm bu olumsuzluk ve zararlardan davalıların hukuki sorumluluğunun kesilmiş olduğu, davanın taraflarınca ve hatta en yetkili kişiler açısından bile öngörülemeyecek, beklenmeyecek, son derece standart dışı ve olağanüstü bir hadise nedeni ile davacıların talep ettiği maddi (fuar için yapılan masrafları) ve manevi zararlar yönüyle davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar tarafından açılan Maddi ve Manevi Tazminat Davalarının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL red karar ve ilam harcının peşin alınan 546,48-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 276,63-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
3-Davacılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerilerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar, davacı …Ş. Tarafından açılan maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 1.0000,00-TL vekalet ücretinin …’den alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
5-Davalılar, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin …’dan alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
6-Davalılar, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 500,00-TL vekalet ücretinin …’den alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
7-Davalılar, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin …’dan alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
8–Davalılar, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin …’den alınıp, davalılara VERİLMESİNE,
9-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
10-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/07/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸