Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/487 Esas
KARAR NO:2023/329
DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/07/2021
KARAR TARİHİ:18/04/2023
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …Mah. … Sok. No:19,17 ve 14 önleri …/… adresinde bulunan müvekkili … A.Ş.’ne ait … şebekesi, 29.05.2020 tarihinde davalılar tarafından hasara uğratıldığını, hasarı müteakip müvekkili şirket teknik personeli ve taşeron şirket elemanları tarafından hasar yerlerinde tutanak düzenlendiğini, fotoğraflar çekildiğini, hasar tarihlerinde T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru karşılığı KDV toplam 1.879,12 TL zarar meydana geldiğini, zararların ayrıntılarını gösterir hasar detaylarını, hasar tespit tutanakları ve hasara ilişkin fotoğrafların sunulduğunu, eavalı … ve taşeron firması … … A.Ş. İş bu hasar bedelinden müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, müvekkili şirket tarafından gönderilen yazı ile alacağın tahsili davalılardan talep edildiğini, bugüne kadar zarar karşılanmadığını, işbu davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hasar hesaplama (13.07.2020) tarihi itibariyle KDV dahil toplam 1.879,12 TL (Hasar tarihindeki TCMB döviz, satış kuru karşılığı %18 KDV) alacağının hasar tarihinden itibaren işleyecek TCMB’ nın avans faiz oranları ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;Yetki yönünden İstanbul Anadolu mahkemelerin yetkili olduğunu, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirket tarafından, dava konusu haksız fiil ve sair herhangi bir ihlali davranış gerçekleştirilmediğini, davacı yan üstlenici firmasının tek taraflı ve soyut olarak oluşturduğunu, tutanağın delil niteliği de bulunmamakta olduğunu, davacı yanın, hiçbir iddiasını ve açıklamasını kabul etmemekle birlikte, davacı şirket tarafından kendi kablolarının yerleştirimi yapılır iken, hiçbir yasal düzenlemeye ve gerekli önlemlere yer vermeyecek şekilde kablolarını döşediğini, yapım ve döşeme çalışmaları sırasında tamamen hatalı ve kusurlu davrandığını, hukukun temel prensipleri gereği de hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ve davalı müvekkillerine de hiçbir şekilde kusur atfedilemeyeceği ortaya çıkacağını, ikaz ve önlemleri almayan ve kusurlu davranışta bulunan davacı yanın, kendi kusurundan yararlanamayacağını, nitekim yasal mevzuatın aradığı tertipte kablo döşemesini gerçekleştirmediğini ve zaruri ikaz ve işaretlere yer vermediğini, davacı yanın, gerçekleşmesi muhtemel zararların tek sorumlusu olduğu; bu bakımdan davalı yana da kusur atfında da bulunulamayacağı bariz olmakla, davanın reddinin gerekliliği bu açıdan da rahatlıkla gözlemlenmekte olduğunu, eldeki dava konusu hasebiyle Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın izah edilen nedenlerle öncelikle zamanaşımı ve diğer usule ilişkin itirazlar göz önüne alınarak usulden reddine, esasa girilmesi halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … Genel Müdürlüğü … İşleri Dairesi Başkanlığının 21.06.2021 tarih ve … sayılı yazısında yerinde ve kayıtlarınızda yapılan tetkikler neticesi belirtilen adreslerden sadece … Sokak No:19 da 29.05.2020 tarihinde … numaralı iş emri ile başvuru oluşturulduğunu, 30.05.2020 tarihinde de arıza onarımı yüklenici firma … … a.ş. tarafından tamamlandığını, arıza onarımı esnasında … uydu haberleşme … ve işletme A.Ş. hatlarına hasar verildiğine dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamakta olduğunu, ayrıca belirtilen tarihte … Sokak No:17 ve 14′ te kurumumuza ait herhangi bir çalışma söz konusu değildir, denildiğini, zararın kim tarafından meydana getirildiğini ispat etmesi gerektiğini, hasara İdare tarafından neden olunmadığı gibi, davacı tarafından kimin zarar verdiği hususu da kanıtlanamadığını, bu itibarla; tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kusurunun olması; tazminat talep edilen hasar ile fiili arasında illiyet bağının bulunması gerekmekte olduğunu, …’nin davacının iddia ettiği adreste hiçbir faaliyeti bulunmamakta olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın hükmedilmesini talep ettiği tazminata olay tarihinden itibaren faiz istemesi hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcu olmadığını, dolayısıyla idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için faiz istenebileceğini, bu nedenle, davanın dava şartı ve husumet yokluğundan, usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacıya ait dava konusu mahaldeki tesislerde oluşan zararın davalılardan tazmini istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, ilgili kurumlara kazı çalışması yapılıp yapılmadığı sorulmuş, ilgili belge ve kayıtlar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Elektrik Yüksek Mühendisi bilirkişi …’den alınan 10/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Meydana gelen hasarın birim fiyatları kadri maruf olduğundan, Malzeme fiyatları : (2,10+82,80+18,00+10,00+65,80 )= 178,7 USD dir. Bu değerin TL karşılığı, kur 6,80TL olmak üzere 178,70 USD x 6,80 TL/USD = 1215,16 TL olduğunu, TL ile yapılan işçilik ve malzeme hesaplamasında ise; 59,45 + 113,95 + 34,17 + 11,39 + 139,44 + 59,45 = 358,40 TL olduğunu, Toplam hasar : 1215,16 + 358,40 = 1573,56 TL olduğunu, 29/05/2020 ile 13/07/2020 tarihleri aradan geçen 45 gün için geçen gün faizi hesaplamasında Gecikme Süresi : 1 ay 15 gün, Borç Tutarı : 1573,56 TL, Zam Oranı : %2,3476, Zam Tutarı : 36,94 TL, Ödenecek Toplam Tutar : 1610,50 TL olduğunu, bu değere %18 KDV ilave edilerek : 1610,56 TL x 1,18 = 1900,39 TL toplam ödenmesi gereken borç hesaplanacağını, davaya konu olan olayda …’nin taşeronluğunu yapmakta ve kazı ruhsatı bulunan … … A.Ş. olduğundan yapılan hafriyatı kendisi yapmış olduğundan … …’nin meydana gelen kazı hasarı ile herhangi bir bağı bulunmamakta olduğunu, yapılan tespitler, incelemeler, değerlendirmeler kapsamında meydana gelen olayda 1- Davalı … … AŞ yapılan kazıda istemeyerek kazının gereğinden uzun veya geniş hafredilmesi sonucunda davacı … kablosuna zarar verdiği belgelerle sabit olduğundan, yukarıda hesaplanan 1900,30 TL yi ödemesi gerektiğini, ancak davanın 1879,04 TL üzerinden açıldığı dikkate alındığında, bu değerin ödenmesi üzerinden sorumlu olduğunu, 2- Diğer davalı … … nin kazanın oluşumunda herhangi bir bağı olmadığını, yapılacak işi sözleşme gereği … … AŞ ye vermiş olduğu bilinmekte olduğundan, dava konusu hasarda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, 3- Dava konusu hasarda davacı … A.Ş.’nin herhangi bir kusuruna rastlanmamış olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunun hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava, haksız fiilden kaynaklanan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekilince, dava dilekçesinde, davacıya ait dava konusu adresteki … Şebekesine davalılar tarafından 29.05.2020 tarihinde zarar verildiği, davacı tesislerinde KDV dahil toplam 1879,12 TL zarar meydana geldiği belirtilerek, bu bedelin hasar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Davalı … vekili tarafından cevap dilekçesinde, hasardan sorumluluklarının bulunmadığı savunularak davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … vekili tarafından cevap dilekçesinde, yetki, görev ve zamanaşımı itirazında bulunularak, taraflarının hasardan sorumluluklarının olmadığı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil sorumluluğu 49. (BK 41. mad.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 49. maddesinde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir. Haksız fiil, doktrinde ve uygulamada “hukuk düzeninin izin vermediği ve hoş görmediği zarar verici eylem ve davranış” olarak tanımlanmıştır.
Haksız fiil sorumluluğuna kusur sorumluluğu (akit dışı sorumluluk da) denilmektedir. Kusur sorumluluğu hukuka aykırı kusurlu bir davranışla bir kimseye verilen zararın giderilmesini (tazminini) düzenler. Burada sorumluluğun kurucu unsuru kusur olduğu için bu tür sorumluluğa kusur sorumluluğu denilmektedir.
Bir haksız fiilden bahsedilebilmesi için, zarara sebep olan fiilin öncelikle hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı fiil maddi ya da manevi bir zarara neden olmalı, zarara sebep olan kişi fiilinden dolayı kusurlu olmalı ve zararla zarara uğratan fiil arasında neden sonuç ilişkisi olarak da ifade edilebilecek bir illiyet bağının bulunması gerekmektedir.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 Esas-2010/636 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere, hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerli olup, zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir.
Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil sorumluluğunda zamanaşımı 72. maddede ” Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır…” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı …. AŞ. vekilince görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu ileri sürülmüş ise de, tarafların tacir olması, yapılan işin ticari iş olması karşısında bu savunmaya itibar edilmemiş, görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı …. AŞ. vekilince yetkili mahkemenin, müvekkilinin yerleşim yeri mahkemeleri olan İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğu ileri sürülmüş ise de, 6100 sayılı HMK’nun 7. Maddesine göre birden fazla davalı bulunması halinde bunlardan birinin yerleşim yerinde dava açılabileceğinden, davalı … Genel Müdürlüğünün yerleşim yeri itibarıyla mahkememiz yetkili olduğundan bu savunmaya itibar edilmemiş, yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı …. AŞ.vekilince zaman aşımı def’inde bulunulmuş ise de, olay tarihinin 29.05.2020 tarihi olduğu, davacı alacaklı tarafça 29/07/2021 tarihinde dava açıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, Türk Borçlar Kanunu’nun 72. Maddesinde düzenlenen zamanaşımı sürelerinin dolmadığı anlaşılmakla bu savunmanın yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı taraf vekillerince, dava konusu hasar bedelinden müvekkilleri davalıların sorumluluğunun bulunmadığı yönünde savunmada bulunulmuş ise de, davalı … Genel Müdürlüğü’nün işin gerçek sahibi olması, diğer davalı yüklenici müteahhit firma … A.Ş’nin işi yaparken haksız fiile sebebiyet veren firma olması sebebiyle davalı tarafların bu savunmalarına ve bilirkişi raporundaki davalı … Genel Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığı yönündeki tespite itibar edilmemiştir.
Davacı yanca, dava dosyasına konu hasar bedeline ilişkin olarak sunulan dayanak kayıtlara istinaden dava dilekçesinde KDV dahil toplam 1879,12 TL hasar bedeli talep edilmiş olduğu, hasara ilişkin onarımın davacı tarafından dava dışı başka şirkete yaptırılmış olması karşısında, işçilik ücretlerininde gerçek zarar kapsamında davalılardan talep edilebileceği, alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu hasara ilişkin malzeme ve işçilik bedelleri toplamının 1.573,56 TL olduğu, mahkememizce yapılan hesaplamaya göre bu bedelin KDV’sinin 283,24 TL olduğu, toplam davacı zararının 1.856,80 TL olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere, Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemez.
Eldeki dava konusu somut olayda, davacı tarafça özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı ispatlandığından malzeme giderleri ile birlikte, personel ve işçilik giderlerini de istenebileceği, bu kapsamda yukarıda tespiti yapılan KDV dahil toplam 1.856,80 TL davacı zararından davalı … Genel Müdürlüğünün işi yaptıran iş sahibi olması nedeniyle davalı …. AŞ.’nin zarara sebep olan işi yapan şirket olması nedeniyle haksız fiil sorumluluğu kapsamında müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, 1.856,80 TL’ye haksız fiil tarihi olan 29.05.2020 tarihinden itibaren avans faizi istenebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 1.856,80 TL tazminatın olay tarihi olan 29.05.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DAVALILARDAN ALINARAK DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye120,60 -TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşinen karşılanan 59,30-TL’nin davalılardan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı parası, 244,80 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.504,10 yargılama masrafının, davalı … AŞ.’nin arabuluculuk görüşmesine mazeretsiz katılmadığı, davalı … Genel Müdürlüğünün katıldığı da göz önüne alınarak, davalı … Genel Müdürlüğünün 1.486,23-TL’sinden sorumlu olmak üzere davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.856,80-TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı … Genel Müdürlüğü kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 22,32-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
Davalı ….AŞ. Kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş ise de, arabuluculuk görüşmesine mazeretsiz olarak katılınmadığından, bu davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6-Davalı … Genel Müdürlüğü ile yapılan arabuluculuk görüşmelerine istinaden 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, 1.304,32 TL’sinin davalı … Genel Müdürlüğünden, 15,68 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Davalı …. AŞ. ile yapılan arabuluculuk görüşmelerine istinaden 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davalı …. AŞ. Arabuluculuk görüşmesine mazeretsiz katılmadığından, tamamının bu davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar yönünden KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır