Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/416 E. 2021/683 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/416
KARAR NO:2021/683

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:22/06/2021
KARAR TARİHİ:07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan ön incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından 16/09/2011 tarihinde … İş Mahkemelerinde, çalıştığı dönemlere ilişkin 1973-2003 tarihleri arasında denizden ödenmeyen 2A primlerinin tespiti ile, davalı işyerinde çalıştığının ve sigortalılığının tespitine ve bugünlerin sigorta dosyasına işlenmesine karar verilmesi talepli dava ikame edildiğini, … 12. İş Mahkemesi’nde … E. Sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın 24/02/2021 tarihli görülen 3 numaralı celsesinde mahkemenin, taraflarına davalı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin ihyası için dava açmak üzere sonraki celseye kadar kesin süre verdiğini, müvekkilinin, Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’ne ait … adlı gemide 19/03/1991-30/04/1991 tarihleri arasında çalıştığını, şirketin ticaret sicilinden haksız olarak silinerek şeklen tüzel kişiliğini kaybettiğini, faaliyetin devam ettirilebilmesi; ortaya çıkan hukuki ilişkilerin sonuçlandırılabilmesi, şirketin tüzel kişiliğinin ve taraf ehliyetinin varlığını zorunlu kıldığı için, şirketin ticaret siciline yeniden kaydedilerek canlandırılması gerektiğini, dava dışı şirketin tasfiyesinin usule uygun şekilde tamamlanmadığını, somut davada şirketin tasfiye dışında kalmış müvekkiline ödemesi gereken sigorta borçları mevcut olduğunu, yapılan terkin işleminin hukuka uygun olmadığını belirterek, … 12. İş Mahkemesi’nin …/… Esas nolu dosyası ile sınırlı olmak üzere Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili kuruma 224408 ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; sermayesinin yasal tutarın altında olduğu hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 31/07/2013 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiği anlaşıldığını, müvekkili kurumun re’sen terkin işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili kurumca söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi halinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceğini, müvekkili kurumun, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, dava konusu şirketin, 31/01/1989 tarihinde tescil edilen genel kurul kararına istinaden “şirket gelirlerinin kısıtlı ve yeni vergi yasaları doğrultusunda giderlerini karşılayamayacağından şirketin tasfiyesine” karar verildiği ve re’sen terkin tarihinden önce tasfiye halindedir (02/03/1989 tarihli, 2222 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi s. 63). Bu itibarla anılan şirketin tasfiye memuru bulunduğunu, bu nedenle, davacının iş mahkemesindeki derdest davasındaki iddianın 1991 yılına ait olduğu da gözetildiğinde husumetin tasfiye memuruna da yöneltilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine ve müvekkili kurumun açılan davada yasal hasım olması nedeniyle aleyhlerine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 6102 Sayılı TTK’nun 547. maddesi gereğince, sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin, dava dilekçesinde adresinin yer almadığı anlaşılmış; … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak şirketin ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına alınmış, dosyaya sunulan beyanlar değerlendirilmiştir.
Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinden, ihyası talep edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin, yerleşim yerinin “… Cd. … Sk. No: …/… …/…” olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 547/1 maddesi gereğince ihya davasında yetkili mahkeme şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesidir. Dosya içerinde bulunan Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından ihyası istenen şirketin adresinin …’de bulunması nedeniyle yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun anlaşılması karşısında, anılan yetki kuralı kesin yetki kuralı olduğundan mahkememizce re’sen nazara alınması gerekmiştir.
Yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunmasına ilişkin kurallarda kamu düzeninden olması nedeniyle dava şartları arasında sayılmıştır. (HMK 114/1-ç)
Davacı, dava dışı şirketin ihyasını talep etmiş olup, somut olayın düzenlendiği TTK.547/1.maddesi ve gerekse HMK’nun 14/2.maddesi uyarınca şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili mahkeme olması ve celp edilen ticaret sicil kaydına göre şirketin muamele merkezinin yargı çevremiz dışında, … Mahkemeleri yargı çevresi içerisinde olduğunun anlaşılması karşısında aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin yetkisine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın yetkili … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde, talep üzerine harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK’nun 20. maddesi gereğince, karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere herhangi bir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır