Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/412 E. 2022/487 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/412 Esas
KARAR NO :2022/487 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/06/2021
KARAR TARİHİ:12/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, davalı ile müvekkili arasında alacak ilişkisi söz konusu olduğunu, müvekkili …’ in düzenlediği faturaları karşı taraf davalı-borçluya tebliğ ettiğini, bunun karşılığında davalı fatura tutarlarının bir kısmını ödediğini, kalan tutarlarını ödemediğini, müvekkilinin davalıya toplamda 609.458,20 TL fatura düzenlediğini, faturalara karşılık davalı-borçlu tarafından ise toplamda 320.990,00 TL ödeme yaptığını, kalan tutar 288.468,20 TL nin müvekkiline ödenmediğini, Müvekkili şirket ve davalı şirketçe kararlaştırılmış tüm edimlerin müvekkili tarafından yerine getiridiğini, hizmetlerin usulüne uygun ifa edildiğini alacağa ilişkin olarak … 13. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlu tarafından yetkiye ve borca itirazı sonucu dosyanın yetkili İstanbul İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, …. İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile icra takibine devam edildiğini, işbu takibe davalı tarafça haksız bir şekilde itiraz edildiğini, itiraz sonucu takibin durdurulduğunu, müvekkilinin davalının haksız ve dayanaksız İtirazı neticesinde zarara uğradığını, mağduriyetinin giderilmesi amacıyla davalının 288.468,20 TL alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve 288.468,20 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesini beyan ve talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde dava dilekçesinde özetle ; Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, akabinde davacının inşaata başladığını, fakat tarafların anlaşmış oldukları tadilatların çoğunu gerektiği gibi yapmamış, eksik ve ayıplı imalatlar yaptığını ve müvekkili şirket yetkililerince bu ayıpların ve eksikliklerin giderilmesi istenilmiş ise de davacı tarafından bunların hiçbirisinin yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin, ticari işletmesini gerektiği gibi kullanamıyor olması ve maddi zarara uğruyor olması nedenleri ile başka bir firma ile anlaştığını ve gereken tadilatları yaptırmak durumunda kaldığını, müvekkili şirketin, davacının yapmadığı ve eksik ifa ettiği işlerden dolayı yeniden hizmet almak zorunda kaldığını, bu tadilatlar sebebi ile müvekkili şirketin dava dışı firmaya ödemek zorunda kaldığı bedellere ilişkin tüm ayrıntıların şirket kayıt ve defterlerinde mevcut olduğunu, bu hususun şirket kayıt ve defterleri üzerinde ayrıca yapılacak bilirkişi incelemesi ile de açıkça ortaya çıkacağını, bu nedenle de müvekkili şirketin, taraflarca kararlaştırılan edimlerin davacı tarafından yerine getirilmemiş olması nedeni ile çok büyük zarara uğradığını, davacının hal böyle iken kendisince üzerine düşen yükümlülükleri ve edimleri yerine getirmeksizin müvekkili şirketten alacağının olduğunu iddia etmesinin tamamen kötü niyetli olup, haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince davacının mahkeme huzurundaki taleplerini öne sürebilmesi için öncelikle üzerine aldığı işi tam, eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının sayın mahkemeye sunmuş olduğu faturaların hangi hizmetin karşılığı olduğunun dahi belirtilmediğini, icra takibi dayanağı olarak 28.09.2020 tarihli faturaya dayanıldığını, işbu fatura içeriği incelendiğinde de bir paket tadilat onarım dekorasyon boya alçıpan parke işlerinin yapılması şeklinde fatura tanzim edildiğinin anlaşıldığını, davacının müvekkili şirkete teslim edip, faturalandırdığı böyle bir hizmet ve/veya eser mevcut olmadığını, bu bakımdan verilmeyen bir hizmete teslim edilmeyen bir esere ilişkin herhangi bir şekilde hak ve alacak ileri sürülemeyeceğini, müvekkili şirketin, davacı tarafından iddia olunan faturalardan doğmuş ve doğacak hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin, davacının eksik ve ayıplı imalatlarına rağmen kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek gerekli ödemeleri gerçekleştirmiş olduğunu, başkaca herhangi borcu bulunmadığını, icra takibinde takip müstenidi olarak belirtilen faturaların hiçbirisinin tanzim edilmelerini takiben müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, bu faturalardan doğmuş ve doğacak hiçbir borçlarının da mevcut olmadığını, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, aksine müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından 350.990 TL ödeme yapılmış olduğunu davacı tarafından ise müvekkili şirkete 342.613 TL fatura kesildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin davacıya 8.377 TL de fazla ödeme yaptığını, yine Sayın mahkemeye ekte sunulan dekont bilgilerine göre, davacı tarafından kendilerine ödendiği iddia olunan rakamın da 30.000 TL eksik olarak hesaplandığını, davacının taraflar arasındaki eser sözleşmesi gereğince düzenlemiş olduğu faturanın hangi hizmete karşılık olduğunu ve işbu hizmeti tam ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğunu ispat etmesi gerektiğini, buna karşın davacı, üzerine aldığı işi tamamen ayıplı bir şekilde eksik olarak yerine getirdiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile, yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı tarafta bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, BA ve BS Formları, beyan dilekçeleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, cari hesaptan kaynaklanan fatura alacağına dayalı olarak; 306.878,20 TL asıl alacak ve 6.261,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 313.139,85 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibin durduğu görülmüş, davacı vekili tarafından da, yasal süresi içerisinde, davalı yanın itirazının 288.468,20 TL üzerinden iptali talep edilmiştir.
Dava, eser sözleşmesi kapsamında tanzim edilen faturalara dayanılarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf ise; davacı yanın davalı yana faturalar mündericatında yazılı tadilat, dekorasyon, boya, alçıpan parke işlerine ilişkin hizmeti verip vermediği ile davacı yanın davalıdan icra takip dosyası kapsamında ve dava dilekçesi ile talep ettiği miktarda alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve her iki taraf vekilinin de hazır bulunduğu mahkememizin 28/03/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile; “Taraflara TTK 83/1 ve HMK 222/1 maddeleri gereğince; 2019 ve 2020 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edecek iseler bulundukları yeri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede ticari defter ve kayıtlar sunulmaz veya mahalinde inceleme talep edilip bulundukları yer bildirilmezse bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına” şeklinde ara karar kurulmuş, taraf vekilleri tarafından müvekkillerine ait ilişik dönemlere ilişkin defter ve kayıtların bulunduğu mhal adresleri bildirilmiş ve dosya mahkememizin 12/04/2022 tarihli; “Dosyanın re’sen seçilen SMM bilirkişi …’e tevdi ile; davaya konu somut olayda taraf iddia ve savunmaları, celp olunan kayıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek ve taraflarca aşağıda mahal adresleri belirtilen defter ve kayıtlar üzerinde mahallinde inceleme yapmak suretiyle, davacı yanın davalıdan icra takip dosyası kapsamında alacak talep edip edemeyeceğinin tespiti ile rapor düzenlenmesinin istenilmesine” şeklindeki ara kararı ile bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor alınmıştır.
SMM bilirkişisi … tarafından tanzim olunan 20/06/2021 tarihli raporun incelenmesinde özetle; “Davacı taraf ile davalı taraf ticari defterlerinin usulüne uygun düzenlenmiş olduğu, Davacı tarafın mal veya hizmet satışı ile ilgili bildirimde bulunduğu Form Bs bildirimlerinden davalı tarafa yaptığı mal/hizmet satışlarına ait bildirimleri ile Davalı tarafın mal/hizmet alımları ile ilgili bildirimde bulunduğu Form Ba bildirimlerinden karşılıklı 2019 yılındaki bildirimlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, 2020 yılındaki bildirimlerinin birbiri ile uyumsuz olduğu, Davacı tarafın dava dilekçe ekinde bulunan fatura ve ödeme dekontlarının Davacı …’ in ticari defterinde kayıtlı olduğu, cari hesap hareketlerine göre takip tarihi itibari ile Davalı …Ltd. Şti. nin 288.468,20 TL Borçlu gözüktüğü, Davacı …’ in takip tarihi itibari ile Davalı …Ltd. Şti.’den 288.468,20 TL asıl alacak, 12.308,91 TL işlenmiş faizi ile birlikte toplam 300.777,11 TL alacaklı olduğu, Davalı …Ltd. Şti nin ticari defter kayıtlarına göre Davacı …’in 877,00 TL Borçlu gözüktüğü” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın,
eser sözleşmesi kapsamında tanzim edilen faturalara dayanılarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 306.878,20 TL asıl alacak ve 6.261,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 313.139,85 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde, asıl alacağa ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce her iki taraf vekilinin hazır bulunduğu 28/03/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile; taraflara 2019-2020 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edecek iseler bulundukları yeri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verildiği, her iki taraf vekili tarafından ilişik dönemine ilişkin defter ve kayıtların bulunduğu mahal adresinin bildirildiği, taraflarca mahal adresi bildirilen defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu az yukarıda özeti verilen hususların tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, dava ve takip konusu alacağın dayanağı olan faturaların tadilat, dekorasyon, boya, alçıpan parke işlerine ilişkin hizmete ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme yok ise de, beyan ve savunmalar ile fatura mündericatları her birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu, eser sözleşmesinin 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 vd.maddelerinde düzenlendiği, eser sözleşmelerinin iki tarafa hak ve borç yükleyen sözleşmelerden olduğu ve yüklenicinin eseri iş sahibinin amacına uygun ve fen ve teknik kurallar gözetilerek iş sahibine teslim yükümlülüğü bulunduğu, iş sahibinin de kararlaştırılan iş bedelini ödemekle sorumlu olduğu, ayrıca eserin eksiksiz ve zamanında teslim edildiğini ispat külfetinin yüklenici tarafa, bedelin ödendiğinin ise iş sahibi ait olduğu, bu haliyle her ne kadar eserin eksiksiz ve zamanında teslim edildiğini ispat külfeti yüklenici tarafa ait ise de; davalı yanın cevap dilekçesindeki; davacının inşaata başladığı, fakat davacının tarafların anlaşmış oldukları tadilatların çoğunu gerektiği gibi yapmadığı, eksik ve ayıplı imalatlar yaptığı ve bu ayıpların ve eksikliklerin giderilmesinin de davacıdan istendiği, ancak davacı tarafından bunların hiçbirisinin yapılmadığı, bunun üzerine de ticari işletmenin gerektiği gibi kullanamıyor olması ve maddi zarara uğranılıyor olması nedeni ile başka bir firma ile anlaşılarak gereken tadilatların yaptırdığı şeklindeki ayıba yönelik savunmaları kapsamında değerlendirme yapıldığı, bu haliyle de; 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince, ayıp belli ise iki gün içerisinde belli değil ise sekiz gün içerisinde ilgilisine, TTK’nın 18/3. maddesinde belirtilen usullerden, noter aracılığı ile, taahhütlü mektup ile, telgraf ile veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ihbar edilmesi gerektiği, diğer hallerde, Türk Borçlar Kanununun 223/2. Maddesi hükmünün uygulanacağı, somut olayda davacı yanca verilen hizmetin ayıplı olduğu iddia edilmesine rağmen, davacı tarafa TTK 18/3. maddesine uygun ayıp ihbarının yapıldığına dair dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği ve böylece ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlunun ayıp iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne ve ayrıca takip konusu asıl alacak likit olduğundan, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalı- Borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının, talebe bağlı kalınarak, 288.468,20 TL üzerinden İPTALİ ile; takibin iş bu miktar üzerinden (288.468,20 TL) takip talebindeki şartlarla AYNEN DEVAMINA,
-Hükmolunan alacağın %20’si oranında hesaplanan 57.693,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 19.705,26 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.360,62 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye kalan 16.344,64 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,
-Davacı tarafından ilk dava açılırken yatırılan 3.360,62 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 59,30 TL, vekalet harcı 8,50 TL, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 1.325,50 TL olmak üzere toplam: 1.393,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 43.385,55 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 sayılı kanunun HMK 333. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avasının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
8-Dosyamız arasında aslı yer alan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde ilgili icra müdürlüğü’ne İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.12.09.2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır