Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/405 E. 2023/365 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/405
KARAR NO :2023/365

DAVA:Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:16/06/2021
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müteveffa …’ın, 12 Eylül 2018 tarihinde saat 17:15 civarında … yönetimindeki … plakalı aracın sağ arka yolcu koltuğunda seyahat ederken aracın, … metro kavşağında … yönetimindeki … plakalı araç ile çarpışması şeklinde trafik kazasının meydana geldiğini, müteveffanın kaza sonrasında … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülerek hastanenin acil servisinde ilk müdahalelerin yapıldığını, müteveffanın geçirdiği trafik kazası sonrasında sağ kolda parçalı kemik kırığı oluştuğunu, yine aynı hastanede ameliyat için gün verildikten sonra 15/09/2018 tarihinde ortopedi uzmanı tarafından ameliyat edildiğini, devamında ameliyat bölgesinde brakial arter damar yaralanması olduğu saptanarak kalp damar cerrahisi uzmanı tarafından müdahale edildiğini, sonrasında … … Hastanesi’ne sevk edilen müteveffa hakkında damar nakli yapılarak 22/10/2018 tarihinde … Üniversitesi Hastanesi’ne ileri tetkik ve tedavi için sevk edildiğini, bu hastanede beyin kanaması geçiren müteveffanın bitkisel hayata girerek 01/10/2019 tarihinde vefat ettiğini, olay günü …’ün … ilçesi … mahallesi çevre yolu metro kavşağı istikametinden gelen araçlar için yer alan “DUR” trafik levhasını dikkate almadan … Caddesi üzerinden … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne geçmek için kavşağa çıktığı esnada ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı 2012 model … marka … adına kayıtlı olan hususi otomobilin … Caddesi’nden metro istikametine seyrederek kavşağa girdiği esnada … plakalı aracın ön kısmı ile … plaklı aracın sağ ön ve yan kısımlarına çarparak trafik kazasının meydana geldiğini, … Trafik Denetleme Büro Amirliği tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre; … plakalı aracın sürücüsü …’ün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nu m.57/1-a uyarınca “Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.
” kuralını ihlal ederek kazanın meydana geldiğini, aynı kanunun 84. maddesi uyarınca araç sürücülerinin trafik kazalarında “kavşaklarda geçiş önceliğine” uymama hallerinde asli kusurlu olmaları sebebiyle …’ün m.57/1-a kuralını ihlal ederek asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiğini, … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… esas … karar ve 01/10/2021 tarihli kararına göre, …’ün “DUR” levhasına riayet etmeden kontrolsüzce kavşağa girmesi ile geçiş önceliğine sahip olan araca ilk geçiş hakkını vermeyerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57. maddesinin (a) bendini ihlal ettiği, 84. maddesinin (h) kavşaklarda geçiş önceliğine bendine uymayarak ve kuralı ihlal ederek birinci derecede ve asli kusurlu olduğu ve taksirle yaralama suçunu işlediği nedenle hakkında hüküm kurulduğunu, davalı …’ün kullandığı … plakalı aracın … poliçe numarası ile davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortası ile kayıtlı olduğunu, davalı sigorta şirketine 23/12/2020 tarihinde başvurulduğunu, bu kapsamda dava öncesi davalı sigorta şirketine yaptıkları başvuru neticesinde davalı sigorta şirketince ödeme yapılmadığını, davalıların bu dava ile talep edilen zarar kalemlerinin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, taraflarınca İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu’nun 2021/… arabuluculuk numaralı dosyası üzerinden yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde talep edilen zararlar ile destekten yoksun kalma tazminatlarına ilişkin anlaşmaya varılamadığını, davalı sigorta şirketine yapılan müracaat sonucunda, gerçekleşen ölümde sağlık çalışanlarının kusurlu olup olmadığı yönünde illiyet bağının sorgulandığını ve ödeme yapılmaktan kaçınıldığını, kaza sonucu hastaneye kaldırılan müteveffaya tıbbi müdahalede bulunan hekimler bakımından yürütülen soruşturma dosyalarından, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… soruşturma, 2020/… karar sayılı ve 2018/… soruşturma 2019/… karar sayılı dosyaları ile takipsizlik kararı verildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/… soruşturma, 2019/… karar sayılı ve 26.12.2019 tarihli kararıyla işlem yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini, anılan kararların itiraza rağmen itirazın reddi ile kesinleştiğini, anılan trafik kazası sebebiyle müvekkili …’ın eşini; …’ın ise annesini kaybetmesi sonucu, geride kalan eş ve çocuk için ağır yıkımla maddi ve manevi zararlarının doğduğunu, bu kapsamda davalı …’ün, sigorta poliçesi kapsamında zarar tazmininden sorumlu olduğunu, müvekkili çocuk …’ın henüz 8 yaşında olduğunu, hayatına annesi olmadan devam etmek zorunda olup hayatı boyunca en büyük desteğini kaybettiğini, müteveffanın diş hekimi olarak kamuda çalışan eş ve anne olduğunu, davalı … sebebiyle geçirdiği trafik kazası sonrası çok sayıda ameliyat geçirdiğini ve sonuçta uzun süre yatağa bağlı acılar çekerek hayatını kaybettiğini, ölümle neticelenen olayda anılan acılı sürecin tamamının başlangıcının davalı …’ün asli kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu müteveffanın yaralanması ve akabinde olduğu ameliyat ve sair tedaviler sonucu hastanede ölümünün gerçekleştiğini, bu sebeple davalılardan … ile sigorta şirketinin meydana gelen ölüm sebebiyle müvekkillerinin uğradığı destekten yoksun kalma zararının tazmininden müteselsil olarak sorumlu olduklarını, bu çerçevede küçük …’ın annesini ve …’ın eşini kaybetmesi neticesinde müteveffanın maddi desteğinden de yoksun kalındığını, anılan destekten yoksun kalma oranının maddi karşılığının hesaplanarak tazmininin gerekmekte olduğunu belirterek, şimdilik müvekkili … için 1.000,00-TL ve … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL maddi tazminat ile, … için 100.000,00-TL ve … için 100.000,00-TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın davalıların temerrüde düştükleri tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25/11/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı … için 512.286,70-TL’ye, davacı … için 230.140,05-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği hususunun dava dilekçesinde yer almamakta olduğunu, kanunun tamamlatmak üzere süre verilmesini öngördüğü bentlerden de saymadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle öncelikle dava dilekçesinin HMK’nın 119. maddesine uygun olduğu yönündeki karardan dönülmesini talep etmekte olduklarını, müvekkili şirkete tebliğ edilen ihbar dilekçesi ekinde, kaza ve zarara ilişkin olarak yer alması gereken tüm belgelerin bulunmamakta olduğunu, tüm dosya delilleri taraflarına tebliğ edilmeden meydana gelen hasarın teminat dahilinde olup olmadığı değerlendirilemeyeceğinden, esasa ilişkin diğer cevap ve delil sunma haklarını saklı tutmakta olduklarını, davacıların başvuru şartlarını eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini ispatlamaları gerektiğini, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması gerektiğini, ZMMS genel şartlarında belirtilen ve ibrazı zorunlu olan belgelerle yapılmış bir başvuru bulunmamakta olduğunu, dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, … plakalı aracın, müvekkili şirket nezdinde 05/09/2018-2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere KTK zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigorta poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, poliçenin kaza tarihi itibariyle şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limitinin poliçe ile belirtilen rakam ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin, poliçeden kaynaklanan maddi tazminat taleplerine ilişkin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, söz konusu sorumluluğun aynı zamanda davacının yoksun kaldığı gerçek destek miktarı ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerekmekte olduğunu, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğundan da bahsedilemeyeceğini, dava konusu destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin, sigorta teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle davanın müvekkili şirket yönünden reddinin gerektiğini, davacının destek zararının ispatının gerektiğini, kazaya konu kusur oranı tespitinin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması gerektiğini, kusur oranının tespitinden sonra davaya konu destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerinin uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, belirterek, müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle davacıların dava ikame etmeden evvel dava şartı olan arabuluculuk yoluna müvekkili ile ilgili başvuru yapmadıklarını, arabuluculuk dava şartı gerçekleşmediğinden açılmış davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, ikame edilen davada mahkememizin görevli ve yetkili olmadığını, genel yetki kuralı gereği yetkili mahkemenin, müvekkilinin ikametinin olduğu yer mahkemesi olan Mersin Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru olduğunu kabul etmemekle birlikte davacıların murisinin söz konusu kazada yaralandığını, ölümünden dolayı müvekkilinin sorumluluğunun ve kaza ile davacıların murisinin ölümü arasında bir illiyet bağının bulunmamakta olduğunu, … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… esas sayılı dosya içerisindeki iddianamede, müteveffanın yoğun bakımda olmasının sebebinin kaza değil; yapılan yanlış ameliyat sonrası oluşan komplikasyonlar nedeniyle olduğunun belirtildiğini, bu nedenle davacıların murislerinin ölümü nedeniyle maddi ve manevi talepte bulunmalarının hukuka aykırı olduğunu, kazanın oluşumunda tüm kusur ve sorumluluğun diğer aracın sürücüsü …’e ait olduğunu, olay günü müvekkilinin sevk ve idaresindeki araçla yoldaki geçişini tamamlayacağı sırada, kaza anında davacıların murisinin olduğu aracın sürücüsü …’in sevk ve idaresindeki araçla hızlı şekilde kavşağa girip müvekkilinin aracının sağ tarafına çarptığını, ceza dosyası içerisinde mevcut kamera kayıtlarında da müvekkilinin geçişini tamamlamak üzere olduğu ve diğer aracın sürücüsünün hızlı olduğunun görülmekte olduğunu, ceza dosyası içerisindeki bilirkişi kurulu raporunda da diğer aracı idare eden …’in, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle kusurlu olduğunun belirtildiğini, kavşağın solundaki yolun müsait olması nedeniyle kavşağın sağından gelen araçları görebilmek için dur levhasını geçtiğini, geçişini tamamlayacağı sırada kazanın meydana geldiğinin kaza krokilerinden görülebileceğini, ceza dosyasında bilirkişi kurulu raporunda kavşakta bulunan dur işaretine ve geçiş üstünlüğüne müvekkilinin uymadığı iddia edilmiş ise de; kamera kayıtlarında diğer aracın geldiği yöndeki yolun durumunu görebilmek için müvekkilinin idaresindeki araçla dur levhasını geçmek zorunda olduğunun açıkça görülmekte olduğunu, bu nedenle kazada müvekkilinin kusuru bulunduğu yönündeki iddia ve tespitlerin yerinde olmadığını, ayrıca kazanın diğer taraftaki aracın sürücüsünün geçiş üstünlüğünün sona ermiş olduğunun; kazanın gerçekleştiği yer ile müvekkilinin istikametinin olduğu yola olan mesafeden anlaşılmakta olduğunu, kusur tespiti açısından bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerekmekte olduğunu, davacıların murisinin ölümünden müvekkili sorumlu olmadığından, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin yasaya aykırı olduğunu, davacıların destekten yoksun kalma zararının olup olmadığı ve varsa miktarının tespit edilmesi için tüm eksik hususların araştırılması; ilgili sosyal güvenlik kurumlarının tümüne vefattan sonra davacıya maaş bağlanıp bağlanmadığının ve varsa miktarının sorulması; müteveffanın destekten yoksun kalma iddiasında bulunan davacıya ölüme bağlı tasarruf yoluyla kazandırma yapıp yapmadığının tespiti ve destekten yoksun kalma iddiasında bulunan davacıların herhangi bir sebeple sosyal ve ekonomik durumlarında bir artış olup olmadığının tam olarak tespitinin yapılması gerektiğini, davacıların diğer maddi tazminat taleplerinin somut olay açısından haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacıların makbuza bağlanmayan ve ispatı yapılmayan harcamalarının dikkate alınmaması gerektiğini, davacıların talep ettiği manevi tazminat bedelinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dava öncelikle mahkememiz tekli hakimi tarafından görülmeye başlanmış olup, mahkememizin 15/11/2022 tarihli celsesinde; “Davacı vekilinin talep artırımına dair dilekçesini sunulması ve artırılan miktar yönünden harcı tamamlaması yönünden iki haftalık süre verilmesine” karar verilmiş, davacılar vekilince maddi tazminat talepleri, 25/11/2022 tarihli dilekçe ile, 01/07/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti raporu ile destekten yoksun kalma açısından hesaplanan 742.426,76-TL’ye arttırılarak 2.528,93-TL tamamlama harcı ikmal edilmiş, mahkememizin 25/11/2022 tarihli ara kararı ile dosyanın heyete tevdiine karar verilmiş ve yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Mahkememizce … Trafik Denetleme Bürosu’nun12/09/2018 tarihli kaza tespit tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 2019/… soruşturma sayılı ve 01/10/2019 tarihli ölü muayene tutanağı, Adli Tıp Kurumu … Grup Başkanlığı Morg İhtisas Dairesi’nin 14/01/2020 tarihli otopsi raporu, poliçe bedelinin ödenmesi talepli e-mail yazışmaları, … ve … plakalı araçların poliçe bilgileri ile trafik tescil kayıtları, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 2018/… soruşturma sayılı dosya, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 2018/… soruşturma sayılı ve 26/12/2019 tarihli işlem yapılmasına yer olmadığına dair kararı, … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait… esas sayılı dosya, davacılar ile davalı …’ün SED raporları, müteveffanın 12/09/2018 tarihi itibariyle reçete ve tedavi kayıtlarına ilişkin medula sistemi hastane tedavi bilgileri, dekontlar ve müteveffanın son çalıştığı kurumdan alınan gelir durumuna ilişkin bordroları dosyamız arasına alınmış, davacı tanıkları … ve … dinlenmiş, vefat ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve müteveffanın görmüş olduğu tüm tedaviler de değerlendirilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor ve dava konusu kazadaki tarafların kusur durumunun ve talep edilebilecek tazminat miktarının tespitine ilişkin kusur uzmanı ve aktüer bilirkişilerden oluşan heyetten rapor temin edilmiştir.
Kusur uzmanı Doç. Dr. … ve aktüerya uzmanı … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 01/07/2022 havale tarihli rapor ile; dava konusu somut olayda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d “Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluluğu” ve madde 52/b “Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle … plakalı araç sürücüsü …’in %25 oranında tali kusurlu olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d “Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluluğu”, madde 57/a “Kavşaklarda geçiş hakkı” ve madde 84/d ” Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle … plakalı araç sürücüsü …’ün %75 oranında asli kusurlu olduğu, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde, destekten yoksunluk yönünden SGK tarafından davacılara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmediği, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapılmadığı, davacıların zararından bu yönde bir tenzil yapılmadığı, müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığı, davacı …’ın hesaplanan zararının 512.286,70-TL olduğu, tüm paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu davacı …’ın teminat limiti kapsamında kalan zararının 248.405,94-TL olduğu, teminat limitini aşan zararının 263.140,05-TL olduğu, davacı …’ın hesaplanan zararının 230.140,05-TL olduğu, tüm paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu davacı …’ın teminat limiti kapsamında kalan zararının 111.594,06-TL olduğu, teminat limitini aşan zararının 118.545,99-TL olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 8. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 06/03/2023 tarihli raporu ile; müteveffanın … … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi, … Üniversitesi … Uygulama ve Araştırma Merkezi ile … Üniversitesi Sağlık, Araştırma ve Uygulama Merkezinde tedavisine katılan hekimler ve yardımcı sağlık personelinin uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu, tıbbi uygulama hatasının bulunmadığı, tedavi hizmetini sağlık çalışanları vasıtası ile yürüten … … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Başkent Üniversitesi … Uygulama ve Araştırma Merkezi ile … Üniversitesi Sağlık, Araştırma ve Uygulama Merkezi idarelerinin mevcut belgelere göre sağlık organizasyonunda tıbbi uygulama hatasının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalılardan …’ün sürücüsü, …’ün maliki, …Anonim Şirketi’nin ZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu … plakalı aracın 12/09/2018 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucu davacılardan …’ın eşi, …’ın annesi …’ın vefat ettiği, davacılar tarafından, murislerinin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açılmış bulunmaktadır. Kaza sonrasında düzenlenen … Trafik Denetleme Bürosu’nun12/09/2018 tarihli kaza tespit tutanağı, … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… esas sayılı dosyasında temin edilen 25/12/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve mahkememiz dosyası kapsamında temin edilen 01/07/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti raporu ile kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ün % 75 oranında asli kusurlu; müteveffanın içerisinde bulunduğu … plakalı aracın sürücüsü …’in ise % 25 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Esasında davacılar murisi …, … yönetimindeki … plakalı araçta yolcu konumunda bulunup, kaza nedeniyle herhangi bir kusuru bulunmasa da, davacı tarafça, davalı araç sürücüsü …’ün kusuru oranında talepte bulunulduğundan, taleple bağlı kalınarak, davalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılmıştır. Davalı …, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü olarak, davalı …Anonim Şirketi kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS sigortacısı sıfatıyla (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) kaza nedeniyle meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunmaktadırlar. Davacı … müteveffanın eşi; … ise ise müteveffanın kızı olup, davacı küçüğün annesinin ve …’ın ise eşinin ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldıkları muhakkaktır. Bu itibarla destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunduğu açıktır. Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarının tespiti açısından, müteveffanın, kaza tarihi itibariyle kazanç durumu, paydaş bilgileri, pay dağılımları, davacı küçüğün 22 yaşına kadar; davacı eşin ise bakiye ömrü boyunca destek göreceğine yönelik olarak araştırma yapılmış, temin edilen bilgi ve belgeler esas alınmak suretiyle bilirkişi heyetinde bulunan …’dan kaza tarihi ve Yargıtay uygulaması da dikkate alınmak suretiyle TRH 2010 yaşam tablosu ve Progresif Rant yöntemi esas alınmak suretiyle 01/07/2022 havale tarihli rapor temin edilmiş, söz konusu raporun Yargıtay uygulamasını esas alması, denetlenebilir gerekçeler içermesi, olaya ve oluşa uygun olması nedeniyle hükme esas alınabileceği mahkememizce kabul edilmiştir. Söz konusu rapor ile davacıların ayrı ayrı ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği tespit edilmiştir. Davalı tarafça, davacılar murisinin ölüm sebebinin meydana gelen trafik kazası değil, kaza sonrasında tedavi sürecinde yapılan hatalı uygulamalar olduğu ileri sürülmüş olup, Mahkememizce, vefat ile dava konusu kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, murisin görmüş olduğu tüm tedaviler de değerlendirilmek suretiyle vefatın üçüncü kişilerin ağır kusuru veya ihmali sonucu meydana gelip gelmediğinin tespiti yönünden ATK 8. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ndan 22/02/2023 tarihli rapor temin edilmiştir. Söz konusu raporda, murisin ölümünün 12/09/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası meydana gelen humerus şaft kırığı ve bu nedenle yapılan ameliyatlar ile tedaviler sonucu gelişen komplikasyonlar neticesinde gerçekleşmiş olduğu ölüm ile kaza arasında illiyet bağı bulunduğu, murisin tedavisine katılan hekimler ve yardımcı sağlık personelinin uygulamalarının tıp kurallarına uygun olduğu, tıbbi uygulama hatası bulunmadığı, sağlık organizasyonunda tıbbi uygulama hatasının bulunmadığı belirtilmiştir. Söz konusu ATK raporu dikkate alınarak, murisin ölümü ile meydana gelen trafik kazası arasında illiyet bağı bulunduğu, vefatın üçüncü kişilerin ağır kusuru veya ihmali sonucu meydana gelmediği değerlendirilmiş ve murisin ölümü nedeniyle meydana gelen zararlardan, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Davalı (…A. Ş.) tarafça, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, olayda hatır taşıması bulunduğu, bu nedenle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüşse de, dosyanın incelenmesinden davalı tarafça cevap dilekçesinde, hatır indirimi savunmasında bulunulmadığı, bilirkişi raporlarına karşı itiraz dilekçesinde, hatır taşıması indirimi savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır. Usul hükümlerine göre iddia veya savunma genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati gibi durumlar saklı olup davalı tarafından hatır taşıması indirimi savunmasının, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu ve bu genişletmeye davacılar tarafından açıkça muvafakat edilmediği anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı tarafça süresinde yapılmayan hatır taşıması indirimi talebi yönünden, Mahkemece resen hatır taşıması da yapılamayacağı anlaşılmakla, davalı tarafın bu yöndeki talebi yerinde görülmemiştir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 02/07/2020 tarih ve 2019/4346 E., 2020/4302 K. Sayılı kararı). Yine davalı sigorta şirketince bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, emniyet kemeri takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmişse de, dosya kasamına göre murisin kazaya karışan araçlardan … plakalı aracın sağ arka tarafında oturduğu, kaza tespit tutanağı ve diğer deliller dikkate alındığında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının dosya kapsamında tespit edilemediği anlaşılmıştır. Kaldı ki emniyet kemeri takılı olmasa da, meydana gelen sonucun emniyet kemeri takılı olsa idi meydana gelmeyeceği yönünde herhangi bir delil de dosyada bulunmamaktadır. Bu itibarla, tazminat miktarından, müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmamıştır. Davacılar vekili dava dilekçesi ile toplam … için 1.000,00-TL ve … için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 2.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, 25/11/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini, 01/07/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti raporu ile destekten yoksun kalma açısından hesaplanan … yönünden 512.286,70-TL ve … yönünden 230.140,05-TL olmak üzere toplam 742.426,76-TL’ye yükseltmiştir. Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 107/2. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açılmış olması dikkate alınarak, davacı tarafça talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat miktarının artırılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmaması nedeniyle, 25/11/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi dikkate alınarak karar verilmiştir. Aracın sürücüsü olan davalı … yönünden 12/09/2018 kaza tarihinden itibaren; davalı sigorta şirketi yönünden ise davacılar tarafından sigorta şirketine yapılan başvuru sonrasında temerrüde düşülen 23/11/2020 tarihinden itibaren faize hükmedilmiştir. Maddi tazminat talebine ilişkin olarak davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Davacıların diğer talebi manevi tazminata ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; kaza tarihi, kazanın gelişim şekli, kusur durumu, davacıların ve müteveffanın yakınlıkları, yaşları, …’ın ölümü nedeniyle davacıların duymuş olduğu acı ve üzüntünün büyüklüğü, davacı …’ın çok küçük yaşta, annesine en çok muhtaç olduğu bir dönemde annesini kaybetmesi, annesinin sevgisi, şefkati ve desteğinden mahrum kalması, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ve yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutularak, davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. Ancak ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmadığı için davalı sigorta şirketi aleyhine manevi tazminat talebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi hakkında da dava açılması nedeniyle 6102 Sayılı TTK’nun 4, 5. Maddeleri gereğince Mahkememizin davaya bakmaya görevli olması, davalı sigorta şirketinin adresinin Mahkememiz yargı çevresinde bulunması nedeniyle 6100 Sayılı HMK 6, 7/1. Maddeleri gereğince Mahkememizin açılan davada yetkili olması, kaza tarihinin 12/09/2018, dava tarihinin 16/06/2021 olması, kazada bir kişinin ölmüş bulunması nedeniyle ceza zamanaşımı sürelerinin olayda uygulanması gerekmesi dikkate alınarak, 2918 Sayılı KTK 109/2, 5237 Sayılı TCK 85/1, 66/1-d maddeleri gereğince davanın zamanaşımı süreleri dolmadan açılmış olması, dava açılmadan önce sigorta şirketine usulüne uygun olarak başvuruda bulunulmuş olması hususları dikkate alınarak, davalı tarafların usule yönelik savunmaları dikkate alınmamıştır.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından davalılar aleyhine maddi tazminat talebiyle açılan davanın KABULÜNE, davacı … için belirlenen 512.286,70-TL maddi tazminatın (davalı …A. Ş.’nin 248.405,94-TL’den sorumlu olmak üzere) davalı …A. Ş.’den 23/11/2020 tarihinden itibaren, davalı …’den 12/09/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacı … için belirlenen 230.140,05-TL maddi tazminatın (davalı …A. Ş.’nin 111.594,06-TL’den sorumlu olmak üzere) davalı …A. Ş.’den 23/11/2020 tarihinden itibaren, davalı …’den 12/09/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
2-Davacılar … ve … tarafından, davalı …A. Ş. aleyhine manevi tazminat talebiyle açılan davaların ayrı ayrı REDDİNE,
3-Davacılar … ve … tarafından, davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davalarının KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, davacı … için takdir edilen 60.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 75.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 12/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 50.715,17-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından maddi tazminat talebi yönünden yatırılan 6,84-TL peşin harç ve 2.528,93-TL, tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.535,77-TL harcın mahsubu ile bakiye 48.179,40-TL harcın, davalılardan(davalı …Anonim Şirketi’nin 23.362,01-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına; davacılar tarafından yatırılan 2.535,77-TL harcın, davalılardan(davalı …Anonim Şirketi’nin 1.229,58-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 9.221,85-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından manevi tazminat talebi yönünden peşin olarak yatırılan 683,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.538,75-TL harcın, davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına; davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 683,10-TL harcın, davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’e 1.360,00-TL ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre davanın kabul-red oranına göre belirlenen 558,00-TL’sinin, davalı …Anonim Şirketi’nden alınarak; kalan 802,00-TL’lik kısmın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı … maddi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 74.351,54-TL vekâlet ücretinin, davalılardan(davalı …Anonim Şirketi’nin 37.776,83-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
8-Davacı … maddi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 35.219,61-TL vekâlet ücretinin, davalılardan(davalı …Anonim Şirketi’nin 17.739,11-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
9-Davacı … manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.600,00-TL vekâlet ücretinin, davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
10-Davacı … manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 12.000,00-TL vekâlet ücretinin, davalı …’den alınarak davacı …’a verilmesine,
11-Davalı …, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak davalı …’e verilmesine,
12-Davalı …, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak davalı …’e verilmesine,
13-Davalı …A. Ş. davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT 10/3. maddesi gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak davalı …A. Ş.’ye verilmesine,
14-Davalı …A. Ş., davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacı …’dan alınarak davalı …A. Ş.’ye verilmesine,
15-Davacılar tarafından yapılan ve 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 1.820,00-TL ATK rapor ücreti ve 372,10-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 4.259,90-TL yargılama giderinden, davanın kabul-red oranına göre belirlenen 3.966,09-TL’sinin davalılardan(davalı …Anonim Şirketi 1.627,25-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine; kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
16-Davalı … tarafından yapılan 70,00-TL’den ibaret yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre belirlenen 4,83-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine; kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
17-Davalı …Anonim Şirketi tarafından yapılan 22,00-TL’den ibaret yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre belirlenen 12,97-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …Anonim Şirketi’ne verilmesine; kalan kısmın davalı …Anonim Şirketi üzerinde bırakılmasına,
18- 6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avanslarının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı …A.Ş vekili yüzüne karşı, diğer davalılar yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.04/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır