Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/403 E. 2023/472 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/403
KARAR NO:2023/472

DAVA:Maddi Ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:15/06/2021
KARAR TARİHİ:01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin, pandemi koşulları nedeniyle davalı …’nin da bulunduğu siteye 2020 yılında taşındığını, taşınma sebebinin 19/09/2011 doğumlu olup olay tarihinde 9 yaşında olan müşterek kızları …’in bisiklet binme ve parkta oynama gibi en temel çocukluğundan kaynaklı ihtiyaçlarını, site içi bir ortamda güvenle gidermesini sağlamak olduğunu, olay günü müvekkillerinnin çocukları …’in site içinde bisikletini kullanmakta olduğunu, ceza dosyası içinde yer alan kamera görüntüleri ve bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere bu sırada davalı …’nin, site içine … plakalı aracı ile giriş yaptığını, müteveffa küçük çocuğun kendisinden beklenebilecek tüm kurallara riayet ettiğini, davalının geldiğini görerek yolun sağında bisikleti ile durarak onun geçişini beklediğini, davalının ise siteye giriş yaptıktan sonra sola doğru dönüş yapmaya başladığını, bu aşamada küçük çocuğun, davalının dönüş yaptığını bildiğinden hiç yerinden kıpırdamadığını, dönüş alanı dışında ve yolun sağında beklediğini, ancak davalının her nedense geniş açı ile gerçekleştirmesi gereken sola dönüş hamlesini çok dar bir açı ile yaptığını ve neticesinde yolun kenarında bekleyen mütevveaffayı aracın altına alarak ölümüne sebebiyet verdiğini, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre olayın meydana gelmesinde kusurun tamamının davalı …’de olduğunu ve müteveffa küçük çocuğun, tamamen kusursuz olduğunu, müvekkillerinin davalı … ile aynı sitede ikamet etmeleri ve kendisini de şahsen tanımaları nedeniyle karakol aşamasında cezai yönden şikayetçi olmadıklarını beyan ettiklerini ve ceza davası aşamasında da mahkemeden adil bir yargılama ile ilgili yasal düzenlemelerin uygulanmasını istediklerini, akabinde diğer çocuklarının sağlığı ve ilerideki eğitimini düşünerek davalı …’nin aracının sigorta şirketi olan diğer davalı şirkete başvuruda bulunmuşsa da söz konusu sigorta şirketinden süresinde bir cevap verilmediğini, müvekkillerinin olayın ilk anında davalıyı şahsen tanımaları ve yaşanan olayın talihsiz bir kaza olduğunu düşünmeleri nedeniyle şikayetçi olmadıklarını ancak daha sonra kamera görüntülerini izledikten sonra olayın tamamen davalının şahsi kusuruna dayandığını gördüklerini ve esasen davalının dikkatsizliğinin kızlarının ölümüne neden olduğunu anladıklarını, bunun yanında davalının aracını elden çıkardığının ve tazminat sorumluluğundan kaçma amaçlı muvazaalı işlemlere giriştiğinin öğrenildiğini belirterek, müvekkillerinin destekten yoksun kalma alacakları bakımından şimdilik 2.500,00’er TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, manevi zararlarının tazmini için 300.000,00’er TL olmak üzere toplam 600.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 20/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini davacı … için 424.388,59-TL’ye, … için ise 611.367,18-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; tazminat taleplerinin tamamen kötü niyetli olarak müvekkilini mağdur etmek amacı ile yapıldığını, müvekkilinin aracını diğer davalı olan sigorta şirteki tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, dava konusuna ilişkin olarak olay görüntü kayıtları ve olayın gerçekleştiği yerin kapsamlı bir şekilde incelenmesi gerekmekte olduğunu, dava konusu olayın dava taraflarının ikamet ettiği sitenin otoparkı içerisinde gerçekleştiğini, otoparkın niteliği itibariyle araç trafiğine açık olduğunu ve hiç bir yaştan çocuğun oyun oynaması için uygun bir yer olmadığını, otopark tasarımı ve kullanımı açısından bu tip kazalara sebebiyet verilecek şekilde hatalı olarak tasarlandığını ve kullanılmakta olduğunu, site otoparkının girişinin eğimli olduğunu, bu eğimin araç sürücülerinin görüşünü kısıtlayacak derece olduğunu, ayrıca otopark girişinin bulunduğu, sitedeki araçlar için mecburi yön olan rampanın hemen sol tarafında başkaca araçların park edebilmekte olduğunu, olay günü de siyah bir minivan aracın kaza yerinde hemen site otopark girişinin solunda davalı müvekkilinin görüşünü engelleyecek şekilde park edildiğini, müteveffanın da bu minivan aracın arkasından bisiklet sürerek gelmekte olduğunu, site yönetiminin kazadan sonra rampanın sol tarafına araç park edilmesini yasakladığını, site yönetimi tarafından ugulanan park yasağının kazadan önce yapılmış olması durumunda bu kazanın hiç gerçekleşmemiş olacağını, davalı müvekkilinin … model bir araç kullanmakta olduğunu, bu aracın standart araçlara göre daha yüksek olduğunu, olayın gerçekleştiği yer koşulları ve olayın gerçekleşme şekli ile birlikte dikkate alındığında, davalı müvekkilinin müteveffayı görme imkanının bulunmamakta olduğunu, davalı müvekkilinin kusuruna ilişkin olarak yapılan ilk tespitlerin hatalı olduğunu, dava konusu olaydaki gerçek kusur oranlarını yansıtmamakta olduğunu, bu sebeple de gerçek kusur oranlarının ve kusurlu kişilerin tespiti için bir bilirkişi incelemesi yapılması gerekmekte olduğunu, destekten yoksun kalma hususunda gelirin asgari ücret üzerinden esas alınması gerektiğini, 600.000,00-TL manevi tazminat talebinin abartılı olduğunu, ceza davası kapsamında yapılan incelemenin eksik ve hatalı bir inceleme olduğunu, mahkememiz tarafından yapılacak olan inceleme kapsamında gerçek durumun ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından açılan davada davacıların müşterek çocukları …’in davalılardan …’nin kullandığı … plakalı aracın çarpması sonucunda vefat ettiği gerekçesiyle toplam 5.000,00-TL’nin müvekkili şirketten talep edildiğini, müvekkili şirket nezdinde … plakalı aracın 03/07/2020-2021 dönemini kapsamak üzere ZMMS sigorta poliçesinin bulunmakta olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ZMMS limitinin azami 410.000,00-TL olduğunu, davacıların taleplerine konu olaya ilişkin kusur ve zarar belli olmadığından, buna ilişkin bir delilin de sunulmadığı nazara alınarak davacıların talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davacıların müvekkili şirketten manevi tazminat talebi olmadığı gibi, müvekkili şirketin de manevi tazminat teminatının bulunmamakta olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce 31/12/2020 tarihli trafik kazası tespit tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… soruşturma sayılı iddianamesi, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile trafik tescil kayıtları, davacılar ile davalı şahsın sosyal ve ekonomik durum raporları, davalı şahsın Takbis takyidat raporları, davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi arasındaki yazışmalar ile başvuru evrakları, kaza kroki ve görselleri dosyamız arasına alınmış, … trafik kürsüsüne kayıtlı 3 kişilik bilirkişi heyetinden kusur durumuna ilişkin rapor ve aktüer bilirkişiden destekten yoksun kalma talebine ilişkin rapor temin edilmiştir.
… 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında adli trafik uzmanı bilirkişi … … tarafından düzenlenen 21/05/2021 tarihli rapor ile; sanık sürücü …’nin sürücülerden beklenen dikkat ve özen gösterme yükümlülüğüne riayet etmediği, en basit özeni göstermediği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 73. maddesindeki “Karayolunda araçların kamunun rahat ve huzurunu bozacak veya kişilere zarar verecek şekilde saygısızca sürülmesi yasaktır” hükmünü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 102/b maddesindeki “Sola dönüşlerde sürücüler, 1)Dönüş işareti vermeye, kavşağa geldiğinde varsa kurallara uygun olarak karşıya geçen yayalara geçiş hakkını vermeye 6)Döneceği yolun gidişine ayrılan kısmına girmek üzere, arkadan gelen ve sola dönecek diğer araçları engellememek için dönüşü genişi kavisle yapmaya mecburdurlar” hükmünü ihlal ettiği, sürücülerin asli kusurlu hallerin sayıldığı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84. maddesindeki “f)Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma” hükmünü ihlal ettiği ve müteveffa bisiklet sürücüsünün olayın oluşumuna sebep olacak kural ihlalinin olmadığı tespit edilmiştir.
… 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamında temin edilen Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 14/10/2021 tarihli raporu ile; 2011 doğumlu müteveffa sürücü … iradesindeki bisiklet ile seyir halinde iken site kapısından içeriye giriş yapan sanık sürücü idaresindeki araç nedeniyle site girişinde durakladığı esnada, sola doğru dönüşe geçen sanık sürücü idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı anlaşılmakla meydana gelen kazada, olayın oluş şekli ve mevcut mahal şartları dikkate alındığında, atfı kabil bir kusurunun bulunmamakta olduğu, sanık sürücü … sevk ve iradesindeki otomobil ile site içerisindeki dönüş manevrası esnasında hareket alanını kontrolü alanında bulundurması, manevra alanı içerisinde bulunan 2011 doğumlu müteveffa sürücü idaresindeki bisiklete karşı zamanında etkin tedbir alması gerekirken, anılan bu hususlara riayet etmediğinin anlaşıldığı, hareket alanını kontrolü altında bulundurmadan, dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde gerçekleştirmiş olduğu dönüş manevrası sonrasında, manevra alanı içerisinde bulunan bisiklete önlemsizce çarpıp, bisikletin ve müteveffa sürücünün üzerinden geçtiği anlaşıldığından, meydana gelen kazada dikkate ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları nedeniyle asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
…Üniversitesi trafik kürsüsünde kayıtlı bilirkişiler Dr. …, Doç. Dr. … ve Prof. Dr. …’dan oluşan heyet tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 23/10/2022 tarihli rapor ile; trafik kazasının meydana gelmesindeki etken faktörün, … plakalı otomobil sürücüsü …’nin 1904 sokaktan, otomatik kapı açılarak … Sitesi’ne giriş yaptığı esnada, görüş alanında ve manevra yönünde bir konumda bulunan …’i fark etmemiş olmasının belirleyici olduğu, davalı vekilinin, girişte sola park etmiş olan araçların, sürücü …’nin görüşünü engellemiş olduğu ifade edilmiş olsa da; neticede aracını bir doğrultuda sürmekte olan …’nin, …’in bulunduğu noktadan da aracını sürmüş olması dolayısıyla, davalı vekilinin iddiasının değerlendirilmesinde haklı bir yön bulunmadığı, sürücü …’nin 2918 sayılı KTK’nın 53. madde hükümleri ile 84/b’yi ihlal ettiği, görüş alanında ve manevra yönünde bir konumda bulunan …’i fark etmeyecek kadar dikkatsiz, özensiz aracını sürmesi neticesinde, sürüş yönünde karşıda bulunan … ve bisikletine çarpması ve üzerlerinden geçmesi neticesinde oluşan kazada …’nin %100 kusurlu olduğu, davacı vekilinin, otoparkların çocukların oyun oynama sahası olmadığı, bu sebeple müteveffa …’in de kusurunun bulunduğu iddiası değerlendirildiğinde, site otoparkının hem araç, hem de yaya trafiğinin olduğu bir yer olması, dolayısıyla hem yayaların araçları görerek kendini emniyete almaları, hem de araç sürücülerinin yolda bir yaya olabileceğini öngörüp azami dikkat ile araçlarını sürmeleri gereken bir yer olması sebebinin, …’in aracı fark edip, bisikleti ile olabildiğince kendini emniyete almaya çalışmasına rağmen, otomobil sürücüsü …’nin hiç bir şekilde kendisini görmeden seyrine devem etmiş olması sebebi ile, …’in kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Aktüerya uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 04/01/2023 tarihli rapor ile; TRH-2010 yaşam tablosu kullanılarak progresif rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, müteveffanın, muhtemel eş ve çocukların payının hesaplanarak ayrıldığı, davacı paydaş anne …’in hesaplanan destekten yoksun kalma zararının 611.367,18-TL olduğu, tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00-TL‘lik ZMMS teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş anne …’in, ZMMS teminat limiti kapsamında kalan zararının 242.007,38-TL; ZMMS teminat limitini aşan zararının 369.359,79-TL olduğu, davacı paydaş baba …‘in yetiştirme gideri tenzili yapıldıktan sonra hesaplanan destekten yoksun kalma zararının 424.388,59-TL olduğu, tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00-TL‘lik ZMMS teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş baba …’in ZMMS teminat limiti kapsamında kalan zararının 167.992,62-TL; ZMMS teminat limitini aşan zararının 256.395,98-TL olduğu tespit edilmiştir.Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalılardan …’nin sürücüsü ve maliki, … Sigorta Anonim Şirketi’nin ZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu … plakalı aracın 31/12/2020 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucu davacıların müşterek çocukları …’in vefat ettiği, davacılar tarafından, çocuklarının ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açılmış bulunmaktadır. Kaza sonrasında düzenlenen … İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği’nin 21/12/2020 tarihli kaza tespit tutanağı, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi dosyası kapsamında temin edilen 21/05/2021 tarihli bilirkişi kusur raporu ve 14/10/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu ve mahkememiz dosyası kapsamında temin edilen 23/10/2022 tarihli bilirkişi heyeti kusur raporu ile ile kazanın meydana gelmesinde … plakalı aracın sürücüsü davalı …’nin asli kusurlu; müteveffa küçüğün ise kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Davalı …, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü olarak, davalı … Sigorta Anonim Şirketi kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS sigortacısı sıfatıyla (sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) kaza nedeniyle meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunmaktadırlar. Davacı … müteveffanın babası; … ise ise müteveffanın annesi olup davacıların, kızlarının ölümü nedeniyle onun desteğinden yoksun kaldıkları muhakkaktır. Bu itibarla destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunduğu açıktır. Davacıların destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarının tespiti açısından, müteveffanın kaza tarihi itibariyle yaşı, İstanbul’da ikamet ediyor oluşu, 2020 yılı TÜİK istatistiklerine göre muhtemel evlenme yaşı ve tarihi, muhtemel çocukları, paydaş bilgileri, pay dağılımları, muris davacıların muhtemel bakiye ömürleri boyunca destek göreceğine yönelik olarak araştırma yapılmış, temin edilen bilgi ve belgeler esas alınmak suretiyle bilirkişi …’dan kaza tarihi ve Yargıtay uygulaması da dikkate alınmak suretiyle TRH 2010 yaşam tablosu ve Progresif Rant yöntemi esas alınmak suretiyle 04/01/2023 tarihli rapor temin edilmiş, söz konusu raporun Yargıtay uygulamasını esas alması, denetlenebilir gerekçeler içermesi, olaya ve oluşa uygun olması nedeniyle hükme esas alınabileceği mahkememizce kabul edilmiştir. Söz konusu rapor ile davacıların ayrı ayrı ne kadar destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği tespit edilmiştir. Davalı tarafça, davacılar çocuklarının ölümü ile sonuçlanan trafik kazasında, davalı …’nin kusursuz olduğu; girişte sola park etmiş olan araçların, sürücü …’nin görüşünün engellemiş olduğu ifade edilmiş, otoparkların çocukların oyun oynama sahası olmadığı, bu sebeple müteveffa …’in de kusurunun bulunduğu iddiası ileri sürülmüş olup, yukarıda bahsi geçen kusur raporlarında bu hususlara ilişkin yapılan tespitler dikkate alındığında davalı vekilinin bu iddialarına itibar edilmemiştir. Söz konusu kusur raporları dikkate alınarak, müteveffa küçüğün ölümü ile meydana gelen trafik kazası arasında illiyet bağı bulunduğu, vefatın müteveffa küçüğün kusuru veya ihmali sonucu meydana gelmediği değerlendirilmiş ve küçüğün ölümü nedeniyle meydana gelen maddi zararlardan, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Davacılar vekili dava dilekçesi ile davacılar için 2.500,00’er TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, 20/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini, 04/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile destekten yoksun kalma açısından hesaplanan davacı … yönünden 424.388,59-TL’ye; … yönünden ise 611.367,18-TL’ye yükseltmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak, davacı tarafın ıslah talebi doğrultusunda, maddi tazminat talebiyle açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların diğer talebi manevi tazminata ilişkin bulunmaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, malvarlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir.
Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; kaza tarihi, kazanın gelişim şekli, kusur durumu, davacıların ve müteveffanın yakınlıkları, yaşları, küçük …’in ölümü nedeniyle anne ve babası olan davacıların duymuş olduğu acı ve üzüntünün büyüklüğü, küçük yaştaki evlatlarının sevgisinden mahrum kalmaları, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ve yukarıda açıklanan ilkeler göz önünde tutularak, davacılar lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir. ZMMS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmadığı ve davacılar tarafından, sigorta şirketine yönelik manevi tazminat talebinde bulunulmamış olması da göz önünde bulundurulmuştur.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … tarafından davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile, davacı … için belirlenen 611.367,18-TL maddi tazminatın (davalı … Sigorta A. Ş.’nin 242.007,38-TL’den sorumlu olmak üzere) davalı …’den kaza tarihi olan 31/12/2020 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A. Ş.’den dava tarihi olan 15/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’e verilmesine,
2-Davacı … tarafından davalılar hakkında açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile, davacı … için belirlenen 424.388,59-TL maddi tazminatın (davalı … Sigorta A. Ş.’nin 167.992,62-TL’den sorumlu olmak üzere) davalı …’den kaza tarihi olan 31/12/2020 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A. Ş.’den dava tarihi olan 15/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı …’e verilmesine,
3-Davacılar tarafından davalı … hakkında açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davacı … için takdir edilen 200.000,00-TL, davacı … için takdir edilen 200.000,00-TL manevi tazminatın, kaza tarihi olan 31/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 70.752,48-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından maddi tazminat talebi yönünden yatırılan 17,08‬-TL peşin harç ve 3.520,55‬-TL(2.079,59-TL+1.440,96-TL) ıslah harcı olmak üzere toplam 3.537,63‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 67.214,85‬-TL harcın, davalılardan(davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin 28.007,10-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına; davacılar tarafından yatırılan 3.537,63‬-TL harcın, davalılardan(davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin 1.400,36-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 27.324,00-TL karar ve ilam harcından, davacılar tarafından manevi tazminat talebi yönünden peşin olarak yatırılan 2.049,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 25.274,7‬0-TL harcın, davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına; davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 2.049,30-TL harcın, davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’ya 1.360,00-TL ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin, uyuşmazlığın haksız fiil niteliğinde trafik kazasından kaynaklandığı ve bu yönüyle ticari dava olarak nitelendirilemeyeceğinden arabuluculuk sürecine tabi olmaması; davalı sigorta şirketi ile olan uyuşmazlığın ise tazminata ilişkin olup TTK’da düzenlenen sigorta hukukuna dayandığından mutlak ticari dava olması ve davalı sigorta şirketine manevi tazminat talepli dava yöneltilmemiş olması da dikkate alınarak, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’e göre davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-Davacı … maddi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 85.250,39-TL vekâlet ücretinin, davalılardan(davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin 36.881,03-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
8-Davacı … maddi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 62.414,40-TL vekâlet ücretinin, davalılardan(davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin 26.198,89-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
9-Davacı … manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 31.000,00-TL vekâlet ücretinin, davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
10-Davacı … manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 31.000,00-TL vekâlet ücretinin, davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
11-Davalı …, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 16.000,00-TL vekâlet ücretinin, davacı …’den alınarak davalı …’ye verilmesine,
12-Davalı …, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 16.000,00-TL vekâlet ücretinin, davacı …’den alınarak davalı …’ye verilmesine,
13-Davacılar tarafından yapılan ve 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 6.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 413,85‬-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 6.981,65-TL yargılama giderinden, davanın kabul-red oranına göre belirlenen 6.128,02-TL’sinin davalılardan(davalı … Sigorta Anonim Şirketi 2.763,65-TL’sinden sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine; kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
14-Davalı … tarafından yapılan 30,00-TL’den ibaret yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre belirlenen 3,67‬-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’ye verilmesine; kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
15-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar ve davalı … tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avanslarının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır