Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/398 E. 2023/319 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/697 Esas
KARAR NO :2023/322 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:09/12/2019
KARAR TARİHİ:17/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, sigortalısı olan …İmalat Sanayi ve Ticaret Kollektif Şirketi’ne ait olan, net 6,25 kg/brüt 7,00 kg’dan oluşan 12 adet … yedek parça emtiasının müvekkili şirket tarafından 0001-0410-… nolu Nakliyat Sigorta Poliçesi ile nakliyat muhtaralarına karşı sigortalandığını, söz konusu ticari emtianın, Türkiye’den İngiltere’ye hava yolu ile nakliyesini gerçekleştirmek üzere davalı tarafından … Havalimanından 07/09/2018 tarihinde çıkarak alıcısına ulaştırılması üzerine anlaştıklarını ancak söz konusu ticari emtianın nakliye sırasında kaybolarak alıcısı …’ye teslim edilemediğini, ticari emtianın davalı şirketin sorumluluk sahası içerisinde bulunmakta iken kaybolmasının ardından müvekkili şirket tarafından fatura değerlerine ve poliçe şartlarında göre 14.11.2018 tarihinde sigortalıya toplam 945,52 TL EUR tazminat ödemesi yapıldığını, davalı muhteriz borçlu şirketin emtianın kendisine teslim edildiği andan gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içerisinde oluşabilecek ziya ve hasarlarda sorumlu olduğunu, kendilerine bu hususta yapılan müracaatlardan sonuç alamadıklarını bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ancak takibin yapılan itiraz sonucu durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinden takibin devamı ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmelerini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Söz konusu kargonun taşınması üzere müvekkili şirkete teslim edildiğini ve yurt dışı alıcısına teslim edilmek üzere müvekkili tarafından … A.Ş.’ye teslim edildiğini ve davanın bu şirkete ihbar edilmesini, taşımada müvekkili şirkete izafe edebilecek hiçbir kusur bulunmadığını, davacının davasını dayandırdığı ziya karinesinden işbu davada yararlanmasına imkan olmadığı, kargonun müvekkiline taşınmak üzere teslim edildiği ve müvekkili şirket tarafından da İngiltere’de mukim alıcısına teslim edilmek üzere dava dışı UPS kargoya teslim edildiği, ancak, emtianın alıcısına teslimi ile ilgili olarak Dava dışı UPS Kargonun davaya dahil edilmesi halinde vereceği savunma ve deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği, ortada müvekkili şirket’in kusurunda kaynaklı herhangi bir zarar bulunmadığı, tazmin sorumluluğunun doğabilmesi için mevcut olayda illiyet bağı bulunmadığı, zira müvekkil tarafından dava dışı UPS Kargoya emtianın teslim edildiği, kesinlikle talebin kabulü anlamına gelmemek kaydı ile, illiyet bağının olayda mevcut olmadığı, gerek Türk Ticaret Kanunu´nda gerek Montreal Sözleşmesi uyarınca öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcının eşyanın kendisi tarafından teslim alındığı tarih ile gönderilene teslim ettiği tarih arasında uğramış olduğu hasar ve ziyadan sorumlu olduğu, taşıyıcının sorumluluğunun, taşıma sözleşmesi ile taşıyana yüklenen yükümlülüklerin ihlali hallerinde yani taşıyana yöneltilebilir bir kusurun varlığı halinde söz konusu olduğu, nitekim Montreal Sözleşmesi md. 18 uyarınca; Taşıyıcının, kargonun tahrip olması ya da kaybolması ya da kargoya zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece, hasara bu şekilde uğranmasına neden olan olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana gelmiş olması durumunda sorumlu olduğu mezkur taşıma hizmetinin hava yolu ile sunulduğunu ve uluslararası taşıma yapıldığını, buna binaen olaya uygulanacak hükümlerin uluslararası yük taşımasına ilişkin uluslararası hava yolu taşıma sözleşmelerinin ilgili hükümleri olduğunu, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşullar bulunmadığını, davanın reddi ile itirazın devamını, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, delil, beyan ve talep dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında UYAP sureti yer alan, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı- alacaklının davalı- borçlu hakkında; 945,52-EURO fiili ödeme tarihi asıl alacak, 85,88-EURO fiili ödeme tarihi geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 1.031,40-EURO alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı- borçluların süresi içerisinde, asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ederek takibin durdurduğu görülmüştür.
Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı …İmalat Sanayi ve Ticaret Kollektif Şirketi tarafından yurt dışındaki alıcı …’ye gönderilen ancak nakliye sırasında kaybolan emtiayı taşıma rizikolarına karşı güvence altına almış, 12 adet … yedek parça emtiası davalı fiili taşıyıcı tarafından alıcıya teslim edilmeden kaybolması üzerine sigortalıya hasar bedelini ödeyerek, hasar bedelini ilamsız icra takibine konu etmiş, borçlu taşıyanın itirazı üzerine eldeki itirazın iptali davasını açmıştır.
Dava, hava yoluyla eşya taşıması sırasında meydana gelen hasar bedelini sigortalısına ödemiş olan nakliyat sigortacısı tarafından davalı havayolu taşıyıcısı hakkında rücuen tahsil için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ile takibin devamı ve ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu (1929), La Haye Değişiklikleri (1955), 4 no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye’nin, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında imzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme” yi 26/03/2011 tarihinde onaylamış olduğu, bu nedenle anılan sözleşmenin Türkiye için de bağlayıcı bulunduğu, Konvansiyonun coğrafi uygulama şartının, Konvansiyonun 1/2. maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyonun tarafı olması olduğu, uyuşmazlığa konu havayolu ile yapılan taşımada her iki ülkenin de (Türkiye-İngiltere) Konvansiyona taraf olması nedeniyle, somut olayda Montreal Konvansiyon hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından da iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacağı, ayrıca TTK’nın halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre de; sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebileceği anlaşılmış olup, bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca mahkememizin 25/10/2021 tarihli ara karar ile; “Dosyanın resen seçilecek…Taşımacılığı konusunda uzman bilirkişiye tevdii ile; davaya konu somut olayda taraf iddia ve savunmaları, dosyaya celp olunan kayıtlar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle davacı yanın davalıdan ….icra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası kapsamında alacak talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarının tespiti ile ayrıntılı rapor düzenlenmesinin istenilmesine” şeklinde karar verilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi … tarafından 21/12/2021 tarihli kök rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “Davacının geçerli bir poliçe kapsamında tazminat ödemiş olmakla halefiyete dayalı rücu hakkının bulunduğu, davalının akdi/ asıl taşıyıcı olduğu, yükün taşıyıcı uhdesinde kaybolması ve herhangi bir kurtuluş beyyinesi bulunmaması karşısında sorumlu olduğu, sınırlı sorumluluk limitinin 133 SDR olduğu, bunun hüküm tarihindeki kurdan hesaplanması gerektiği, rapor tarihi itibarıyla brüt 7 kg x 19 SDR = 133 SDR olduğu, bunun hüküm tarihindeki kurdan hesaplanması gerektiği, rapor tarihi itibarıyla 133 x 24,4129 =3.246,91-TL olduğu, davalının 945,52-EUR olan fatura değeri yerine 133 SDR tutarındaki limitten yararlanma hakkının bulunduğu, mahkeme ve icra masraflarının bu limitin dışında ödenmesi gerektiği” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi kök raporuna yönelik tarafların itirazları kapsamında mahkememizin 28/02/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Dosyanın daha önce rapor alınan bilirkişiye tevdii ile tarafların beyan ve itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına” karar verildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından da iş bu kerre 13.06.2022 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelenmesinde özetle de; “Tarafların kök rapora yönelik itirazları değerlendirilmiş ve sonuç olarak da; 21/12/2021 tarihli kök raporda açıklanan görüş ve sonuçlarda herhangi bir değişikliğin olmadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişiden alınan kök ve ek raporların incelenmesinde de; raporlardaki hukuki yorum ve nitelendirilmeler mahkememize ait olmakla; yapılan hava yolu taşımacılığına ilişkin tespit ve değerlendirmeler ile ulaşılan sonuç bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmış ve hukuki yorumu mahkememize ait olmak üzere, hava yolu taşımacılığına ilişkin tespit ve değerlendirmeler ile ulaşılan sonuç bakımından hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, hava yoluyla eşya taşıması sırasında meydana gelen hasar bedelini sigortalısına ödemiş olan nakliyat sigortacısı tarafından davalı havayolu taşıyıcısı hakkında rücuen tahsil için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ile takibin devamı ve ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı- alacaklı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı- borçlu hakkında 945,52-EUR fiili ödeme tarihli asıl alacak, 85,88-EUR fiili ödeme tarihi geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 1.031,40-EUR alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı- borçluların süresi içerisinde, borca, faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ederek takibin durdurduğu, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, bu bağlamda mahkememizce tüm delillerin toplandığı, bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen, dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan ve hukuki yorumu mahkememize ait olmak üzere, hava yolu taşımacılığına ilişkin tespit ve değerlendirmeler ile ulaşılan sonuç bakımından hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi raporu ile; davacının geçerli bir poliçe kapsamında tazminat ödemiş olmakla halefiyete dayalı rücu hakkının bulunduğu, davalının akdi/ asıl taşıyıcı olduğu, yükün taşıyıcı uhdesinde kaybolması ve herhangi bir kurtuluş beyyinesi bulunmaması karşısında sorumlu olduğu, sınırlı sorumluluk limitinin 133 SDR olduğu, bunun hüküm tarihindeki kurdan hesaplanması gerektiği, rapor tarihi itibarıyla brüt 7 kg x 19 SDR = 133 SDR olduğu, bunun hüküm tarihindeki kurdan hesaplanması gerektiği, rapor tarihi itibarıyla 133×24,4129= 3.246,91-TL olduğu, davalının 945,52-EUR olan fatura değeri yerine 133 SDR tutarındaki limitten yararlanma hakkının bulunduğu ve ayrıca mahkeme ve icra masraflarının bu limitin dışında ödenmesi gerektiğinin belirlendiği bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davaya konu somut olayda, taşınan emtia açısından özel bir değer ve açıklama yapılmadığından, eş söyleşiyle dava konusu taşıma evrakında özel menfaat beyan edilmediği anlaşıldığından, Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşmenin (Varşova Konvansiyonu (1929), La Haye Değişiklikleri (1955), 4 no.lu Montreal Protokolü), dolayısıyla Montreal Konvansiyonu’nun 22/3 ve 24/1. Maddelerinin uygulanması gerektiği (Benzer bir hususta bknz. İstanbul BAM 14. H.D 2018/1029 Dosya-2019/552 Karar nolu kararı), iş bu hükümler uyarınca da; taşıyıcının sorumluluğunun; “taşınan malın brüt ağırlığının kilogramı başına 19 SDR ile çarpımından elde edilecek meblağ” ile sınırlı olduğu, dosya içeriğinde bulunan …senedin de taşınan emtianın 7 kg brüt olarak kabul edildiği, bu durumda, brüt kilogram başına 19 SDR üst limit sorumluluğu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği, dolayısıyla davaya konu somut olayda davacının gerçek zarar miktarı her ne kadar 945,52-EURO ise de, kg başına 19 SDR ile sınırlı zarar tutarı hesaplandığında toplam 133 SDR’nin hüküm tarihindeki kur üzerinden karşılığının hesaplanmasının gerekeceği ve bunun da (133 SDRx1,2343 hüküm tarihindeki kur karşılığı=) 164,16-EURO’ye isabet ettiği görülmüş ve bu miktarın gerçek zarar miktarının altında olduğu ve bu miktara itibar edilmesi gerektiği anlaşıldığından, davalının taşıma konusu emtianın brüt ağırlığına göre konvansiyonun 22/3 ve 24/1. maddeleri uyarınca sınırlı sorumluluk esasına göre belirlenen 164,16-EURO zarar tutarıyla (asıl alacak) ve ayrıca davanın halefiyete dayalı itirazın iptali davası olması ve davacı yanın davalıya takipten önce göndermiş olduğu ihtarnamenin 29/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalıya tebliğden itibaren 10 gün süre verilmiş olması ve davalının 10/12/2018 tarihinde temerrüte düşmüş olması nedeniyle, temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 5,04-EURO faizden de sorumlu tutulabileceği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davanın iş bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne, ayrıca davacı yanca her ne kadar icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de; davanın hava yolu taşıması sırasında meydana gelen hasarın giderimine yönelik bulunduğu, alacağın yargılama ile belirlendiği ve icra inkar tazminatına ilişkin koşulların oluşmadığı (Benzer bir hususta bknz. İstanbul BAM 12. H.D 2017/494 Dosya-2018/33 Karar nolu kararı) anlaşıldığından, davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine ve ayrıca her ne kadar davalı yanca kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de, davacının kötü niyetli olduğuna ve kötü niyetle icra takibi başlatıldığına dair herhangi bir delil bulunmaması ve bu hususun da ispatlanmamış olması nedeniyle koşulları oluşmadığından reddedilen kısım yönünden davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı -Borçlunun, …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın KISMEN İPTALİ ile; takibin 164,16-EURO fiili ödeme tarihi asıl alacak ve 5,04-EURO fiili ödeme tarihi geçmiş gün faizi olmak üzere toplam; 169,20-EURO üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
-Davalı yanın reddedilen kısım yönünden koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 79,38-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 100,52-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
-Davacı tarafından yatırılan 79,38-TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden başvuru harcı 44,40-TL, posta gideri 142,90-TL ve bilirkişi ücreti gideri 1.100,00-TL olmak üzere toplam 1.187,30-TL yargılama giderinin; davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 200,90-TL’sinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacının üzerine BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.109,85-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/3. maddesine göre taktir olunan 1.109,85-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre 238,00 TL’sinin davalıdan, 1.082,00 TL’sinin de davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/2. maddesi uyarınca, MİKTAR İTİBARİYLE KESİN OLMAK ÜZERE karar verildi.17/04/2023

Katip …

Hakim …