Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/388 E. 2022/543 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/388 Esas
KARAR NO :2022/543

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:09/06/2021
KARAR TARİHİ:21/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki çerçevesinde davacı tarafından davalıya lojistik hizmeti verildiğini, verilen hizmetin hakedişleri olarak fatura düzenlendiğini ve davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin davacı şirkete toplam 152.763,08TL borcu olduğunu, davalının faturalara TTK 21/2 maddesi uyarınca 8 günlük süre içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, ödenmeyen borç için …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalı borçlu tarafından icra dosyasına yapılan itirazın haksız olduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu takibe 10/10/2019 tarihinde itiraz ettiklerini, alacaklı davacı tarafından İİK 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık sürenin sonunda işbu davanın açıldığını, hak düşürücü süre nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili davalı şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişki olmadığını, her türlü imzaya ilişkin itirazlarını saklı tutarak faturanın tek başına alacağı ispatlamaya elverişli delil niteliğinde olmadığını, sözleşme üzerindeki imzaların müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, tebliğ edildiği iddia olunan faturaların hiç birinin taraflarına tebliğ edilmediğini, dava şartlarından olan zorunlu arabuluculukk yoluna başvurmadan işbu davanın açıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, öncelikle davanın usulden reddine mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca cari hesap dökümleri ve fatura suretleri ile arabuluculuk tutanakları ibraz edilmiş; takip dosyası ile taraflara ait BA/ BS formları celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının uyaptan incelenmesinde; davacı/alacaklı tarafından davalı/borçlu aleyhine 123.511,98TL tutarındaki cari hesap alacağına ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı/borçluya 07/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği davalı borçlunun 10/10/2019 tarihinde süresi içerisinde takibe itiraz ederek takibin durdurulduğu görülmüştür.
Davalı tarafından her ne kadar cevap dilekçesinde arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmediği bu nedenle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiş ise de davacı tarafça dava dilekçesi ekinde arabuluculuk başvuru talepleri ve oturum tutanakları suretlerinin, 02/07/2021 tarihli dilekçe ekinde ise asıllarının sunulduğu, tutanakların incelenmesinden davalı tarafın arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı, bu bağlamda, zaorunlu arabuluculuğa yönelik dava şartının dava açılmadan yerine getirildiği anlaşılmıştır.
Davalı yanca davanın İİK’nun 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı iddia edilmişse de borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından davalının hak düşürücü süreye yönelik itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler ile getirtilen diğer kayıtlar incelenmiş, 6102 sayılı TTK’nun 83. maddesi hükmü de dikkate alınarak uyuşmazlığa konu alacağın dayanağı olan faturaların ve yapılmış ise ödemelerin taraf şirketlerin ticari defterlerine yansıyış şeklini tespit noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi bakımından 19/01/2022 tarihli celsede inceleme günü belirlenmiş, yasal ihtaratlar hazır bulunan davacı vekiline tefhim edilmiş, hazır bulunmayan davalı tarafa inceleme gününün bildirilmesi ve yasal ihtaratların yapılması bakımından duruşma zaptı tebliğ edilmiştir.
Davacı yanca ticari defterlerin yerinde incelenmesi talep edilmiş, davalı yanca yerinde inceleme talep edilmediği gibi belirlenen inceleme gününde defter ibrazında da bulunulmamıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi 10/04/2022 üst yazı tarihli raporunda özetle; davacının 2019 yılı ticari defterlerinin e-defter olarak tutulduğunu, GİB onaylı yevmiye defteri, defteri kebir e-defter beratlarının usulüne uygun olarak eksiksiz olarak oluşturulduğunu, envanter defterlerinin noter onaylarının yasal süreleri içerisinde yapıldığını, davacının 2019 yılı ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddesine göre delil niteliği taşıdığını, davacı tarafından davalı adına düzenlenen 332.468,20 TL tutarlı faturanın ve 43,25TL tutarlı iade faturasını davalının cari hesabına borç kaydı vererek yevmiye defterine kaydettiğinin görüldüğünü, davacının davalının yapmış olduğu 285.000,00TL tutarlı ödemeleri davalının cari hesabına alacak kaydı olarak yevmiye defterine kaydediliğini, davalının vadesinde ödemediği 123.511,98TL tutarlı faturaları Şüpheli Alacak 2019/40974 açıklaması ile şüpheli alacaklar hesabına aktardığını, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle şüpheli alacaklardan dolayı davalıdan 143.030,38 TL alacaklı olduğunu, davalının mahkemece belirlenen gün ve saatte incelemeye gelmediğini, yerinde inceleme talepleri de olmadığından ticari defterler üzerinde inceleme yapılamadığını, davalının BA formunda 05/10/2019 tarihli … nolu 43,25TL tutarlı faturayı beyan etmediğini, davacının da BS formunda 12/01/2019 tarihli … nolu 59,19TL tutarlı faturayı beyan etmediğini, davalının davacı tarafından düzenlenen faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde itirazda bulunmadığını, davacı tarafça düzenlenen faturaları ticari defterlerine işledikleri dolayısıyla faturaların davalının kabulünde olduğunu, davacının 123.511,98TL asıl alacağı olduğunun hesaplandığını rapor etmiştir.
Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun ve ayrıntılı olmakla Mahkememizce de benimsenmiş, hükme elverişli kabul edilmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalı yanın yasal uyarılara rağmen defter ibrazında bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayıldığı; davacı şirket ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olması nedeniyle sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacı alacağının lehine delil vasfına haiz ticari defterlerinde dayanak kayıtlarıyla mevcut olması ve davalının aksi yönde elverişli delil ibrazında bulunmaması nedeniyle davacı yanın faturaya ve ticari defterlerine dayalı alacak talebinin HMK’nun 222. maddesi kapsamında ispat olunduğu; takip konusu borca ilişkin olarak ödeme belgesi ibrazında da bulunulmaması karşısında davacının itirazın iptali isteminin takip çıkışı tutar olan 123.511,98 TL asıl alacak yönüyle haklı ve yerinde olduğu; öte yandan hüküm altına alınan alacağın likit ve bu yöne ilişkin davalı itirazının haksız olması karşısında İİK’nun 67/2. maddesi kapsamında davacının icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna ulaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin, takip taepnmesinde belirtilen kayıt ve koşullarla kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
2-Hükmolunan (123.511,98TL) alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 24.702,39TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 8.437,10-TL nispi karar ve ilam harcından peşin harç olarak yatan 1.991,26-TL harcın mahsubu ile eksik kalan ‭‭‭6.445,84‬-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan ‭1.991,26-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf ‭‭59,30 TL, bilirkişi ücreti 1.000,00 TL ile posta ve davetiye gideri ‭‭‭52,5‬0 TL toplamı 1.111,8‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 19.526,80 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 21/09/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .