Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/377 E. 2021/787 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/377 Esas
KARAR NO:2021/787

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:04/06/2021
KARAR TARİHİ:09/11/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu edilen faturanın davacı kayıtlarında yer almadığını, davalı taraf ile müvekkili arasında herhangi bir mal veya hizmet alımı olmadığını, davalı ile müvekkili arasında patent-faydalı model tescil işlemleri adı altında bir iş sözleşmesi imzalanmış olduğunu, ancak davalıdan bir mal veya hizmet alımı olmadığını, sözleşme ile yetki anlaşması yapılmış olup İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılınmış olduğunu, davalı şirketin müvekkiline haksız ve mesnetsiz olarak fatura düzenleyip göndermiş olduğunu, faturanın ihtarname ile iade edildiğini, davalı tarafın bu süreçten sonra haksız olarak icra takibi açmış olduğunu, icra dosyasından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, usulsüz tebligat ile takibin kesinleştirildiğini, bu kapsamdaki itirazlarının icra müdürlüğünce red edildiğini, İcra Müdürlüğünün red kararını şikayet yolu ile dava konusu edilmesine rağmen …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında verilen karar ile şikayetlerinin kesin olarak red edildiğini, icra takibinin halen derdest olamsı nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması için öncelikle takibin durdurulması yönünde mahkemece bu talepleri kabul görmediğinde ise icra veznesine yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir taleplerinin bulunduğunu belirterek, müvekkilinin icra dosyası ile alakalı borcu olmadığının tespitine ve ihtiyati tedbir karar verillmesi, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevli mahkemede açılmadığını, davaya bakma görevinin Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ait olduğunu, esasa ilişkin olarak, müvekkili tarafından, davacı tarafla imzalanan sözleşme gereği ilk kalem işin yerine getirildiği, fatura konusu ücrete hak kazandığını, davacı adına kesilen faturanın ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu savunmuş, davanın öncelikte görev yönünden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Taraflar arasında 15.06.2020 tarihinde imzalanmış olan “PATENT/FAYDALI MODEL TESCİL İŞLEMLERİ İŞ SÖZLEŞMESİ” başlıklı sözleşmeye istinaden düzenlenen fatura dayanak yapılarak …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasıyla başlatılan icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Dava konusu icra takip dosyası uyaptan celp edilmiştir. İncelenmesinde; Alacaklının dosyamız davalısı, borçlunun dosyamız davacısı olduğu, davalı alacaklı tarafından davacı borçluya karşı 4.012,00 TL tutarlı 1 adet fatura alacağına ilişkin olarak 4.012,00 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme her iki tarafında kabulündedir. Taraf vekillerinin dava ve cevap dilekçesindeki beyanlarından dava konusu icra takibine dayanak faturanın da bu sözleşme kapsamında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Aksine bir iddia bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere patent ve faydalı modellere ilişkin usul ve esaslar, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanunun 156. Maddesine göre, bu Kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemesidir.
Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için gerekli olan unsurlardır. Diğer bir anlatımla; dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının bulunup bulunmadığını kendiliğinden araştırıp inceler ve bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda mahkemece mesmu (dinlenebilir) olmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerekir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114’üncü maddesi “(1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.”
hükmünü içermektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115/2 maddesinde ise dava şartı eksikliği bulunması halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlığın, taraflar arasındaki patent/faydalı model tescil işlemelerine dair sözleşmeden kaynaklandığı, patent ve faydalı modellere ilişkin usul ve esasların 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununda düzenlenmiş olduğu, bu kanunda öngörülen davalarda görevli mahkemenin, Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ile Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, eldeki davada mahkememizin görevli olmadığı, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilerek, Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde, talep üzerine harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
4-HMK’nun 20. maddesi gereğince, karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza