Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/343 E. 2022/574 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/343
KARAR NO:2022/574

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:26/07/2016
KARAR TARİHİ:27/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 05.06.2016 tarihinde davalı … şirketinin … ZMSS poliçe kapsamında sigortalı bulunan … plakalı … idaresindeki aracın müvekkillerinin destekleri oğulları…’in idaresindeki … plakalı araca kusurlu olarak çarpması sonucu…’in vefat ettiğini, davacıların davayı salt mirasçı sıfatıyla değil destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla açtığını, davalının sorumluluğunun kusur sorumluluğu değil tehlike sorumluluğu olduğunu, Yagıtay içtihatları doğrultusunda davalı şirketin zararın tamamından sorumlu olması nedeniyle kusur tespiti yapılmaksızın hasar miktarı hesaplaması yapılarak hasar miktarının tamamının veya bedelin en az yüzde ellisinin avans olarak ödenmesini, 500,00-TL tazminatın davalı şirketin temerrüde düştüğü tarihten itibaren ticari avans faiziyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Dava dilekçesinin eklerinin kendilerine tebliğ edilmemesinden kaynaklı savunma haklarının kısıtlandığını, dava dilekçesinde bahsi geçen 07.05.2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkil şirkete 13.01.2016 – 13.01.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı … poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğundan dosyanın Adli Tıp’a gönderilerek kusur tespiti yapılması gerektiğini, dava öncesinde kaza sebebi ile müvekkil şirkete başvurulduğunu ve müvekkil şirket tarafından … numaralı hasar dosyası açıldığını, …’in vefatı nedeniyle 08/07/2016 tarihinde toplam 22.796,87-TL ödeme yapıldığını, ödemeye esas alınan kusur oranının %25 olduğunu, tekrar aktüer hesabı yapılması halinde yapılan ödeme tutarının yanında faiz güncellemesinin de dikkate alınması gerektiğini, …’in vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiş ise de davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalındığına kanaat getirilmesi halinde bu zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesaplanması gerektiğini, vefat eden…’in emniyet kemeri takmaması sebebi ile tazminattan indirim yapılması gerektiğini, malul kaldığını iddia eden yolcuların emniyet kemeri takıp takmadıklarının da tespit edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davalı … tarafından ZMMS poliçesi kapsamında olan sigortalı olan … plakalı … idaresindeki aracın davacıların destekleri oğulları olan…’in idaresindeki araca çarpması ile meydana gelen çift taraflı trafik kazsında davacıların destekleri oğullarını kaybetmesinden dolayı davacıların destekten yoksun kalma tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı öncesi yapılan yargılama sonunda, Davacılara ödenen destek tazminatının güncellenerek kaza tarihi itibari ile verilmesi gereken destek tazminatının karşılaştırılması ve açık bir nispetsizlik bulunup bulunmadığının tespiti açısından yaptırılan bilirkişi incelemesine göre ; davalı yan sürücüsünün % 25 kusuruna göre yaptırılan hesaplamada davacıların toplam zararından fazla ödeme yapıldığı anlaşılmakla yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen bu karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bam 9. Hukuk Dairesinin 2019/888 Esas, 2021/661 Karar sayılı, 07/04/2021 tarihli kararı ile ” İlk Derece Mahkemesince gerekçesi açıklanmaksızın kusur oranlarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmadan davalı sigortalı araç sürücüsü %25 oranında kusurlu kabul edilerek karar verilmiştir. Ancak ceza mahkemesi dosyası da getirilmeden kabul edilen kusur oranına göre belirlenen tazminata hükmedilmiş olması eksik incelemeye dayalı olmuştur.
O halde Mahkemece yapılması gereken; meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için ATK yada Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusur raporu alınarak usuli kazanılmış haklarda dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
Kabule göre de tam kusurlu sürücü veya işleten yakınlarının açtıkları davalarda, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmaları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına ilişkin Yargıtay içtihatlarından anlaşılması gereken, sürücü veya işleten kusursuz olsalar bile sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğünün bulunduğu değil, sürücü veya işleten kusurunun destekten yoksun kalan üçüncü kişileri etkilemeyeceğidir. Somut olayda da; iki taraflı trafik kazası nedeni ile davalı … dava dışı sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumluluğuna dayanılarak dava açılmıştır. Davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf talebi yerinde değildir.
Kabule göre de davalı vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin harca esas dava dilekçesi ile talep edilen 500 TL geçemeyeceğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf Mahkemesi kararı doğrultusunda dosya yeniden ele alınmış, yargılamaya devam olunmuş, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusura ilişkin rapor alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi 31.05.2022 tarihli raporunda; sürücü …’ün % 25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğunu, müteveffa sürücü…’in % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine vardıklarını bildirilmiştir.
Dosyamızda istinaf kaldırma kararı öncesi davacılara ödenen destek tazminatının güncellenerek kaza tarihi itibari ile verilmesi gereken destek tazminatının karşılaştırılması ve açık bir nispetsizlik bulunup bulunmadığının tespiti açısından alınan aktüer bilirkişi raporuna göre, davalı yan sürücüsünün % 25 kusuruna göre yapılan hesaplamada, davalı … tarafından davacılara davacıların toplam zararından fazla ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 53. Maddesinde; ölüm halinde uğranılan zararların, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85 . Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
Somut olayda;Davacıların çocuğu olan … 07.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazadasında hayatını kaybetmiştir. Kazaya sebebiyet veren … plakalı araç davalı … tarafından kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesi ile sigortalanmıştır. Kaza tarihi itibarı ile ZMM Sigorta poliçe azami teminat tutarı kişi başı sakatlanma ve ölüm halinde 310.000,00 TL.’dir.
Davalı … kazaya sebebiyet veren aracı kaza tarihi itibarı ile ZMMS poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketidir. ZMMS Poliçesi ile işletenin veya sürücünün kusurlu davranışı teminat altına alınmaktadır. ZMMS teminatı sunan davalı … poliçede gösterilen teminatlar dahilinde kalmak kaydıyla 3. kişilerin maruz kaldığı gerçek zararlardan sorumludur.
Kaza sonrası açılan hasar dosyası kapsamında davalı … tarafından davacılara 08.07.2016 tarihinde toplam 22.796,87 TL ödeme yapılmış olduğu, mahkememizce Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 31.05.2022 tarihli rapora göre, davalı … şirketine sigortalı aracın sürücüsü …’ün % 25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, yine dosyamızda davacılara ödenen destek tazminatının güncellenerek kaza nedeni ile verilmesi gereken destek tazminatının karşılaştırılması ve açık bir nispetsizlik bulunup bulunmadığının tespiti açısından alınan aktüer bilirkişi raporuna göre, davalı yan sürücüsünün % 25 kusuruna göre yapılan hesaplamada davacıların toplam zararının 23.165,38 TL olduğu, davalı … tarafından hasar dosyası kapsamında davacılara ödenen 22.796,87 TL bedelin güncellenmesi sonucu indirime tabi tutarın 24.579,02 TL olduğu, indirim sonrası davacıların zararının kalmamış olduğu tespit edilmiştir.
Tüm bu açıklama ve tespitler ışığında, dava konusu kazada davacıların desteği ve oğlunun ölümünden dolayı davalı … şirket tarafından davacılara tespit edilen destekten yoksun kalma tazminatından daha fazla ödeme yapılmış olduğundan davanın reddine karar verilmiş ve bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gerekli 80,70-TL harcın karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 51,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının sarf eden davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı olmadığından bu hususta hüküm tesisine yer olmadığına,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-HMK 333 maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yanlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸