Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/339 E. 2022/319 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/415 Esas
KARAR NO :2022/317

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/06/2021
KARAR TARİHİ:18/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracın davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait … plakalı araç ile 16/06/2020 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, müvekkil aracının değer kaybına uğradığını, kaza sebebi ile müvekkile ait aracın SBM kayıtlarında %100 kusurlu bulunduğunu ancak kaza sonrası kusur ve hasarın tespitinin amacı için …LTD ŞTİ’ye yapılan müracaat sonucunda davalının kusur oranının %25 olarak hesaplandığını, bu sebeple bilirkişi incelemesi ile kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu olay ile oluşan değer kaybına ve hasara ilişkin zarardan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile şimdilik olmak kaydıyla 100,00-TL değer kaybı, 177-TL ekspertiz ücreti, 100,00-TL hasar tutarı, 354,00-TL ekspertiz ücreti ve 354,00-TL kusur rapor ücretinin tahsilini talep etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin … plakalı araca sigorta poliçesi düzenlediğini, davaya konu kaza nedeniyle hasar dosyası açıldığını, kazada müvekkilinin sigortalı aracının %25 kusurlu olduğunun iddia edilse de, taraflar arasında düzenlenen tutanağın incelenmesi sonucunda müvekkilinin sigortalısı aracın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin maddi zararlarda araç başına azami 41.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, meydana gelen kazada tüm kusurun … plakalı araçta göründüğünü, yokluklarında düzenlenen ekspertiz raporunu kabul etmediklerini, bilirkişi ile yeni bir inceleme yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, 16/06/2020 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı yanca dava dilekçesi ekinde, meydana gelen trafik kazasına ilişkin düzenlenen tutanak, ekspertiz raporu, fatura, ödeme dekontu, sigorta başvuru teslim belgeleri ve arabuluculuk son tutanağı ibraz edilmiştir.
Dosyaya mübrez dilekçe ve belgeler incelenmiş, uyuşmazlık teknik çözümü gerektirdiğinden Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve alınan bilirkişi raporunda; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47/d “ Trafik Kurallarına uymama” , Madde 52 / a “ Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak ”, Madde 57/c-2 “ Kavşaklarda geçiş hakkı “ ve Madde 84/ h “ Asli kusurlar “ maddelerini ihlal etmesi nedeniyle … plakalı araç sürücüsü …’ın % 75 oranında asli kusurlu olduğunu ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47/d “ Trafik Kurallarına uymama”, Madde 52/a ve “Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak ” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle 34 DZ
3615 plakalı araç sürücüsü …’ nin %25 oranında tali kusurlu olduğunu, dava konusu … Plaka sayılı araçta kaza tarihi itibariyle hasar tutarının KDV Hariç 2.500,00 TL olduğunu, dava konusu … Plaka sayılı araçta kaza tarihi itibariyle değer kaybı tutarının 8.000,00 -TL olduğunu, davacı vekili tarafından talep edilen ve faturaları sunulan,354,00 TL Hasar Ekspertiz ve 354,00-
TL kusur raporu ücretinin ödenmesi hususlarının Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 22/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile hasara ilişkin talebini 2.500,00 TL’ye, değer kaybına ilişkin talebini 8.000,00 TL’ye arttırmış, dava dilekçesindeki 200,00 TL’ye kaza tarihinden, arttırılan 10.300,00 TL’ye ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından karar duruşmasında ıslah talebinde bulunulurken maddi hata yapıldığı, kusur oranlarının sehven dikkate alınmadığı beyan edilmişse de, bu beyanın davalı vekilinin itirazı üzerine yapılmış olması ve harcın arttırılan değer üzerinden yatırılmış olması nedeniyle davacı vekilinin maddi hataya yönelik talepleri Mahkememizce kabul görmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 50. maddesinde; Zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra ve kaza tarihi de dikkate alınarak Genel Şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmiştir.
Dosya kapsamına uygun, teknik ve ayrıntılı hazırlanmış olmakla, Mahkememizce de benimsenen bilirkişi raporunda 16/06/2020 tarihinde gerçekleşen kazanın oluşumunda, davalı sigorta şirketine 10/04/2020- 2021 vadeli 254821874 numaralı trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’nin %25 oranında, davacıya ait … aracı kullanan …’ın %75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olmakla, davacı yanın zararlarından davalı sigorta şirketinin sigortalı aracın kusuru oranında sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Bu bağlamda, bilirkişi tarafından piyasa rayici üzerinden yapılan hesaplamada davaya konu kaza nedeniyle davacıya ait araçta oluşan değer kaybının 8.000,00 TL olduğu, hasarın da 2.500,00 TL olduğu tespit edilmiş olmakla, kusur durumuna göre davacının değer kaybına ilişkin olarak 2.000,00 TL, hasara ilişkin olarak 625,00 TL olmak üzere toplam 2.625,00 TL tazminat talep edebileceği kanaatine ulaşılmıştır.
Davacının KTK’nun 99. maddesindeki koşulları yerine getirdiği dosya kapsamından anlaşılamadığından davalının temerrüdünün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği anlaşılmışsa da ıslahla arttırılan miktarlara ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep edildiğinden, taleple bağlılık ilkesi uyarınca değerlendirme yapılmış, hükmedilen tazminatın 200,00-TL’sına dava tarihinden, bakiye 2.425,00-TL’sına talep doğrultusunda 22/03/2022 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Yine TTK’nın 1426/1 maddesinde, sigortacının, sigorta ettiren, sigortalı yada lehtar tarafından rizikonun tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile ödemek zorunda olduğu düzenlenmiş olup, davacının talep ettiği 354,00 TL ve 177,00 TL ekspertiz gideri ile 354 TL kusur raporu giderinin makul gider kapsamında olduğu ve davacı tarafından yargılama gideri olarak talep edilebileceği kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, hasara yönelik olarak 625,00-TL ve değer kaybına yönelik olarak 2.000,00-TL olmak üzere toplam 2.625,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, hükmedilen tazminatın 200,00-TL’sına dava tarihinden bakiye 2.425,00-TL’sını talep doğrultusunda 22/03/2022 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz İŞLETİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden REDDİNE,
2-Davacının kusur raporuna ve ekspertiz ücretine yönelik masraf taleplerinin yargılama giderleri faslında DEĞERLENDİRİLMESİNE,
3-Alınması gereken 179,31 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan ‭235,2‬0 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan ‭55,89‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılıp da karar ve ilam harcına mahsup edilen 179,31 TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 990,00 TL’nın davacıdan, ‭330‬,00 TL’nın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 59,30 TL, 900,00-TL bilirkişi ücreti ve ‭53,6‬0-TL posta gideri, ‭354,00 TL ekspertiz ücreti, 177,00 TL ekspertiz ücreti, 354,00-TL kusur raporu ücreti olmak üzere toplam ‭1.897,9‬0 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre ‭474,47-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arta kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 2.625,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3. maddesi gereğince hesaplanan 2.625,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğinin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.18/05/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .