Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/305 E. 2023/356 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/305 Esas
KARAR NO:2023/356

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/01/2017
KARAR TARİHİ:02/05/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalıya yapmış olduğu güvenlik ekipman işi karşılığı olarak … sıra nolu, 31/08/2015 tarihli, 653,15 TL bedelli, … sıra nolu, 30/11/2015 tarihli, 2.505,62 TL bedelli, … sıra nolu, 30/11/2015 tarihli, 3.772,24 TL bedelli ve … sıra nolu, 09/12/2015 tarihli, 460,20 TL bedelli olmak üzere toplam 7.391,21 TL bedelli faturaları düzenlediğini ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirkete gönderilen faturaların kargo teslim tutanakları ile davalı şirket daimi çalışanları … isimli çalışanlar tarafından teslim alındığını, gönderilen faturalara karşı davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini ancak müvekkiline herhangi bir ödeme de yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafça yapılan haksız itiraz üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili ticari kayıtlarında dava konusu edilen faturaya dayalı mal alımı olmadığı gibi başka sebeple kaynaklanan bir borcunun da olmadığını, davacı tarafça bir sözleşme ibraz edilmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, 10/07/2015 tarihli irsaliyede not olarak bakım yapılacağının bildirildiğini, bunun devamında işlemin yapıldığına dair hiçbir tesellüm belgesi olmadığı halde 09/12/2015 tarih … numaralı faturanın tanzim edildiğini, açıklama olarak ise servis bedeli yazıldığını, davacının müvekkiline hizmet sunmadığı gibi servis bedeli olarak 460,20 TL tutarında kendi keyfiyeti ile müvekkilini borç altına sokmak istediğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, kargo teslim belgelerinin tek başına davaya konu faturaların içerdiği şekilde müvekkiline teslim yapıldığının ispatı olmadığını, 16/09/2015 ve 18/09/2015 tarihli 2 ayrı irsaliye için her nasılsa 18/09/2015 tarihli tek servis formunun düzenlendiğini, servis formunda işlemin ücretli olduğuna dair hiçbir bilgi veya işaret de olmadığı ancak buna rağmen 30/11/2015 tarih … numaralı faturanın tanzim edildiğini, davacının ücretsiz yapması gereken işlemleri haksız yere fatura ederek haksız kazanç sağlama çabası içine girdiğini, 15/09/2015 tarihli irsaliye ile iade alınanın kamera olduğu, arızalı diğer parçaların da değiştirldiğine dair evraklar düzenlendiği 30/11/2015 tarihli faturada yine servis bedeli dahil afaki bedellerin yansıtıldığını, işlemin ücretli olduğuna dair hiçbir bilgi veya işaret de olmadığını, ücretsiz değiştirilecek ürünler için haksız taleplerin devam ettiğini, yine 13/07/2015 tarihli irsaliye gerekçe gösterilerek 31/08/2015 tarihli faturanın tanzim edildiğini, afaki servis ücretinin faturaya yansıtıldığını, davacının 10/07/2015 – 13/07/2015 – 15/09/2015 – 16/09/2015 tarihlerinde 4 ayrı hizmet – servis bedeli faturası tanzim ettiğini, dayanağı belli olmayan alacak kalemleri ile davaya konu icra takibini başlattığını, faturaların tebliğ edilmediğini, davacının cari kayıtlarında alacak bulunduğu belirtilmiş ise de alacağın gerçekte var olmayan, haksız şekilde düzenlenen faturalara dayalı olduğunu , ücretsiz işlemlerin ve garanti kapsamında değiştirilmesi zorunlu ürünlerin bedel olarak yansıtılmaya ve tahsil edilmeye çalışıldığını savunarak, davanın reddine %20 den az olmamak kaydıyla davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda … sayılı 16/07/2018 tarihli kararı ile, tüm dosya muhteviyatı, bilirkişi tarafından ticari defterler üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda, takibe konu faturalardan bir kısmının davalıya tebliğ edildiği, ancak süresinde faturaya herhangi bir itirazın davalı tarafça yapılmadığı, davacının ticari defterlerini delil olarak gösterdiği, aynı zamanda bu şekilde davalı ticari defterlerine de dayandığı, davalı defter incelemesinde de, iki adet faturanın davalı defterlerinde de kayıt gördüğünü, taraf defterlerinin kısmen uyumlu olduğu, davacının 5.000,00 TL üzerinde yer alan faturayı BS formu ile vergi dairesine bildirmiş olması, yine mübrez sistem montaj formu, servis formu, 15/09/2015 tarihli sevk irsaliyesi, 16/09/2015 tarihli sevk irsaliyesi, 10/07/2015 tarihli sevk irsaliyesi belgelerinde müşteri hanesinde davalı şirket adına imza bulunuyor olması ve böylelikle davacı ile davalı arasında hizmet alımı konusunda olağanlaşmış bir süreç meydana gelmiş olması nedenleriyle davacının davasının 2004 sayılı İİK’ nın 67.marddesi gereğince “genel hükümler dairesinde” ispat edildiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalının …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takibe itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden asıl alacak ve faiz üzerinden devamına, kabul edilen alacağın (7.391,21 TL) %20’si tutarında icra inkar tazminatı olan 1.478,24 TL takdirine, takdir olunan bu icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen iş bu kararın, davalı vekili tarafından istinaf talebi bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/1832 esas ve 2021/532 karar sayılı 15/03/2021 tarihli kararı ile “Taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirildiğinde; mahkemece hükme esas alınan ve mali müşavir bilirkişiler tarafından hazırlanan her iki bilirkişi raporu dayanak alınmak suretiyle, takip konusu yapılan 31/08/2015 tarih, A-… nolu, 653,15 TL bedelli ve 09/12/2015 tarih, A-… nolu, 460,20 TL bedelli 2 adet faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığının kabul edilmesi isabetli olmuştur. Ancak davalı yanın, sözleşme ilişkisi kabul edildiği taktirde, sözleşme konusu işin yapılmadığı yönündeki savunmasına rağmen, takip konusu faturalardaki işlerin yapılıp yapılmadığı konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmadan, sadece mali müşavir bilirkişilerce ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucu hazırlanan raporlara istinaden ve özellikle davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan 30/11/2015 tarih, A-… nolu, 3.772,24 TL bedelli fatura ile 30/11/2015 tarih, A-… nolu, 2.505,62 TL bedelli faturaların, içeriği belli olmayan ve davalı çalışanı olup olmadığı kayıtlarla tespit edilemeyen kişilerce teslim alınan kargo teslim fişleri esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde, mahkemece yapılacak iş, öncelikle sevk irsaliyelerinde isim ve imzası bulunan şahısların davalı çalışanı olup olmadığının araştırılıp, hükme esas alınan bilirkişi raporlarını hazırlayan mali müşavirlerden sonuncu raporu hazırlayan …’in yanına bir elektrik mühendisi bilirkişi eklenerek oluşturulacak kuruldan, takip konusu olan 4 adet faturada yazılı işlerin yapılıp yapılmadığının tespiti açısından ek rapor aldırılıp, hazırlanacak ek rapor ile birlikte her iki yanın delillerinin birlikte değerlendirilmesi akabinde sonucuna uygun karar vermekten ibarettir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen karar kaldırılmış ve yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz İstinaf Mahkemesi kararı ile bağlı olduğundan İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda araştırmalar yapılmış, ilgili kurumlara müzekkereler yazılmış, daha önce dosyamıza rapor sunan bilirkişi …’in yanına Elektrik Mühendisi Prof. Dr. …’un ilavesi ile bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden’ndan alınan 09.06.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 1) 09.12.2015 tarih ve A-… Servis Bedeli 460,20.-TL olan Hizmet Satışına ilişkin faturada belirtilen hizmetin yerine getirilip getirilmediğini bu gün itibariyle fiilen tespitinin mümkün olamayacağını, 2)Faturaları teslim alanların Davalının Sigortalı işçilari olup olmayacağının kök raporda belirtilen görüşü, sigortasız içileride olabilcekleri nedeniyle ve Tebligat Kanunu ile ilgili bir durum olduğundan, Bilirkişilik Kanunu ve ikincil mevzuatına göre bilirkişi olarak hukuki yorum ve değerlendirmelerde bulunamayacakları nedeniyle, 3)Davalı ile Davacı arasında ticari ilişkinin olduğunu, karşılıklı güvene dayalı olarak Cari Hesap(Açık) şeklinde çalıştıklarının net olması nedeniyle, 4)Davacının Dava konusu alacağına ilişkin faturaları yasal defterlerine hasılat olarak keydetmesi ve faturalara ilişkin bilgilere form BS lerinde yer vermiş olması nedeniyle, 5)Hiç bir ticaret erbabının alacağı olmadığı halde; başkası adına kendisine ait hasılat faturaları tanzim edip gelir beyan edeceği akla ve mantığa aykırı olacağı düşüncesinde olduklarından, bilirkişinin kök raporda belirtilen, Davacının, Davalı (İstinafta bulunan) yandan 7.391,21.-TL Cari hesap alacaklısı olduğuna ilişkin bilirkişi görüşünün, Bilirkişilerce uygun görüldüğünü, farklı bir görüş belirtmeye yer olmadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
SONUÇ :Tarafların iddiaları ile ilgili nihai karar, 6100 Sayılı H.M.K .nun 266 ve 282.maddeleri uyarınca Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, dava dosyası ve içeriğindeki tüm belgeler,davacının iş mahallinde ibraz ettiği defter ve belgeleri üzerinde daha önce bilirkişilerin kök raporlarında belirtikleri tespitler dikkate alınarak; 1-Davacı ….nin Davalı(İstinafta bulunan) … A.Ş.den 7.391,21 TL Cari hesap alacaklısı olduğuna ilişkin, kök raporda belirtilen görüşte bir değişikliğin olamayacağını, 2-Alacağın aslı ile ilgili hesaplanabilecek Faiz ve Fer’ilerinin belirlenmesi konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden’ndan alınan 12.10.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök raporda belirtilen, davacının 7.391,21 TL Cari hesap alacaklısı göründüğü tespitlerinde bir değişiklik olmadığını, ancak davacının cari(açık) hesap alacağına karşılık basiretli bir tüccar gibi davranıp çek-senet ve benzeri bir belge almadığı nedeniyle, raporlarının yukarıdaki bölümlerinde tespit edilen verilerin Sayın Mahkemece dikkate alınıp, hukuki yorum ve değerlendirmelerini de katarak Davacının kesin alacaklı olup olmadığının belirlenmesi, Bilirkişilik kanunu ve ikincil mevzuatı, 6100 Sayılı H.M.K .nun 266 ve 282.maddeleri uyarınca Sayın Mahkemeye ait olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İddia, savunma dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Taraflar arasında ihtilaf konusu olmayan sözleşme gereğince davacı yüklenici sıfatıyla, davalıya ait güvenlik ekipmanlarının bakım ve montaj işini yapmayı üstlenmiştir.
Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında, …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasından 31/08/2015 tarihli, 653,15 TL bedelli , 30/11/2015 tarihli, 2.505,62 TL bedelli, 30/11/2015 tarihli, 3.772,24 TL bedelli, 09/12/2015 tarihli, 460,20 TL bedelli 4 adet faturadan kaynaklı toplam 7.391,21 TL bakiye iş bedeli alacağının tahsili için 15/11/2016 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır.
Dava itirazın iptali davası olup, itirazın iptali davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin ve alacağın varlığının ispatlanması gerekmektedir. Bu ispat yerine getirildiği takdirde ispat külfeti davalı borçlu tarafa geçecek ve borcun istenebilir olmadığını, ödendiği hususlarını ispat etmesi gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Taraflar arasında sözleşmeye ve içeriğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilaf, takip dayanağı olan 4 adet faturaya ilişkin işin yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; Her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, delil niteliğine haiz olduğu, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan dava ve takip konusu 4 adet fatura toplamı kadar olmak üzere 7.391,21 TL alacaklı olduğu, takip konusu yapılan 31/08/2015 tarih, A-… nolu, 653,15 TL bedelli ve 09/12/2015 tarih, A-… nolu, 460,20 TL bedelli 2 adet faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 30/11/2015 tarih, A-… nolu, 3.772,24 TL bedelli, 30/11/2015 tarih, A-… nolu, 2.505,62 TL bedelli 2 adet faturanın ise davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı kayıtlarına göre davacının davalıdan kayıtlı 2 adet fatura bedeli olan toplam 1.113,35 TL tutarında alacaklı olduğu; Bilirkişi heyeti rapor ve ek raporuna göre, dava ve takip konusu faturalar kapsamında işin yapılıp yapılmadığın aradan uzun süre geçmiş olmasından dolayı tespitinin mümkün olmadığı; Dava konusu alacağa ilişkin fatura ve sevk irsaliyelerinin gönderildiği iddia olunan kargo teslim fişlerinde içeriğin belli olmadığı, bu fişlerde teslim alan kısımlarında adı geçen …’in SGK’dan celp edilen çalışan listelerinde adlarının geçmediği, sadece 2015/12 döneminde … isimli birinin bulunduğu, bu kişinin kargo teslim fişinde adı geçen … adlı kişi olup olmadığının tespit edilemediği; Dava ve takip konusu yapılan 31/08/2015 tarih, A-… nolu, 653,15 TL bedelli ve 09/12/2015 tarih, A-… nolu, 460,20 TL bedelli 2 adet faturanın davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olması nedeniyle taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığının sabit olup, bu faturalara itiraz edildiğine dair davalı tarafın bir ispatının bulunmadığı, TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılacağı, bu durumun yerleşik yargıtay içtihatları kapsamında işin yapıldığına, hizmetin verildiğine karine teşkil edeceği, buna göre de, davacının bu iki fatura nedeniyle alacağının varlığı ve miktarını ispatlamış olduğu, davalıdan 1.113,35 TL alacaklı olduğu, davalının bu bedeli ödediğini, veya istenebilir olmadığına ilişkin bir ispatının bulunmadığı; Dava ve takip konusu yapılan 30/11/2015 tarih, A-… nolu, 3.772,24 TL bedelli, 30/11/2015 tarih, A-… nolu, 2.505,62 TL bedelli 2 adet faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, davacı tarafça bu iki adet fatura kapsamında işin yapıldığına, faturaların davalıya tebliğ edildiğine dair ispata yarar bir belge delil sunulmadığı, davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan bu faturalara ilişkin, içeriği belli olmayan ve davalı çalışanı olup olmadığı kayıtlarla tespit edilemeyen kişilerce teslim alınan kargo teslim fişlerinin davayı ispatlayıcı mahiyette olmadığı, davacının bu iki fatura nedeniyle davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 1.113,35 TL alacaklı olduğu olduğu, davalının bu miktar yönüyle icra takibine itirazında haksız olduğu, tarafların tacir olması karşısında bu bedele takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranında avans faizi talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmış, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ayrıca alacak likit olduğundan, davalı itirazında kısmen haksız buluduğundan hükmolunan 1.113,35 TL alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de, davalı tarafça, davacının kötü niyetle takip yaptığına dair, dosya kapsamında toplanan delillere göre mahkememizde bir kanaat oluşmadığından, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenler ile aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının, 1.113,35 TL asıl alacak alacak yönünden İPTALİNE, Takibin bu asıl alacak miktarı üzerinden takip talebindeki şartlarla DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan 1.113,35 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 222,67 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 126,23-TL’nin mahsubu ile bakiye 53,67‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 126,23-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı parası, 301,90 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.333,3‬0 yargılama masrafının davanın kabul oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 502,10-TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, fazlasının KENDİSİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan 196,20 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı parası, 131,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 327,7‬0 TL yargılama masrafının davanın ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 278,34-TL’sinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE, fazlasının KENDİSİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 1.113,35-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.277,86-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
10-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır