Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/3 E. 2021/8 K. 13.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/3
KARAR NO :2021/8

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:23/05/2016
KARAR TARİHİ:13/01/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Davalı … A.Ş.’ye ait … plakalı araç, müvekkiline ait … plakalı aracına 03.05.2015 tarihinde çarparak ağır derecede hasar oluşturduğunu, yapılan tamirat sonrası müvekkilinin aracı kullanılacak hali gelmiş ise de önemli miktarda aracın değer kaybı olduğunu, müvekkilince Sigorta Eksperi- Adli Bilirkişi tarafından yaptırılan 07.04.2016 tarihli değer kaybı ekspertiz raporu incelenmesinde müvekkiline ait araçta 19.700-TL değer kaybı olduğunu ve aracın günlük kiralama bedeli 200,00-TL den hesaplandığından toplam 4.400,00-TL olarak hesaplandığını, müvekkilinin davacının aracında oluşan kaza değer kaybı alacağı olan 19.700-TL’nin kaza tarihi olan 03.05.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile müvekkilinin davacının aracını kullanamamasından doğan gün kaybı alacağı olan 4.400-TL’nin kaza tarihi olan 03.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, dava sonuçlanıncaya kadar davalı… A.Ş.’ne ait … plakalı aracın trafik tescil kaydını, aracın başkalarına devir temlik veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesini özetle; müvekkili sürücüsü olduğu … A.Ş. Üzerine kayıtlı … plakalı aracın davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu davacı aracında oluşan değer kaybı ile aracın kullanılamamasından kaynaklı zararın kaza tarihi olan 03.05.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiğini, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 07.04.2016 tarihli değer kaybı ekspertiz raporunu özel olarak ve talep üzerine hazırlatıldığını, araçta değer kaybı oluştuğunu kabul anlamına gelmemek ihtirazi kaydı ile değeri hesaplanırken aracın sıfır değeri ile değil muadil ikinci el değeri ile kıyaslanmasının yapılması gerektiğini, gün kaybı alacağı talebinin ise resmi nitelikteki belgeler ile ispatı gerektiğini, davacının ibraz ettiği belgeler arasında herhangi bir masraf belgesinin olmadığını, bu nedenlerle davanın iş bölümü itirazı çerçevesinde öncelikle görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesini, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Bilirkişi raporuna göre; 03.05.2015 tarihinde meydana gelen olayda, davalı taraf sürücüsü …’in %100 (Yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğunu, Davacı taraf sürücüsü …’in kusursuz olduğunu, dava dışı sürücü …’nun kusursuz olduğunu, 03.05.2015 tarihinde meydana gelen kaza sonucu olaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin … plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu, hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğunu, söz konusu aracın toplam hasar tutarının (KDV dahil) 30.881,78-TL olduğunu, aracı kullanamamaktan doğan zararın 1.400,00-TL civarında olabileceğini, davacı tarafın … Plaka sayılı aracında toplam 19.225,00-TL değer kaybı meydana geldiğini, davacı …’a 16.06.2016 tarihinde değer kaybı bedeli olarak 11.880,00-TL ödeme yapıldığı hususu dikkate alındığından kalan 7.345,00-TL değer kaybı tutarının (%100)’ü olan (7.345,00-TL) tamamından davalı tarafın sorumlu olduğu belirtmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas N: 2015/10017, Karar No: 2016/832 ve 25.1.2016 tarihli kararında “Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf, kusuru oranında, gerçek zarardan sorumlu olur. Zarar verenin aracını Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalayan sigorta şirketi de zarar veren ile birlikte zarar görenin gerçek zararından sorumludur. Dairemiz’in yerleşik uygulamasına göre; trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren hem de zorunlu trafik sigortacısı sorumludur. Bu nedenlerle, davalı … şirketlerinin de araç değer kaybından sorumlu olduğu gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeyle, belirtilen şekilde hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.” görüşüne yer verilmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/11431, Karar No: 2016/2962 sayılı ilamında da ” Yukarıda açıklanan nedenlerle ZMSS şirketi, kaza sonucu meydana gelen gerçek zarardan azami poliçe limitine kadar kusur oranında sorumludur. Araçta meydana gelen değer kaybı da gerçek ve doğrudan zararlardandır.” görüşüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yargıtay içtihatları doğrultusunda değer kaybının doğrudan ve gerçek zarar oluşu, davalı taraf sorumlukluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle değer kaybı bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın kabulüne ancak araç mahrumiyeti sebebiyle davacı iddiası ispat olunmadığından ve BK’nin 50/2 gereğince hakkaniyet gereği bu bakımından talebin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen 25/09/2017 tarihli ve 2016/562 Esas 2017/724 Karar sayılı karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesini yapan İstanbul BAM 9. HD 10/12/2020 tarihli 2020/1802-4090 Esas- Karar sayılı kararıyla; “…Davalı sürücü hakkında açılan dava “haksız fiil” hukuki sebebine dayanmaktadır. Dolayısıyla davacı, aracında meydana gelen zararı karşı araç sürücüsünün haksız fiilden doğan sorumluluğu ve TBK hükümleri kapsamında talep ettiğine, davanın tarafları tacir olmayıp uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmamasına göre ve davaya konu araç yolcu nakli-hususi kullanım amaçlı da olduğundan, açılan davada ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, bu uyuşmazlıkta genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, buna göre davanın dava şartı yokluğundan (görev) reddine karar verilmesi gerektiği halde, davalıların müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek esastan karar verilmesi doğru olmamıştır…” gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır.
İstinaf mahkemesince verilen ve yukarıda değinilen karar kesin olup, istinaf kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere; davalı sürücü hakkında açılan davanın; haksız fiil hukuki sebebine dayandığı, dolayısıyla davacı, aracında meydana gelen zararı karşı araç sürücüsünün haksız fiilden doğan sorumluluğu ve TBK hükümleri kapsamında talep ettiğine, davanın tarafları tacir olmayıp uyuşmazlığın da tarafların ticari işletmesiyle ilgili olmamasına göre ve davaya konu araç yolcu nakli-hususi kullanım amaçlı da olduğundan, açılan davada ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, bu uyuşmazlıkta genel mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın geçirdiği safahat ve usul ekonomisi ilkesi göz önünde bulundurularak istinaf kaldırma kararı akabinde usul ekonomisi de gözetilerek dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi uygun görülmüş ve buna göre aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13.01.2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza