Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/257 E. 2023/333 K. 17.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/257 Esas
KARAR NO : 2023/333 Karar

DAVA : Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 13/04/2021
KARAR TARİHİ : 17/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen kredi sözleşmeleri kapsamında davalı şirketin borçlarını ödememesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ancak davalı borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, İstanbul …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasından başlatılan takibin devamı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görevli mahkemelerin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemelerinin olduğunu, görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, davacı taraf kredi sözleşmesinden bahsetmiş ise de borcun neden kaynaklandığını gerek ödeme emrinde gerekse dava dilekçesinde belirtmediğini, müvekkilinin davacı banka ile pos cihazı kullanılarak öğrenci velilerinin bir kısmıyla peşin olarak anlaştığını ve kredi kartına taksit işlemi yapıldığını, davacı banka ile pos cihazı kullanımı haricinde herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığını, müvekkili şirket adına başlatılan takibe müvekkili şirket tarafından usulüne uygun olarak itiraz edildiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın reddini, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi, beyan ve talep dilekçeleri, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi kök ve ek raporları ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında; 41.093,31-TL asıl alacak, 2.229,01-TL işlemiş %28,6 temerrüt faizi, 111,45-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 43.712,96-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca, vekalet ücretine ve bilcümle ferilerine ve yetkiye itiraz ederek takibi durdurduğu görülmüştür.
Davalı yanın, icra müdürlüğüne sunulan itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün ve mahkememize sunulan cevap dilekçesinde de mahkememizin yetkisine olan itirazlarının, mahkememizce yapılan 06/09/2021 tarihli celsede; “Davalı yanın İcra Müdürlüğünün ve Mahkememizin yetkisine olan itirazının taraflar arasında akdedilen sözleşmenin “Yetkili Mahkeme” Madde başlıklı 27. Maddesi gereği İstanbul(Çağlayan) İcra daireleri ve Mahkemeleri de yetkili kılındığından Reddine” şeklindeki kararla reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve davalı-borçluların icra müdürlüğü’ne sunmuş oldukları itiraz dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itiraz etmiş olmaları nedeniyle, mahkememizin 06/09/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “İddia savunma ve toplanan tüm deliller kapsamına göre ve taraflar arasındaki sözleşme hükmüne nazaran davacı banka ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, var ise takip tarihi itibariyle banka alacağının faiz oranı, faiz başlangıç tarihi ve diğer feri alacaklarla birlikte saptanması ile ayrıca iddia ve savunma kapsamında taraflarca var ise bilirkişi incelemesinde cevaplandırılması istenilen hususları da kapsar şekilde, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor tanziminin istenilmesine” karar verilmiş, dosya heyete tevdi edilmiş ve bilirkişi … tarafından 26/04/2022 tarihli kök rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, kök raporun incelenmesinde özetle; “Davacı banka ile davalı arasında Üye İşyeri Sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasında akdedilen POS cihazı Üye İşyeri Sözleşmesine istinaden davalıya ait işyerine POS cihazı bağlanmış olduğu, davalının POS cihazı üzerinden tahsil ettiği eğitim-öğretim ücretlerine kart hamillerinin itirazları üzerine, davacı bankanın chargeback (ters ibraz-iade işlemi) işlemleri yapıp daha önce davalının POS cihazı üzerinden tahsil etmiş olduğu harcama bedellerini… ve …CAPRD kuralları uyarınca kart hamillerin iade etmiş olduğu, Banka defterler ve kayıtlarının kesin delil olacağı ve bir ihtilaf halinde bu kayıtların esas alınacağının, POS Üye Sözleşmelerinin 22. m. hükmü ile taraflarca karşılıklı olarak kabul ve taahhüt edildiği, bu sözleşmenin 22.mad maddesi hükmü uyarınca, banka defter ve kayıtlarının HMK 193. mad. hükmünde kesin delil vasfına haiz olduğu/olacağının kabul edilmiş olduğu, bu nedenle değerlendirmenin banka kayıtları esas alınarak yapılmasının gündeme alınabileceği, buna mukabil davalı yan herhangi bir ticari defter, kayıt ve ödeme belgesi sunmadığı, davalının sadece soyut beyanlarla borcun bulunmadığını öne sürdüğü, sözleşmedeki imzasına da itiraz edilmediği, bu durumda davacı bankanın ticari defter ve kayıtlarının esas alınmak durumunda kalındığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü 05/03/2020 tarih ve … esas sayılıı dosyası ile davalı aleyhinde genel haciz yoluyla 41.093,31-TL asıl alacak, 2.229,01-TL işlemiş %28,6 temerrüt faizi, 111,45-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 43.712,96-TL üzerinden ilamsız icra takibi açıldığı, davacının hesap kat ihtarıyal talelp ettiği alacağın varlığını ve miktarını açıkça ispatlayamamış olmakla birlikte hesap at ihtarıyla 32.775,30-TL talep edilirken takip talebinde bu miktarın dayanaksız olarak 41.083,31-TL’ye yükseltildiği, davacının alacağın varlığını ve miktarını açıkça somut delilleriyle birlikte ortaya koyamamış olması sebebi ile mevcut delil durumuna göre alacak miktarının ispatlanamamış sayıldığından takip tarihi itibariyle bir hesaplama yapılamadığı, davacın alacağının varlığını ve miktarlarını açıkça ispatlayamamış sayıldığı için alacak tespiti yapılamadığı” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi kök raporuna yönelik davacı yan itirazları sonucu, mahkememizin 20/06/2022 tarihli celsesinin 1 nolu bendi kapsamında davacı yan itirazları tek tek irdelenmek ve önceki ara karar kapsamında banka kayıtları yerinde incelenmek suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından da iş bu kerre 04/09/2022 tarihli ek rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, ek raporunun incelenmesinde özetle de: “6102 Sayılı TTK.m.64 ve VUK.182 gereğince mecburi olan yukarıda tabloda belirtilen 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin tutulduğu, işbu defterlerden 2017, 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı Yevmiye ve Kebir defterinin Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 1 Sıra no-lu elektronik defter tebliği gereğince elektronik ortamda e-defter olarak tutulduğu, 1 sıra no.lu e-defter tebliği gereğince Ocak ayı beratlarının açılış tasdiki, Aralık ayı beratlarının kapanış tasdiki yerine geçtiği, Ocak ve Aralık ayı beratlarının süresinde alındığı anlaşılmakla, Yevmiye ve kebir defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu anlaşılmakla, Takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere ticari defterler ve kayıtların davacı banka lehine delil niteliğine haiz olduğuna kanaat edildiği, Dava konusu, Mail Order Talimatı yoluyla yapılan satışlar, üye işyeri sözleşmesi, … ve … CAD yeknesak kuralları ile 5464 sayılı kredi kartları Kanunu çerçevesinde irdelendiği, diğer yandan davalı üye işyeri 5464 sayılı K.Kart.K’nun 32 m. doğan ispat yükünü de ifa edemediği, çünkü, ne üye işyerinin bağlı bulunduğu davacı POS bankası ve nede kart hamilinin bankası mail order talimatını fiziken görüp irdeleme olanağına sahip olmadığı, öte yandan mail order işleminde şifre kullanılmadığı için kart bilgilerini sunan hamilin gerçek kart hamili olup olmadığını test etme imkanının da bankalarca bulunmadığı, davalı üye işyeri basiretli bir tacir gibi üzerine düşen edimleri özenli olarak ifa etmemesi nedeniyle mezkur mal satışlarından dolayı davacı bankanın zarara uğramış olduğu, en önemlisi de mail order yöntemiyle yapılan satışlardan doğan ihtilaflarda üye işyerinin doğrudan sorumlu olduğu, diğer yandan somut olayda davacı bankaya bir kusur atfetmenin de mevcut delillere göre mümkün olamadığı kanı ve görüşüne varıldığı, sonuç olarak da; davalı iş yerinin basiretli bir tacir gibi gereken özeni gösterememiş olması nedeniyle gerek sözleşme hükümlerine, gerekse kredi kartı mevzuatına ve gerekse de uluslararası … ve …CARD kurallarına göre kusurlu bulunduğunun değerlendirildiği, bu nedenle davacı bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusur tespit edilemediği, çünkü provizyonun gerçek anlamda kart hamili bankalarınca davacı bankaya verildiğini, davacı bankada kart hamillerinin bankasından aldığı onaya göre harcama bedelini davalı üye işyeri hesabına alacak geçtiğini, daha sonra gerçek kart hamillerinin itirazı üzerine satış tutarlarının davacı bankaca kart hamillerinin bankasına chargeback edildiği, davacı bankaca chargeback edilen işlem bedellerinin tamamını davalı üye iş yerinden tahsil edilemediği için, sözleşmesel olarak davacı bankanın chargeback bedellerini davalı üye iş yerinden tahsil etme hakkının doğmuş bulunduğunun kanaat edildiği, alacağın 40.775,30-TL asıl alacak, 2.180,53-TL işlemiş faiz, 109,03-TL BSMV, 279,19-TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 43.344,05-TL olarak hesaplandığı, fazlaya ilişkin 368,91-TL’nin reddi durumunda davacı bankanın takip tarihi itibariyle chargeback nedeniyle maruz kaldığı 40.775,30-TL tutarındaki asıl alacağını, %24 oranında temerrüt faizi ve bunun üzerinden %5 gider vergisi ile birlikte davalıdan isteyebileceği” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Bilirkişiden alınan ek raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere; bankacılık sektörüne ilişkin tespit ve değerlendirmeler ile yapılan hesaplamalar bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere; bankacılık sektörüne ilişkin tespit ve değerlendirmeler ile yapılan hesaplamalar bakımından hükme esas alınmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizin 27/02/2023 tarihli celsesinde; “Dosyamızın incelenmesinde davacı vekili tarafından dava açarken harca esas değer olarak 41.495,00-TL bildirildiği bu miktar üzerinden harç yatırıldığı, ancak dava dilekçesinin netice ve talep kısmında borca itirazın iptali ve takibin devamının istenildiği, icra dosyasının incelenmesinde ise davalı borçlu tarafça borcun tamamına (asıl alacak ve tüm ferilere) itiraz edildiği, ayrıca icra takip çıkışının da 43.712,96-TL olduğu ve bu haliyle yapılan değerlendirilmede de davacı vekilinin talepleri arasında çelişki olduğu anlaşıldı” şeklinde tespit yapıldığı, aynı celsenin 1 nolu ara kararı ile; “Davacı vekiline dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmını açıklamak ve hangi miktar üzerinden (harca esas değer mi yoksa talep edilen miktar üzerinden mi) itirazın iptalini talep ettiği hususunda beyanda bulunmak ve talebine göre varsa eksik harcı yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” karar verildiği, davacı vekili tarafından sunulan 27/02/2023 tarihli beyan dilekçesi ile; “Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası takip çıkışı olan 43.712,96-TL miktarı harca esas değer olarak açıklıyoruz. Eksik harç olan 380,00 TL miktarı da ödemiş bulunmaktayız” şeklinde cevap verildiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden 41.093,31-TL asıl alacak, 2.229,01-TL işlemiş %28,6 temerrüt faizi, 111,45-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 43.712,96-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, icra müdürlüğünün yetkisine, icra takibine, ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca, vekalet ücretine ve bilcümle ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı yanın icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine olan itirazlarının az yukarıda yazılı gerekçelerle reddine karar verildiği ve yargılamaya devam olunduğu, yine davalı yanca mahkememizin görevine ilişkin itirazda bulunulmuş ise de; tarafların her ikisinin tacir olduğu, yapılan işin de her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu anlaşıldığından görev itirazının reddine karar verildiği ve yine davalı yanca zaman aşımı itirazında bulunulmuş ise de; icra takibin 2020 yılında başlatıldığı, takibin başlatılması ile zaman aşımının kesildiği, banka tarafından dava dışı kart hamillerine yapılan ödemelerin ise 2019 yılında yapıldığı, üye işyeri sözleşmesine dayalı bu talebin TBK nun 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve zaman aşımı süresinin takip tarihi itibariyle dolmadığı anlaşıldığından davalının zaman aşımı def’ine itibar edilmediği ve yargılamaya devam olunduğu, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen, dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere bankacılık sektörüne ilişkin tespit ve değerlendirmeler ile yapılan hesaplamalar bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan bilirkişi raporu sonucu, az yukarıda ayrıntıları yazılı hususların tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; … işlemine konu olup … yoluyla gerçekleşen satışlara ilişkin olarak davalı üye işyerinin sözleşme, fatura ve benzeri belge sunmayarak davacı bankayı işlemin gerçekleştirildiği kart hamilinin bankası nezdinde savunmasız bıraktığı, 5464 sayılı Yasanın 32. maddesine göre …yoluyla gerçekleşen satışlardan kaynaklı ihtilaflarda ispat yükünün üye işyerine ait olduğundan davacı bankanın gerçekleştirdiği işlemlerde bir kusurunun bulunmadığı ve sonuç olarak da; davacı bankaca chargeback edilen işlem bedellerinin tamamını davalı üye iş yerinden tahsil edilemediği için, sözleşmesel olarak davacı bankanın … bedellerini davalı üye iş yerinden tahsil etme hakkının doğmuş olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile belirlenen 40.775,30-TL asıl alacak, 2.180,53-TL işlemiş faiz, 109,03-TL BSMV ve 279,19-TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 43.344,05-TL yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine ve ayrıca davacı yanca icra inkar tazminatı talep edilmiş olması ve takip konusu alacağın da likit ve davalı itirazının da haksız olması nedeniyle, kabul edilen miktar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve ayrıca davalı yanca her ne kadar kötüniyet tazminatı talep edilmiş ve davanın da kısmen (368,91 TL yönünden) reddine karar verilmiş ise de; davacı yanın kötüniyetle takip başlattığının davalı yanca ispat edilemediği anlaşıldığından, davalı yanın reddedilen kısım yönünden koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ve KISMEN REDDİ ile;
1-Davalı- Borçlunun, İstanbul … İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyasına yönelik itirazlarının KISMEN İPTALİ ile; takibin, 40.775,30-TL Asıl alacak, 2.180,53-TL İşlemiş temerrüt faizi, 109,03-TL BSMV ve 279,19-TL İhtarname gideri olmak üzere toplam: 43.344,05-TL üzerinden, 40.775,30-TL asıl alacağa takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %24 oranında temerrüt faizi ve bunun %5’i gider vergisi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Hükmolunan toplam alacağın (43.344,05-TL) %20’si nispetinde hesaplanan 8.668,81-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Reddedilen kısım yönünden davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı istemlerinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.960,83-TL karar ve ilam harcının tamamlama harcı olarak alınan 380,00-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.580,83-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 380,00-TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden posta gideri 113,00-TL ve bilirkişi ücreti gideri 1.000,00 TL olmak üzere toplam 1.113,00-TL yargılama giderinin; davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.103,65-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiye kalan yargılama giderinin davacının üzerine BIRAKILMASINA,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 368,91-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan, 1.308,91-TL’SİNİN DAVALIDAN, 11,09-TL’SİNİN DE DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-Aslı dosyamız arasında bulunan İstanbul …İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,

Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 6723 sayılı Kanunla değişik 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi. 17/04/2023

Katip
¸

Hakim
¸