Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/255 E. 2021/643 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/682 Esas
KARAR NO:2021/627

DAVA :Tespit
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:27/09/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan; tespit davasının yapılan yargılaması sonunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 23.11.2018 tarihinde davalı bankanın 328.594,71 TL alacaklı, … … Şti ile … ve …’ ün borçlu olduğu bir ödeme emri ve eklerinin taraflara gönderildiği, söz konusu ödeme emrinin ekinde müvekkili …’ ün eşi …’ ün kefil olarak, müvekkilinin ise gerçek kişi kefilin eş muvafakati adı altında imza attığını iddia eden davalıya ait bir GKS bulunduğunu, müvekkilinin böyle bir kredi sözleşmesine kefil olması için eşine muvafakat vermediğini, hatta müvekkili davacının sözleşmenin imzalandığı belirtilen … Şubesine hiç gitmediğini, dolayısıyla böyle bir muvafakatın verilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin böyle bir sözleşmeye imza atmadığını ileri sürerek söz konusu sözleşmedeki kefalet ilişkisinin kanuni şartları taşımadığından dolayı geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının genel kredi sözleşmesi eş muvafakati bölümünde bulunan imzanın kendisine ait olmadığını ve eşi …’ ün dava dışı şirket ortağı ve yöneticisi olmadığını ileri sürmüş ise de, genel kredi sözleşmesi … tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, davacı tarafta kefalete muvafakat ettiğini, yapılacak olan bilirkişi incelemesi neticesinde imzanın davacıya ait olduğu ortaya çıkacağı, davacının eşi …’ ün genel kredi sözleşmesinde ortak olarak değil şahsen ve müteselsil kefil sıfatı ile imzası bulunduğunu, bu husus sözleşme incelendiğinde de görüleceğini, bu sebeple imzalanmış olan sözleşme kapsamında dava dışı borçlu firmaya kullandırılan kredilerden dolayı dava dışı …’ ün kefaleten sorumluluğu devam ettiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE /
Dava konusu talep; İcra takip dosyasına konu davalı banka ile dava dışı borçlu … arasında 02.04.2017 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesindeki gerçek kişi kefil …’ün müteselsil kefaleti nedeniyle eş muvafakati kısmında … adına atılı imzanın davacı …’e ait olmadığından bahisle kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine ilişkindir.
Genel Kredi Sözleşmesindeki kefalet miktarı 500.000,00 TL.’dir.
Davacı vekilince, dava açılırken dava değeri belirtilmeden 54,40 TL peşin harç yatırılmak suretiyle dava açıldığından, tensip zaptının 8)a maddesi ile davacı vekiline kefalet sözleşmesinde belirtilen 500.000,00 TL üzerinden harcı tamamlaması bakımından 2 haftalık kesin süre verilmiş ve harç tamamlanmadığı takdirde HMK’nın 150. Maddesi uyarınca işlem yapılacağı ihtar edilmiştir.
Davacı vekilince verilen kesin sürede harç tamamlanmamış ve davacı vekili 08.06.2021 tarihli celseden bir gün önce uyaptan gönderdiği dilekçe ile eldeki davanın maktu harca tabi olduğunu, bunun kabul edilmemesi halinde ise davalarının kısmi dava olarak kabul edilerek 100.000,00 TL’lik kısım için harcı yatırmaları bakımından kendilerine yeniden süre verilmesini talep etmiştir.
08.06.2021 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile, davacı tarafın, davanın kısmi dava olarak kabulü ile 100.000,00 TL’lik kısım için harcı tamamlamaları bakımından süre verilmesine yönelik talebi değerlendirilmiş ve değerlendirme neticesinde; dava konusu talebin kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ilişkin olduğu, kefalet sözleşmesindeki miktarın 500.000,00 TL olduğu, bu kapsamda davanın kısmi dava olarak değerlendirilemeyeceği ve harcın 500,000,00 TL kefalet sözleşmesi bedeli üzerinden tamamlanması gerektiğinden, talebin yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
08.06.2021 tarihli celse 2 nolu ara kararı ile de, verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça harç ikmal edilmemiş olduğundan dosyanın HMK’nın 150. Maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı tarafça, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde 500.000,00 TL üzerinden harcı tamamlanmak suretiyle yenilenmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 120. Maddesinde, davacı tarafın, yargılama harçlarını ve gider avansını dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu düzenlenmiştir.
492 sayılı Harçlar Kanunun 16/3 maddesinde, değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburi olduğu, gösterilmemişse davacıya tesbit ettirileceği, tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesinin muameleye konmayacağı, aynı yasanın 16/4 maddesinde, noksan tesbit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanacağı, aynı yasanın 28/a maddesinde, Karar ve ilam harçlarının dörtte birinin peşin, geri kalanın kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, aynı yasanın “Noksan tesbit edilen değer üzerinden harcın ödenmesi” başlıklı 30. Maddesine göre, Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulmasının, noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 150/5 Maddesinde de, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içinde yenilenmeyen davaların, sürenin dolduğu gün itibarı ile açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydının kapatılacağı düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında eldeki davanın değerlendirilmesinde;
Davacı talebinin, 500.000,00 TL bedelli kefalet sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti olduğu, davanın nispi harca tabi olduğu, davacı tarafça dava açarken 54,40 maktu peşin harç yatırıldığı, verilen kesin süreye rağmen 500.000,00 TL üzerinden harcın tamamlanmadığı, akabinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, dosyanın işlemden kaldırıldığı 08.06.2021 tarihinden itibaren 3 ay içinde nispi peşin harcın tamamlanmak suretiyle yenilenmediği anlaşıldığından davanın 6100 sayılı HMK’nın 150/5 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK’nın 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-HMK 120 maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran yana re’ sen iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 27/09/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza