Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/164 E. 2022/338 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/164 Esas
KARAR NO :2022/338

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:03/08/2010
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: davacı şirkete sağlık sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan …’in içinde bulunduğu aracın 22/03/2007 tarihinde …’nin maliki …’in sürücüsü olduğu …plakalı aracın sebep olduğu zincirleme trafik kazasına karıştığını, kaza sonucu yaralanan …’e sağlık sigorta poliçesi şartları doğrultusunda 05/06/2007 tarihinde 16.953,56-TL 10/04/2007 tarihinde 6.912,00-TL olmak üzere toplam 23.865,56-TL tedavi masrafının ibraname karşılığı ödendiğini, TTK’nun 1301.maddesi gereğince davalı şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu, 27.266,40-TL rücu alacaklarının tahsili talebiyle girişilen … 7. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine davalının itirazı sonucu takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: davacı şirketin aynı zamanda davalıya ait aracın kaza tarihindeki kasko sigorta şirketi olduğunu, sigorta poliçesindeki teminatın …’in tedavi giderlerini karşılayacak limitte bulunduğunu, meydana gelen trafik kazasında davalıya ait aracın tam ve asli kusurlu olduğuna ilişkin davacı iddiasının kabul edilemez olduğunu, davacı şirketin sigortalısı …’in içinde bulunduğu 34 BH 2244 plakalı aracın da olayda kusurunun bulunduğunu savunarak davanını reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2010/… esas ve 2013/… karar sayılı 11.03.2013 tarihli kararı ile, ” İddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre tedavi gideri alacağından 6111 Sayılı Yasa gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu” gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2013/15019 esas ve 2015/825 karar sayılı 22.01.2015 tarihli kararı ile “Davacı vekili, davalının işleteni olduğu aracın sebep olduğu kazada müvekkiline sağlık sigortalı …’in yaralandığını, kaza nedeni ile yapılan toplam 23.865,56 tedavi giderinin sigortalısına ödendiğini, ödenenin rücuan tahsili amacı ile başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini bildirerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre tedavi gideri alacağından 6111 Sayılı Yasa gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu’nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince tedavi gideri nedeniyle rücuan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren ve 2918 sayılı yasanın 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 Sayılı Yasanın 59. maddesinde, “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın “Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, Yasanın geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanunun 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve … Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Sigorta poliçesinde belirtilen, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bununla birlikte sözkonusu Yasal düzenleme haksız fiil sorumluları (işleten ve sürücü gibi) yönünden her hangi bir ayrıksı düzenleme getirmemiş olduğundan bu kişiler yönünden tedavi giderlerine ilişkin sorumluluk devam edecektir.
Bu durumda mahkemece, haksız fiil sorumlusu davalı işletenin sorumluluğunun devam ettiğinin dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 2015/523 esas ve 2015/1132 karar sayılı 30/12/2015 tarihli kararı ile “Tarafların tüm delilleri ilgili kayıtlar toplanmıştır. Sigorta Sözleşme örneği, kaza kayıtları , hasar dosyası ,trafik kaza tespit tutanağı, fatura örnekleri, ticaret sicil kayıtları ilgili kayıtlar celb edilmiştir. Kapatılan … 7. İcra müdürlüğü … esas sayılı dosyası incelenmiştir. Bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizin 2010/522 esas ve 2013/48karar sayılı 11.3.2013 tarihli karar verilmiştir. Karar temyiz neticesinde yargıtay 17. hukuk dairesi 2013 / 15019 esas ve 2015/ 825 karar sayılı ilamla 6111 sayılı kanunla sigorta şirketinin kaza nedeniyle ödenen giderleri ödeme yükümlülüğünden kurtarılmış fakat haksız fiil sorumlusu davalı işletenin sorumluluğunun devam ettiği gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm taraf vekilleri, taraflara ilgili kayıtlar ve raporlar tebliğ edilmiş, davanın aşamalarından haberdar edilmiş, beyanları alınmıştır. Dava konusu trafik kazası sonucu aracın hasar gördüğü ve davalının sigrtalı şirket olduğu, dava konusu kaza ile ilgili olarak sigortalısına ödeme yapıldığı çekişmesizdir.
Bilirkişi makine mühendisi Prof.dr. Turgut özaktaş,doktor mehmet başakoğlu, sigorta uzmanı nuray dinçment tüm taraf iddialarını, tüm delileri ilgili kayıtları inceleyerek rapor vermiştir.19.6.2012 tarihli raporu ibraz etmiştir. Taraf itirazları neticesinde 18.2.2013 tarihil ek bilirkişi aporu alınmıştır. bilirkişiler dava konusu olaya ilişkin tüm hasar dosyası fotoğraflar, sigorta ve dayanak kayıtları, dosya içindeki deliller ve tüm iddiaları değerlendirmişlerdir. Bilirkişi raporları detaylı ve gerekçelidir. raporlar denetime açık detaylı .olayla bir biri ile uyumlu oluşu dikkate alınarak yeniden bilirkişi raporu yada ek rapor alınmamıştır.
Ehil ve tarafsız Bilirkişi tarafların tüm iddialarını, sigorta sözleşmesi , kaza ve araç kayıtları tarafların delilleri ve dayanak belgeleri tüm kayıtları inceleyerek ticari alacağa ilişkin tüm itirazları değerlendirecek rapor ibraz etmiştir.Bilirkişi raporu tüm taraf iddiaları deliller ve kayıtların incelemesi ile oluşturulmuştur.
…plakalı araçta yolcu olan davacı sigorta şirketi sigortalısının kusursuz bulunduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu ile davacı şirket sigortalısının kusursuz , davalı 34epl78 plakalı araç sürücüsü turhan güçlüerin 2918 sayılı kanun 84 maddesi gereğince tamamen kusurlu sayılabileceği ,davalının araç maliki olduğu sigortalıya uygulanan sağlık masraflarının kadri maruf olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi sağlık masraflarının 6111 sayılı kanun uyarınca sgk tarafından karşılanması gerektiğini bildirmiştir. Bilirkişiler ek raporda da 6111 sayılı kanun uyarınca sağlık kayıtlarının sgk tarafından karşılanması gerektiği aksi kanaat ise sağlık giderlerinin makul fiyatta olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun kanaatinin mahkemeye yol göstermek olduğu, hatalı bilirkişi kanaati aleyhine hüküm kurulabileceği HMK gereğidir. 6111 sayılı kanunla trafik kazası durumunda sağlık giderlerinin sigorta kurumunca ödenmesi kuralının sigorta şirketleri yükümlülükleri açısından uygulandığı anlaşılmaktadır. Haksız fiile neden olan davalı açısından tedavi masraflarından sorumluluk yükümlülüğü ortadan kaldırılmamıştır. Bu nedenle ödendiği tespit edilen makul orandaki sağlık giderinin kazaya sebebiyet veren davalıdan alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu ile ödenen tedavi miktarlarının kaza anındaki yaralanma düzeyine göre makul olduğu bu miktarın icra dosyası ile istenen bedelle uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle icra dosyasındakı takibin kaldığı yerden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirketin TTK 1472 maddesi gereğince araç maddi hasara ilişkin ödeme yapığından halef olarak alacak talep etme yetkisi olduğu anlaşılmıştır. Buna göre alacak oranının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının ödeme tarihinden itibaren yasal faiz ile ödeme kararı verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı inkar tazminatı talep etmemiştir. Davalının kötü niyeti var olmadığı da anlaşılmıştır. ” gerekçesiyle; Davanın kabulü ile Kapatılan … 7. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/3811 esas ve 2020/6602 karar sayılı 05.11.2020 tarihli kararı ile, “Davacı vekili, müvekkiline sağlık sigortalı dava dışı …’in meydana gelen kazada yaralandığını, tedavi giderlerinin sigortalı tarafından karşılandığını, müvekkiline yapılan başvuru neticesinde tedavi giderlerine karşılık olmak üzere sigortalıya toplam 23.865,56 TL ödendiğini, davalının kazaya karışan aracın işleteni olarak zarardan sorumlu olduğunu, ödenenin rücuan tahsili amacı ile başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini açıklayıp itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin zarardan sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma ilamında davalının zarardan sorumlu olduğunun belirtilmiş olması ve bu durumun davacı lehine kazanılmış hak olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, sigorta sözleşmesine dayanan rücuan tazminat istemine dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davacıya sağlık sigortalı dava dışı …’in, 21.03.2007 tarihinde, davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada yaralandığı, aynı gün özel hastanede ameliyata alınan davacının sigortalısının tedavilerinin yine aynı özel hastanede yapıldığı, 27.03.2007 tarihinde taburcu olan davacının sigortalısı yönünden özel hastane tarafından 23.03.2007 tarihli fatura ile tedavi giderinin 16.953,00 TL olarak belirtildiği, yine ameliyat ücreti adı altına doktor tarafından düzenlenen serbest meslek makbuzunda 8.640,00 TL ameliyat giderine yer verildiği, davacı tarafından her iki fatura bedelinin sigortalısına ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, eldeki bu dava ile sigortalısına ödediği tedavi gideri bedellerinden davalının sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmış, mahkemece davanın kabulüne verilmiştir.
Somut olayda, davacının ameliyatı ve tedavileri özel hastane tarafından yapılmış ve bu tedavi giderleri için hastane tarafından 16.953,00 TL miktarında fatura düzenlenmiştir. Anılan faturadan ayrı olarak ameliyat ücreti adı altında bir de 8.640,00 TL’lik serbest meslek makbuzu düzenlenmiştir. Hastane tarafından düzenlenen fatura içeriğinde sigortalının ameliyatına ilişkin giderler de yer aldığı halde hastanede ameliyat edilen sigortalı için mükerrerlik teşkil edecek şekilde ayrı bir ameliyat ücreti adı altında düzenlenen bu makbuzun düzenlenme nedeni anlaşılamadığı gibi hastane tarafından düzenlenen fatura bedeli içeriği de hakkaniyete uygun görülmemiş, fahiş bulunmuştur.
Buna göre mahkemece, doktor bilirkişiden alınacak raporda, davacının sigortalısının tedavisi için yapılan bu ameliyatın Sağlık Bakanlığına bağlı bir hastanede yapılması halinde ödenecek ücretin belirlenerek bu ücret ile kıyaslanmak suretiyle daha makul ve hakkaniyete uygun tedavi giderine karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda Adli Tıp Uzmanı Doktor bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi Ahmet Naziroğlu’ndan alınan 22/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’nin yaralanması nedeniyle kendisine yapılan muayene, tetkik, tedavi, ameliyat ve tıbbi malzemelerin tedavi tarihinde yürürlükte olan SUT ‘ne ekli fiyat tarifesine göre hesaplandığında 3.502,06 TL olduğu, kişinin aynı tedavileri devlet hastanelerinde olması halinde ödeme kurumunun SGK olması durumunda kişinin herhangi bir ücret ödemeyeceği, tüm tıbbi işlemlerin SGK’nca karşılandığı, kişinin sosyal güvencesi olmaması durumunda ücretli yapılması halinde 3.502,06 TL tutarın kişi adına fatura edildiği tespitini bildirmiştir.
Bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, yargıtay bozma ilamına uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller, son yargıtay bozma ilamı ve bu bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Dava, trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava konusu Kapatılan … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu … ve dava dışı … aleyhine 23.865,56 TL asıl alacak, 3.400,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.266,40 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı alacaklı tarafça işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, ilk bozma ilamında zarardan davalının sorumlu olduğunun belirtilmiş olması ve bu durumun davacı lehine kazanılmış hak olmasına ve bu durumun son bozma ilamında belirtilerek bu kapsamdaki temyiz itirazlarının reddedilmiş olmasına göre bu kapsamda yeniden değerlendirme yapılmamış, meydana gelen zarardan davalı yanın sorumlu olduğu duruma göre yargıtay bozma ilamı doğrultusunda zarar miktarı üzerinde değerlendirme yapılmıştır.
Dosya kapsamından, davacıya sağlık sigortalı dava dışı …’in, 21.03.2007 tarihinde, davalının işleteni olduğu araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada yaralandığı, aynı gün özel hastanede ameliyata alınan davacının sigortalısının tedavilerinin yine aynı özel hastanede yapıldığı, 27.03.2007 tarihinde taburcu olan davacının sigortalısı yönünden özel hastane tarafından 23.03.2007 tarihli fatura ile tedavi giderinin 16.953,00 TL olarak belirtildiği, yine ameliyat ücreti adı altına doktor tarafından düzenlenen serbest meslek makbuzunda 8.640,00 TL ameliyat giderine yer verildiği, davacı tarafından her iki fatura bedelinin sigortalısına ödendiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, eldeki bu dava ile sigortalısına ödediği tedavi gideri bedellerinden davalının sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır.
Somut olayda, davacının ameliyatı ve tedavileri özel hastane tarafından yapılmış ve bu tedavi giderleri için hastane tarafından 16.953,00 TL miktarında fatura düzenlenmiştir. Anılan faturadan ayrı olarak ameliyat ücreti adı altında bir de 8.640,00 TL’lik serbest meslek makbuzu düzenlenmiştir. Yagıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere, hastane tarafından düzenlenen fatura içeriğinde sigortalının ameliyatına ilişkin giderler de yer aldığı halde hastanede ameliyat edilen sigortalı için mükerrerlik teşkil edecek şekilde ayrı bir ameliyat ücreti adı altında düzenlenen bu makbuzun düzenlenme nedeni anlaşılamadığı gibi hastane tarafından düzenlenen fatura bedeli içeriği de hakkaniyete uygun görülmemiş, fahiş bulunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uygun olarak, Adli Tıp Uzmanı doktor bilirkişiden rapor alınarak, davacının sigortalısının tedavisi için yapılan bu ameliyatın Sağlık Bakanlığına bağlı bir hastanede yapılması halinde, sigortalının yaralanması nedeniyle kendisine yapılan muayene, tetkik, tedavi, ameliyat ve tıbbi malzemelerin tedavi tarihinde yürürlükte olan SUT ‘ne ekli fiyat tarifesine 3.502,06 TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, davacı tarafın talebi ile bilirkişi tarafından tespit edilen 3.502,06 TL arasında kıyaslama yapılmış, 3.502,06 TL’nin iki katı tutarı olan 7.004,12 TL’nin hakkaniyete uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Bu nedenler ile, davacı tarafın, icra takibindeki 7.004,12 TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu, temerrütün 05.06.2007 ödeme tarihinde oluştuğu, takip öncesi dönem için bu asıl alacağa 05.06.2007 ödeme tarihi ile 26.12.2008 takip tarihi arasındaki dönem için 984,41 TL tutarında yasal faiz talep edebileceği, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanması gerektiği, davacının fazlaya dair asıl alacak ve işlemiş faiz taleplerinin yerinde olmadığı, davalının bu miktarlar yönüyle icra takibinde itirazlarında haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak; Davanın kısmen kabul ve kısmen reddi ile davalı borçlunun dava konusu kapatılan … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 7.004,12 TL asıl alacak, 984,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.988,53 TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE; Davalı borçlunun dava konusu kapatılan … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptaline, takibin 7.004,12 TL asıl alacak, 984,41 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.988,53 TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair isteminin reddine,
2-Alınması gereken 545,70-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 268,65-TL’nin mahsubu ile bakiye 277,05-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 268,65-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 17,15 TL başvurma harcı parası, 119,00 TL temyiz yoluna başvuru harcı, 179,20 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.015,35 TL yargılama masrafının davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 590,46 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlasının kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 218,50 TL temyiz yoluna başvuru harcı, 150,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı olmak üzere toplam 368,50 yargılama masrafının davanın ret kabul oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 260,54-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, fazlasının kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-HMK 120 maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen yatıran yana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA