Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2021/741 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/160 Esas
KARAR NO:2021/741 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/03/2021
KARAR TARİHİ:25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan tensip incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalı yana … ve … mobil uygulama üretimi ve yayınlanması, … ve … öncelikli olacak şekilde sosyal medya mecralarında … markasının internet pazarlamasının yapılması, Reklamlardan geri dönüşümün ölçülebilmesi için daha yüksek geri dönüş için remarketing, Dönüşüm takip sistemleri kurulumlarının yapılması, … (…) websitesi için … hizmetleri, … (…) uygulaması için … hizmetleri verildiğini, anılan hizmetler karşılığında davalıya 16/10/2018 tarih ve Seri C … Sıra Nolu 88.500.- TL tutarında bir adet fatura düzenlendiğini ve tebliğ edildiğini, davalı yanin anılan faturayı kayıtlarına alarak 25/10/2018 tarihinde 35.000 TL’sini ödediğini, ancak bilahare defalarca talep edilmesine rağmen bakiye 53.500 TL’yi ödemediğini, davalıya bakiye fatura tutarı olan 53.500.- TL’yi ödemesi, aksi takdirde anılan tutarın faizi ile birlikte tahsili için yasal yollara başvurularak yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de kendisinden talep edileceğinin, Bakırköy 33. Noterliği’nin 06/09/2019 tarih ve 37017 yevmiye nolu ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, ancak davalının yine ödeme yapmadığı için iş bu kere …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, açıklanan nedenlerle; davalının haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına ve alacağın, noter ihtarının davalıya tebliğ (temerrüt) tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu davada “…-… İNŞ. ADİ ORTAKLIĞI”nı taraf davalı olarak gösterdiği, ne var ki Sayın Mahkemenin de yüksek malumları olduğu üzere adi ortaklığın taraf sıfatının bulunmadığı, açılan davanın adi ortaklığın bütün ortaklarına karşı ayrı ayrı ikame edilmesi gerekirken bu şekilde açılmasının hukuka aykırı olduğu, aynı şekilde davacı tarafından açılan icra takibinin de bu şekilde açılmış olduğu ve bu nedenle iptali gerektiği, somut olayda icra takibinin Adi Ortaklığı oluşturan ortaklar aleyhine değil, doğrudan Adi Ortaklık aleyhine yapıldığı, Adi Ortaklar adına çıkarılmış bir ödeme emrinin de bulunmadığı, dolayısıyla Adi Ortaklık aleyhine hasım göstermek suretiyle icra takibi yapılamayıp dava açılamayacağından davanın usulden reddi gerektiği, davacı müvekkili şirketin borçlu olduğunu iddia etmiş ise de asıl davacının müvekkili şirkete borcu bulunduğu, zira müvekkili şirketin, dilekçe ekinde sunmuş oldukları faturalardan da anlaşılacağı üzere davacıya ödeme yapmış olmasına rağmen, davacının üstlenmiş olduğu hizmeti yerine getirmediği, dolayısıyla müvekkili şirkete yapılan ödemelerin iadesi gerektiği, davacı tarafın takibe konu faturadan dolayı herhangi bir alacağı bulunmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte takibe işletilen faizin hukuka aykırı olup reddi gerektiği, yine alacak iddiasının likit olmadığından %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığı belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası mündericatı ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev ve kesin yetki açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli olduğu ve kesin yetki halinin de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Dosyamız mündericatında yer alan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı … Hizm. Ltd. Şti. Tarafından, borçlu olarak “… … İnşaat Adi Ortaklığı” gösterilmek suretiyle, 53.500,00 TL asıl alacak ve 436,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 53.936,06 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, yetkiye, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu, duran takip sonucu da davacı yanca davalı taraf olarak, “… … İnşaat Adi Ortaklığı” gösterilmek suretiyle eldeki itirazın iptali davası açılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 620. maddesine göre, adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.
Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin, usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. TBK’nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması zorunludur. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise ikili bir ayrım yapmak gerekir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) dava açılabilecektir.
Taraf ehliyeti 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re’sen nazara alınabilecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, davacı alacaklı yanca …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden borçlu taraf olarak “… … İnşaat Adi Ortaklığı” gösterilmek suretiyle, 53.500,00 TL asıl alacak ve 436,06 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 53.936,06 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı/borçlunun süresi içerisinde, yetkiye, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu, duran takip sonucu da davacı yanca davalı taraf olarak, “… … İnşaat Adi Ortaklığı” gösterilmek suretiyle eldeki iş bu davanın açıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; davacı alacaklı yanca her ne kadar adi ortaklık taraf gösterilmek suretiyle icra takibi başlatılmış ve aynı şekilde itirazın iptali davası açılmış ise de; adi ortaklığın kendisine ait bir tüzel kişiliği mevcut olmadığı gibi davada taraf olma ve takip ehliyetinin de bulunmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti olmadığından, adi ortaklık aleyhine açılacak dava ve takiplerin de, somut olayda olduğu gibi davanın konusu para ise ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri , bazıları ya da tümüne karşı (ihtiyari dava arkadaşlığı) açılması gerektiği, ancak davacı alacaklı yanca, doğrudan adi ortaklık taraf gösterilmek suretiyle takip başlatıldığı ve dava açıldığı, bu haliyle de, adi ortaklığın takip ve dava ehliyeti bulunmadığı ve taraf, dolayısıyla da takip ehliyetini de 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartlarından sayıldığı ve taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınması gerektiği anlaşıldığından, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle HMK 114/1-d ve 115. Maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın, pasif husumet yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-d ve 115. Maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 651,42 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 582,12 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL ARABULUCULUK giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır