Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2022/706 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/16 Esas
KARAR NO:2022/706

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/01/2021
KARAR TARİHİ:08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davacı … A.ş ile davalı … A.ş. (Bilinen adı ile “…”) arasında uzun yıllardır devam eden bir ticari ilişki olduğunu, davacı firma tarafından, davalı firmaya web tasarım, yazılım, sosyal medya yönetimi, reklam ve tanıtım, dijital strateji, kreatif medya yazılımları, kampanya ve metin yazımı gibi pek çok farklı alanda hizmet verildiğini ve
buna istinaden faturalar kesildiğini, davalının da verilen hizmet bedelini ödemekle mükellef olduğunu, ancak, davalının 2020 Nisan ayından itibaren verilen hizmete karşılık kesilen faturaların bedellerini ödenmediğini, davalı firmanın hizmet almış olmasına rağmen ödemediği faturaların 02/04/2020 tarihli 336,30 TL bedelli … fatura numaralı, 02/04/2020 tarihli 8.271,80 TL bedelli … fatura numaralı , 06/05/2020 tarihli 7.788,00 TL bedelli … fatura numaralı, 01/06/2020 tarihli 7.788,00 TL bedelli … fatura numaralı, 01/07/2020 tarihli 7.788,00 TL bedelli … fatura numaralı, 04/08/2020 tarihli 7.788,00 TL bedelli, … fatura numaralı faturalar olduğunu, söz konusu 6 adet faturanın ödenmediğini, faturalara itiraz edilmediğini, faturaların iade edilmediğini, işbu sebeple davacı tarafından …. icra Müdürlüğü, … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafça yapılan itirazların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında 01.06.2019 tarihli “Web Tasarım/Yazılım Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin süresi 1 yıl olarak belirlenmiş ise de, davalının sözleşmenin bittiğini iddia ettiği 31.05.2020 tarihinden sonra da müvekkili firmadan aynen hizmet almaya devam etmiş ve bu hususta müvekkili firmadan taleplerde bulunmuş olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmeleri de sonuçsuz kaldığından huzurdaki davayı açma gereğinin doğduğunu, Sonuç olarak, izah edilen ve resen dikkate alınacak nedenlerle ve her türlü dava, talep ve başvuru hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulüne, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü, … Esas sayılı dosyaya haksız şekilde yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar
verilmesini talep etmiştir.
SA V U N M A / Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davalı şirket ile davacı arasında imzalanan web tasarım/yazılım ve danışmanlık hizmet sözleşmesinin 1 yıl geçerli olmak kaydı ile
imzalandığını, işbu sürenin 31.05.2020 tarihinde sona erdiğini ve sözleşmenin yenilenmediğini, davacı ile de her yıl 1 yıl süreli olmak kaydıyla hizmet sözleşmeleri imzalandığını, son hizmet sözleşmenin tarihinin ise 01.06.2019 şeklinde olduğunu, davacı ile akdedilen sözleşmenin
amacının, otel hizmetlerinin duyurulması, tanıtılması, kampanya sürecinin yürütülmesi bu anlamda otel hizmetlerinin 3. kişilere aktarılarak otele müşteri çekilmesi ve bu anlamda davalı şirketin gelen müşterilerinden kazanç elde edilmesi olduğunu, davacının üstlendiği iş de bu anlamda gerekli tanıtım ve reklamın yine otelde verilecek kreatif hizmetlerin (konsept çalışmasının yapılması, tasarımın yapılması, broşür menü tasarımı, dergi ve ilan çalışmaların yapılması vb.) verilmesi olduğunu, davacının bu anlamda Mart 2020’den sonra hizmet vermediği zira otelin pandemi nedeniyle kapalı olduğunu, hizmet vermesinin müşteri çekmesinin ya da konsept ve tasarım yapmasının mümkün olmadığını, somut olayda davalı şirket ve davacı arasında imzalanan Web Tasarım/Yazılım ve Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi’nin “Sözleşmenin yürürlüğe girmesi ve süresi” konu başlıklı 4. Maddesinde taraflar işbu sözleşme süresinin nasıl belirleneceğini bir hükme bağladığını, Madde metninden de açıkça görüleceği üzere Davalı şirket ile Davacı arasında imzalanan Web Tasarım/Yazılım ve Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi, 01.06.2019 tarihinde 1 yıl geçerli olmak kaydıyla imzalandığını, 31.05.2020 tarihinde sona erdiğini ve tarafların bir araya gelerek sözleşmenin yenilenmesi hususunda herhangi bir istişare yapmadığından yenilenmediğini, sözleşmede açıkça sükût yolu ile sözleşmenin yenilenmeyeceği düzenlenmişken davacının sözleşmenin devam ettiği hususundaki iddiası abesle iştigal olduğunu, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği dönemde davalı şirket faaliyette bulunmadığından davacının davalı şirket nezdinde herhangi bir hizmeti olmadığını, sözleşme kurulurken var olan koşulların öngörülemez bir şekilde sonradan değişmiş olup bu değişim sonucu sözleşmedeki dengenin müvekkili şirket aleyhine katlanılamayacak ölçüde bozulmuş olduğunu, davacı tarafça kesilen faturaların karşılığında müvekkili şirketin hizmet almamış olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz şartları oluşmadığından davacının faiz taleplerinin de hukuka aykırı olduğunu, davacının, ifanın imkansız olduğu dönemde yapmamış olduğu hizmet için fatura düzenlemiş olduğunu, davanın haksız olduğunu ileri sürerek, davacının herhangi bir alacağının mevcut olmaması
sebebiyle davanın reddine karar verilmesini, davacının haksız ve hukuka aykırı takibi nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GE R E K Ç E /
Dava; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 6 adet fatura alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiş, dava konusu icra dosyası ile tarafların BA BS formları celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya karşı, 6 adet fatura alacağının tahsili amacıyla 39.760,10 TL asıl alacak, 1.492,87 işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.252,97 TL alacak üzerinden 10/09/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 14/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 15/09/2020 tarihinde uyaptan sunduğu dilekçesi ile takip konusu borcun tamamına, faiz ve tüm ferilerine itiraz üzerine takibin durduğu, bunun üzerine davacı alacaklı tarafça İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca 1 yıllık yasal sürede iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık teknik çözüm gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraf kayıtları ve dosya kapsamına göre Bilirkişiler … ve … tarafından tanzim edilen 09/06/2022 tarihli raporunda özetle: Davacı ve davalı şirketin incelenen 2020 dönemine ait açılış ve kapanış tasdiklerini zamanında yaptırdığı işlenmiş kayıtlar yönüyle incelenen ticari defterlerin 6102 sayılı TTK nın 64. Ve devamı maddelerinde belirli kanuni şartları taşıdığı, işlenmiş kayıtlar yönüyle sahibine delil olma özelliği taşıdığının görüldüğünü, taraflar arasında yazılı sözleşme olduğunu, davacının ticari defterlerinde davalı adına açılmış muavin hesapta fatura ve ödeme kayıtlarının tutulduğu takip tarihi itibari ile davacı alacağının 39.760,10 TL bakiye ile kayıtlı olduğunu, davalı ticari defterlerinde davacı adına açılmış muavin hesapta fatura ve ödeme kayıtlarının tutulduğunu davacı alacağının 39.760,10 TL bakiye ile kayıtlı olduğunu, taraf ticari defter bakiyelerinin birbirini teyit ettiğini, celp olunan BA ve BS kayıtlarına göre tarafların karşılıklı olarak fatura bedellerini alım ve satım olarak bildirdiklerinin tespit edildiğini, hizmetin yoğunluğunun pandemi sürecinde geçmişe göre azalmış olduğu görülse de sözleşme ile belirlenen kapsama bakıldığında beklenen adette içerik üretildiği, Mayıs-Ağustos dönemini kapsayacak şekilde yayınlananlara ek olarak 48 tekil işin yapıldığı ancak davalıdan onay alınamadığından yayınlanmadığı, davacının bu işler için efor gerçekleştirdiği, sunulan yazışmalarda hem aylık iletişim planında hem de sosyal medya kullanıcılarının yaptığı yorumlara verilecek yanıtların belirlenmesinde sözleşme devam ediyormuş gibi karşılıklı çalışılmaya devam edildiği, davalı tarafından hizmetin mayıs ayından itibaren durdurulacağına dair bir bildirim yapılmadığını, bu durumda davacı tarafında hizmetin sağlanmadığına dair bir görüşe ulaşılamayacağı, taraflar arasında yazılı sözleşmeye dayalı cari hesap ilişkisi olduğu, dava konusu alacağın her iki taraf ticari defterlerinde takip tarihi itibari ile 39.760,10 TL bakiye ile kayıtlı olduğunu, sayın mahkemenin dava konusu alacağa hak kazandığı kanaatinde olması halinde davacının 39.760,10 TL alacak olduğu, takip tarihine kadar işlemiş 1.148,34 TL ticari temerrüt faizi alacağının kabul edilebileceği… ” kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunun hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, bu kapsamda dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 6 adet fatura alacağının tahsili amacıyla 39.760,10 TL asıl alacak, 1.492,87 işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.252,97 TL alacak üzerinden 10/09/2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 14/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 15/09/2020 tarihinde uyaptan sunduğu dilekçesi ile takip konusu borcun tamamına, faiz ve tüm ferilerine itiraz üzerine takibin durduğu, bunun üzerine davacı alacaklı tarafça İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca 1 yıllık yasal sürede iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı alacaklı tarafça, altı adet fatura alacağının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptali, takibin devamı ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı borçlu tarafça, icra takibinde, sözleşmenin bir yıllık yapıldığı uzatılmadığı, takip konusu faturalar nedeniyle davalının bir hizmet almadığı, borçlarının bulunmadığı ileri sürülerek borca ve ferilerine itiraz edilmiş, cevap dilekçesi ile de, sözleşmenin 1 yıllık yapıldığı, uzatılmadığı, dava ve takip konusu faturalar nedeniyle davacı tarafça hizmet verilmediği ileri sürülerek davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İtirazın iptali davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin ve alacağın varlığının ispatlanması gerekmektedir. Bu ispat yerine getirildiği takdirde ispat külfeti davalı borçlu tarafa geçecek ve borcun istenebilir olmadığını, ödendiği hususlarını ispat etmesi gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, her iki tarafça sunulan ve bilirkişilerce incelenen ticari defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğu, delil niteliğine haiz olduğu, dava ve takip konusu faturaların her iki tarafça BS VE BA formları ile ilgili vergi dairelerine bildiriminin yapıldığı, ticari defterlerine kaydedildiği, her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 39.760,10 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, sözleşmenin 1 yıllık düzenlendiği ve yenilenmediği, dava ve takip konusu faturalar kapsamında hizmetin verilmediği ileri sürülmüş ise de; Dava ve takip konusu faturaların bir kısmının sözleşme süresi içerisinde bir kısmının sözleşme süresi bittikten sonra düzenlendiği, alınan tanık beyanları ve bilirkişi raporuna göre sözleşme bittikten sonrada ticari ilişkinin devam ettiği, dava ve takip konusu tüm faturaların davalı tarafça ticari defter ve kayıtlarına alındığı, BA formları ile vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, faturalara itiraz edildiğine, faturaların iade edildiğine dair bir iddia ve ispatın bulunmadığı anlaşılmakla bu savunmalara itibar edilememiş, davacı tarafça dava ve takip konusu faturalar nedeniyle hizmetin verildiği, davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile dava ve takip konusu faturalardan dolayı 39.760,10 TL alacaklı olduğu, takipteki asıl alacak talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça, takipte 1.492,87 TL işlemiş faiz talep edilmiş ise de, bilirkişilerce talep edilebilecek işlemiş faiz miktarı 1.148,34 TL tespit edilmiş olduğundan, fazlaya dair işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile 39.760,10 TL asıl alacak, 1.148,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.908,44 TL alacaklı olduğu, tarafların tacir olması karşısında avans faizi talep edilebileceği, tespit edilen miktarlar itibarı ile davacının davasında haklı olduğu, tespit edilen miktarlar itibarı ile davalının icra takibine itirazında haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak; Davanın kısmen kabulü ile, davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının, 39.760,10 TL Asıl alacak, 1.148,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.908,44 TL üzerinden İptaline, takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya dair istemin reddine, ayrıca alacak likit olduğundan ve davalı borçlu itirazında haksız bulunduğundan hükmolunan 40.908,44 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 8.181,69 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilerek bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının, 39.760,10 TL Asıl alacak, 1.148,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.908,44 TL üzerinden İPTALİNE, Takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan 40.908,44 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 8.181,69 TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3Alınması gereken 2.794,46 TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 498,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.296,22 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA,
Davacı tarafından yatırılan 498,24 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30 TL başvuru harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti 186,50 TL posta tebligat gider, olmak üzere toplam: 3.245,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 3.218,69 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 344,53 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 11,02 TL’nın davacıdan 1.308,98 TL’nın davalıdan, 11,02 TL’sinin ise davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır