Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/142 E. 2023/818 K. 06.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/142 Esas
KARAR NO:2023/818 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/02/2021
KARAR TARİHİ:06/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sektörün önde gelen ayakkabı malzemeleri üretip satan bir şirket olduğunu,
davalı ile arasında mevcut ticari ilişki sebebi ile davalı adına satışı yapılan ürünler için satış
faturaları keşide edildiğini ancak; davalının üzerine düşen ödeme edimini yerine getirmediğini, alacağın tahsili için …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine borçlu – davalının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, açıklanan nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve
kötü niyetli davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm
edilmesine, yargılama giderleri ite ücret i vekâletin davalı yana tahmiline karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazlarında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında süregelen bir ticari ilişki olup, müvekkil
şirket davacı şirketten ayakkabı tabanı satın almakta ve ayakkabı imal ettiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket, takibe konu 31.01.2020 tarihli, 1.614,06 TL tutarlı ve 29.01.2020 tarihli, 7.567,56 TL tutarlı fatura karşılığı olan 347 adet ayakkabı
tabanını alımı konusunda anlaştıklarını, söz konusu ayakkabı tabanları müvekkil şirkete fatura tarihlerinde teslim edildiğini, teslim edilen ayakkabı tabanları, teslim ediliği gün müvekkil şirket çalışanlarınca
incelenmiş ve 86 tanesinin boy ölçülerinin hatalı olması nedeniyle ayıplı oldukları aynı gün
direkt davacı şirket yetkilisine bildirildiğini, müvekkili şirket ayıp hususunda davacı şirket ile defalarca iletişime geçtiğini ve davacı yanca ayıp hususunu kabul etmiş olmasına karşın bu hususta herhangi bir
çözüm sunulmadığını, müvekkilince tabanların ayıpsız benzeriyle değiştirilmesi veya
tabanların iade edilmesi talep edilmişse de tüm taleplerin sonuçsuz bırakıldığını, bu bağlamda müvekkili tarafından 03.11.2020 tarihli, 2.275,56 TL tutarlı, “ayıplı mal iade bedeli” açıklamalı iade faturası düzenlenerek davacıya gönderildiğini, faturaya karşı davacı tarafından 8 iş günü içerisinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davacı yanca haksız ve kötü niyetli olarak 09.12.2020 tarihli, 2.275,56 TL tutarlı iade faturası düzenlendiğini, işbu faturaya karşı müvekkili tarafından tanzim edilen ….Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 14/12/2020 tarihli ihtarnamesi ile itiraz edilerek davacının 03.11.2020 tarihli, 2.275,56 TL tutarlı iade faturasına yönelik itiraz etmediğinin ihtar edildiğini belirterek; haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, BA ve BS Formları, beyan dilekçeleri, ….İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası aslı , bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı- alacaklının davalı- borçlu hakkında, fatura alacağına dayalı olarak; 7.074,01 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde borca , işlemiş faize, faiz oranına e tüm fer’ilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden tanzim olunan fatura alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilafın ise; davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süresi içerisinde açılıp açılmadığı ile davacı- alacaklının davalı- borçludan, icra takip dosyası kapsamında alacak talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla, taraflarca mahal adresleri bildirilen defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi SMMM … tarafından da, 19.05.2022 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup; raporun incelenmesinde özetle; “Davacı ve davalı şirket tarafından ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdikleri süresi içerisinde yapılmış olduğu, kazıntı ve silintiye rastlanmadığı ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz oldukları görülmektedir. Takip tarihi olan 05.10.2020 tarihinde davacının kendi yasal defterlerinde alacağı 6.084,01.-TL olup; davalının yasal defterlerinde davacının 6.717,56.-TL alacaklı olduğu görülmektedir. Ancak huzurdaki dava, davacının satışını yaptığı ürünlerin “ayıplı olup olmadığı” yönünde olup; söz konusu ihtilafın çözümü uzmanlık alanıma girmemesi sebebi ile Sayın Mahkemeniz takdirlerindedir. Davacı, 2020 yılı Ocak ayında davalıya 347 adet ayakkabı tabanı satışı yapmış, davalı ise bu ürünlerden 86 adedinin “ayıplı olduğu” iddiasıyla 03.11.2020 tarihli iade faturasını keşide ederek davacıya tebliğ etmiştir. Davalı tarafından düzenlenen iade faturası davacı defterlerinde kayda alınmış, yasal süresinde itiraz edilmemiştir. Yasal süresinden çok daha sonra 09.12.2020 tarihinde iş bu faturaya itiraz eden davacı, … nolu faturayı keşide ederek davalıya tebliğ etmiştir. Davalı ise bu faturaya 14.12.2020 tarihinde yasal süresi içerisinde Noter aracılığı ile itirazda bulunmuştur. Kanaatime göre huzurdaki davaya konu ürünlerin ayıp olup olmadığının tespiti ardından davacının alacaklı olup olmadığı tespiti yapılabilecektir. Bunun için ise yine Sayın Mahkemenizin takdirinde olarak- sektör bilirkişisinin de dahil edilerek inceleme yapılabileceği kanaati hasıl olmaktadır.- Ancak, Sayın Hakimliğiniz ürünlerin ayıplı olduğu yönünde bir kanaate varır ise davacının takip tarihinde olan alacağı 6.084,01.-TL (ödeme emrine göre 6.536.-TL asıl alacak) olduğu tespit edilmekle birlikte talep edilen faiz yönünden davalının temerrüde düşürülmediği görüldüğünden faiz talep edemeyeceği görülmektedir. Takdir Sayın Mahkemenize aittir. ” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde de, raporlardaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespit ve değerlendirmeler bakımından dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden tanzim olunan faturaya dayanılarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 7.074,01-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalının süresinde, asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce her iki taraf vekilinin hazır bulunduğu 18/10/2021 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı ile; taraflara 2019-2020 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edecek iseler bulundukları yeri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verildiği, her iki taraf vekili tarafından ilişik dönemine ilişkin defter ve kayıtların bulunduğu mahal adresinin bildirildiği, taraflarca mahal adresi bildirilen defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.084,01 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Dava konusu alacak talebinin fatura tarihine göre süresinde olduğu anlaşılmakla davalının zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava konusu icra takibinin 29/01/2020 tarihli EAM….0905 numaralı toplam 7.567,56 TL ve 31/01/2020 tarihli … … … numaralı toplam 1.614,06TL’lik faturalara dayalı olduğu, davalı borçlu vekilince itiraz dilekçesine ekli iade faturasının dava konusu faturalardan hangisine dayalı düzenlendiği fatura içeriğinden ve taraf beyanlarından tam olarak anlaşılamamakla birlikte iade edilen malzemenin miktarı itibariyle 29/01/2020 tarih ve .. … sayılı faturaya dayalı olduğu kabul edilmekle buna göre değerlendirme yapılmıştır.
Davalı borçlu tarafından teslim edilen ürünlerden ayıplı olduğu iddia olunan 86 çiftin davacı alacaklıya 03/11/2020 tarihinde iade faturasının düzenlendiği, ürünlerin 17/11/2020 tarihinde kargo ile davacıya gönderildiği, davacının fatura bedeline süresi içerisinde itiraz etmediği, ancak 09/12/2020 tarihinde iade edilen malzemenin iade sebebinin kabul edilmediğinden bahisle geri iadesine dair irsaliye yerine geçen e-fatura düzenlendiği, ancak malın davalıya teslim edildiğine dair herhangi bir kaydın olmadığı, davalının noter kanalıyla faturaya süresinde itiraz ettiği, davacının malların kendisinde olmadığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir itirazının olmadığı, sonuç olarak eşyanın davacı uhdesinde bulunduğu ve fatura bedelinden tenzili gerektiği anlaşılmıştır.
Dava konusu fatura bedellerinin KDV dahil toplam 9.181,62TL olduğu, davalı tarafından iade faturası düzenlenen toplam bedelin KDV dahil toplam 2.275,56TL olduğu, bu halde mallar üzerinde ayıp iddiasının kabulü halinde indirim nedeniyle bakiye 6.906,06TL asıl alacağın mevcut olduğu görülmüştür.
Davacının faturaya dayalı takipte önceki kısmi ödeme nedeniyle takipte toplam asıl alacağın 6.536,21TL olduğu, taraflar arasında süregelen cari ilişki nedeniyle bakiye tutarların farklılık göstermesinin, icra takibine dayanak talebin yalnızca adı geçen faturalara dayalı olması karşısında hükümde esas alınmasının mümkün olmadığı, bilirkişi raporunda hesaplanan cari ilişki nedeniyle alacak borç miktarı hesabına itibar edilmeyerek davacının keşide ettiği faturalar nedeniyle başlatılan takipte alacak miktarının ve faiz hesabının uygun olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın kaldırılmasına, alacağın %20’si üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar kısa kararın yazımı esnasında istinaf yolunun açık olduğu belirtilmişse de hüküm altına alınan miktar itibariyle kesin olduğu anlaşılmakla bu şekilde gerekçeli kararda düzeltilmesi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; Davalının, dava konusu ….İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının İPTALİNE, takibin takip talebinde belirtilen şartlarla DEVAMINA,
2-Hükmolunan 7.074,01 TL asıl alacağın %20’si oranında olmak üzere hesaplanan 1.414,80TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 483,22-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 120,81-TL nispi harcın mahsubu ile eksik kalan 362,41-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından ilk dava açılırken yatırılan 120,81-TL harç parasının davalıdan alınarak, davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinden 59,30-TL başvuru harcı, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri toplamı, 1.370,50-TL olmak üzere toplam 1.429,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 7.074,01-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.06.11.2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır