Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/128 E. 2021/746 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/128 Esas
KARAR NO:2021/746

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/02/2021
KARAR TARİHİ:26/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A :
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkilim … … Hastahanesinde doktor olarak çalışmaktadır. 04 Mart 2019 tarihinde işyerine geldiğinde her zaman olduğu gibi daha önceden kendisine bildirilen hastahanenin anlaşmalı olduğu … elemanlarına aracını teslim etmiştir. Vale elemanları müvekkilimin aracın kirli olduğundan bahisle aracı yıkanması için … adlı … Dış Tic. Ltd Şti. Ünvalı şirkete getirmişlerdir. Müvekkilim hastahanenin önünde arabasını beklerken hastahanenin anlaşmalı olduğu ve bu nedenle müvekkilimin aracını teslim ettiği vale çalışanları müvekkilimin aracının yıkama esnasında farının kırıldığını ve dönerken de kazaya karıştığını söylemiş ve müvekkilimi kaza yerine götürmek istemişlerdir. Müvekkilim kaza yerine gittiğinde arabasını neredeyse pert durumda bulmuş ve polisi aramıştır. Gelen polis memurları ile araçla kaza yapan ve kendisini şirketin ortağı olarak tanıtan … aracın tüm hasarlarını karşılayacağını yaptıracağını söyleyerek tutanak tutulmuş ve … aracı servise gönderdiğini belirterek çekiciyle aracı bulunduğu yerden almıştır. Ancak müvekkilimin arabası yetkili olmayan servise götürülerek baştan savma şekilde yapılmaya çalışılmış ve hasar giderilmemiştir. Daha sonra … adlı şirketin sahibi … müvekkilimin talebi ile arabayı … ustasına götürmüştür. Ancak bu arada hiç bir şekilde işlem yaptırmayarak müvekkilimin arabası atıl durumda serviste bırakılmıştır. Meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonrasında, müvekkilimin aracı ciddi şekilde zarar görmüştür ve trafiğe çıkamaz hale gelmiştir. Araç uzun zaman … servisinde kullanılmaz halde bırakılmak zorunda kalmıştır. Müvekkilim kaza tarihinden sonra aracı kullanamadığı gibi aracın karıştığı kazalarda müvekkilimin mali sorumluluk sigortasından karşılanmıştır. Söz konusu olay değerlendirildiğinde müvekkilimin hiçbir kusuru olmayıp müteselsilen davalıların sorumlulukları altındayken kazanın meydana geldiği açıktır. Nitekim emsal niteliğindeki karar da; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08.05.2017 tarih ve 2016/4685 E ve 2017/2691 K “..olay günü valeye park edilmesi için teslim edilmiş olup, aracın vale tarafından alınması sonrasında, güvenlik şirketi elemanı olduğu anlaşılan davalı … tarafından bolardın yanlışlıkla kaldırması sonucunda araç ön tampon ve ön cam ve bunlara bağlantılı noktalardan ağır hasar gördüğü, durum tesbit raporunda da yer aldığı, aracın avm otoparkına bırakıldığının sabit olduğu, aracın güvenle saklanması ve özen borcunun bulunduğu, otoparkın davalı … Alışveriş Merkezi bünyesinde bulunduğu, otoparkın alışveriş merkezine gelen müşterilere hizmet verdiğinin sabit olduğu, davacı ile davalı alışveriş merkezi ve hizmeti ifa eden diğer davalı şirket arasında bir vedia sözleşmesinin kurulduğu, güvenlik şirketi elemanı olduğu anlaşılan davalı …’nün hatalı olarak bolardı kaldırması sonucunda hasarın oluştuğu ve adı geçen davalının da zarardan sorumlu bulunduğu, otoparkın alışveriş merkezi bünyesinde bulunduğu ve otoparkın alışveriş merkezine gelen müşterilere hizmet vermesi karşısında davalı Şirketler arasındaki sözleşme hükümlerinin davacı açısından bir etkisinin olmadığı ve husumet itirazlarının bu sebeple yerinde olmadığı..” tespiti sonucunda zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Müvekkilin aracının acilen gerekli tamir ve bakım işlerinin yapılabilmesi hasarların giderilmesi için … 10. Sulh Hukuk Mahkemesi …/… D. İş. Sayılı dosyasında delil tespiti davası açılmış ve bilirkişi tarafından tüm zaralar tespit edilmiştir. Deliller tespit edildikten sonra müvekkilim tarafından tüm hasar yetkili serviste giderilmiştir. Bilirkişi tespitinde, hasar bedelinin 55.715,00 TL , değer kaybının 90.000 ,00 TL , aracın onarımının 30 günde yapılabileceği bahisle kiralık eşdeğer araç miktarı için 15.000.00 TL toplam 160.715 ,00 TL olduğunu tespit edilmiştir. İş bu davaya esas olmak üzere ilgili dosyanın celb edilmesi talebimizdir. Ayrıca kusurlu … Dış Tic. Ltd Şti. Nin sigortası … Şirketi ne başvuru yapılmış ancak sonuç alınamamıştır.Söz konusu poliçe ve başvuruya ilişkin mailler ektedir. Dava konusu uyuşmazlık7155 S.K.nun 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi gereğince ticaret mahkemesinde açılacak davalar açısından arabuluculuk dava şartı olarak düzenlenmiştir. Arabulucuya başvuru dava şartı olduğundan tarafımızca arabulucuya başvurulmuş olup, arabuluculuk süreci 17.11.2020 tarihinde başlamıştır. Davalıların müvekkilin sahip olduğu araçta meydana gelen kaza sonucu doğan zararlarının tazminine ilişkin taleplerimizi reddetmesi üzerine arabulucuk süreci sona ermiştir. Arabuluculuk Başvuru Dosya Numarası …/…, Dosya Numarası …/…’tür. Arabuluculuk sonucu anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur. Arabulucu son tutanağı ektedir. Müvekkilimin maliki bulunduğu, kazaya konu … … plakalı … … marka araçtaki hasarlı parçaların tutarı, aracın kullanılmadığı sürece oluşan ulaşım zararları, onarım ve işçilik giderleri, değer kaybı ve amortisman kaybının tazmini için İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesi …/… D. İş. Dosyasındaki bilirkişi raporunda belirlenen 160.715,00 TL (yüzaltmışbinyediyüzonbeş) nin müşterek ve müteselsilen sorumlu davalılardan kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A :
Davalılar …, … Sigorta Şirketi, … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, … Limited şirketine usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … … AŞ vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Görev ve yetki itirazında bulunduklarını, Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, görev itirazlarının kabul edilmemesi halinde yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zaman aşımı itirazlarının olduğunu, husumet itirazlarının olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde ortaya çıkan hasar ile müvekkilim şirket arasında illiyet bağı olmaması ve işbu kazaya sebebiyet verilmesinde müvekkilim şirketin herhangi bir kusur, ihmal ya da sorumluluğunun bulunmaması sebebiyle işbu davanın müvekkilim şirkete yöneltilmesi mümkün olmadığından müvekkilim şirket hakkında açılan davanın reddine karar verilmesinini talep etmiştir.
G E R E K Ç E :
Dava, trafik kazası sonucu davacı taraf aracında oluşan hasardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … … AŞ vekili tarafından görev itirazında bulunulmuş ise de, davalılardan … Sigorta Şirketinin bir sigorta şirketi olduğu, Sigorta hukukunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortasının ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle de davanın, TTK 4/1-a maddesi gereğince mutlak ticari dava olduğu değerlendirilerek görev itirazının reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”. Aynı kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasına gör, “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabilir…”. Yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukukî sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, kaza … … meydana gelmiştir. Davacının yerleşim yeri …/…, Davalılar … … yerleşim yeri …/…, … Sigorta Şirketinin merkezinin bulunduğu yer … …/…, … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin yerleşim yeri …/…, … Limited şirketinin yerleşim yeri …/…, … … AŞ’nin yerleşim yerinin …/İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Kazanın meydana geldiği yer, ve davacı ve davalıların adresleri itibarı ile mahkememiz yetkili mahkeme olmadığı, Yetkili mahkemelerin …, …, … … ve … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır. Dolayısı ile, davacının birden çok mahkemenin yetkili olduğu ve kesin yetki kuralının bulunmadığı bu davada, davayı yetkili mahkemelerden birinde açmadığı, bu kapsamda seçim hakkının davalı tarafa geçtiği, yetki ilk itirazında bulunan davalı … … AŞ vekili tarafından da seçim hakkının yetkili mahkemelerden biri olan … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilerek kullanıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespitler ve açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, davalı yanın yetki ilk itirazının süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldığından, Mahkememiz yetkisine ilişkin yetki ilk itirazının kabulü ile, HMK nun 116/1 ve 6. maddeleri uyarınca Mahkememizin Yetkisizliğine, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden Reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememiz yetkisine ilişkin yetki ilk itirazının kabulü ile, HMK nun 116/1 ve 6. maddeleri uyarınca Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, dava dilekçesinin yetki yönünden usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın yetkili … NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı … … AŞ vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, HMK 341 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır