Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/121 E. 2022/862 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/121 Esas
KARAR NO : 2022/862

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 19/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davalı şirketin müvekkil firmadan ürün aldığını ancak ürün bedellerini ödemediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine cari hesap alacağına dayanarak ilamsız takip başlattıklarını ancak borçlu tarafından dosya borcuna ve ferilerine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını bu sebeple davanın kabulü ile itirazın iptalini, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, tarafların bazı malların açık hesap usulü ile satın alınası hususunda anlaştıklarını, müvekkili davalı şirketin farklı tarihlerde müşterilerine sipariş üzerine yapacağı su izolasyonunda kullanılmak üzere davacı şirketten ürün satın aldığını, satın alınan bu malzemelerle karışım yaptıktan sonra ortaya çıkan son ürün ile su izolasyonu yaptığını ancak malların kullanılması esnasında müşteriler tarafından şikayetler yapıldığını ve malların ayıplı olduğunun tespit edildiği ve hemen davacı şirket ile iletişime geçtiklerini, ayıplı malların davacı tarafından da görülmesi için davacı şirketin yetkili bir temsilcisinin olay yerine gelmesinin istendiğini ancak davacı tarafça bu talebin reddedildiğini ve herhangi bir çözüm bulunmadığını, müvekkili şirketin edimini yerine getirmemesi üzerine ödemenin davacı şirkete yapılmadığını ve müvekkili şirketin ayıplı malların yerine başka şirketlerden izolasyon işlemi için gereken ürünleri satın almak durumunda kaldığını, ayıp bildiriminin süresinde yapıldığını, davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, tarafların ilişik dönemlerine ilişkin BA- BS formları, cevabi yazı içerikleri, talep ve beyan dilekçeleri, İstanbul …icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle, 80.526,83-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde takibe, borca, borç ilişkisine, borcun kaynağına ve takibin tüm eklentilerine itiraz ederek takibi durdurduğu görülmüştür.
Dava, cari hesap alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu somut olayda öncelikle, ispat külfetinin hangi tarafta olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı yanca mahkememize sunulan cevap dilekçesinde, aradaki akdi ilişkinin ve mal tesliminin inkar edilmediği, müvekkili davalı şirketin farklı tarihlerde müşterilerine sipariş üzerine yapacağı su izolasyonunda kullanılmak üzere davacı şirketten ürün satın aldığını, satın alınan bu malzemelerle karışım yaptıktan sonra ortaya çıkan son ürün ile su izolasyonu yaptığını ancak malların kullanılması esnasında müşteriler tarafından şikayetler yapıldığını ve malların ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve hemen davacı şirket ile iletişime geçtiklerini, ayıplı malların davacı tarafından da görülmesi için davacı şirketin yetkili bir temsilcisinin olay yerine gelmesinin istendiğini ancak davacı tarafça bu talebin reddedildiğini ve herhangi bir çözüm bulunmadığını, müvekkili şirketin edimini yerine getirmemesi üzerine ödemenin davacı şirkete yapılmadığını ve müvekkili şirketin ayıplı malların yerine başka şirketlerden izolasyon işlemi için gereken ürünleri satın almak durumunda kaldığını, ayıp bildiriminin süresinde yapıldığını beyan edilerek, ayıp iddiasında bulunmuş olup, bu haliyle somut olayda, ispat külfeti davalı/borçludadır.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla, davacı ve davalı yan defter ve kayıtları üzerinde, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Yeminli Mali Müşavir bilirkişi …’dan alınan 06.06.2022 tarihli raporun incelenmesinde özetle; “Davacı şirketin fiziki ortamda tutulan ticari defterlerinin açılış, yevmiye defterlerinin kapanış onayları yasal sürelerinde yaptırılmış olup, elektronik ortamda tutulan yevmiye, kebir defter beratları da süresinde alınmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı, davacı şirketin davalı şirketle olan ticari ilişkisinin 120-Alıcılar hesabı altında 120.00.D49 kodlu yardımcı hesapta izlendiği, 20.06.2016-10.10.2016 Tarihleri arasında davalı şirket adına düzenlenen faturaların toplam tutarı 129.886,45 TL olup, fatura borcuna karşılık toplam 103.734,37 TL tahsilât yapıldığından. 31.12.2016 tarihindeki davalı şirket borcunun; 26.152,08 TL olduğu, 2017 Yılında; davalı şirket adına düzenlenen faturaların toplam tutarı 313.417,83 TL olup, 2016 yılından devreden borç bakiyesi ile birlikte davalı şirket borcunun 339.569,91 TL’ye ulaştığı, borca karşılık toplam 275.135,04 TL tahsilât yapıldığından. 31.12.2017 tarihindeki davalı şirket borcunun; 64.434,87 TL olduğu,2018 Yılında; davalı şirket adına düzenlenen faturaların toptam tutarı 220.158,45 TL olup, iade edileri 2 adet çek nedeniyle davalı şirket cari hesabına 60.000,00-TL borç kaydedildiği, anılan işlemler ve 2017 yılından devreden borç bakiyesi ile birlikte davalı şirket borcunun 344.593,32 TL’ye ulaştığı, borca karşılık toplam 280.000,00 TL tahsilât yapıldığından. 31.12.2018 tarihindeki davalı şirket borcunun 64.593,32 TL olduğu, 2019 Yılında; davalı şirket adına düzenlenen faturaların toplam tutarı 145.933,91 TL olup, iade edilen çek nedeniyle davalı şirket cari hesabına 25.000,00- TL borç kaydedildiği, anılan işlemler ve 2018 yılından devreden borç bakiyesi ile birlikte davalı şirket borcunun 235.586,83 TL’ye ulaştığı, borca karşılık toplam 105.000,00 TL tahsilât yapıldığı, 31.12.2019 tarihindeki davalı şirket borcunun 130.586,83 TL olduğu, 2020 Yılında; 01.08.2020 tarihinde “Bakiye Düzeltme” açıklaması ile davalı şirket cari hesabına 50.000,00-TL alacak kaydedildiğinden, 2019 yılından devreden davalı şirket borcunun 80.586,83 TL’ye gerilemiş olduğu, muavin defter dökümünde başkaca İşlem bulunmadığı ve dolayısıyla, 10.12.2020 takip tarihindeki davalı şirket borç bakiyesinin 80.586,83 TL olduğu ve sonuç olarak da; davalı şirket kayıtlarına göre, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 80.586,19-TL alacaklı olduğu, taraf bakiyeleri arasında (80.586,83-80.586,19) 0,64 TL farkla mutabakat bulunduğu BA/BS formlarına göre davalının 2016 yılında davacı faturaları ile ilgili beyanda bulunmadığı diğer dönemlerdeki taraf beyanlarının aynı olduğu, ayıplı mal ile ilgili davalı iddialarının uzmanlık alanının dışında olduğu” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde de, rapordaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, faturaya dayalı cari hesap alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafından, davalı aleyhine 80.526,83TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılan itiraz sonucu takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, davalı yanca mahkememize sunulan cevap dilekçesinde, aradaki akdi ilişkinin ve mal tesliminin inkar edilmediği, müvekkili davalı şirketin farklı tarihlerde müşterilerine sipariş üzerine yapacağı su izolasyonunda kullanılmak üzere davacı şirketten ürün satın aldığını, satın alınan bu malzemelerle karışım yaptıktan sonra ortaya çıkan son ürün ile su izolasyonu yaptığını ancak malların kullanılması esnasında müşteriler tarafından şikayetler yapıldığını ve malların ayıplı olduğunun tespit edildiğini ve hemen davacı şirket ile iletişime geçtiklerini, ayıplı malların davacı tarafından da görülmesi için davacı şirketin yetkili bir temsilcisinin olay yerine gelmesinin istendiğini ancak davacı tarafça bu talebin reddedildiğini ve herhangi bir çözüm bulunmadığını, müvekkili şirketin edimini yerine getirmemesi üzerine ödemenin davacı şirkete yapılmadığını ve müvekkili şirketin ayıplı malların yerine başka şirketlerden izolasyon işlemi için gereken ürünleri satın almak durumunda kaldığını, ayıp bildiriminin süresinde yapıldığını beyan edilerek, ayıp iddiasında bulunduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda, ispat külfetinin davalı/borçluda olduğu, ticari ilişkinin ve dosyamızın her iki tarafının da tacir olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince, ayıp belli ise iki gün içerisinde belli değil ise sekiz gün içerisinde ilgilisine, TTK’nın 18/3 maddesinde belirtilen usullerden, noter aracılığı ile, taahhütlü mektup ile, telgraf ile veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile ihbar edilmesi gerektiği, diğer hallerde, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı, somut olayda davalı tarafça teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu iddia edilmesine rağmen, davacı tarafa TTK 18/3 maddesine uygun ayıp ihbarının yapıldığına dair dosyaya herhangi bir belge ibraz edilmediği gibi; davalı şirket kayıtlarına göre, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 80.586,19-TL alacaklı olduğu ve bu haliyle de ispat külfeti kendisinde olan davalı/borçlunun ayıp iddiasını usulüne uygun delillerle ispat edemediği anlaşıldığından davanın 80.586,19-TL yönünden kısmen kabulüne, ayrıca takip konusu alacağın likit olduğu ve davalı/borçlunun takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından hükmolunan itirazlı alacağın %20’si üzerinden takdir olunan 16.117,23 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve ayrıca davalı yanca da kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de; İİK.’nun 67/2 maddesi uyarınca alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için icra takibinin haksız olmasının yanı sıra, alacaklı davacının ayrıca kötü niyetli olmasının da gerektiği, dava konusu olayda, her ne kadar dava konusu icra takibi 0,64 TL yönünden haksız ise de; davacının kötü niyetli olduğunun davalı tarafından ispat edilemediği gibi, davacının kötü niyetle sırf davalıya zarar verme kastıyla hareket ettiği, zarar verme kastıyla kötü niyetle icra takibi başlattığı yönünde dosyada herhangi bir delil de bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davalı yanın reddedilen kısım (0,64 TL) yönünden kötü niyet tazminatı isteminin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı-Borçlunun, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın KISMEN İPTALİ ile; takibin 80.586,19 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Hükmolunan alacağın (80.586,19 TL) %20’si oranında hesaplanan 16.117,23 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Reddedilen kısım (0,64 TL) yönünden, davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE,
2-Alınması gereken 5.504,84-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 973,30-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 4.531,54-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 973,30-TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 59,30-TL, vekalet harcı 8,50-TL, 221,50-TL posta gideri ve 1.250,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.485,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 12.894,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre taktir olunan 0,64-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim
¸