Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/87 E. 2021/607 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/87 Esas
KARAR NO:2021/607 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/02/2020
KARAR TARİHİ:20/09/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın iptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili, 05.02.2020 tarihinde vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davalının ‘Mermer Döşeme Kap.” ve ‘Mermer Basamak’ları davacıya teslim etmeyi, davacı müvekkilinin ise karşılığında toplam 45.135,00-TL ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin, satış bedelini tam ve eksiksiz ödemiş olmasına rağmen, davalının, edimini bugüne kadar yerine getirmediğini, yapılan Uyarılara rağmen mermerleri teslim etme borcunu yerine getirmemekte ısrar ettiğini, İhtar keşide edilmesine rağmen ürünlerin teslim edilmemesi üzerine davalıyla yapılan müzakerelerde davalının, müvekkili şirkete, muhtemelen sonradan aynı gün oluşturdukları üstelik müvekkili şirketin temsilcisi/yetkilisinin imzasını taşımayan 08.12.2018 tarihli bir taşıma irsaliyesi ile 08.12.2018 tarihli, taşıyan tarafından imzalanan faturayı verdiklerini, taşıma irsaliyesinin müvekkili şirket tarafından kabulünün mümkün olmadığını, çünkü malı teslim alan kişinin müvekkili şirket yetkilisi olmadığı gibi kâğıtta müvekkili şirketin yetkili temsilcisinin imzası/kaşesinin de bulunmadığını, Müvekkili şirketin, ödenen bedelin iadesi için, … 5. Noterliği’nden 26.12.2018 tarih, 23606 yevmiye sayı ile ihtamame tebliğ etmiş ise de, davalının cevaben gönderdiği …. Noterliği’nin 02.01.2019 tarih, 00029 yevmiyeli ihtarnamesinde fatura ile birlikte malları da teslim ettiğini iddia ettiğini. isbu ihtarnamesi ile malları faturanın tarihi olan 05.12.2018’de teslim ettiğini ileri süren davalının, nedense 08.12.2018 tarihli taşıma irsaliyesini müvekkili şirkete göstererek bu kez Malları bu tarihte teslim ettiğini iddia ettiğini, çelişkili beyan ve belgeler sunan davalının, iddiasının aksine teslim edimini yerine getirmediğini, Müvekkili şirketi, davaya konu somut uyuşmazlık ile ilgili arabuluculuğa başvurmuşsa da davalı şirketin toplantıya katılmadığını, 12.02.2019 tarihinde düzenlenen son tutanak ile anlaşmaya varılamadığının tespit edildiğini, Daha sonra …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla davalıya karşı icra takibi başlatılmışsa da davalının, hiçbir borcu bulunmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini iddia ederek; İtirazın iptaline, fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla takibin, takip tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine, davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmamış olduğu hususu da nazara alınarak yargılama giderleri ile karşı taraf vekalet ücretinin davalıya tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili, 11.03.2020 tarihinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılmış yazılı bir sözleşmenin olmadığını, davacının ilk olarak 10.11.2018 tarihinde müvekkilinden mermer basamak ve mermer döşeme aldığını, bu malların müvekkili tarafından davalıya teslim edildiğini, ödemesinin de yapıldığını, Daha sonra 05.12.2018 tarihinde yine mermer basamak ve döşemenin alındığını, malların da 08.12.2018 tarihinde davacıya teslim edildiğini, bu ürünlerin de parasının ödendiğini, Davacı tarafından müvekkiline 26.12.2018 tarihinde … 5. Noterliği’nden ihtarname çekildiğini, bu ihtarnameye …. Noterliği’nden 02.01.2019 tarih, 29
no.lu ihtarname ile cevap verildiğini, Davacının, müvekkili ve … aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takibe süresi içerisinde taraflarınca itiraz edildiğini, ancak itirazın iptali davasının müvekkili aleyhine açıldığını, Müvekkili firmaya siparişleri veren kişinin aynı zamanda malları da teslim alanın … isimli şahıs olduğunu, müvekkili ile bu şahsın irtibata geçtiğini, siparişleri verdiğini, müvekkilinin davacı ile olan ilk ticaretinde de bu şahısla irtibata geçtiğini, mallarını teslim ettiğini, ödemesini aldığını, dava konusu faturadaki malların da bu şahıs tarafından teslim alındığını, ödemenin yapıldığını, Davalı yanın …’ın TC’sini, adresini bilmekte, aleyhine icra takibi yapmakta olduğunu, ancak bu şahsı tanımadığını, şirketi ile alakası olmadığını beyan ettiğini, oysaki bu şahsın müvekkiline …’tan davacının kaşesinin resmini attığını, buna göre faturanın kesildiğini, şu soruyu sormanın kaçınılmaz olduğunu, madem bu şahsın davacı ile ilgisi yoktur şirketinizin kaşesi bu şahıs da ne aramakta? Müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, mallarını istenilen zamanda ve kalitede teslim ettiğini ileri sürerek; Haksız davanın reddine, davacının 9620 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, davacı ve davalı yana ait Vergi Dairesinden celp olunan BA ve BS kayıtları, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında UYAP sureti yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, 45.135,00 TL Asıl alacak ve 6.100,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 51.235,64-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, peşin ödenen fatura bedelinin, fatura konusu malların teslim edilmediği iddiasına dayanarak, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği ödenen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca mahkememizin 29/12/2020 tarihli ara kararı ile tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi YMM … tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan, 28/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle de; “Davacı ve davalı şirkete ait ticari defterlerin açılış ve yevmiye defteri kapanış onaylarının yasal sürelerinde yaptırıldığı, her iki şirkete ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı, Davacı Şirket Ticari Defter Kayıtları İle İlgili olarak; Sunulan muavin defter dökümlerine göre; Dava konusu olmayan 10.11.2018 tarih, 47115 sayılı ve 34.810,00- TL tutarındaki davalı fatura bedelinin 14.12.2018 tarihinde, iş bu davaya konu edilen 05.12.2018 tarih, 47116 sayılı ve 45.135,00- TL bedelli fatura bedelinin ise 17.12.2018 tarihinde ödendiği, ticari defter kayıtlarında davalı şirket bakiyesinin bulunmadığı, Davalı Şirket Ticari Defter Kayıtları İle İlgili olarak da; sunulan muavin defter dökümünden de görüleceği üzere; davacı şirket kayıtlarındaki tüm işlemlerin davalı kayıtlarında da yer almakta olduğu, davacı şirket bakiyesinin bulunmadığı, BA/BS Formları ve Mutabakat Mektupları İle İlgili olarak da; tarafların bağlı oldukları vergi dairelerinden gelen yazılar ve eki formlara göre; 2018 yılında düzenlenmiş olan davalı faturalarının her iki tarafça beyan edildiği, taraf kayıtlarında davalı şirket fatura tutarları ve davacı ödemelerinde tam mutabakat bulunduğu, Davalı şirketçe düzenlenen faturalar ve davacı ödemelerinde ihtilaf bulunmadığı, asıl ihtilafın; bedeli davacı tarafça ödenmiş olan, 05.12.2018 tarih, 47116 sayılı fatura içeriği ürünlerin davacı tarafa teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, dosya içeriğinde; …’ın davacı şirket adına fatura içeriği ürünleri teslim aldığı yönündeki davalı iddialarını destekleyici somut belgenin bulunmadığı, Fatura içeriği ürünlerin davacı şirkete teslim edilmediği, davacının ödemiş olduğu 45.135,00-TL’yi 30.12.2018 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte talep edebileceği yönünde karara varılması halinde; takip tarihi itibariyle davacı şirket işlemiş faiz alacağının 5.867,55 TL olarak hesaplandığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, peşin ödenen fatura bedelinin, fatura konusu malların teslim edilmediği iddiasına dayanarak, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği ödenen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 45.135,00 TL Asıl alacak ve 6.100,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 51.235,64-TL alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davaya konu somut olayda, taraflar arasında, davalı şirketçe düzenlenen faturalar ve davacı ödemelerine ilişkin ihtilaf bulunmadığı, asıl ihtilafın; bedeli davacı tarafça ödenmiş olan, 05.12.2018 tarih, 47116 sayılı fatura içeriği ürünlerin davacı tarafa teslim edilip edilmediği hususundan kaynaklandığı, davacı tarafça her ne kadar, taraflar arasında yapılan sözleşme uyarınca davalının,”Mermer Döşeme Kap.” ve “Mermer Basamak”larını kendilerine teslim etmeyi, kendilerinin ise karşılığında toplam, 45.135,00-TL ödemeyi taahhüt ettiği ve müvekkilinin satış bedelini tam ve eksiksiz ödemiş olmasına rağmen, davalının edimini yerine getirmediği, yapılan uyarılara rağmen mermerleri teslim etme borcunu yerine getirmemekte ısrar ettiği iddia edilerek, icra takibi başlatılmış ve itiraz sonucu da iş bu dava açılmış ise de; TBK’nın 207/2. Maddesi; “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler” hükmüne amir olup, birlikte ifa kuralı gereği her iki edimin de aynı anda ifa edilmiş olduğu karinesinden hareketle, bedel ödendiği halde teslimin gerçekleşmediğini ispat yükünün, malın teslim edilmediğini iddia eden davacı yanda olduğu, davacı yanın da malın teslim edilmediğini usulüne uygun yazılı delillerle ispat edemediği; ayrıca alınan ve mali tespitler açısından hükme esas alınan bilirkişi raporunundaki; “Davacı ve davalı şirkete ait ticari defterlerin açılış ve yevmiye defteri kapanış onaylarının yasal sürelerinde yaptırıldığı, her iki şirkete ait defterlerin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı, Davacı Şirket Ticari Defter Kayıtları İle İlgili olarak; Sunulan muavin defter dökümlerine göre; Dava konusu olmayan 10.11.2018 tarih, 47115 sayılı ve 34.810,00- TL tutarındaki davalı fatura bedelinin 14.12.2018 tarihinde, iş bu davaya konu edilen 05.12.2018 tarih, 47116 sayılı ve 45.135,00- TL bedelli fatura bedelinin ise 17.12.2018 tarihinde ödendiği, ticari defter kayıtlarında davalı şirket bakiyesinin bulunmadığı, Davalı Şirket Ticari Defter Kayıtları İle İlgili olarak da; sunulan muavin defter dökümünden de görüleceği üzere; davacı şirket kayıtlarındaki tüm işlemlerin davalı kayıtlarında da yer almakta olduğu, davacı şirket bakiyesinin bulunmadığı, BA/BS Formları ve Mutabakat Mektupları İle İlgili olarak da; tarafların bağlı oldukları vergi dairelerinden gelen yazılar ve eki formlara göre; 2018 yılında düzenlenmiş olan davalı faturalarının her iki tarafça beyan edildiği, taraf kayıtlarında davalı şirket fatura tutarları ve davacı ödemelerinde tam mutabakat bulunduğu,” şeklindeki tespitlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, davacı yanca, karşılığında mal teslim edilmediği iddia edilen faturanın kendi ticari defter ve kayıtları ile kayıt altına alındığı, kayıt altına alınan faturaya ilişkin olarak da, yine kendi ticari defter ve kayıtları ile sabit olan ödemenin yapıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, davaya konu somut olayda davacı yanın malın teslim edilmediğine ilişkin iddiasını somut delillerle ispat edemediği ve ayrıca HMK’da kesin deliller arasında sayılan yemin deliline de açıkça dayanmadığı anlaşıldığından, ispatlanmayan davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcından peşin alınan 514,62 TL harcın mahsubu ile arta kalan 455,35 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya İADESİNE,
4-Yapılan masrafların davacı yan üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 7.460,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
6-HMK 120. maddesi gereğince varsa, taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/09/2021

Katip …

Hakim …