Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/775 E. 2022/516 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/775 Esas
KARAR NO : 2022/516

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında tütün mamulleri alım satımına ilişkin ticari
ilişkisi kurulduğunu, bu ticari ilişki bağlamında tahakkuk eden borç ödenmediğinden davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin…Esas sayılı dosyasından icra
takibi başlatıldığını, ancak davalı, icra müdürlüğünün yetkisine borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiğini, müvekkili şirketin ticari kayıtları
incelendiğinde alacağın sabit olduğunun açıkça anlaşılacağını beyan ederek; davanın kabulü ile itirazın iptalini, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargı
harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı yana usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davacı yanca, düzenlenen faturalar, cari hesap ekstresi ve arabuluculuk son oturum tutanağı ibraz olunmuş; dava konusu takip dosyası ile tarafların ilişki dönemine ait BA/BS kayıtları celbedilmiştir.
İstanbul… İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçludan 13.834,57 TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin tebliğ tarihine göre davalı/ borçlunun süresinde sunduğu yetkiye ve borca itiraz dilekçesi üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/ alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yanca icra dosyasında, davalının yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunulmuşsa da, para alacağının tahsili noktasında başlatılan icra takibinde davacı alacaklının TBK’nun 89. ve HMK’nun 10. maddeleri uyarınca kendi yerleşim yerindeki İcra Dairelerinde icra takibi başlatabilmesi noktasında seçimlik hakkının bulunması, davacı şirketin yerleşim yeri Sarıyer/ İstanbul adresi itibariyle İstanbul İcra Dairelerinin de yetkili olması nedeniyle davalının yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler ile getirtilen diğer kayıtlar incelenmiş, 6102 sayılı TTK’nun 83. maddesi hükmü de dikkate alınarak uyuşmazlığa konu alacağın dayanağı olan faturaların ve yapılmış ise ödemelerin taraf şirketlerin ticari defterlerine yansıyış şeklini tespit noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesi bakımından inceleme günü belirlenmiş; davacı vekili yerinde inceleme talebinde bulunmuş; davalı duruşmada hazır bulunduğundan yüze karşı inceleme günü bildirilmiş ve anılan yasal düzenlemeler kapsamında gerekli ihtaratlar yapılmıştır.
Davalı yanca taraflar arasındaki ticari ilişkiye yönelik defter ve kayıtların TCDD tarafından alınan ani bir kararla yıkılan büfesi içerisinde bulunduğu, yıkımla birlikte defter ve kayıtların zayi olduğu beyan edilmişse de zayi belgesi verilmesi şeklinde bir karar ibraz edilmediğinden bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
İnceleme gününde davacı yanca hazır bulunulmuşsa da davalı yanca hazır bulunulmadığı gibi defter ibrazında da bulunulmamıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim olunan 09/05/2022 tarihli raporda bilirkişi; E-defter mükellefi olan davacı tarafından ibraz edilen yasal defterlerin süresi
içerisinde açılış ve kapanış beratlarının Maliye Bakanlığına gönderilmiş olduğunu, davalı tarafından defter ve belge ibraz edilmediğini, şahıs işletmesi olan davalının BA/BS verme yükümlülüğü de bulunmadığını, davacı şirket yasal defterlerinde göre davacı, 28.08.2020 olan takip tarihinde
davalıdan 13.934,57.-TL alacaklı olduğunu, davaya konu edilen fatura içeriği ürünlerin davalı kaşe ve imzasına havi sevk irsaliyesi yerine geçen belgeler ile teslim edildiği anlaşılmakta olup; davacı tarafından faturaların tebliğine ilişkin belge ibraz edilmediğini, belirtilen sebeple davalının söz konusu faturaları teslim ve tebliğ alıp almadığı bilinmediğini, bu yönü ile davacının alacağı ispata muhtaç olarak değerlendirilmekte olduğunu ancak; iş bu faturalar öncesi davacının alacağının 9.705,80.-TL iken, söz konusu faturaların keşide edilmesi ile davalı tarafından söz konusu borçtan daha da fazla ve parça parça toplamda 10.750,00-TL ödeme gerçekleştirildiği görüldüğünden davalının söz konusu borcu oluşturan faturalardan haberdar olduğu ve kendisine tebliğ edildiği kanaatinin hasıl olduğunu, zira tarafların çalışmakta oldukları süre boyunca davalının hiç avans ödemesi gerçekleştirmediği, davalı yanca davacıya yapılan ödemelerin ya tam borç/fatura tutarı kadar ya da daha az tutarda yapılmış olduğunu bildirmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davalı yanın yasal uyarılara rağmen defter ibrazında bulunmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış sayıldığı; davacı şirket ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olması nedeniyle sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacı alacağının lehine delil vasfına haiz ticari defterlerinde dayanak kayıtlarıyla mevcut olması ve davalının aksi yönde elverişli delil ibrazında bulunmaması nedeniyle davacı yanın faturaya ve ticari defterlerine dayalı alacak talebinin HMK’nun 222. maddesi kapsamında ispat olunduğu; takip konusu borca ilişkin olarak ödeme belgesi ibrazında da bulunulmaması karşısında davacının itirazın iptali isteminin 13.934,57 TL asıl alacak yönüyle haklı ve yerinde olduğu; öte yandan hüküm altına alınan alacağın likit ve bu yöne ilişkin davalı itirazının haksız olması karşısında İİK’nun 67/2. maddesi kapsamında davacının icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna ulaşılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının İPTALİNE, takibin takip talepnamesinde belirtilen kayıt ve koşullarla kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
2-Hükmolunan (13.934,57 TL) alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 2.786,91 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 951,87-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 237,97-TL’nin mahsubu ile bakiye ‭‭‭‭713,9‬0-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,

Davacının peşin harç olarak yatırdığı 237,97-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11,13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 54,40-TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL ile posta ve davetiye masrafı ‭‭190,5‬0-TL toplamı ‭‭‭‭1.044,9‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,

7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022

Katip
e-imzalıdır .

Hakim
e-imzalıdır .