Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/768 E. 2023/129 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/767 Esas
KARAR NO : 2023/106 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2021
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 19/06/2017 tarihli bütünleşik tasarruf sistemleri hizmet sözleşmesine istinaden ticari ilişki başladığını ve davalının yasal mevzuat ve sözleşme koşulları kapsamında teşviklerden yararlanmasını eksiksiz şekilde ve zamanında sağladığını, 19/06/2017 tarihli sözleşmesi kapsamında danışmanlık bedelinin %11 olarak belirlendiğini, 12/02/2020 tarihinde bu sözleşmenin eki ve devamı niteliği taşıyan yeni bir bütünleşik tasarruf sistemleri hizmet sözleşmesi imzalandığını ve bu sözleşme kapsamında danışmanlık bedelinin %4’e düşürüldüğünü, müvekkili şirketin 19/06/2017 tarihli sözleşme gereği bütün edimini eksiksiz şekilde zamanında ifa ettiğini ve geçmiş dönem teşvik raporlama gelirleri kapsamında 09/09/2021 tarihli … numaralı fatura düzenlendiğini ve faturanın davalı tarafından haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın reddedildiğini ve %4 oranı esas alınarak düzenlenip gönderilmesini talep ettiğini ancak davalıya düzenlenen fatura konusu hizmet geçmiş dönem teşvik çalışmalarına ilişkin olduğunu, geçmiş dönem teşvik çalışmalarına ilişkin olarak sözleşmede de belirlenen oranın %11 olduğunu ve bu oranın herhangi bir şekilde indirilmesinin söz konusu olmadığını, davalı şirket yetkilisine sözleşme süresinin bir yıl daha uzadığı ve bu süreçte bir yıl daha hizmet ilişkisinin devam ettirilmesi halinde ancak geçmiş dönem teşvik kazanımları danışmanlık bedeli oranının %11 yerine %4 olarak uygulanabileceği ve güncel dönem teşvik çalışmaları için fesih talebinin devam etmesi halinde sözleşme koşullarının aynı şekilde uygulanacağı ihtarının müvekkil firma yetkilisi tarafından iletildiğini ancak davalı şirketin fesih süreci ile görüşmelerin yapıldığı dönemden sona hizmet ilişkisini devam ettirmediğini ve hizmet ilişkisini sonlandırdığını, bunun üzerine …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ancak davalı şirketin süresi içerisinde takibe ve borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, itirazın iptali ile …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin devamını, davalının icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, davalı şirket adresinin “… Mah. … Sitesi 8. Cad. … A Blok İşhanı No:75 İçkapı No:160 Zeytinburnu/İstanbul” olduğunu, davanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olmakla davanın yetki itirazının gereği usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Davacı tarafından ilamsız icra takibine itiraz sebebi ile dayanağı fatura alacağı olan takibe itirazın iptalinin talep edildiğini, dava dilekçesinde taraflar arasında ticari ilişkiye 19.06.2017 tarihli davalı şirket yetkilisinin imzası bulunmayan sözleşmenin dayanak yapılmış olmakla öncelikle sözleşmenin ve yine dilekçede bahsi geçen eki protokolün aslının dosyaya sunulmasını talep ettiklerini, sözleşme aslının sunulması sonrasında her türlü beyan haklarını ayrıca saklı tuttuklarını, davacı tarafin beyan ve taleplerini kabul etmediklerini, davalı şirket ile ticari ilişkisinden kaynaklı davalı şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, öte yanda taraflarınca her türlü dava ve talep haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle huzurdaki davanın yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, sayın Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, BA ve BS Formları, beyan ve talep dilekçeleri, …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyası mündericatı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, hizmet sözleşmesi alacağından kaynaklanan fatura alacağına dayalı olarak; 11.265,40-TL 19/06/2017 tarihli sözleşme kapsamında 09/09/2021 tarihli … numaralı fatura alacağı ve 2.009,77-TL KDV alacağı olmak üzere toplam; 13.175,17-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca ve tüm ferilere itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür.
Davalı yanca her ne kadar süresi içerisinde sunulan cevap dilekçesi ile mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de; taraflar arasında akdedilen 12.02.2020 tarihli Ek Protokol’ün 2. Maddesinde yer alan; “Taraflar arasında 19/06/2017 tarihli sözleşme akdedilmiştir” ve 4. Maddesinde yer alan; “İşbu Protokol ile düzenlenmeyen bütün hallerde 19.06.2017 tarihli sözleşme esas alınacaktır” hükümleri kapsamında taraflar arasında akdedildiği ve geçerli olduğu anlaşılan 19.06.2017 tarihli Bütünleşik Tasarruf Sistemleri Hizmet Sözleşmesi’nin Anlaşmazlıkların Çözümü başlıklı 13. Maddesinde yer alan; “Bu sözleşmede ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkların Müşteri-Rasyotek ilişkilerine zarar vermeyecek şekilde taraflar arasında çözümlenmesi esastır. Ancak karşılıklı mutabakatla çözümlemeyen ihtilaflarda taraflar İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu peşinen kabul ederler” şeklindeki düzenlemenin, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde yer alan “Yetki sözleşmesi” mahiyetinde olduğu ve taraflarca ihtilaf halinde İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun peşinen kabul edildiği ve bu haliyle de açılan davada mahkememizin de yetkili olduğu anlaşıldığından, davalı yanın yetki itirazına itibar edilmemiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, 19.06.2017 tarihli Bütünleşik Tasarruf Sistemleri Hizmet Sözleşmesi ve 19.06.2017 tarihli Sözleşmenin eki ve devamı niteliğinde olan 12.02.2020 tarihli Ek Protokol hizmet sözleşmesine istinaden düzenlen 09.09.2021 tarihli, … nolu ve 13.175,17-TL bedelli fatura alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla, mahkememizin 20/04/2022 tarihli ara kararı ile; “Dosyanın resen seçilen SMM ve aynı zamanda Sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan nitelikli hesaplamalar kanununda uzman bilirkişi …’e tevdi ile davaya konu somut olayda taraf iddia ve savunmaları ile dosyaya celp olunan kayıtlar (BS-BA kayıtları-Sözleşme ve ek protokol vs.) ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle davacı yanın davalıdan icra takip dosyası kapsamında alacak talep edip edemeyeceğinin, tarafların mahal adresleri bildirdikleri ticari defter ve kayıtlar üzerinde mahallinde inceleme yapılmak suretiyle tespiti ile rapor düzenlenmesinin istenmesine” şeklinde karar verildiği, dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği ve bilirkişi tarafından da 23.09.2022 tarihli raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, raporunun incelenmesinde özetle; “Taraflar arasında 10.08.2017 tarihli sözleşmeye bağlı bir ilişki olsa da ticari defter incelemesinde bu tarih öncesinde de taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunun görüldüğü, davaya konu icra takip konusu 09.09.2021 tarip ve … nolu ve 13.175,17-TL bedelli faturanın tarafların ticari defterlerinde yer almadığı, davacı şirketin gerek işbu davaya konu 20.09.2021 icra takip tarihinde ve gerekse huzurdaki 30.11.2021 dava tarihinde davalı şirketin herhangi bir alacağının ya da borcunun olmadığı, BS formu ile de bildiriminin yapılmadığı, davalı şirketin gerek işbu davaya konu 20.09.2021 icra takip tarihinde ve gerekse huzurdaki 30.11.2021 dava tarihinde davalı şirketin herhangi bir alacağının ya da borcunun olmadığı, BS formu ile de bildiriminin yapılmadığı, taraflar arasındaki geçmiş dönem cari hesap farklarının önem arz etmediği, sonuçta dava konusu olmadığı ve netice olarak taraflar arasında 31.12.2020 tarihli bilançoda herhangi bir borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, 2017-2018-2019-2020 ve 2021 BS-BA formlarının karşılaştırılmasında taraflar arasındaki beyanların örtüştüğü, herhangi bir tutarsızlık bulunmadığı, huzurdaki davaya konu takip talebinin sebebi olarak 09.09.2021 tarihli … numaralı ticari fatura alacağının gösterildiği, icra dosyasına davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen: 09.09.2021 tarihli … nolu geçmiş dönem teşvik raporlama gelirleri açıklaması ile 11.165,40-TL+2.0009,77-TL (KDV)=13.175,17-TL bedelli e-faturanın sunulduğu, takip talebinde takip öncesi işlemiş faiz talep edilmediği ve talep edilen takip sonrası faiz tutarının yasal faiz olduğu, icra ve dava konusu faturanın davalı şirket tarafından elektronik ortamda kabul edilmediğinin taraflar arasında kabul gördüğü, davacı tarafından davalı şirkete verilen hizmetin sağlandığı hususunda ve hizmete esas düzenlenecek faturaya olan matrah tutarının taraflar arasında uyuşmazlık konusu edilmediği, buna göre; ihtilaf konusunun 101.503,68-TL tutarın davacıya göre %11 oranı ile mi yoksa davalıya göre %4 oranı ile mi talep edilmesi gerektiği noktasında toplanmak olduğu, davacı şirket 101.503,68-TL tutarın %11’i tutarı olan 11.165,40-TL+%18 KDV 2.009,77-TL=13.175,17-TL olarak fatura düzenlediği, davalı tarafın kabulüne göre ise bu tutarın 4.006,15-TL + 730,83-TL= 4.790,98-TL olması gerektiği, sayın Mahkeme tarafından oran ve fatura hesabının davacı şirkete göre olması gerektiği halinde, icra takip talebine dayanak gösterilen faturanın davacı şirket tarafından davalı tarafından red olunca davacı şirketin ticari defterlerine kayıt edilmemesi hususunun Sayın Mahkemenin takdirlerinde olacağı” şeklinde tespitler yapmıştır.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde de, rapordaki hukuki yorum ve nitelendirmeler mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespit ve değerlendirmeler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, 19.06.2017 tarihli Bütünleşik Tasarruf Sistemleri Hizmet Sözleşmesi ve 19.06.2017 tarihli Sözleşmenin eki ve devamı niteliğinde olan 12.02.2020 tarihli Ek Protokol hizmet sözleşmesine istinaden düzenlen 09.09.2021 tarihli, … nolu ve 13.175,17-TL bedelli fatura alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün 2021/… Esas sayılı sayılı icra takip dosyası üzerinden davalı/borçlu hakkında, 09/09/2021 tarihli, … numaralı fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle (11.265,40-TL fatura asıl alacağı+2.009,77-TL KDV) toplam 13.175,17-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/ borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılan itiraz sonucu takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, davalı tarafça mahkememizin yetkisine olan itirazına az yukarıda yazılı gerekçelerle itibar edilmeyerek yargılamaya devam olunduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu az yukarıda ayrıntıları yazılı hususların tespit edildiği, davaya konu somut olayda, taraflar arasındaki ihtilafın çözümünde yine taraflar arasında akdedilen 12.02.2020 tarihli Ek Protokol’ün 2. Maddesi ile varlığı kabul edilen (her ne kadar davalı yanca 19.06.2017 tarihli sözleşmenin tek taraflı imza edildiği beyan edilmiş ise de dosyada sureti yer alan ve aslı mahkememiz kasasında muhafaza edilen ek protokolün 2. Maddesinde yer alan hüküm gereği varlığı kabul edilmiş olan ve davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyen) ve geçerli olduğu anlaşılan 19.06.2017 tarihli Bütünleşik Tasarruf Sistemleri Hizmet Sözleşmesi ve ek protokol hükümlerinin uygulanması gerektiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; somut davada dava konusu fatura matrahını oluşturan ana tutarın 101.377,85 TL olduğu, bu tutarın taraflar arasında ihtilaf edilmediğinin dosya kapsamında sunulan belgelerden anlaşıldığı, ayrıca bu tutara aykırı bir savunma da olmadığı gibi davalı şirket tarafından dosyaya sunulan ve davalı firma yetkilisi … tarafından davacı firmanın muhasebe servisine ve birçok yetkilisine iletilen ve içeriği davalı yanca da inkar edilmeyen, 13/09/2021 tarihli, “Geçmiş Dönem Faturası Hakkında” konulu ve içeriği; “Merhaba … Hanım, 6299 no.lu faturayı red ediyorum tekrardan %4 olarak kesip gönderdiğinizde ödeme yapılacaktır. Bilgilerinize” şeklinde olan mailden de açıkça anlaşıldığı, bu noktada davalı tarafından davacı yandan hizmetin alındığının da kabul edildiği sonucuna ulaşıldığı, ihtilafın ise; 101.503,68 TL miktarındaki tutarın davacıya göre %11 oranı ile mi yoksa davalıya göre %4 oranı ile mi talep edilmesi gerektiği noktasında toplandığı, bu minvalde taraflar arasında sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkeleri kapsamında akdedilen sözleşme ve ek protokol hükümleri incelendiğinde; “Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi Ek Protokol”ün 3. Maddesinde; “Taraflar, işbu Protokol ile Sözleşme’nin Servis Ücreti ve Ödeme Koşulları başlıklı 7. Maddesinde yer alan Güncel Dönem Teşvik Kazanımları ve Danışmanlık Bedeli Oranları başlıklı 7.2. Bendinin Eylül 2019 yararlanmasına ilişkin düzenlenecek faturadan itibaren geçerli olmak üzere %4 (yüzde dört) şeklinde revize edilmesi hususunda anlaşmışlardır” şeklinde yer alan düzenleme kapsamında ihtilafın çözüme kavuşturulacağı, protokolde yer alan açık hükümden de anlaşılacağı üzere, Güncel Dönem Teşvik Kazanımları ve Danışmanlık Bedeli Oranlarının Eylül 2019 yararlanmasına ilişkin düzenlenecek faturadan itibaren geçerli olmak üzere %4 (yüzde dört) şeklinde revize edildiği, ancak takip ve dava konusu faturanın ise; bilirkişi tarafından yapılan mali inceleme ile de tespit edildiği üzere Eylül 2019 ait olduğu ve sonuç olarak da yararlanma tarihinin 2019 Eylül ayı olması hasebiyle Güncel Dönem Teşvik Kazanımları ve Danışmanlık Bedeli Oranlarının %11 olarak uygulanması gerektiği, bunun da (dava konusu fatura matrahını oluşturan ana tutar olan; 101.503,68-TL’nin %11’i olan 11.165,40-TL+ %18 KDV 2.009,77-TL=)13.175,17-TL olduğu ve davacı yanın iş bu miktar yönünden takip başlatmakta ve yapılan itiraz sonucu dava açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davanın kabulüne, ayrıca davacı/alacaklı tarafça icra inkar tazminatı talep edildiği ve yargılama konusu olan alacağın da likit olduğu anlaşıldığından, hükmolunan itirazlı alacağın %20’si oranında hesaplanan 2.635,00-TL icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı- Borçlunun, …. İcra Müdürlüğünün 2021/… esas sayılı dosyasına yönelik itirazının İPTALİ ile; takibin takip talebindeki şartlarla aynen DEVAMINA,
-Hükmolunan alacağın (13.175,17-TL) %20’si oranında hesaplanan 2.635,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 900,00-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 225,00-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 675,00-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 225,00-TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 59,30-TL, vekalet harcı 8,50-TL, 100,50-TL posta gideri ve 1.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.668,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL Arabuluculuk giderinin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-Mahkememiz kasasında muhafaza altına alınan belge aslının davacı yana İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı hmk 341/2, maddesi uyarınca MİKTAR İTİBARİ İLE KESİN OLMAK ÜZERE karar verildi. 10/02/2023

Katip …

Hakim …