Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/764 E. 2022/887 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/764 Esas
KARAR NO :2022/887

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/12/2020
KARAR TARİHİ:20/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A /
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvevekkili … ticaret LTD. ŞTİ. Turizm Acenteliği yapmakta olup faaliyet alanı çerçevesinde bir grup müşterisi için davalı … İnş. Gayrimenkul San. Ve tic. Ltd. Şti. (… … Hotel)’den 17/02/2020 tarihinde ileri tarihli olarak 02/05/2020 giriş 04/05/2020 çıkış tarihli olmak üzere konaklama hizmeti satın aldığını, hizmet bedeli olarak belirlenen 6.900,00 TL müvekkil şirket yetkilisi …tarafından 17/02/2020 tarihinde … İnş. Gayrimenkul San. Ve Tic. LTD. ŞTİ. Hesabına ” 2-4 Mayız öğrenci Grubu Konaklama ön ödeme” açıklaması ile EFTE loarak ödendiğini, COVİD-19 Küresel Pandemi salgını nedeni ile ilgili bakanlık tarafından konaklamanın yapılacak olduğu 2-4 Mayıs tarihlerinin de kapsayacak şekilde bir grup tedbirler alındığını, şehirler arası seyahatlerin kısıtlandığını, ve İstanbul ilinde olmak üzere birçok ilde sokağa çıkma yasağı tedbirleri uygulanmaya başlandığını, söz konusu konaklama tarihi itibari ile … Hotel de kapandığını ve hizmet veremediğini, Müvekkili şirket ile … Hotel arasında kurulan konaklama hizmeti ifa imkansızlığı nedeni ile yerine getirilemediğini, TBK md. 136 ve TBK md. 77 gereği ifa imkansızlığı nedeni ile aleyhine başvurulan … Hotel tarafından konaklama hizmetini müvekkili şirket müşterilerine sunulamamasından dolayı … Hotel müvekkili şirketten almış olduğu tüm ödemeyi avans faizi ile birlikte müvekkil şirkete sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri ödemek zorunda olduğun belirterek 17/02/2020 tarihinde ödenen 6.900,00 TL hizmet bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin otel işletmeciliği işi ile iştigal olduğunu, davacı şirket ile müvekkili şirketin 02/05/2020 giriş 04/05/2020 çıkış tarihli olmak üzere 25 double oda konaklama hizmeti için anlaşma yaptığını, 6.900 TL kapora ödemesi alındığını, söz konusu yapılan ödemenin tüm konaklama bedeli olmayıp kapora mahiyetinde kısmi ödeme olduğunu, yapılan ödemenin kapora olduğu ve tüm konaklama hizmeti olmadığının maillerden de anlaşıldığını, söz konusu mailler incelendiğinde davacı şirketin rezervasyon iptalini kanunen belirtilen süresi içerisinde yapmadığını, müvekkili şirketin yapılan anlaşma gereği söz konusu 25 double odayı davacı şirket için rezerve ettiğini ve başka üçüncü şahıslara satışa çıkarmadığını, yasa gereği hakli rezervasyon iptallerinin en geç bir ay öncesinden yapılması gerektiğini, davacı şirketin bir aydan çok az bir süre kala rezervasyon iptali için mail gönderdiğini, müvekkili şirketin söz konusu talep sonrası rezerve ettiği odaları üçüncü şahıslara satamadığını, davacı şirkete anlaşma gereği 25 odayı rezerve ettiğinden zarara uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacı tarafça, davalıya, davalı şirkete ait otelde 02.05.2020-04-05.2020 tarihleri arasında yapılacak konaklama hizmeti için 17.02.2020 tarihinde yapılan 6.900,00 TL ön ödeme bedelinin TBK’nun 136 ve 77. Maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, İstanbul Valiliği, İl Yazı işleri müdürlüğünün sokağa çıkma kısıtlamalarına ilişkin cevabi yazısı, … Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü sokağa çıkma kısıtlamalarına ilişkin cevabi yazısı, Davacı tarafından yapılan rezervasyona ilişkin banka dekont örneği, taraflar arasında yapılan mail yazışmalarının dosya arasında alındığı anlaşıldı.
Mahkememizce görevlendirilen Borçlar Hukuku Nit. Hesaplama bilirkişi … tarafından tanzim olunan raporda bilirkişi; “…. TBK ‘da tanımlanmamış olan mücbir sebep kavramının yargıtay kararlarında ” mücbir sebep, sorumlu hale borçlunun faaliyet ve işletmesi dışında meydana gelen genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan ön görülmesi ve karşı konulması mümkün olmayan olağanüstü bir olaydır”( Yargıtay HUKUK Genel Kurulu 2017/11-90,2018/1259, T. 27/06/2018 ), mücbir sebebin nispi bir kavram olduğu ifade edilebileceğini, bir olayın gerçekleştiği yerin ve şartların ve zamanın özelliklerine göre mücbir sebep netiliğini alabileceği veya alamayacağını, mücbir sebebin yol açtığı imkansızlığın sürekli olabileceği gibi geçici de olabileceğini, borç ilişkisini sona erdiren sürekli imkansızlık olduğunu, eğer imkansızlığın geçici olduğu söylenebiliyorsa geçici imkansızlığın borç ilişkisinin sona erdirmeyeceğini , salgın hastalık veya salgın hastalık nedeniyle gelişen durumların alınan kararların mücbir sebep oluşturabileceği ve ifa imkansızlığına neden olabileceğini, salgın hastalığın veya salgın hastalık nedeniyle gelişen durumların her olasılıkta ifa imkansızlığı oluşturmayacağı, salgın hastalık ve salgın hastalık nedeniyle gelişen durumların tüm sözleşmeleri ortadan kaldıran veya tüm sözleşmelerden doğan borçların ifasını güçleştiren bir gücü olmadığını , bazı sözleşmelerin salgın hastalığı yenik düşerken bazı sözleşmelerin etkilenmeyeceğini, dava konusun da ise davacı tarafın 02/05/2020-04/05/2020 tarihleri arasında konaklama hizmeti satın aldığını ancak söz konusu tarihlerde pandemi sebebiyle sokağa çıkma yasakları ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları gibi tedbirler uygulandığını, tarafların arasındaki sözleşme özellinde değerlendirildiğinde ortada bir mücbir sebep bulunduğunu ve bu durumun kusursuz ifa imkansızlığına yol açtığını, seyahatin belli tarihlerde gerçekleşmesi gerektiğinden sürekli bir ifa imkansızlığının söz konusu olduğunu, TBK md. 136 hükmü kapsamına göre ” borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerde imkansızlaşırsa borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder, kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır, borçlu ifanın imkansızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür” ibaresinin olduğunu, davacı tarafın konaklama hizmeti satın aldığı, tarihlerde pandemi sebebiyle sokağa çıkma yasakları ve şehirler arası seyahat kısıtlamaları gibi tedbirlerin uygulandığı, taraflar arasındaki sözleşme özelinde değerlendirildiğinde bu durumun mücbir sebep olarak kabul edilebileceği, mücbir sebep neticesinde kusursuz ifa imkansızlığı bulunduğu, TBK md. 136/f.2 hükmü gereği borçlunun almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iade etmesi gerektiği, davalı tarafın ödemiş olduğu bedeli faiziyle birlikte iade etmekle yükümlü olduğu kanaatine varıldığı yönünde rapor düzenlenmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun bir bütün olarak değerlendirilmesinde; Davacı tarafça, davalıladan, davalı şirkete ait otelde 02.05.2020-04-05.2020 tarihleri arasında ileri tarihli konaklama hizmeti satın alındığı, yapılacak konaklama hizmeti için davalıya 17.02.2020 tarihinde 6.900,00 TL ön ödeme yapıldığı; Davacı tarafça dünya genelinde etkili olan ve ülkemizi etkileyen Covid 19 salgını nedeniyle konaklama rezervasyonun iptal edilerek, ön ödeme olarak yapmış oldukları bedelin iadesinin talep edildiği, davalı tarafça bedelin geri iade edilmediği; Tarafların arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlayamadığı ve davacı tarafından iş bu davanın açılarak, 17.02.2020 tarihinde davalıya yapılan 6.900,00 TL ön ödeme bedelinin TBK’nun 136 ve 77. Maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilinin talep edildiği; Davalı tarafça, yapılan ödemenin kaparo mahiyetinde kısmi bir ödeme olduğu, rezervasyon iptalinin yasal sürede yapılmadığı, kendilerinin zararının ödenen bedelden fazla olduğu, açılan davanın haksız olduğu savunularak davanın reddinin talep edildiği; Dünya genelinde etkili olan ve ülkemizi etkileyen Covid 19 salgını nedeniyle ülkemizde de şehirlerarası seyahat kısıtlaması ve sokağa çıkma yasakları uygulandığı, dava konusu rezervasyon tarihlerinde de bu tedbirlerin uygulandığı, uygulanan tedbirler nedeniyle otellerin kapalı olduğu, seyahat edilemediği ve sokağa çıkılamadığı, bu halin de taraflardan kaynaklanmayan mücbir sebep olduğu; Mücbir sebep nedeniyle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği, mücbir sebebin kusursuz ifa imkansızlığına yol açtığı; TBK 136. maddesindeki ” Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerde imkansızlaşırsa borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkansızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder, kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır. Borçlu ifanın imkansızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür” şeklindeki yasal düzenleme kapsamında davalının almış olduğu bedeli sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iade etmesi gerektiği, davalının iyi niyetli olarak zenginleştiği, TBK’nun madde 117/son cümlesine göre, zenginleşenin iyi niyetli olduğu durumlarda temerrüt için bildirimin şart olduğu, somut olayda davacı tarafından dava tarihinden önce davalıya bir ihtarat yapılmadığı, temerrütün dava tarihinde oluştuğu, tarafların tacir olması karşısında temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-DAVANIN KABULÜ İLE; 6.900,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 471,34 TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 117,84 TL harçtan mahsubu ile bakiye 353,50 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 117,84 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 54,40 TL başvuru harcı, 84,50 TL posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 1.138,9 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar yönünden KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır