Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/763 E. 2021/893 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/763
KARAR NO:2021/893

DAVA :Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/12/2020
KARAR TARİHİ:13/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A:Müvekkilim şirket ile davalı şirket arasında 2007 yılında … … Yolu Üzeri 30. Km … Köyü … -… da akaryakıt bayiliği firması üzerine Bayilik Sözleşmesi yapılmıştır. Müvekkilim ile davalı şirket arasında 2. Dönem olarak 2012-2017 yılları arasında tekrar akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre müvekkilim şirket |milyon akaryakıt satmayı taahhüt etmiş olup bu taahhüdünün sonucu olarak ilk 250.000 bin ton akaryakıt sattığında sattığı bu akaryakıtın karının *6S0 sini bayi karı olarak kendisi alacak geri kalan 9050 ise davalı dağıtım şirketin olacaktır. Geri kalan 750.000 bin ton yakıt için ise müvekkilim şirket bayi karı olarak litre üzerinden 9490 kar payı olarak alacak dağıtım şirketi ise 9410 kar payı alacaktır. Müvekkilim ile davalı şirket arasında 3. Dönem olarak 2017 yılında yine 5 yıllık süre için tekrar akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre müvekkilim şirket satmış olduğu akaryakıtın bayi karı olarak litre üzerinden 9495 kar payı olarak alacak dağıtım şirketi ise 9615 kar payı alacaktır. Bu 3. Dönem akaryakıt bayilik sözleşmesi davalı şirketin sözleşme şartlarına uymaması, hakim gücünü kullanarak müvekkilimi iflas noktasına getirmesi nedeniyle müvekkilim davacı şirket tarafından tek taraflı olarak 09.03.2020 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin bunun üzerine davalı şirketin kendisinden haksız ve hukuksuz olarak kesmiş olduğu kar paylarının ödenmesi için … 3. Noterliğinden ihtar çekmiştir. Ancak davalı şirket bu ihtara rağmen müvekkilimin 2007 yılından 2020 yılına kadar uğramış olduğu bu zararları karşılamaya yanaşmamıştır. Müvekkilim davalı şirket tarafından uğratılmış olduğu zararın kısmi tespitine yönelik 7 fatura üzerinde Yeminli Mali Müşavirden Özel Rapor aldırmıştır. Detaylı rapor aldırması mümkün olmamıştır. Çünkü her ayın faturasına ilişkin … … Rafineri Çıkış Fiyatı ile Lukoilin Fiyat Listesinin tümümüvekkilim davacı şirkette olmadığı için ancak bu 7 fatura üzerinde inceleme yaptırılmış ve rapor alınmıştır. Müvekkilim davacı şirketin davalı şirket tarafından uğratılmış olduğu zarar şu şekilde izah edilebilinir. 25.02.2019 tarihli Fatura Nosu: … Olan fatura incelendiğinde müvekkil davacı şirketin zararı net ortaya konulacaktır. Davalı Şirket tarafından müvekkilime kesilmiş olan bu faturada; Müvekkilimin bu ayda Motorin (…) 7.931 Lt yakıtı Birim Fiyatı olarak 4,99752TL den *18 kdv ile sattığı ifade edilmektedir. Bu hesaplamaya göre; 7.931LT nin toplam satış bedeli 39.635,33TL dir. 7.931LT nin toplam kdv bedeli 6.651,53TL dir. Müvekkilime ödenen kar payı- iskonto oranı 2.696,79 TL dir. Sözlemeye göre ise olması gereken; Lokuil Satış Listesine göre müvekkilimin bu yakıtı ana para olarak 4.572,40 TL den 823,03TL KDV ile birlikte toplam 5.395,43TL üzerinden nihai üreticiye satması gerekmektedir. İşte asıl olayda film de burada kopmaktadır. Şimdi yukarıdaki faturayı bu hesaplama üzerinden yaparsak; 7.931 LT nin toplam satış bedeli 36.263,70TL dir. 7.931 LT nin toplam kdv bedeli 6.527,46TL dir. Müvekkilime ödenmesi gereken kar payı- iskonto oranı (9495 kar payına göre) 3.445,05 TL dir. Görüldüğü üzere müvekkilim bir fatura üzerinde hem ana para olarak davalı şirkete fazla para ödemekte hem kdv olarak fazla para ödemekte hem de kar payından daha az pay almaktadır. Müvekkilim üç kalemde de davalı şirket tarafından zarar ettirilmektedir. Ayrıca davacı müvekkil şirket sigorta bedelini ayrıca ödemiştir. Her faturada kesilen bu sigorta bedelleri de davalı lehine haksız kazanç oluşturmaktadır. Müvekkil davacı şirketin her faturada ödemiş olduğu haksız ve hukuksuz bu sigorta bedellerini de davalı şirketten talep ediyoruz. Müvekkil davacı şirketin uğramış olduğu zararın tam olarak ortaya çıkartılabilmesi için 2007 yılı ile 9 Mart 2020 yılları arasında ki … … Rafineri Çıkış Fiyat Listesinin ve … Bayi Akaryakıt Satış Fiyat Listesinin … den celbi gerekmektedir. İşbu sebeplerden dolayı davacı müvekkil şirketin 2007 yılı ile 9 Mart 2020 yılları arasında davalı şirket tarafından uğratılmış olduğu zararın ortaya çıkartılması ve alacağının tahsili için sayın mahkemenizde iş bu davanın açılması zaruri olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile reeskont avans faizi ile birlikte şimdilik 1000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı Müvekkil … … A.Ş. petrol piyasasında faaliyet gösteren Türkiye’nin öncü enerji şirketlerinden biridir. Müvekkil ile Davalı arasında, “…-… yolu üzeri, 30. Km, … Köyü/…” adresinde akaryakıt istasyonu işletilmesi hususunda 07.05.2007 tarihinde 5 yıllık bir bayilik sözleşmesi imzalanmıştır. 5 yıllık süresinin sonunda 2012 yılında sona eren ilk Bayilik Sözleşmesi sonrasında taraflar 2012-2017 yılları arasında geçerli olacak şekilde yeni bir Bayilik Sözleşmesi imzalamıştır. Taraflar, 2017 yılında sona eren sözleşme yerine bu defa 2017-2022 yılları arasında geçerli olacak şekilde yeni bir 5 yıllık Bayilik Sözleşmesi imzalamıştır. Davalı taraf aleyhine gerek Müvekkilce gerekse de diğer grup şirketlerince açılmış icra takiplerini öne sürüp 2022 yılına kadar sürmesi gereken Bayilik Sözleşmesi’ni 09.03.2020’de feshetmiştir. İhtar incelendiğinde görülecektir ki Davacının, işbu dava ile öne sürdüğü “kar paylaşımının adil yapılmadığı, bu nedenle alacaklı olduğu” yönünde bir talebi/iddiası yoktur. Bu iddia tamamen hayal ürünüdür. Diğer türlü 2007 yılından beri talep edilmesi beklenirdi. (Kabul anlamına gelmemekle beraber varsa bile alacaklar zamanaşımına uğramıştır. Zamanaşımı definde bulunuyoruz). Davacı, aradaki sözleşmesel ilişkiyi sona erdirirken dahi işbu davaya konu ettiği hususlardan bâhsetmemiştir. Sözleşmeler süresince bir kısım borçlarını ödemeyen Davalı aleyhine … İcra Md. … E ve …. İcra Md. … E ile açmış olduğumuz takipler hala derdest olup icrai işlemler devam etmektedir. Davacı taraf, mevcut borçların üzerinde yarattığı baskıyı azaltmak maksadıyla olacak ki 2007 yılından beri devam eden sözleşmesel ilişkide hiçbir zaman öne sürmediği bir iddia ile ortaya çıkmış ve kar paylaşım oranlarının, Sözleşmeye uygun yapılmadığını öne sürerek işbu davayı açmıştır. Davacı yanın iddialarıtamamen temelsiz ve hukuki dayanaktan yoksundur. Zira, kar paylaşımları taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmelere uygun olarak yapılmıştır. Detaylandırmak gerekirse; 2012 – 2017 dönemi için o dönem yürürlükte bulunan Bayilik Sözleşmesi çerçevesinde kar paylaşımları yapılmış, bayiye (Davacıya) talebi üzerine veya re’sen gerekli bilgilendirmeler yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde hesaplamasını doğrudan çıplak … fiyatları üzerinden yaparak Sözleşmeye aykırı farklar yaratmaya çalışmaktadır. Oysa bayilik Sözleşmesi ve 07.05.2012 tarihli Protokol’de açıkça yazdığı üzere “taraflar toplam brüt kar marjının Bayinin ili için … tarafından bildirilen tavan fiyattan en yakın yurtiçi rafineri ye/yeva dağıtıcı fiyatı kara ve deniz navlunu dahili vergiler EPDK gelir payı ve Resmi merciler tarafından talep edilebilecek harçlar/paylar düşülerek kalan miktar olduğunda mutabıktır”. Diğer bir ifade ile kar paylaşımı, bu düşümler yapıldıktan sonra hesap edilmektedir. Yine ilgili Protokole göre kar paylaşım oranları Davacının alım yaptığı toplam tutara göre değişmekte, yeterli alım yapılmaması halinde Davacının cezai şart ödeme borcu dahi doğmaktadır. Tüm hesaplama ve kar paylaşımı bu hükme uygun olarak yapılmıştır. Davacıya ödenmemiş kay payı yoktur. Müvekkilin Davacıya bir borcu olmadığı gibi 317.781,63 TL borcu vardır. 2017- 2022 dönemi için bayilik sözleşmesi imzalanmış, yine sözleşme şartlarına uyularak bayiye teslimatlar yapılmıştır. Eksik marj paylaşımı bu dönem için de yoktur. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Davacı tarafın tamamen tek taraflı, kendi lehine olacak şekilde rapor aldırıp dosyaya sunmasının hiçbir geçerliliği yoktur. Açıklanan tüm bu sebeplerle işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevcap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği kar payı ve kdv alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı ve miktarının tespiti yönünden dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Yargılama süreci devam ettiği sırada davacı vekilinin, 14/12/2021 tarihli dilekçesi ile, davadan feragat ettiklerini, davalı yandan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan davadan feragatin 6100 sayılı HMK’nun 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurması, davacı vekilinin davacı adına ibraz ettiği vekaletnamede davadan feragat yetkisinin bulunması, davacının üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir uyuşmazlığa ilişkin olması nedeniyle davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu MADDE 22 – Dâvadan feragat veya dâvayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.Bu düzenlemeye göre ilk celseden sonra vuku bulan feragat gereği harçlar kanunu gereğince alınması gereken (59,30 TL maktu harç üzerinden 2/3 oranında yapılan hesaplama uyarınca) 39,53 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,40 TL harçtan mahsubu ile fazlaya yatırılan 14,87 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır