Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/740 E. 2022/835 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/740 Esas
KARAR NO :2022/835 Karar

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:26/01/2017
KARAR TARİHİ:12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.03.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … kontrolündeki … plakalı araç ile davalılardan …şirketi nezdinde sigortalı … kontrolündeki … plakalı otobüsün çarpması neticesinde … ile …’nın aracında bulunan …’nın vefat ettiğini, kazadan sonra davalı sigorta şirketleri tarafından birkısım ödemeler yapılmış ise de, fazlaya ilişkin hakları saklı bulunduğundan alınan paranın bilirkişiler tarafından hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesini, müteveffa …’nın sağlığında, bağ-kur emeklisi olup aynı zamanda tarım ve hayvancılıkla uğraştığını, maaşı dışında yıllık asgari 60.000.-TL gelire sahip olduğunu, açıklanan nedenlerle; şimdilik her bir müvekkili için 1.000.TL olmak üzere toplam 5.000.-TL’in davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle: … plakalı aracın müvekkili şirketi nezdinde trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, sorumluluğun şahıs başına 250.000,00 TL ile sınırlı olup, kaza nedeni ile ödenmesi gereken tazminatın tamamının davacı tarafa ödendiğini, 10/12/2014 günü … için 4.670,02 TL tutarında tazminatın davacıya verildiğini, davacının talep hakkının zamanaşımına uğradığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 2011/2’nci maddesinde iki yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğünü, davacı yanın 2014 yılında imzalanan ibraname ve yapılan ödemeye itiraz etmemesi nedeni ile müvekkili şirketten herhangi bir hak talep edemeyeceğini, bu beyanları saklı kalmak koşuluyla yargılama ve hasar başvurusu arasında geçen süre nedeniyle tazminat miktarının farklı çıkmasının kuvvet ve muhtemel olduğunu, bu nedenle ödemenin yapıldığı tarihteki verilerek göre hesaplama yapılmasını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, vefat eden şahıslara SGK tarafından yapılan veya yapılacak ödemenin tazminat miktarından mahsubunun gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın müvekkili yönünden yetkili mahkemede açılmadığını, öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun (HMK) 121’inci maddesi uyarınca kanıtların kendilerini tebliği gerektiğini, sigortalının kusur ve zararının davacı tarafından ispatı gerektiğini, dava öncesinde vefat nedeni ile yapılan tüm ödemelerin dikkate alınmasının, varsa sorumluluğunun tespiti halinde bakiye teminat limitinin aşılmamasını, davacıların müteveffanın destek olduğunu, makul ve muteber kanıtlarla ispatlamakla yükümlü olduğunu, müvekkili şirket aleyhine tazminat belirlenmesi halinde dahi fahiş bir rakama hükmedilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacı lehine tazminata hükmedilmesi halinde faizin başvuru tarihinden itibaren belirlenmesi gerektiğini belirterek, sigortanın zenginleşme aracı olarak kullanılmasının engellenmesini, SGK tarafından davacıya vefat sebebiyle bağlanan gelirlerinin tespitini, desteğin gelirinin ticari defterlerin incelenmesi suretiyle düzenlenecek denetime elverişli raporla belirlenmesini, tazminat belirlenmesi halinde yasal faize hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu;
“…Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Somut olayda hukuki ihtilaf ölümlü kaza nedeni ile oluşan destekten yoksun kalma zararının davalı sigorta şirketi açısından tam giderilip giderilmediği ve bu kapsamda ibranamenin iptali gerekip gerekmediği, diğer davalılar açısından da davacıların karşılanmayan zararları bulunup bulunmadığı ve davalıların varsa bu zorardan sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Dava davalı sigorta şirketi açısından “ibranamenin iptali” istemidir. Sigorta ve 2918 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenecektir.
Diğer davalılar açısından ise “haksız filil” ve “araç işletenin sorumluluğu” ilkelerine göre çözümlenecektir.
Sigorta şirketi açısından talep hakkında 2918 Sayılı Yasa 2 yıllık hak düşürücü süre öngörmüştür.
Ödeme tarihi ile dava tarihi arasında 2 yıllık hak düşürücü süre dolmuş olmakla, diğer davalılar yönünden davanın tefriki ile davalı sigorta şirketi açısından ise davanın ayrı bir esasa kaydına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya içeriğine göre;
1-Davalı … ile … hkakında açılan davanın iş bu davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, yeni esas üzerinden davalılara ve davacı vekiline duruşma gün ve saatinin tebliğine,
2-Davalı sigorta şirketleri açısından açılan davada hak düşürücü süre geçmiş olmakla davanın bu davalı açısından bu nedenle REDDİNE…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen karara karşı davacılar vekili tarafından İstinaf kanun yoluna gidilmiştir.
İSTİNAF İLAMI :
Mahkememizce verilen … Esas-2017/894 Karar sayılı kararın davacı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen BAM 40. H.D. 2019/1153 Esas-2020/3903 Karar ve 01/10/2020 tarihli ilamı ile;
“…Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 111’inci maddesinin, 2’nci fıkrası uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketleri davacı müvekkillerine bir miktar ödeme yapmış ise de, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını ileri sürmüş, davalı … Sigorta AŞ vekili ise cevap dilekçesinde; kaza nedeniyle ödenmesi gereken tazminatın tamamının davacı tarafa ödendiğini, 10/12/2014 günü … için 4.670,02 TL tutarında tazminatın davacıya verildiğini, davacı yanın talep hakkının zamanaşımına uğradığını, davacı yanın ibranamenin iptalini isteyebileceği veya tazminat miktarına itiraz edebileceği sürenin yasada düzenlendiğini, davalı … AŞ vekili de cevap dilekçesinde, vefat nedeniyle dava öncesinde davacılara 25.11.2014 günü 14.010,06 TL tazminat ödendiğini belirtmiş, ilk derece mahkemesi de, davalı sigorta şirketleri açısından açılan dava yönünden KTK’nin 111/2’nci maddesinde öngörülen hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu itibarla öncelikle davalı sigorta şirketlerinden hasar dosyaları, ödemeye ilişkin belgeler ile bulunduğu ileri sürülen ibranameler getirtilip, ibranamenin hangi davacıya yapılan ödeme nedeniyle düzenlendiği saptanarak, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu belirtilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu ve ibranamenin imzasını taşımayan davacı yönünden hüküm ifade etmeyeceği de kabul edilerek, sonucuna göre hukuki durumun belirlenmesi gerekirken, bulunduğu ileri sürülen ibranameler davalı sigorta şirketlerinden getirtilip incelenmeden davanın reddine karar verilmesi doğru kabul edilmemiştir. Bu nedenle davacılar vekilinin dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf nedeni isabetlidir.
Kararın kaldırılma nedenine göre diğer istinaf sebepleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 353/1-a/6’ncı maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE…” şeklinde kaldırma kararı verildiği görülmüştür.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce İstinaf kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saati ile birlikte taraflara tebliğ edildiği ve ayrıca mahkememizin 12/04/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile de; “Celse arasında BAM kaldırma kararı doğrultusunda davalı sigorta şirketlerine müzekkereler yazılarak dava konusu olaya ilişkin hasar dosyaları ile ödeme belgeleri ve ibranamelerin birer suretinin istenilmesine” karar verildiği, davalı … Sigorta şirketine yazılan müzekkereye cevap verildiği, ancak diğer davalı …A.Ş.’ye yazılan müzekkerenin bila ikmal iade edildiği, bu kapsamda mahkememizin 05/07/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Davacı vekili tarafından adres bildirildiğinde önceki ara karar kapsamında davalı …A.Ş ‘ye müzekkere yazılmasına, ve ayrıca aynı minvalde davalı sigorta vekillerine muhtıra çıkartılmasına”, 3 nolu ara kararı ile; “Davacılar vekiline dava dilekçesinde her bir müvekkili yönünden cenaze ve defin gideri ile destekten yoksun kalma tazminatı toplamı olarak talep edilen 1.000’er TL’nin ne kadarlık kısmının cenaze ve defin gideri ve ne kadarlık kısmının da destekten yoksun kalma tazminatı olduğuna ilişkin talebini somutlaştırmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine”, 4 nolu ara kararı ile; “… İlçe Müftülüğüne müzekkere yazılarak 2013 yılında vefat eden 1 kişi için yapılması gereken zorunlu cenaze ve defin giderlerinin neler olduğu ve bedelinin ne kadar olduğunun araştırılarak mahkememize bilgi verilmesinin istenilmesine” ve 5 nolu ara kararı ile de; “… Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak 2013 yılında vefat eden 1 kişinin zorunlu cenaze ve defin giderlerinin karşılanıp karşılanmadığının araştırılarak mahkememize bilgi verilmesinin istenilmesine” karar verildiği, gelen müzekkere cevaplarının dosyamız arasına katıldığı ve mahkememizin 04/04/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Dosyanın resen seçilecek 1 kusur ve 1 aktürek bilirkişi olmak üzere 2 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile, davaya konu somut olayda ; 19/09/2013 tarihinde meydana gelen kazada öncelikle tarafların kusur durumlarının oranlı olarak belirlenerek davacıların davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze defin gideri talep edip edemeyecekleri ile edebilecekse miktarlarının ne olduğnunu tespiti ile rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği ve bilirkişi heyeti tarafından da 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporu tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup; raporun incelenmesinde özetle; “Her iki araç sürücüsünün de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 22. Maddesinin ikinci fıkrasında yazılı ‘”dikkat
ve özen yükümlülüğünü” yerine getirmediğinin açık olduğu;

A) … Plakalı Otomobil Sürücüsü …;
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; 57. Maddesinin (a) bendindeki, “Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar”,
57. Maddesinin (b) bendinin 4 .fıkrasındaki ; “Bölünmüş yola çıkan sürücüler bu yoldan geçen araçlara, geçiş hakkını vermek zorundadırlar”, 84. Maddesinin (h) bendindeki; “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama, hallerinde asli kusurlu sayılırlar” kurallarını ihlal ettiği ve kazanın oluşumunda %75 ORANINDA ASLİ KUSURLU olduğu,
B) … Plakalı Otobüs Sürücüsü …’ün;
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun; 51. Maddesinin (a) bendindeki; “Sürücüler, aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse yönetmelikte belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar”,
52. Maddesinin (a) bendindeki; “Sürücüler kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak zorundadırlar” Kurallarını ihlal ettiği ve kazanın oluşumunda %25 ORANINDA TALİ KUSURLU olduğu,
C) Davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından;Davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından 10.12.2014 tarihinde davacı eş … ’ya 4.672,00 TL ödendiği, yapılan ödemenin, müşterek ve müteselsil sorumluluk doğrultusunda davalıların toplam (%100) kusuru oranında davacı eş …‘nın hesap tarihine göre hesaplanan zararından ödeme tarihi ile hesap tarihi arasında geçen süre zarfında %9 yasal faiz oranında güncellenerek tenzil edildiği, dosya kapsamında yer alan en güncel tarihli nüfus kayıt örneğinin 13.06.2014 tarihli olduğu, yerleşik Yargıtay kararları dikkate alınarak davacılardan sadece eş …’nın destekten yoksunluk paydaşlığı
olduğu, Davacı paydaş eş …‘nın hesap tarihi itibariyle hala hayatta olduğu varsayılarak hesaplama yapıldığı, müteveffa payının hesaplanarak ayrıldığı, Ödeme Tarihine göre değerlendirildiğinde, Davacı paydaş eş …‘nın; … Sigorta A.Ş. ‘nin %25 kusuruna göre hesaplanan Destekten Yoksunluk zararının 3.590,33 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %130,13 oranında karşılandığı, …A.Ş. ‘nin %75 kusuruna göre hesaplanan Destekten Yoksunluk zararının 10.771,00 TL olduğu, davalı …A.Ş. tarafından ödeme yapılmadığı, Rapor/Hesap Tarihine Göre Değerlendirildiğinde de; Müşterek ve müteselsil sorumluluk doğrultusunda davalıların toplam (%100) kusuru oranında davacı paydaş eş
…‘nın hesaplanan zararının 18.597,67 TL, davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tenzili neticesinde Bakiye Destekten Yoksunluk zarının 10.783,01 TL olduğu, cenaze ve defin giderleri ile ilgili dosya kapsamındaki belgeler ve müzekkere cevapları incelendiğinde, herhangi bir emsal değer ve harcama belgesi tespit edilemediğinden, hesaplama yapılamadığı” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davacılar vekilinin kök rapora yönelik itirazları kapsamında, mahkememizin 19/09/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Dosyanın raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdii ile davacılar vekilinin itirazları da tek tek irdelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, bilirkişi heyeti tarafından iş bu kerre, 03/10/2022 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup; ek raporun incelenmesinde özetle de; “ek raporda kusur ve aktüerya değerlendirmesi açısından kök raporun geçerliliğini koruduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi tarafından, BAM kaldırma kararı sonrası tanzim edilen kök ve ek raporların incelenmesinde de, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 06/10/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile, davacı müvekkili … yönünden, 200,00 TL olarak talep edilen tazminat tutarını 10.783,01 TL’ye arttırılmış artırılan miktar üzerinden de eksik harç tamamlanmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, İstinaf kaldırma kararı, taraf ve iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, trafik kazası sonucu davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK md. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine olduğu, Türk Borçlar Kanununun 53/1-3 Maddesinde destekten yoksun kalma tazminatının; “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde düzenlendiği, destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacının, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğu, diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de; destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu hususunun vurgulandığı ve aynı esasların Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 tarih ve 2005/4-648 Esas-2005/691 Karar sayılı ilamında da benimsendiği, ayrıca, Türk Medeni Kanununun 185/3. Maddesinin; “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar” hükmünü düzenlemiş iken, TMK 186. Maddesinin ise; “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar” hükmüne amir olduğu, Türk Medeni Kanununda yer alan her iki hükümde de, eşlerin yasal olarak birbirlerini desteklemek zorunda olduklarının belirtildiği ve bu nedenle de eşlerin birbirlerine destek olduklarını ispatlamalarının gerekmediği, destek kavramının TMK’ya göre her iki eş içinde geçerli olduğu, bu nedenle kocası ölen kişi destek tazminatı talep edebileceği gibi karısı ölen kişinin de destek tazminatı talebinde bulunabileceği, bu haliyle de davaya konu trafik kazasında eşini kaybeden davacı …’nın az yukarıda yazılı gerekçelerle, eşinin desteğinden yoksun kaldığının açık olduğu ancak diğer davacıların ise, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerinin anlaşıldığı, mahkememizce BAM kaldırma kararı öncesi verilen … Esas-2017/894 Karar sayılı kararın, BAM 40. H.D.’nin 2019/1153 Esas-2020/3903 Karar ve 01/10/2020 tarihli ilamı ile kaldırılması sonucu … Sigorta A.Ş. ve …A.Ş. Tarafından gönderilen kayıtlar ile … Belediye Başkanlığı ve … İlçe Müftülüğü’ne yazılan müzekkereler sonucu gönderilen kayıtların dosyamız arasına alındığı, bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplandığı, ayrıntılı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli kusur ve aktüer raporu ile de davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı; bu haliyle de, az yukarıda açıklandığı üzere davacılardan sadece … tarafından destekten yoksun kalma tazminatı talep edileceği, bu miktarın da yine az yukarıda ayrıntıları yazılı bilirkişi raporu ile 10.783,00 TL olarak hesaplandığı, davacılar vekili tarafından talep arttırım dilekçesi sunulduğu, eksik harcın da ikmal edildiği anlaşıldığından, davacı … yönünden destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne, diğer davacılar yönünden ise; destekten yoksun kalma tazminatının ayrı ayrı reddine, ayrıca davacı yanlarca her ne kadar cenaze ve def’in gideri de talep edilmiş ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesinde de cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmış ise de; talep edilebilecek cenaze ve defin giderlerinin, ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olduğu, bunların da ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsadığı, eş söyleyişle davacı tarafın meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarının tazminini talep edebileceği, kendi milli değerlerine, yerel örf ve adetlerine göre yaptığı özel giderleri talep edemeyeceği, bu kapsamda dosyaya celp olunan müftülük ve belediye cevapları incelendiğinde de, davacıların desteğininin ölümü ile doğrudan doğruya ilgili bulunan (ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi) herhangi bir cenaze giderinin bulunmadığı, her ne kadar davacılar vekili tarafından 12/07/2017 tarihli … Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen belge sunulmuş ise de; belge içeriği incelendiğinde, yerel örf ve adetlere göre yapılan özel giderlere ilişkin olduğu, bunun da az yukarıda gerekçelendirildiği üzere, talep edilebilecek cenaze ve defin giderleri arasında sayılmadığı anlaşıldığından, tüm davacılar yönünden cenaze ve defin giderlerine ilişkin davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar, …, … ve … tarafından açılan davanın (Destekten yoksun kalma tazminatı ile Cenaze ve Defin giderlerine ilişkin) her bir davacı yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-Diğer davacı … yönünden açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
-10.783,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya VERİLMESİNE,
-İş bu davacının, Cenaze ve Defin giderlerine ilişkin davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 736,58 TL karar ve ilam harcının peşin ve ıslah ile alınan 68,40 TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 668,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacılar tarafından ilk dava açılırken yatırılan 68,40 TL harç parasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
4-Davacılar tarafından yapılan başvuru harcı 31,40 TL, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 2.994,00 TL olmak üzere toplam: 3.025,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 2.087,52 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, (bakiye kısmın oranlamaya göre davacılar üzerinde bırakılmasına, )
5-Davacı … destekten yoksun kalma davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak iş bu davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı … tarafından açılan davada davalılar (…A.Ş ve … Sigorta A.Ş) davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, davanın da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacı …’dan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı … tarafından açılan davada davalılar (…A.Ş ve … Sigorta A.Ş) davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, davanın da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacı …’dan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı Mehmet Kaya tarafından açılan davada davalılar (…A.Ş ve … Sigorta A.Ş) davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, davanın da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacı Mehmet Kaya’dan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-Davacı … tarafından açılan davada davalılar (…A.Ş ve … Sigorta A.Ş) davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, davanın da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacı …’dan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
9-Davacı … tarafından cenaze ve defin giderleri ilişkin açılan davada davalılar (…A.Ş ve … Sigorta A.Ş) davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, davanın da reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2. maddesine göre hesaplanan 800,00 TL ücreti vekaletin davacı …’dan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
10-HMK 333. maddesi gereğinde davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde resen İADESİNE,
11-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.12.12.2022

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır