Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/71 E. 2022/72 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/71 Esas
KARAR NO :2022/72

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/01/2020
KARAR TARİHİ:15/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında ürün alış satışından doğan ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu satış sözleşmesinden doğan ürünleri teslim etme borcunu ifa etmiş olduğunu, ancak davalı tarafın aldığı mallara ilişkin ödeme borcunu yerine getirmemiş olduğunu, müvekkilinin güvenlik sistemleri ve alarm sistemlerinde ithalat yapan ve iç piyasada ürün temini sağlayan firma olduğunu, müvekkili şirketin, … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi olarak davalı tarafa faturaları düzenlemiş olduğunu, sonrasında müvekkili firmanın, … … Anonim Şirketi olarak ünvan değiştirdiğini, daha sonra da … olarak ünvan değişikliği yaparak ticari hayatına devam etmekte olduğunu, ekte sunulan davalı şirket adına kesilmiş faturalardan anlaşılacağı üzerine 17.02.2015 ile 23.01.2015 tarihlerinde davalı şirkete ürün satışı ve teslimatı yapılmış olduğunu, davalı şirketin ürün satışından kaynaklanan faturaları ödenmediği için ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine itiraz ettiğini, itirazın kötü niyetli ve haksız olduğunu savunarak 8,186.23 TL’nin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini, söz konusu itirazın kötü niyetli ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olması nedeniyle alacağın asgari %20’si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet tücretinin davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile müvekkili şirket arasında hiç bir hukuki ilişki bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen …. Ltd. Şti. İle müvekkil şirket arasında da hiçbir ticari – hukuki ilişki bulunmadığını, …. Ltd. Şti. tarafından talep ve sipariş olmadığı halde, müvekkil ile ilgi/alakası bulunmayan bir kargo gönderilmiş olduğunu, müvekkili şirkete ait olmadığı anlaşılan malların 16.04.2015 tarihli sevk irsaliyesi ile birlikte tümüyle …. Ltd. Şti. ne iade edildiğini, iade işlemi, Sürat Kargo şirketinden, … ve … barkod numaralı ve 16.04.2015 tarihli gönderiler ile sağlandığını, belirtilen iade kargo …. Ltd. Şti. Tarafından teslim alındığını, bu nedenle yaklaşık 5 yıldan bu yana herhangi bir talepte dahi bulunulmadığını, ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın aktif husumetinin bulunmadığı, alacağın zaman aşımına uğramış olduğu, hak düşürücü sürelerin geçirildiği itirazlarında bulunduklarını, talep ve sipariş verilmeden müvekkili şirkete kargo ile teslim edilen malların tümüyle iade kargoyla geri gönderildiğini, müvekkili şirkete tebliğ edilmiş hiçbir faturanın bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirkete doğmuş ve doğacak borçları bulunmadığını savunarak; soyut iddialara dayalı, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve davacıdan alınarak müvekkile ödetilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E /
Dava; 8.186,23 TL asıl ve toplam alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dava konusu …. İcra Müdürlüğünü … Esas sayılı icra takip dosyası, tarafların BA-BS formları celp edilmiş, talimat yoluyla davalı taraf ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu icra dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 8.186,23 TL asıl ve toplam alacak üzerinden 18.02.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 07.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 08.02.2019 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, icra takibinde alacağın dayanağı faturalar açık olarak gösterilmemiş ise de, dava dilekçesinde ise takip konusu alacağın dayanağının 17.02.2015 tarihli 7.451,78 TL + KDV=8.793,10 TL bedelli ve 23.01.2015 tarihli 45,91 TL + KDV=54,17 TL bedelli faturalar olduğu belirtilmiştir.
Davacı tarafın BS formlarının incelenmesinde dava konusu 17.02.2015 tarihli beyan zorunluluğu bulunan faturanın vergi dairesine bildiriminin yapıldığı, dava konusu diğer faturanın 5.000,00 TL’nin altında olmasından dolayı bildiriminin yapılmamış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın BA formlarının incelenmesinde dava konusu faturaların vergi dairesine bildirimine ilişkin bir kayda rastlanılmamıştır.
Davalı tarafça, cevap dilekçesinde belirtilen iki adet iadeye ilişkin kargo takip ve teslim evrakları Sürat Kargo … AŞ’den müzekkere ile talep edilmiştir. Müzekkere cevabında ilgili kargoların teslimat nüshasına arşiv kayıtlarında ulaşılamadığı, kargonun … isimli şahsa teslimatını gösterir sistem çıktısının gönderildiğinin bildirildiği, ekran görüntüsünün incelenmesinde kargonun 16.04.2015 tarihinde kargoya verildiği, 20.04.2020 tarihinde teslim edildiği, kargo içeriği hakkında bir bilginin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Talimat yoluyla davalı şirketin ticari defterleriyle tüm dayanak kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi … tarafından sunulan aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Davacı …’nin … İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.’nin devamı olarak tür ve unvan tadili yapılarak yeni tüzel kişilik olarak hak ve alacak sahibi olduğunu, davalı taraf kayıtlarının incelenmesinde davacı tarafından gönderilen mallar ile ilgili faturaların 31.01.2015 ve 20.02.2015 tarihlerinde muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiği ve inceleme tarihi itibariyle davacıya kayıtlarda 8.847,1 TL. borcunun bulunduğunu, davalı tarafın gelen malları iade ettiği iddia edilmekle birlikte kayıtlarda malların iade edildiğine ilişkin bir kayıt tespit edilemediği, söz konusu kargonun kapsamı hakkında kayıtlarda bir bilgi bulunmadığı, iade işlemi ve iade sevk irsaliyesine ilişkin inceleme sırasında da açıklayıcı bir belge ibraz edilemediğini, TTK m.21/f.2 hükmü gereği faturayı alan davalının sekiz gün içerisinde içeriği hakkında bir itirazda bulunduğuna dair bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığı gibi inceleme sırasında da kendisine de bir belge ibraz edilmediğini, dolayısı ile faturaya itiraz etmediğinin değerlendirildiğini, davacının davalının kayıtlarından 8.847,1TL.lık alacağının kayıtlı bulunduğu, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler doğrultusunda 8.186,23 TL.lık alacak ve faiz talebinin yerinde olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davalının bilirkişi raporuna itirazları da olmamıştır.
Davacı vekilince, davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasını talep etmediklerini, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi taleplerinden feragat ettikleri bildirilmiştir. Davalı tarafçada açıkça davacı taraf ticari defter ve kayıtlarına delil olarak dayanılmadığı, davacı taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması talep edilmemiştir.
Bilirkişi raporunun ayrıntılı, denetime elverişli ve dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, 8.186,23 TL asıl ve toplam alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı …. İcra Müdürlüğünü … Esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirket yetkilisi tarafından, davacı firma ile firmalarının muhataplığının olmadığı, davacıya borçlarının olmadığından bahisle itiraz edildiği, itiraz üzerine iş bu davanın İİK’nın 67/1 maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalı yanın hak düşürücü süre itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı yanca, dava dilekçesinde, taraflar arasında ürün alış satışından dolayı ticari ilişki bulunduğu, dava ve takip konusu alacağın 17.02.2015 tarihli 7.451,78 TL + KDV=8.793,10 TL bedelli ve 23.01.2015 tarihli 45,91 TL + KDV=54,17 TL bedelli faturalara dayandığı, faturaların ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığı, icra takibine vaki itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu ileri sürülmüştür.
Davalı tarafça ise davacı taraf ile davalı şirket arasında da hiçbir ticari – hukuki ilişki bulunmadığı, davacı yanın aktif husumetinin bulunmadığı, alacağın zaman aşımına uğramış olduğu, hak düşürücü sürelerin geçirildiği, talep ve sipariş verilmeden müvekkili şirkete kargo ile teslim edilen malların tümüyle iade kargoyla geri gönderildiği, müvekkili şirkete tebliğ edilmiş hiçbir faturanın bulunmadığı, davacı şirkete doğmuş ve doğacak borçları bulunmadığı savunulmuştur.
TBK’nın 146. Maddesine göre kanunda aksine bir düzenleme bulunmadıkça her alacak 10 yıllık genel zaman aşımına tabidir. Dava konusu faturaların 2015 yılında düzenlendiği, icra takibinin 2019 yılında açıldığı, eldeki davanın 2020 yılında açıldığı, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı değerlendirilmiştir.
Dosyamıza sunulan Ticaret Sicil Gazetesi örneklerine göre, davacı şirketin … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi olarak davalı tarafa faturaları düzenlemiş olduğu, sonrasında davacı firmanın, … … Anonim Şirketi olarak ünvan değiştirdiği, daha sonra da … olarak ünvan değişikliği yaparak ticari hayatına devam etmekte olduğu, bu kapsamda, davacı …’nin … İç ve Dış Tic.Ltd.Şti.’nin devamı olarak tür ve unvan tadili yapılarak yeni tüzel kişilik olarak hak ve alacak sahibi olduğu anlaşılmakla, davada aktif husumetinin bulunduğu değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça, davacı tarafça talepleri olmadan gönderildiği ve davacı tarafa geri iade edildiğine ilişkin iddia kapsamında celp edilen kargo kayıtlarına göre, teslim evraklarının bulunamadığı, sistem görüntülerinde ise iade konusu kargo içeriği hakkında açıklayıcı bir bilgi olmadığı ayrıca dava konusu faturaların tarihi ile kargo iade gönderi tarihi arasında arasında yaklaşık 2-3 aylık bir süre olduğu anlaşılmakla, bu kargoların dava konusu faturaların içeriği mallara ilişkin olduğu konusunda mahkememizde bir kanaat oluşmamıştır.
Alınan bilirkişi raporunda vurgulandığı üzere, dava konusu faturaların davalı tarafça 31.01.2015 ve 20.02.2015 tarihlerinde muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiği ve inceleme tarihi itibariyle davalının ,davacıya, kayıtlarında 8.847,10 TL. borcunun bulunduğu, davalı tarafın gelen malları iade ettiği iddia edilmekle birlikte kayıtlarda malların iade edildiğine ilişkin bir kayıt tespit edilemediği, söz konusu kargonun kapsamı hakkında kayıtlarda bir bilgi bulunmadığı, kargo kayıtlarına göre de yukarıda açıklanan gerekçe ile bir tespitin yapılamadığı, iade işlemi ve iade sevk irsaliyesine ilişkin bilirkişi incelemesi sırasında da açıklayıcı bir belge ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
TTK’nın 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.
Davalı tarafça, taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığı, dava konusu faturaların kendilerine tebliğ edilmediği ileri sürülmüş ise de söz konusu faturaları teslim alarak ticari defter ve kayıtlarına işlemiş olduğu anlaşıldığından ve faturaya itiraz ettiğini, faturayı ve fatura konusu malları iade ettiğine dair bir ispatı da olmadığından bu savunmasında haksız olduğu değerlendirilmiş ve fatura içerini kabul etmiş sayılmıştır.
Davacının, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre, davalıdan 8.847,1TL.lık alacağının bulunduğu, davalının bir ödeme iddiası olmadığı gibi mahkememizce de bu yönde bir tespit de yapılamamış olması nedeniyle dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler doğrultusunda ve taleple bağlılık ilkesi gereği davacının icra takibindeki 8.186,23 TL.lık alacak ve takip tarihinden itibaren yasal faiz talebinin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kabulü ile davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına, ayrıca İİK’nın 67/2 maddesi uyarınca hükmolunan 8.186,23-TL alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.637,24-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmışltır
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla aynen devamına,
2-Hükmolunan 8.186,23-TL alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.637,24-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 559,20-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 98,88-TL’ nin mahsubu ile bakiye 460,32-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşinen karşılanan 98,88-TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı parası, 906,25-TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.660,65-TL’ yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK 120 maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yan yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır