Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/700 E. 2022/140 K. 14.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/700 Esas
KARAR NO :2022/140 Karar

DAVA:Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ:18/02/2020
KARAR TARİHİ:14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’ın, müvekkilinin oğlu olup engelli olduğunu, annesi, müvekkilinin eski eşi, …’ın içerisinde bulunduğu … plakalı aracın 17.06.2018 tarihinde kaza yaptığı ve küçük …’ın annesinin bu kazada vefat ettiğini, …’ın 01.06.2010 doğumlu ve şu anda 9 yaşında olduğunu ve …olduğunu, özel bakıma ihtiyacı olduğunu, annesini, hem çok küçük yaşta olması hem de özel durumu sebebiyle en çok ihtiyacı olduğu zamanda kaybettiğini, annesinin ölümünden sonra …’ın tüm bakımının babası … tarafından üstlenilmiş olduğunu, çocuğun şuan babasının yanında bulunduğunu, tüm bu hususlar çerçevesinde davalı şirkete, müvekkillerin destekten yoksun kalma ve manevi üzüntüleri nedeniyle sigorta doğrultusunda tazminat ödenmesi için 30.05.2019 tarihinde başvuru yapıldığını, 05.11.2019 tarihinde sigorta tarafından 27.000,00-TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin çok cüzi bir miktar yatırılarak müvekkilinin mağdur edildiğini, müteveffanın yaşı, muhtemel bakiye ömrü ve sosyo ekonomik durumu gibi olguların bu hesaplamada göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını, …’ın, özel bakıma ihtiyacı olan ve çok küçük yaşta annesini kaybetmiş olmanın manevi yıpranmasını en acı şekilde yaşayan bir çocuk olduğunu, …’ın, annesinin hem maddi hemde manevi desteğinden çok küçük yaşta yoksun kaldığını, açıklanan nedenlerle, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere Toplam:100.000,00-TL tazminatın, davalıdan olay tarihi olan 17/06/2018 tarihinden itibaren ödeme gününe kadar işleyecek kanuni faizleri ile birlikte tahsili ile müvekkilinize ödenmesine, masraf ve ücreti vekaletin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görülen davada dava şartı yönünden davanın reddine karar verilmesini, Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ek madde ile konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı haline getirildiğini, davacı yanın ise söz konusu dava şartını yerine getirmeden huzurdaki iş bu davayı açtığını, İş bu düzenlemenin dava şartı niteliğinde olup zarar görenin arabuluculuk başvurusu yapmadan dava açamayacağından başvuru yapmadan açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, açılan dava yönünden görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirket ile dava dışı … arasında akdedilmiş olan …’a ait araç ile ilgili Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının mevcudiyeti ve müvekkili şirketin sözkonusu sigorta poliçesindeki sorumluluğuna dayanılarak davanın açılmış olduğunu, bu durumda uyuşmazlığın, zorunlu sigortanın 6102 sayılı TTK’da düzenlenmesine ve aynı Kanunun 4. maddesi uyarınca bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan hukuk davalarının ticari dava niteliğinde olduğunun kabul edilmesine göre, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği ve bu nedenlerle öncelikle davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın görev dava şartı yönünden reddine karar verilmesini,, ileri sürmüş oldukları usule ilişkin itirazlarının reddi halinde ise müvekkili şirketin manevi tazminattan sorumlu olmadığından öncelikle davacının manevi tazminat taleplerinin reddine ve devamında da destekten yoksun kalma tazminat talepleri yönünden ise yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesi, gözetilerek kusur ve tazminat miktarının hesaplanmasını ve hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını, müvekkili şirketin tazminattan sorumlu olduğu varsayımında uygulanması gereken faizin yasal faiz olmasını ve haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyanın incelenmesinde; davanın ilk olarak…. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, anılan mahkemece verilen, 13/07/2020 Tarih ve … sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize geldiği ve sıradaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nın “1-ölüm ve bedensel zararlar” “a-ölüm” madde başlıklı 53/3. maddesinde düzenlenmiş olup; “ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, TBK’nun 53. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir (Yargıtay 17. H.D. 16/07/2020 Tarih ve 2019/2221 Esas-2020/4844 Karar sayılı kararı).
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de; destekten yoksun kalma tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 tarih ve 2005/4-648 Esas-2005/691 Karar sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Somut olayda hukuki ihtilaf, davacının kaza nedeni ile davalı yandan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği ile talep edebilecek ise miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu (ya da ileride sağlaması muhtemel olan) yardımın miktarı; destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurularak doğru biçimde belirlenmelidir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 02/03/2020 tarihli ara kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kusur ve aktüer bilirkişisinden alınan 05/01/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun incelenmesinde özetle; “… plakalı kamyonet sürücüsü …’ın, trafik kazasının oluşumunda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47. Maddesinin (d) bendindeki; Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösteriten diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere, uymak zorundadırlar” kuralı ile, 67. Maddesinin (a) bendindeki; “Sürücülerin, park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike dağurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmaları yasaktır” kuralı ve 84. Maddesinin (j) bendindeki; ‘Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama, hallerinde asti kusurlu sayılırlar” Kurallarını ihlal ettiği ve kazanın oluşumunda %100 ORANINDA ASLİ VE TAM KUSURLU olduğu … Plakalı Kamyonette Yolcu Olarak Bulunan…, …, …, … ve …’ın ise; meydana gelen trafik kazasının oluşumunda kusurlarının olmadığı ancak kanunen zorunlu olduğu halde emniyet kemerlerini takmamaları neticesinde, eks olmalarından/ yaralanmalarından MÜTERAFİK olarak sorumlu oldukları, Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından, ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada yapılan ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları ve kazanın 20.04.2018 ‘de yani genel şartların yürürlüğü girdiği 01.06.2015 tarihinden sonra, ödemenin de 05.11.2019’de yani Anayasa Mahkemesi ‘nin İPTAL kararının Resmi Gazetede yayınlanmasında ÖNCE gerçekleştiği dikkate alınarak; TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak 1,8 Teknik Faizli Aktüeryal Yönteme göre hesaplama yapıldığı, Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM’de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” yürürtüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeteri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/3089 E.-2021/3441K., 2021/3834E. 2021/456B8K., 2021/17154E., 2021/4325K. Sayılı İlamları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dava dışı SGK tarafından davacılara yapılan rücuya tabi herhangi bir ödemenin olmadığı, davalı … (…) Sigorta A.Ş. tarafından davacıya 05.11.2019 tarihinde 27.000,00 TL yapılan ödemenin olduğu, Müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığı, Müterafik kusur indirimi oranı konusunda takdir ve nihai kararın Sayın Mahkeme ‘ye ait alduğu, 05.11.2019 olan Ödeme Tarihine göre değerlendirildiğinde; davacı …’ın hesaplanan zararının 235.097,02 TL olduğu, yapılan ödeme ile davacının zararının %11,48 oranında karşılandığı, 05.01.2022 olan Hesap Tarihine göre değerlendirildiğinde; davacı …’ın hesaplanan Destekten Yoksunluk zararının 631.071,05 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenerek tenzili sonrası bakiye zararının 598.798,28 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle sigorta teminat limitinin 360.000,00 TL olduğu, yapılan ödeme sonrası bakiye teminat limitinin 333.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararın 265.798,28 TL olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde de, raporun ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, 08/03/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit olunun miktarlar üzerinden dava değeri 283.000,00-TL maddi tazminat ve 50.000-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 333.000,00-TL ‘ye çıkartılmış ve harcı da yatırılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, Türk Borçlar Kanununun 45/2. Maddesinde; “ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararlarını da tazmin etmek lazım gelir” hükmüne yer verildiği, destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacının, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğu, kaza tarihinde 8 yaşında olan …’ın, kazada vefat eden annesinin desteğinden yoksun kaldığının açık olduğu, bu bağlamda, taraf iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplandığı, kusur ve aktüer raporu ile de davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının toplam 631.071,05 TL olarak hesaplandığı, ancak davalı sigorta tarafından dava açılmadan önce yapılan ödemenin güncellenerek tenzili sonrası bakiye zararının 598.798,28 TL olduğu, davalının ZMMS sigortası ve ZMSS’nin de yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türü olması ve bu sebeple de, sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olması nedeniyle davacı yanın davalıdan talep edebileceği toplam maddi tazminatın (destekten yoksun kalma) kalan sigorta limiti olan 333.000,00 TL olduğu, davacı vekili tarafından da iş u miktar üzerinden talep arttırımı yapıldığı, harcın yatırıldığı anlaşıldığından, davanın maddi tazminat talebi yönünden 333.000,00 TL üzerinden kabulüne, ayrıca davacı yanca her ne kadar manevi tazminat talep edilmiş ise de; Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. Maddesinin 1. Fıkrasının -f- bendinde; manevi tazminata ilişkin taleplerin teminat kapsamı dışında olduğu ve bu düzenleme ile; zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığının tek tek ve tahdidi olarak sıralandığı anlaşıldığından, manevi tazminata ilişkin davanın reddine ve ayrıca davalı yanca her ne kadar hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim talep edilmiş ise de; davaya konu somut olayda davacının da içinde bulunduğu ve davacının desteği annesi…’ın vefatı ile sonuçlanan tek taraflı trafik kazasında … plakalı aracın kayıt maliki ve aynı zamanda kaza anında şoförü olan …’ın, müteveffa destek…’ın babası olduğu, yakın aile bireyleri arasında ücretsiz taşımanın ahlaki bir ödev niteliğinde olduğu ve bu haliyle de hatır taşıması indirimi yapılmayacağı anlaşıldığından, davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği, ve ayrıca müterafik kusura ilişkin olarak; her ne kadar bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacının desteği müteveffa…’ın kaza anında emniyet kemeri takmadığı anlaşılıyor ve bu haliyle de müterafik kusur indirimi yapılması gerekiyor ise de; bilirkişi raporunda hesaplanan ve tüm indirimler yapıldıktan sonra kalan bakiye tazminat miktarının (598.798,28 TL) kalan poliçe limitinin (333.000,00 TL) çok üzerinde olduğu gözetildiğinde müterafik kusur indirimi yapılmasının sonuca etkili olmayacağı açıkça anlaşıldığından müterafik kusur nedeniyle indirime gidilmemiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacı yanın maddi tazminat davasının KABULÜ ile; 333.000,00 TL’nin 05/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı yanın manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 22.747,23 TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve talep artırım sonrası alınan toplam: 6.540,75 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭16.206,48‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken ve ıslah ile yatırdığı 6.540,75 TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden ‭62,2‬0 TL ilk masraf, posta ücreti gideri ‭‭116,25‬ TL, 1.800,00-TL posta ücreti olmak üzere toplam: ‭1.978,45‬ TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.720,16 TL ‘nin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; maddi tazminat istemi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 31.760,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ve aleyhine açılan manevi tazminat davasının tümden reddine karar verilmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. maddesine göre taktir olunan, 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa İADESİNE,
8-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14.03.2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır