Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/692 E. 2022/100 K. 25.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/692 Esas
KARAR NO :2022/100

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/12/2020
KARAR TARİHİ:25/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigortalısı olan …’e ait … plakalı aracın, 23.11.2019 tarihinde davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu … ilinin … ilçesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, somut olayda Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğünce 23.09.2010 tarihinde yayınlanan 2010/30 nolu sektör duyurusu uyarınca; bağımsız eksper tarafından araçta oluşan hasar onarım miktarının tespitinin yapıldığını, bu kaza sonucunda, davacının aracında oluşan hasar onarım bedelinin, … Hizm. Ltd. Şti. Eksper İbrahim … tarafından düzenlenen eksper raporuyla KDV dahil 8.879,57-TL olarak tespit edildiğini, alınan eksperlik hizmeti için 354,00-TL ücret ödendiğini, ekspertize ödenen ücret faturasının ekte sunulduğunu, alacağın belirgin hale gelmesini müteakip arttırım hakkı saklı kalmak kaydıyla söz konusu hasar onarım bedeli alacağı için şimdilik 100,00-TL talep ettiklerini, her ne kadar bağımsız eksper tarafından hasar bedeline ilişkin bir tespitte bulunulmuşsa da, yargılama sırasında celbedilecek belge, resim ve sair deliller doğrultusunda yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonrasında hasar onarım alacağının miktarının belirlenebilir hale geleceğini, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, mevcut durumda davalının sigortalısının, davacıyı kusuruyla ve hukuka aykırı bir fiille zarara uğrattığını ve bunu tazminle yükümlü olduğunu, tramer kayıtlarına göre, davalı şirket sigortalısı olan aracın, dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğunu, mevcut durumda davalının sigortalısının, davacıyı kusuruyla ve hukuka aykırı bir fiille zarara uğrattığını ve bunu tazminle yükümlü olduğunu bu kaza sonucu davacının aracında değer kaybı da meydana geldiğini, söz konusu değer kaybı alacağı için şimdilik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10,00 TL değer kaybı bedeli talebinde bulunulduğunu, söz konusu kaza neticesinde davacının aracında meydana gelen hasar onarım bedelinin tazmini amacıyla 27/12/2019 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna … E. Sayılı dosya ile başvuruda bulunduklarını, 06/03/2020 tarih ve K-… Sayılı karar ile başvurunun kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak 18/10/2020 tarihli 2020/İHK-21640 karar sayılı İtiraz Hakem Heyeti Kararı ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılarak başvuru talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına ve dosyadan el çekilmesine karar verildiğini, bu sebeple huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, beyanla, belirsiz alacak davası niteliğindeki işbu davada alacağın belirgin hale gelmesini müteakip artırım hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik; kaza sebebiyle oluşan hasar onarım alacağının şimdilik 100,00-TL’sinin ve değer kaybı alacağının şimdilik 10,00-TL’sinin ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tazminine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın davasını belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmişse de, dava açılmadan önce aracın onarımının tamamlandığından ve talep konuları hakkında ekspertiz raporu düzenlenmiş olduğundan artık dava değerinin bilinemeyeceğinden, alacağın belirsiz olduğundan bahsedilemeyeceğini, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davalı şirketin, iş bu dosyada mevcut talebi bakımından gerçek dışı belge düzenleyerek sigorta şirketinden tazminat almak suçundan başvuran asil …’ün, dosyadaki ekspertiz bürosunu savcılığa şikayet ettiğini, İst. Özel Sor. Bür. … CM. Sayılı dosyada soruşturmanın devam ettiğini, anılan dosyalarda görev yapan Av. … ile … Sigorta … Ltd. Şti resmi ortaklarından Av. … hakkında da anılan büronun … sor. C.M dosyası ile soruşturma başlatıldığını, yine gerçek dışı bilgi ve belgeler kullanmak suretiyle davalı şirketten haksız çıkar sağlamaya çalışanlar hakkında da İstanbul CBS … sor. Sayılı dosyasından soruşturma yürütüldüğünü, kazaya sebep olan araçların kusur durumlarının tespitinin gerektiğini, davalı şirketin sahte belge düzenleyerek sigorta şirketinden tazminat almak suçundan dosyada raporu bulunan eksper …’i ekspertiz bürosunu ve avukatları savcılığa şikayet edildiğini, davacı tarafından aracın üzerinde inceleme yapılmasının engellendiğini, fotoğraflar üzerinden inceleme yapıldığını ve davacı tarafa ödeme yapıldığını, davacı tarafından aracın onarımının tamamlandığını ve servisten teslim alınmış olmasına rağmen araçta yapılan işlemlerin ve ödenen işçilik ücretinin davacı tarafından somut olarak ispat edilebilecek durumda olduğunu, bu nedenle işçilik ve yedek parça için ödenen tutarların belirli olduğunu ve artık takdir ile tespitine gerek olmadığını, dosyasına ne onarım fotoğraflarının ne de faturaların sunulmadığını, davacı tarafın iskonto uygulanamayacağını ve gerçek zararı talep ettiklerini belirtmişlerse de aracın onarımının kendi tercihlerine göre yapıldığını, servis tarafından tedarik edilen yedek parça bedellerinde iskonto uygulanmış olduğundan artık gerçek zararın servise ödenen tutar olduğunu, bu nedenle sebepsiz zenginleşmeye neden olmamak adına davacı tarafından servise ödenen bedelin somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporunda hasar gören tüm parçaların orjinalleri ile değiştirildiği belirtilmişse de hasar gören parçaların orjinal olduğu, hasar gören parçaların gerçekten değiştirildiği, aracın orijinal parçaları ile onarımının yapılmadığı veya yapıldığı hususlarında bir delil sunulmadığını, davacı tarafından talep edilen tazminatın somut deliller ile ispat edilemediğini, davacı tarafından alınan ekspertiz raporunda hasar gören tüm parçaların orijinal parçalar ile değiştirildiği belirtilmişse de davacı tarafından hasar gören parçaların kazadan önce de orijinal olduğuna yönelik, dosyaya hasarlı parçaların değişim yapıldığını gösterir hiçbir evrak sunulmadığını, zarar görenin, makul tedbirler almak suretiyle kendi davranışı ile kaçınabilecek olduğu bir zararın tazminini zarar verenden talep edemeyeceğini, davacı tarafın aracını kendisi yaptırmaya diretmeyip, davalı şirket ile koordineli şekilde yaptırmış olsaydı tedarik edilecek olan yedek parçanın orjinal, işçilik ücretilerinin ise daha makul olacağını, davalı şirkete ihbar etmeden işlemleri sonlandırmış olan başvuran tarafın zararının artmasına neden olduğunu, davacı tarafın doğru ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı şirketin sorumluluğunu, kaza tarihi itibari ile benzer hasarlardaki onarımın uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki parça bedelleri ile sınırlı olup davalı şirket tarafından inceleme yapıldığını ve aracın 2.334,07-TL bedel ile anahtar teslim onarımının yapılacağının tespit edildiğini, yerleşik yargıtay kararları gereği onarımı yapılan araçlar için fatura kesilmesinin zorunlu kabul edildiğinden, davacı tarafından da aracın onarımı yapıldığından eğer KDV ödenmiş ise faturaların dosyasına sunulması gerektiğini, faturalar dosyasına sunulmadan onarım bedelinin KDV’sinden davalı şirketin sorumlu olmadığını, 01.06.2015 tarihli genel şartlara göre yapılan hesaplama uyarınca davacıya 28,22 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, henüz sigorta şirketine başvuru yapmadan ekspertiz raporu alan tarafın iyi niyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinden TTK md. 1426’nın gerekçesinin göz önüne alındığında ekspertiz ücreti hususunun TTK md. 1426 kapsamında değerlendirilemeyeceğini, kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin reddi gerektiğini, en yüksek faiz talebinin reddi gerektiğini, beyanla davanın reddini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Sigorta Tahkim Komisyonu Dosyası, Sigorta Poliçesi ve Hasar Dosyası, Tramer ve Trafik Kayıtları, Kaza Tespit Tutanağı, Ekspertiz Raporu, Bilirkişi Rapor ve Ek Raporu, İstanbul Özel Soruşturma Bürosu’nun … ve … sayılı soruşturma dosyaları ile İstanbul CBS’nin … soruşturma dosyasının uyap kayıtları,
Mahkememizin 07/04/2021 duruşmasının 2 No.lu ara kararı ile dosyanın davaya konu kazanın oluşumundaki kusur durumu ile davacı yanın hasar ve değer kaybına yönelik tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı ve miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olmakla; Kusur ve hesap bilirkişisi …09/06/2022 tarihinde sunduğu bilirkişi raporunda özetle : 23/11/2019 tarihinde gerçekleşen dava konusu trafik kazasının oluşumundan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47 /d “Trafik kurallarına uyma”, Madde 57-b/5 “Kavşaklarda geçiş hakkı” ve Madde 84/ h “Asli kusurlu haller” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında asli kusurlu olduğunu, araçta meydana gelen hasar tutarının, kaza tarihi itibariyle 7.628,77-TL olduğunu, araçta meydana gelen değer kaybının kaza tarihi itibariyle 474,00-TL olduğunu, araçtaki toplam zararın 8.102,77-TL olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından, davacıya ödenen hasar tazminat makbuzlarının sunulmasının gerektiğini belirtmiştir.
Mahkememizin 08/09/2021 Tarihli duruşmasının 1 No.lu ara kararı ile Davalı yanın rapora itirazlarının değerlendirilmesi ve değer kaybına yönelik istem bakımından ZMMS genel şartları kapsamında da alternatifli hesaplama yapılması bakımından dosyanın günsüz olarak bilirkişiye tevdine karar verilmiş olmakla; Bilirkişi …08/09/2021 Tarihli Ek Raporunda Özetle : 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Madde 47 /d “Trafik kurallarına uyma” , Madde 57 –
b/5 “Kavşaklarda geçiş hakkı” ve Madde 84/h “Asli kusurlu haller” maddelerini ihlal etmesi
nedeniyle … plakalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında asli
kusurlu olduğunu, araçta meydana gelen hasar tutarının, kaza tarihi itibariyle 7.628,77-TL olduğunu, araçta meydana gelen piyasa rayiç üzerinden değer kaybının 474,00-TL olduğunu, araçta meydana gelen ZMSS yöntemine göre değer kaybının 28,23-TL olduğunu belirtmiştir.
GEREKÇE :
Dava, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta oluşan hasar onarımı ve değer kaybına yönelik maddi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Davacı yanca, 23/11/2019 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle adına kayıtlı … plakalı araçta oluşan hasar onarımı ve değer kaybına ilişkin maddi zararların kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihindeki zorunlu trafik sigortacısı olan davalı şirketten tazminini talep etmiştir.
27 YC 0792 plakalı aracın … poliçe numaralı 27/05/2019 – 27/05/2020 vadeli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile davalı sigorta şirketine sigortalı olduğu, dava konusu kaza nedeniyle yapılan başvuru üzerine davalı sigorta şirketi tarafından davacı vekili Av. …’un hesabına hasar onarımına istinaden 30/12/2019 tarihinde 2.334,07 TL ve değer kaybına istinaden 23/12/2019 tarihinde 28,22 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu kaza nedeniyle yapılan başvuruya istinaden Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen 06/03/2020 tarih ve 2019.E… başvuru, K-… karar sayılı karar ile “başvurunun kısmen kabulü ile, 5.294,70 TL hasar bedeli, 10,00 TL değer kaybı tazminatı ve 285,75 TL ekspertiz ücreti toplamı 5.590,45 TL’nın 24/12/2019 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 18/10/2020 tarih ve 2020/İHK-21640 karar sayılı karar ile “1. Başvuru sahibinin talebi ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına, dosyadan el çekilmesine, 2. Başvuru sahibinin ait olduğu mahkemede dava açmakta muhtariyetine, yapılan tüm masrafların mahkemesince değerlendirilmesine, … ” karar verilmiştir.
Davalı yanca bildirilen soruşturma dosyalarının incelenmesinden, bahse konu soruşturma konularının doğrudan eldeki somut olaya ilişkin olmadığı, dosyamızda davacı vekili olarak bulunan avukat, uyuşmazlığa konu olaya ilişkin rapor düzenleyen ekspertiz firması ortak, çalışan ve ilgilileri hakkında başlatılan soruşturmalar olduğu ve soruşturmalarının halen devam ettiği görülmüştür.
Dava dosyasında tanzim olunan bilirkişi kök ve ek raporlarında, salt davacı tarafça temin edilen ekspertiz raporuna dayanılmayıp kazanın oluşumuna yönelik Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden ve davalı sigorta şirketinden temin edilen kayıt ve fotoğraflar ile yine Sigorta Tahkim Komisyonu dosyasındaki kayıt ve belgeler üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda kusur, hasar ve değer kaybı hususlarında tespitlerde bulunulmuş olmakla soruşturma dosyaları sonucu bekletici mesele yapılmamıştır. Zira, davalı yanca eldeki uyuşmazlığa konu olayla ilgili açıkça usulsüzlük yapıldığı iddiasında bulunulmadığı gibi dosya kapsamından bu yönde bir tespit de yapılmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 50. maddesinde; Zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
Bilirkişi kök ve ek raporunda 23/11/2019 tarihinde gerçekleşen kazanın oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli kusurlu olduğu tespit edilmiş olmakla, davacı yanın zararlarından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporundaki zarar hesaplamasında, davalı tarafça yapılan kısmi ödemeler dikkate alınmadan davacıya ait araçtaki hasar onarımından kaynaklı maddi zararın 7.628,77 TL, araçta oluşan piyasa rayici üzerinden değer kaybının 474,00 TL ve ZMSS Genel Şartları uyarınca değer kaybının 28,23 TL olduğu tespitlerine yer verildiğinden davacı yanca talep edilebilecek maddi tazminat miktarının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Davalı yanın kök raporda tespit edilen hasar miktarına yönelik itirazları bilirkişi ek raporunda irdelenip değerlendirilmiş ve kök rapordaki tespitler muhafaza edilmiş olmakla hasara yönelik bilirkişi tespitleri Mahkememizce de benimsenmiş, bu bağlamda, davacıya ait araçta dava konusu kaza nedeniyle 7.628,77 TL hasar oluştuğu, davalı sigorta şirketi tarafından 30/12/2019 tarihinde yapılan 2.334,07 TL hasar ödemesinin tenzili sonucu davacının hasar onarımına ilişkin bakiye 5.294,70 TL maddi tazminat isteminin haklı ve yerinde olduğu, davalının temerrüdünün kısmi ödeme tarihi itibariyle oluştuğu, hasara sebebiyet veren aracın kullanım amacının ticari olması nedeniyle faiz nev’inin de talep doğrultusunda avans olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı yanca değer kaybına ilişkin olarak ZMSS Genel Şartları uyarınca hesaplama yapılarak davacı yana ödeme yapıldığı, davacının değer kaybına ilişkin istemlerinin yerinde olmadığı savunulmuşsa da, Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi iptal kararından sonra ve kaza tarihi de dikkate alınarak Genel Şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları dikkate alınarak kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre vasıtanın kazadan önceki rayici ile onarım sonrası değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak belirlenmesi gerekmiştir. Bilirkişi tarafından piyasa rayici üzerinden yapılan hesaplamada davacıya ait araçtaki değer kaybının 474,00 TL olduğu tespit edilmiş olmakla, davalı sigorta şirketi tarafından 23/12/2019 tarihinde yapılan 28,22 TL değer kaybı ödemesinin de tenzili sonucu davacının değer kaybına ilişkin bakiye 445,78 TL maddi tazminat isteminin haklı ve yerinde olduğu, davalının temerrüdünün kısmi ödeme tarihi itibariyle oluştuğu, zarara sebebiyet veren aracın kullanım amacının ticari olması nedeniyle faiz nev’inin de talep doğrultusunda avans olduğu sonucuna varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, meydana gelen hasara istinaden 5.294,70 TL tazminatın 30/12/2019 kısmi ödeme tarihinden ve değer kaybına istinaden 445,78 TL tazminatın 23/12/2019 kısmi ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 392,13-TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve tamamlama harcı olarak alınan ‭151,40-TL’nın mahsubu ile bakiye ‭240,73-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılıp da karar ve ilam harcına mahsup edilen 151,40-TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacının yaptığı ilk masraf ‭62,20-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL, posta gideri ‭107,50-TL olmak üzere toplam ‭857,50-TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı taraf yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kaldığından HMK’nun 341/2. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.