Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/69 E. 2020/212 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/69 Esas
KARAR NO : 2020/212

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette meydana gelen hırsızlık olayı neticesinde bir kısım boş çek yapraklarının çalınarak piyasaya sürüldüğünü ve konu hakkıda savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı yanın bankada hırsızlık kaydı bulunan 33.500,00 TL bedelli çek için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alarak, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından haciz kararları göndererek menkul mallarının, hak ve alacaklarının haczi ile icra ettirdiğini, haciz baskısı altında teminat ödemek zorunda kalınarak şirket işlerinin aksadığını, bankalara gönderilen haciz ihbarnameleri ile de müvekkilinin bankalarla iş yapamaz hale geldiğini, bankalar nezdindeki kredibilitesinin zarar gördüğünü, ihtiyati haciz kararının haksız olduğunu, zira İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda hacze konu çek nedeniyle müvekkilinin borçlu bulunmadığına karar verildiğini, ancak ihtiyati haciz kararının uygulanmasından kaynaklanan zararı ile tedbir icrasını durdurmak için gösterilen teminattan ve yargılama giderlerinden kaynaklanan zararları olduğunu, teminat mektunun komisyon giderleri ile yargılama giderlerinin tazmininin gerektiğini, ayrıca müvekkilinin haksız bu işlemler nedeniyle itibarının bozulduğu, bankalar ve iş yaptığı çevreler nezdinde de manevi açıdan zarara uğradığını, açıklanan nedenlerle şimdilik 9.019,71 TL maddi tazminatın 05.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davacıdan tahsiline, 100.000.-TL manevi tazminatın 05.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin bi… şirketi olduğunu ve bu kapsamda dava konusu çeki Factoring sözleşmesiyle dava dışı cirantadan kanun ve yönetmeliğe uygun biçimde faturalarla birlikte devraldığını, alınan ihtiyati haciz kararının infazı ile de sonuç alınamadığını, iki ayrı adrese hacze gidildiğini, birinde işlem yapılamadığını, diğerinde ise davacı yanca imza inkarında bulunularak dosyaya para yatırıldığından menkul haczin gerçekleşmediğini, davacıya ait hiçbir araç ve taşınmazın da hacze tabi tutulmadığını, davacının tazminat talep edebilmesi için ortada bir zarar bulunması gerektiğini, kusursuz sorumluluk iddialarının yerinde olmadığını, manevi tazminat talepleri için de alacaklının kusurunun arandığını, çekteki imzanın sahte olup olmadığının bankaya ibraz anından önce bilinebilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek haksız, dayanaksız ve somut delile dayanmayan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.

BOZMA ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMADA:
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Tarafların Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca hasrettikleri delilleri toplanmıştır.
Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce resen seçilen konuda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu (YMM, Emekli Banka Müdürü ve İcra İflas ve Mali Müşavir) eliyle ihtiyati haciz nedeniyle davacı şirketin zarara uğrayıp, uğramadığı, zararı var ise miktarının ne olabileceği, yapılan işlemlerde icra iflas hukuku ve faktoring işlemleri yönünden bir sakınca bulunup, bulunmadığı hususlarında ayrıntılı olarak dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tanzim edilen rapor dosyamız kapsamına sağlanmıştı.
Buna göre; davacının …bank … Şubesinde mevcut ticari hesabına bağlı olarak verilen bir kısım boş çek yapraklarının çalındığı, sahte imzalarla tedavüle sürüldüğü hususu tartışmasızdır. Bu hususta davacının açtığı menfi tespit istemli davada İstanbul … Asliye Ticaret Mahemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyada, çekler üzerinde kriminal inceleme de yapılarak borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş ve bu dosya derecattan geçerek kesinleşmiştir.
Çeklerin keşidecisinin imzasını sahte olarak taşıdığı hsusunda artık mahkememizce bir inceleme yapılmamış ve bu somut olguya dayalı olarak alınan ihtiyati haczin haksız olup olmadığı, haksız ise oluşan zararın ne olduğu hususunda araştırma yapılmıştır.
Davalı … A.Ş. davaya konu çeki dava dışı … inşaattan temlik almış ve karşılığında faktoring işlemi yapmıştır. İlgili çek keşide tarihi itibari ile bankaya ibraz edildiğinde “keşideci imzasının muhatap bankadaki imzalar ile uyumsuz olması nedeni ile işlem yapılmadığı” şerhi ile çek iade edilmiştir. Ayrıca çekin bankada karşılığının da mevcut olduğu kayıtlıdır. Davalı şirket bunun üzerine ihtiyati haciz kararı alarak davacı hakkında da ihtiyati hacizle beraber takip yapma yolunu seçmiştir. Bunun üzerin ihtiyati haciz alınmış, fiilen uygulanmış, 3. kişilere haciz ihbarnameleri gönderilmiş bu arada haciz esnasında borç ödenerek fiili ve kaydı haciz işlemleri yapılmadan dosya kapatılmıştır.
Faktoring şirketi diğer tacirlerden farklı olarak belli imtiyazlara sahip bir finans şirketi konumundadır. Bu nedenle daha fazla dikkatli ve basiretli olmalıdır. Çekteki imzanın keşideciye ait olmadığı bilgisini aldıktan sonra bu hususta hiç bir araştırma, teyit vs yapmadan ve keşideciyi de dahil eder şekilde ihtiyati haciz almıştır. Bu haciz bu nedenle haksız bir ihtiyati hacizdir. Kaldı ki menfi tespit davasını da davacı yan kesin olarak kazanmış olmakla ihtiyati haczin haklı olarak nitelendirilme imkan ve ihtimali de bulunmamaktadır.
Davacının uğradığını iddia ettiği zarar kalemleri de ayrıca değerlendirildiğinde; ihtiyati haciz sonucu tedbir icrası için ödenen teminat, teminatın faiz kalemleri gibi hususlar ispatlanabilmiş durumdadır.
Buna göre haksız olarak yatırılan 6.700,00 TL lik teminatın nakit olarak kullanılamamasından kaynaklı mahrum kalınan faiz getirisi 2.208,72 TL, ödemeye ilişkin toplam 44.753,74 TL nin faiz getirisi olan 16.403,83 TL olmak üzere toplam belgelenmiş ve hesap edilebilir 18.612,55 TL alacağının bulunduğu saptanmış olmakla bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur.
Faize faiz yürütülemeyeceği prensibine göre bu miktarlar zaten faiz alacağı olduğundan ayrıca hükümde faiz işletilmeyecek şekilde hüküm tesisi de gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

BOZMA İLAMI :
Mahkememizce verilen, 10/05/2016 Tarih ve … Esas-… Karar sayılı karar, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından, 08/10/2019 Tarih ve 2016/14883 Esas ve 2019/4453 Karar sayılı karar ile; “… Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat istemi kabul edilmiş; ancak, manevi tazminat istemi konusunda hüküm kurulmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297/2. maddesi uyarınca; hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu yön, kamu düzenine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda gösterilen yasal düzenleme gözetilmeksizin, davacının manevi tazminat talebi konusunda olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmemesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.

BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin 10/03/2020 tarihli celsesinde verilen ara kararla, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından, 08/10/2019 Tarih ve 2016/14883 Esas ve 2019/4453 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir (Bkz. Prof. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK’nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 15/06/2017 Tarih 2015/8279 Esas-2017/4104 Karar sayılı kararı).
Davacı yanca sunulan dava dilekçesinde, davalı yanın, bankada hırsızlık kaydı bulunan 33.500,00 TL bedelli çek ile ilgili olarak, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldığı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasından haciz kararları gönderdiği, menkul mallarını, hak ve alacaklarını haciz ve icra ettirdiği, haciz baskısı altında teminat ödemek zorunda kalındığı ve şirket işlerinin aksadığı, bankalara gönderilen haciz ihbarnameleri ile de müvekkilinin bankalarla iş yapamaz hale geldiği, bankalar nezdindeki kredibilitesinin zarar gördüğü, ihtiyati haciz kararının haksız olduğu, zira İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama sonucunda hacze konu çek nedeniyle müvekkilinin borçlu bulunmadığına karar verildiği, ancak ihtiyati haciz kararının uygulanmasından kaynaklanan zararı ile tedbir icrasını durdurmak için gösterilen teminattan ve yargılama giderlerinden kaynaklanan zararları olduğu, teminat mektunun komisyon giderleri ile yargılama giderlerinin tazmininin gerektiği, ayrıca müvekkilinin haksız bu işlemler nedeniyle itibarının bozulduğu, bankalar ve iş yaptığı çevreler nezdinde de manevi açıdan zarara uğradığı beyan ve iddia edilmiş olup, İhtiyati haczin haksız olması ve bunun sonucunda da maddi bir zarar doğmuş olması halinde, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür.
Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde de;
Maddi tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede;
Mahkememizce bozma öncesi tüm delillerin toplandığı, davacının maddi zararına ilişkin olarak bilirkişi raporları alındığı ve alının raporlar sonucu, haksız olarak yatırılan 6.700,00 TL lik teminatın nakit olarak kullanılamamasından kaynaklı mahrum kalınan faiz getirisinin 2.208,72 TL ve 44.753,74 TL’lik ödemenin faiz getirisinin de 16.403,83 TL olduğu ve davacının toplam belgelenmiş ve hesap edilebilir maddi zararının 18.612,55 TL olarak tespit edildiği bu miktar üzerinden yukarıda yazılı gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne karar verildiği anlaşılmış olup, davacının maddi tazminat davasının, bozma öncesi hüküm altına alınan ve ve yukarıda yazılı olan gerekçelerle 18.612,55 TL üzerinden kabulüne, ayrıca hükmolunan alacağın faiz alacağı olması ve söz konusu alacağın faize faiz yürütülemeyeceğine ilişkin genel kuralın istisnasını oluşturan alacaklardan da olmadığı anlaşıldığından, faiz uygulanmasına yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat istemine ilişkin yapılan değerlendirmede ise;
TBK 49/1. Maddesi; “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” hükmünü; TBK. 58/1. Maddesi ise, “kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” hükümlerini içermektedir.
İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Bu bağlamda değerledirildiğinde de, haksız ihtiyati haciz sonucu manevi tazminata hükmedilebilmesi için, TBK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gereklidir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir (Bkz. Prof. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Somut olayda ise davalı yan, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/416 D. İş sayılı dosyasından almış olduğu ihtiyati haciz kararı sonucu, davacı yan hakkında icra işlemleri başlatmış, 3. kişilere haciz ihbarnameleri göndermiş ve haciz esnasında borcun ödenmesi sonucu da, fiili ve kaydı haciz işlemleri yapılmadan icra dosyasını kapatmış olup, bu durumda, davalının kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir durum ve davacının kusurlu bir davranışından söz edilemeyeceği anlaşıldığından, davacının manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile 18.612,55 TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bu miktara faiz uygulanmasına YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat davasının REDDİNE,
3-Alınması gereken 1.271,39 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.861,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 590,41 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden, peşin, başvuru ve tamamlama harcı toplamı: 2.057,00 TL, 17 davetiye gideri 167,00 TL, bilirkişi ücreti gideri 1.500,00 TL olmak üzere toplam: 3.724,00 TL yargılama giderinin, kabul ve ret oranına göre 620,66 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya ÖDENMESİNE, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 4 davetiye gideri 34,00 TL yargılama giderinden, kabul ve ret oranına göre hesaplanan 15,21 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı yan davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan hüküm tarihi uyarınca yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yan davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş ve manevi tazminat davasının tamamen reddine karar verilmiş olmakla, karar tarihi uyarınca yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. Maddesi uyarınca taktir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
8-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarınca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 Gün içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine Temyiz dilekçesi sunulmak suretiyle, YARGITAY nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …

Hakim …
¸