Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/685 E. 2023/590 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/685
KARAR NO:2023/590

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili banka ile davalı … arasında gayrimenkul değerleme hizmetinin sağlanması amacıyla 09/04/2010 tarihli gayrimenkul değerleme raporu düzenleme esaslarına ilişkin sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre davalı …’nin müvekkili bankaya, anılan mevzuat ve sözleşmede belirtilen şartlarda gayrimenkul değerleme hizmeti vermeyi taahhüt ettiğini, müvekkili bankanın ise almış olduğu bu hizmetin karşılığında sözleşmeye ek fiyat listesi uyarınca ödeme yapmayı üstlendiğini, davalı …’nin anılan sözleşme uyarınca vereceği bu hizmetin sözleşme şartlarına uygun olmaması veya ayıplı olması sebebiyle müvekkili bankanın uğradığı zararları sözleşmede belirtilen hükümler çerçevesinde tazmin etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, diğer davalı …’nin ise davalı … ile arasındaki zararların giderilmesini üstlendiğini, davalı … yönünden; davalı …’nin müvekkili banka ile imzalamış olduğu sözleşme çerçevesinde üstlenmiş olduğu iş ve işlemlerin yürütülmesi sırasında müvekkili bankanın uğrayabileceği zararların tazminini teminen mesleki sorumluluk sigortası yaptırmayı kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalı …’nin diğer davalı …’ne yapmış olduğu mesleki sorumluluk sigorta poliçesi hükümlerine göre sözleşmede belirtilen tutar kadar sorumlu olduğunun düzenlendiğini, dava konusu olayda müvekkili bankanın … şubesi müşterileri … … ile …-… Tasarım firmalarına imzaladıkları genel kredi sözleşmeleri kapsamında limit tahsis edildiğini, anılan firmalar tarafından tahsis edilen limitin teminatı olarak gösterilen gayrimenkullere davalı … tarafından hazırlanan ekspertiz değerleri esas alınarak ve müvekkili banka lehine bu gayrimenkullere ipotek konulduğunu, adı geçen firmalara tahsis edilen limit kapsamında farklı tarihlerde ve farklı tutarlarda kredi kullandırıldığını, kredilerin ödenmesinin gecikmesi sebebiyle her iki müşterinin hesaplarının kat edilerek kanuni takibe intikal ettirildiğini ve ipoteğin paraya çevrilmesi usulü ile icra takipleri başlatıldığını, takip dosyaları kapsamında düzenlenen kıymet takdiri raporu neticesinde davalı …’nin hazırladığı değerleme raporlarının yanlış düzenlendiği, var olmayan daha inşa dahi edilmemiş taşınmazların inşa edilmiş gibi gösterildiği, teminata daire olarak alınan bu gayrimenkullerin arsa oldukları ve dolayısıyla mevcut değerlerinin çok üzerinde değer biçilmesi ile tahsis edilmemesi gereken kredilerin verilmesine ve bu şekilde müvekkili bankanın zarara uğramasına sebep olduğunu, müvekkili bankanın derhal … 3. Noterliği’nin 06/03/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile her iki davalıya, ihtarname tarihi itibariyle anılan kredi dosyalarına ilişkin müvekkili banka sistemlerinde yer alan borç tutarı olan 503.115,77-TL zararın tazmininin talep edildiğini, davalı …’nin söz konusu ihtarnameye cevaben … 9. Noterliği’nin 05/06/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, mesleki sigorta poliçesi kapsamında ihtarlarını …’ne ihbar ettiğini ifade ettiğini ve müvekkili bankanın talep ettiği tazminat miktarı hakkında taraflarına ödenecek zarar miktarının tespiti ve tevsiki ile muhtemel rücu işlemlerine esas teşkil etmek üzere yazılı belge örneklerini istediğini, davalı …’nin ihtarnamede öne sürülen kusur ve ihmal iddialarına itiraz etmediğini, hatta hatanın varlığını da kabul ettiğini, davalı …’nin talebi üzerine istenilen evrakların 22/06/2012 tarihinde vekillerine teslim edildiğini, ancak her iki davalının da tüm girişimlere rağmen süreci uzatmaya yönelik taleplerini yinelediğini ve dava tarihi itibariyle müvekkili bankanın zararlarının tazmin edilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahkikat sonucu arttırılmak üzere şimdilik 50.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 12/04/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini 722.503,01-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davacının, davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını ve harca esas değer olarak 50.000,00-TL gösterdiğini, oysa ki davacı şirketin ihtarname göndererek 503.115,77-TL’nin ödenmesini talep ettiğini açıkça belirttiğini, bu nedenle davacıya eksik harcı tamamlaması için süre verilmesi gerektiğini, müvekkili şirket aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi için, öncelikle dosya borçluları ve kefilleri aleyhine icra takibi başlatılmış olması ve takibin semeresiz kalması gerektiğini, ancak zararın doğumunun, kredi borçlusuna ve kefillerine yapılacak takibin sonuçsuz kalmasına bağlı olduğunu, takibin semeresiz kaldığı tarihte zararın doğmuş sayılacağını, dava dilekçesinde iddia edildiğinin aksine, müvekkilinin hiçbir zaman davacı bankanın iddialarını kabul etmediğini, aksine meydana gelen zarardan müterafik kusuru nedeniyle davacı bankanın sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin yanlış değerleme yapmış olsa dahi, yanlış değerlemenin her zaman zarar meydana getirmeyeceğini, dava konusu olayda zararın meydana gelmesine neden olan olayların tamamıyla davacı bankanın kusurundan kaynaklanmakta olduğunu, bankaların, gayrimenkul teminatı karşılığında kredi kullandırırken, teminata konu gayrimenkulün değerinin yarısı oranında kredi limiti tanımlamakta olduklarını, cebri icra aracılığıyla gayrimenkuller satışa çıkarıldığında genellikle ikinci ihalede ve değerinin yaklaşık yarısı tutarında bir bedelle satılmakta olduğunu, ancak davacı bankanın teminata konu taşınmazın piyasa değerlerinin neredeyse aynı miktarınca kredi kullandırdığını, dava konusu olayda kredi teminatı olarak piyasa değerinin toplamı 260.000,00-TL olan iki ayrı taşınmaza ipotek konulduğunu, ancak davacı bankanın 130.000,00-TL’ye kadar kredi vermesi gerekirken, 356.064,31-TL tutarında teminat tutarının da üzerinde kredi kullandırdığını, davacı tarafın ayrıca teminat almadan ipotekleri fek ettiğini, kredi borçlusunun ödemelerini zamanında yapamadığı açıkça ortaya çıkmışken ipotek fekkinin hiçbir mantıklı izahının olmadığını, zararın meydana gelmesinde kusurun davacı bankaya ait olduğunu, ancak buna rağmen müvekkili şirketin de müterafik kusurlu olduğuna kanaat getirilir ise, sigorta poliçeleri ile genel sigorta şartları ve özel hükümler birlikte değerlendirildiğinde, müvekkilinin sorumlu olacağı miktarın diğer davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmasının gerekeceğini belirterek, müvekkili şirket hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; dava konu raporların tarihleri itibariyle davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacının, davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını ve harca esas değer olarak 50.000,00-TL gösterdiğini, oysa ki davacı şirketin ihtarname göndererek 503.115,77-TL’nin ödenmesini talep ettiğini açıkça belirttiğini, kısmi dava olarak müvekkili şirkete davanın yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu 5 adet gayrimenkulün değerinin belirlenmiş olduğunu, araştırmalar kapsamında ilgili tapu müdürlüğü ve belediyedeki resmi belge ve projelerin incelendiğini, 2011/… sayılı raporda projenin ilgili birimin izin vermemesi nedeniyle resmedilmediğinin belirtildiğini, 2011/… sayılı raporda ise diğer iki rapordakinin aksine projenin resmedildiğini belirtildiğini ve bir örneğinin dosyaya sunulduğunu, tüm bu veriler ışığında sigortalı şirket yetkililerini yanıltan usulsüzlüğün belediyedeki proje incelenmesi aşamasında yapıldığının tespit edildiğini, her iki çizim arasında farklar bulunduğu ve de 2011/… sayılı raporun içinde bulunan projenin muhataplarını iğfal etmek amacıyla hazırlandığının tespit edildiğini, ortada sigortalılarının yapmış olduğu mesleki bir hatanın söz konusu olmadığını, söz konusu yanlışlığa organize bir suç örgütünün neden olduğunu, iğfal için mizansene başvurulduğunu ve sahte belgeler kullanıldığını, sigortalısının hasarın meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığından, müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kredi dosyalarında müteselsil kefil bulunan gerçek ve tüzel kişilere herhangi bir yasal takip yapılıp yapılmadığının belirtilmediğini, dosyalarda tahsilat olması durumunda sebepsiz zenginleşmeye neden olmaması için ilgili tahsilatların gerçek zarardan mahsup edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hasarın oluşmasında davacı bankanın da müterafik kusuru bulunmakta olduğunu, davacı bankanın kredi verme aşamasında sadece ipotek verilen teminatları değerlendirmemekte olduğunu, müşterilerin ve de kefillerin kredi notları, ciroları, ileriye dönük iş yapma kapasitelerinin verilen teminatlarla birlikte değerlendirilmekte olduğunu, bunun yanında kredi kullanmak isteyen firmalar hakkında ilgili birimden teknik rapor da temin edilerek kredi konusunda nihai kararın verildiğini, bu aşamada sadece teminat hususundaki bir yanlışlığa atıf yapılarak tüm zararın müvekkili şirketten talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sigortalı ile akdedilen poliçede 30.000,00-TL tutarında muafiyet klozu bulunmakta olduğunu, davacı banka için 3 değerlendirme raporu hazırlandığından 90.000,00-TL tutarın, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hükmedilecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Dava dosyası öncelikle 50.000,00-TL esas değer üzerinden açılmış, yargılamaya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tekli hakimi tarafından ve 2014/… esas sayılı dosyası üzerinden başlanmış, mahkemenin faaliyetinin sona ermesi neticesinde dosya, mahkememizin …/… esas sırasına kaydedilmiş, mahkememizin 19/04/2017 tarihli, 2014/… esas ve 2017/… karar sayılı kararı ile; “Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere(sigorta şirketi davalının sigorta limitleri dahilinde tahsilde tekerrür olmamak şartıyla), 50.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili…”ne karar verilmiş, verilen kararın davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 01/10/2020 tarih ve 2020/16 E., 2020/43 K. sayılı ilamı ile; “…Davacının müterafik kusuru yönünden hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda yapılan değerlendirmede; bankacılık uygulaması göz önüne alındığında, bir firmaya salt teminat koşulunu karşıladığı için kredi tahsisinin hatalı olduğu, müşterinin kredibilitesinin de araştırılması gerektiği, böyle bir araştırma yapıldığına dair dosyaya yansımış bilgi ve belge bulunmadığı, bankanın kredi tahsis sürecinde genel kabul görmüş ilkeler doğrultusunda haraket ettiği düşünülse bile teminat alımı sürecinde davalı eksper tarafından değerlemesi yapılan gayrimenkuller üzerinde ipotek tesis ederken gayrimenkullerin teminat olma vasfını taşıyıp taşımadığı, satış kabiliyeti ve son kertede aciliyet durumunda edecek satış değeri üzerinden % 25 ila 50 oranında bir marj uygulması gerekirken tüm bunları yapmayarak basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, özen yükümlülüğüne uymadığı bu nedenle oluşan zararda davacı bankaya % 50 oranında kusur atfedilmiş ise de; bu kusur takdirine götüren ve davacının yapması gerekip de yapmadığı veya yapmaması gerekip de yaptığı, kusurunu oluşturan eylemlerinin ne olduğu, her bir eylem için öngörülen kusur oranın ne olduğu ve bunların hangi bankacılık mevzuatı, teamülleri veya davacının iç işleyiş mevzuatının hangisine isabet ettiği raporda açıkça belirtilmeden, soyut 5K kuralından bahsedilerek ve kredi verilen, karşılığında ipotek alınan borçluların hangi durumlarının davacı tarafça dikkate alınmadığına ilişkin raporda bir açıklık ve bir inceleme yapılmadan % 50 kusur takdiri ve bu takdire dayalı mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Öte yandan davalı eksperin, değerleme raporlarında gerçeğe aykırı bir değer takdiri yapılması ya da değeri etkileyecek bir bilginin verilmemesinden ötürü doğacak zararlar nedeniyle üçüncü şahıslar tarafından kendisine karşı ileri sürülebilecek tazminat taleplerin sonuçlarına karşı davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde mesleki sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçenin olay başına 250.000,00 TL ile sınırlı olduğu ve hasar başına 30.000,00-TL muafiyet düşüleceği kararlaştırıldığı ve mahkeme kararında bilirkişi raporu göz önüne alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak davalı sigorta şirketi yönünden davanın neden kabul edildiğine dair bir açıklama bulunmadığı gibi dosyada bulunan deliller de tartışılarak değerlendirilmemiştir. Diğer bir deyişle sigorta poliçe hükümlerine dayanılarak mı karar verildiği gerekçede belirtilmemiştir. Dolayısıyla sabit olan vakıalarla, bunlardan çıkan sonuç ve hukuki sebeplerin yer almadığı ve kararın denetlenebilir olmadığı görülmektedir. Bu nedenle sigorta şirketi yönünden kararın HMK’nın 297 ve Anayasanın 141. maddesi gereğince gerekçe içermediği açık ve tartışmasızdır……
Sonuç olarak; davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun HMK 355 maddesi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, Anayasa’nın 141/3 ve HMK’nın 297/2. maddeleri dikkate alınarak, kusur yönünden belirtilen eksik hususlar doğrultusunda dairemiz kararına uygun şekilde bilirkişiden rapor alınarak yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine iadesine” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmesi üzerine dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedilmiş, mahkememiz dosyası kapsamında düzenlenen 13/02/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporuyla oluşan zarar tutarının rehin açığı belgesi ve semersizlik belgesi kapsamında 722.503,01-TL olarak tespit edilmesi neticesinde, davacı vekilinin 12/04/2022 havale tarihli dilekçesi ile dava değerini 672.503,01-TL arttırarak 722.503,01-TL’ye yükseltmesi ve 12.000,00-TL tamamlama harcını ikmal etmesi üzerine, mahkememizin 19/04/2022 tarihli celsesinde dosyanın, harcı ikmal edilen miktar itibariyle heyet sınırına girdiğinden heyete alınmasına karar verilmesi üzerine yargılamaya mahkememiz heyetince devam olunmuştur.
Dava, davacı banka ile davalı gayrimenkul değerleme şirketi arasında akdedilen gayrimenkul değerleme hizmet sözleşmesine istinaden kusurlu hizmet verildiğinden bahisle, uğranılan zararın davalılar gayrimenkul değerleme şirketi ile sigortacısı şirketten tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davacı banka ile davalı gayrimenkul değerleme şirketi arasında akdedilen 09/04/2010 tarihli gayrimenkul değerleme raporu düzenleme esaslarına ilişkin sözleşme, davalı şirketler arasında akdedilen mesleki sorumluluk sigortası poliçeleri, davalı gayrimenkul değerleme şirketi tarafından hazırlanan T.F.-11.10-320, T.F.-01.11-045 ve T.F.-03.11-144 rapor numaralı ekspertiz raporları, tapu kayıtları, davacı bankanın teftiş kurulu başkanlığının 08/03/2012 tarihli Maltepe şubesi inceleme raporu, … Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosya, …. İcra Müdürlüğü’ne ait … ve … esas sayılı dosyalar, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları, … 3. Noterliği’nin 06/03/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 3. Noterliği’nin 15/02/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … 9. Noterliği’nin 05/06/2012 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi, 20/10/2010 ve 29/12/2010 tarihli genel kredi sözleşmeleri ile ekleri, kredi hesap ekstreleri, irsaliyeli faturalar, faturalar, kredi tahsilat planları, maliyet analizleri, finansman desteği talep formları, taahhütnameler, sipariş formları ve hesap kat ihtarnameleri mahkememiz dosyası arasına alınmış, bankacılık işlemleri uzmanı ve mali müşavir bilirkişiden oluşan 2 kişilik bilirkişi heyetinden rapor, bankacılık işlemleri uzmanı bilirkişinin yanına gayrimenkul değerleme uzmanı ve inşaat mühendisi dahil edilerek 3 kişilik bilirkişi heyetinden ek rapor, gayrimenkul değerleme uzmanı, bankacılık işlemleri uzmanı ve özel hukuk öğretim üyesinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor ve ek rapor, mali müşavir, bankalar yeminli başmurakıbı ve sigorta mevzuatı öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı … Anonim Şirketi tarafından 25/10/2011 tarihinde, 29.12 2010 tarihli ve 4.000.000,00-TL limitli çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi, … 3. Noterliği’nin 04/10/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi, 27/01/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ipotek belgesi ve 14/04/2011 tarihli ve … yevmiye numaralı ipotek belgesine istinaden borçlular … …, … aleyhine 451.125,06-TL asıl alacak ve 3.909,75-TL mahrum kalınan kâr payı olmak üzere toplam 455.034,81-TL alacak ve toplam alacağın icra harç, masraf, vekalet ücreti, asıl alacağa işleyecek yıllık %15,60 mahrum kalınan kâr payı ile, tahsilde tekerrür olmamak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve kısmi ödemelerin mkkp ve ferilerine sayılacağı kaydıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, talimat yoluyla … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile taşınmazlara ait toplam değerin 135.000,00-TL olarak tespit edildiği, taşınmazların 58.950,00-TL bedelle satışının yapıldığı, 24/05/2013 tarihinde düzenlenen rehin açığı belgesi ile geriye kalan alacak miktarının 547.264,82-TL olduğu tespit edilmiştir.
… Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı … Anonim Şirketi tarafından 16/04/2012 tarihinde, 20/10/2010 tarihli ve 500.000,00-TL limitli çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi ve 20/10/2010 tanzim, 22/02/2012 vade tarihli ve 500.000,00-TL bedelli bonoya istinaden borçlular …, İlker … ve … aleyhine 170.693,43-TL asıl alacak ve 4.544,71-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 175.238,19-TL alacak ve toplam alacağın icra harç, masraf, vekalet ücreti ve faizi ile tahsilde tekerrür olmamak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak, kısmi ödemelerin faiz ve ferilerine sayılacağı kaydıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, talimat yoluyla … İcra Müdürlüğü’nün 2012/104 talimat sayılı dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile taşınmazlara ait toplam değerin 141.000,00-TL olarak tespit edildiği, 20/12/2013 tarihinde düzenlenen semersizlik belgesi ile borçlunun bilinen adreslerine yapılan icra işlemlerinin sonuçsuz kaldığı, ilgili y erlere yazılan haciz müzekkerelerinden araç ve gayrimenkul tespit edilemediği ve dosya konusu borçtan dolayı tahsilat sağlanamadığı tespit edilmiştir.
Mali müşavir …, bankalar yeminli başmurakıbı … ve sigorta hukuku öğretim üyesi …’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 04/04/2023 tarihli rapor ile; …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında … … yönünden meydana gelen 547.264,82-TL tutarındaki zarardan, tarafların kusur oranlarına göre sorumlu oldukları miktarların … yönünden 476.120,39-TL; … yönünden ise 220.000,00-TL olduğu, … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında … yönünden meydana gelen 175.238,20-TL tutarındaki zarardan, tarafların kusur oranlarına göre sorumlu oldukları miktarların … yönünden 162.971,53-TL; … yönünden ise 132.971,53-TL olduğu, davacı banka ile … arasında imzalanan 09/04/2010 tarihli gayrimenkul değerleme raporu düzenleme esaslarına ilişkin sözleşmenin 17. maddesine göre de, davalı …’nin, diğer davalı sigorta şirketinin karşılamadığı zararları ödemekle yükümlü olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre dava, davacı banka ile davalı gayrimenkul değerleme şirketi arasında akdedilen gayrimenkul değerleme hizmet sözleşmesine istinaden kusurlu hizmet verildiğinden bahisle, uğranılan zararın davalılar gayrimenkul değerleme şirketi ile sigortacısı şirketten tazmini istemine ilişkin bulunmaktadır. Davalı gayrimenkul değerleme şirketi, davacı bankanın 25/10/2011 tarihinde, 29.12 2010 tarihli ve 4.000.000,00-TL limitli çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı … … ile 20/10/2010 tarihli ve 500.000,00-TL limitli çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesi uyarınca …-… Tasarım firmasına verdiği krediye teminat oluşturmak üzere ipotek koyduğu taşınmazların, gerçek değerinin tespiti için gayrimenkul değerleme raporu düzenlemiş olup, davacı taraf, davalının düzenlediği raporun gerçeğe aykırı olduğunu belirterek uğradığı zararın tazmini için eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında düzenlenen 09/04/2010 tarihli gayrimenkul değerleme raporu düzenleme esaslarına ilişkin sözleşmede, davacı bankanın ekspertiz hizmeti satın alan, davalı şirketin ekspertiz hizmeti veren olduğu, sözleşmesinin 1. maddesinde sözleşme konusunun, banka tarafından incelenmesi talep edilen tüm gayrimenkullerin ekspertiz raporlarının hazırlanması işi olduğu, 9. maddesinde; eksper, yanında istihdam ettiği kişiler ve iş yaptığı kurum ve kişiler de dahil olmak üzere ekspertize konu gayrimenkulün hatalı değer ve yer tespiti nedeniyle oluşan bankanın zararını ödemeyi gayrikabili rücu olarak kabul ve taahhüt ettiği, 17. maddesinde eksperin bu sözleşme çerçevesinde, üstlenmiş olduğu iş ve işlemlerin yürütülmesi sırasında bankanın doğabilecek zararlarını teminen mesleki sorumluluk sigortası yaptırmayı, işbu sözleşmeden kaynaklanan zararları bankanın, mesleki sorumluluk sigortası kapsamında ilgili sigorta şirketinden talep edebileceğini, eksperin, sigortanın karşılamadığı zararları, bankanın ilk talebinde mahkeme kararına hacet kalmaksızın nakten ve defaten ödeyeceğini taahhüt ettiği görülmüştür. Davalı gayrimenkul değerleme şirketinin, değerleme raporlarında gerçeğe aykırı bir değer takdiri yapılması ya da değeri etkileyecek bir bilginin verilmemesinden ötürü doğacak zararlar nedeniyle üçüncü şahıslar tarafından kendisine karşı ileri sürülebilecek tazminat taleplerin sonuçlarına karşı davalı sigorta şirketi nezdinde mesleki sorumluluk sigorta poliçesi düzenlendiği, poliçenin 23/03/2010-23/03/2011 tarihlerini kapsadığı, poliçe teminat bedelinin olay başına 250.000,00-TL limitle sınırlı olmak üzere toplam 2.500.000,00-TL olduğu, hasar başına 30.000,00-TL muafiyet düşüleceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında, alacaklı … Anonim Şirketi tarafından 25/10/2011 tarihinde, 29/12/2010 tarihli ve 4.000.000,00-TL limitli çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesine istinaden borçlular … …, … aleyhine 451.125,06-TL asıl alacak ve 3.909,75-TL mahrum kalınan kâr payı olmak üzere toplam 455.034,81-TL alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, talimat yoluyla … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile taşınmazlara ait toplam değerin 135.000,00-TL olarak tespit edildiği, taşınmazların 58.950,00-TL bedelle satışının yapıldığı, 24/05/2013 tarihinde düzenlenen rehin açığı belgesi ile geriye kalan alacak miktarının 547.264,82-TL olduğu tespit edilmiştir. … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında, alacaklı … Anonim Şirketi tarafından 16/04/2012 tarihinde, 20/10/2010 tarihli ve 500.000,00-TL limitli çerçeve niteliğinde genel kredi sözleşmesine istinaden borçlular …, İlker … ve … aleyhine 170.693,43-TL asıl alacak ve 4.544,71-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 175.238,19-TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, talimat yoluyla … İcra Müdürlüğü’nün 2012/104 talimat sayılı dosyası kapsamında temin edilen bilirkişi raporu ile taşınmazlara ait toplam değerin 141.000,00-TL olarak tespit edildiği, 20/12/2013 tarihinde düzenlenen semersizlik belgesi ile borçlunun bilinen adreslerine yapılan icra işlemlerinin sonuçsuz kaldığı, ilgili yerlere yazılan haciz müzekkerelerinden araç ve gayrimenkul tespit edilemediği ve dosya konusu borçtan dolayı tahsilat sağlanamadığı ve 175.238,19-TL alacak için 20/12/2013 tarihli semeresizlik belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. Davalı … tarafından düzenlenen 03/11/2010, 19/01/2011 ve 29/03/2011 tarihli ekspertiz raporlarında davacı banka tarafından verilen krediye teminat olarak alınan gayrimenkullerin rayiç değerlerinin tespiti ile ilgili olarak düzenlenmiş bulunan raporlarda, her bir bağımsız bölüm ile ilgili olarak inşaatın yapılmış olduğu varsayımına göre değerleme yapıldığı, hatta bazı dairelerde de fiili gerçekleşme oranı tespit edilerek, dairenin halihazırdaki değeri ile bitirilmesi durumunda daire değerinin ulaşacağı rayiç değer ayrı ayrı yazılmak suretiyle gösterildiği, ekspertiz raporlarında “D” ve “E” Blok inşaatlarında bulunan bağımsız bölümlerin inşaat ruhsatının alınmasından sonra tapuda tesis edilmiş olan kat irtifakı tapularına göre yerinde bağımsız bölüm mevcutmuş gibi değerlendirme yapıldığı ve değer tespit edildiği anlaşılmıştır. Somut olayda değerlendirilmesi gereken husus, davacının kredi alacağının asıl sorumlusu kredi borçlusu olduğu dikkate alınarak davacı zararının, davalı yönüyle kredi alacağının kredi borçlusundan tahsil olanağının kalmaması halinde doğup doğmadığıdır. Taraflar arasındaki 09/04/210 tarihli gayrimenkul değerleme sözleşmesinin 9. maddesi gereğince davalı şirket, davacı bankanın ekspertize konu gayrimenkulün hatalı değer ve yer tespiti nedeniyle oluşan zararını ödemekle yükümlüdür. O halde davacının somut olay sebebiyle talep edebileceği zarar miktarı, kredi alacağı bulunması, kredi borçlularından tahsil edilememesi ve alacak miktarını geçmemesi kaydıyla, taşınmazın değerleme tarihindeki gerçek değeri ile davalının belirlediği bedel arasındaki fark kadar olacaktır. Dava dışı … Metal İnşaat Tic. Paz. Ltd. Şti.’nin kullanmış olduğu kredilere teminat olmak üzere ipotek tesis edilen …. ili … ilçesi …’nde bulunan 61 parsel sayılı kat irtifakına ayrılan taşınmaz üzerindeki “D” Blok 11-13-15-16 ve E Blok 10-11-15-16-17 bağımsız bölümler için davalı eksper tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda toplam 1.060.000,00-TL olarak değer tespit edilmiştir. İcra daireleri marifetiyle yapılan kıymet takdiri raporunda D ve E blokların imalatına başlanmadığı, zeminde sadece A, B ve C blokların mevcut olduğu bu nedenle değerlendirmenin sadece arsa payı üzerinden yapılmış olup toplam 135.000,00-TL hesaplandığı aradaki farkın 925.000,00-TL olduğu, dava dışı …’nin kullanmış olduğu krediye teminat olmak üzere ipotek tesis edilen E Blok 8 ve 9 nolu bağımsız bölümler için davalı eksper tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda toplam 260.000,00-TL olarak değer tespit edildiği, icra daireleri marifetiyle yapılan kıymet takdiri aynı şekilde sadece arsa payı üzerinden yapılmış olup toplam 25.000,00-TL olarak hesaplandığı, aradaki farkın 235.000,00-TL olduğu, böylece tüm taşınmazların ekspertiz değeri ile kıymet takdir raporu arasındaki farkın 1.160.000,00-TL olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda davacının zararı 1.160.000,00-TL olarak hesaplanmış ise de zararın tazmini için …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan takipte bakiye alacak için dava tarihinden önce düzenlenmiş 547.264,82-TL tutarında rehin açığı belgesi, … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ise dava tarihinden önce düzenlenmiş 175.238,20-TL semeresizlik belgesi dikkate alındığında, davacının toplam zararının 722.503,02-TL olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda dikkate alınması gerekli hususlarda biri de, davacı bankanın müterafik kusuru, yani, davacı bankanın meydana gelen zararda kendisin de kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise ne oranda olduğudur. Bu kapsamda Mahkememizce bilirkişi heyetinden 04/04/2023 tarihli rapor temin edilmiştir. Söz konusu rapordaki tespitler de dikkate alındığında, davacı bankanın kredi talebini incelemesi ve neticede talep edilen krediyi verip vermeme veya verilebilecek kredi tutarını tespit etmek (veya olası riskleri ortaya koyabilmek) için değerlendirme yapması gerekmekte olup; bu değerlendirme kapsamında davacı bankanın yapması gereken işlemlerin; 1) Hesap durumunun tespitine yönelik gerekli belgelerin alınması (Son üç yıla ait Vergi Levhası, Bilanço ve gelir tablosu kayıtları, Kar/zarar durumu, İşletme sermayesi, Özvarlık durumu, Firma ortakları, (varsa) grup firmalarını tanıtıcı bilgiler, broşürler, faaliyet raporları, kapasite raporları, Şirkete ve ortaklara ait gayrimenkul ve taşıt bilgileri, Ticaret sicil belgesi, İmza sirküleri, Şirket ana sözleşmesi, vs.), 2) Piyasadan bilgi toplanması (istihbarat), (İş konusundaki yeterliliği, İş ahlakı ve karakteri, Taşınır, taşınmaz mal varlığı-ekspertiz raporları-, Diğer bankalarda olan ilişkisi gibi), 3) Kredi değerlerinin hesaplanması, (firmaların düzenleyerek bankaya verdikleri hesap durumuna ait belgelerdeki (bilanço, gelir tablosu, nakit akışı tablosu gibi) sayısal verilerden yararlanılarak hesaplanan ve firmanın hangi tutarda bir krediyi kaldırabileceğine ilişkin rapor), 4) Kredinin açılması için gerekli belgeler düzenlenmesi, alınacak teminat varsa alınması ve bankayla müşteri (varsa kefiller) arasında Genel Kredi Sözleşmesi’nin imzalanması olduğu, davacının davadışı borçlulara kullandırdığı krediler kapsamında; yukarıdaki ilk 3 işlem kapsamındaki (gerekli olan belgelerin temini, istihbarat – mali analiz çalışmaları ve kredi değerlerinin hesaplanması raporunun düzenlenmesi) yükümlülüklerini yerine getirmesine ilişkin belgelerin tamamı dosyaya sunulmadığı, davacı bankanın, davaya konu kredilerin tahsis sürecinde, söz konusu taşınmazlar üzerine, davalı … …A. Ş. tarafından tanzim edilen ekspertiz raporundaki değerleme tutarlarına göre, marj uygulamadan ipotek tesis ettiği, davadışı borçlulara kullandırılan kredi tutarları ile davalı … …A.Ş. tarafından tanzim edilen ekspertiz raporundaki değerleme tutarları karşılaştırıldığında; davadışı borçlu … firmasına kullandırılan kredinin toplam 307.017,56-TL olduğu; alınan teminat tutarının ise ekspertiz raporunda 600.000,00-TL tespit edildiği, dolayısıyla fiili olarak kullandırılan kredinin, ekspertiz raporunda tespit edilen taşınmazların değerinin yaklaşık % 51’ine tekabül ettiği, davadışı borçlu … Metal İnş. Tic. Paz. Ltd. Şti.’ne kullandırılan kredinin toplam 600.000,00-TL olduğu; alınan teminat (ipotek) tutarının ise ekspertiz raporunda 1.060.000,00-TL olarak tespit edildiği; dolayısıyla fiili olarak kullandırılan kredinin, ekspertiz raporunda tespit edilen taşınmazların değerinin yaklaşık % 57’ine tekabül ettiği, dolayısıyla, davacı bankanın, davadışı borçlulara tahsis ettiği kredi limitlerinin tamamını kullandırmadığı, davaya konu ekspertiz raporundaki taşınmazların değerinin ortalama/yaklaşık % 55’i oranında fiili kredi kullandırdığı, davacı bankanın, davadışı borçlulara kullandırdığı kredi tutarları (fiilen kullandırılan krediler) itibariyle, bankanın zararının artmasına sebebiyet verici ayrıca bir işleminin olmadığı; ekspertiz raporundaki değerlemenin doğru yapılmış olması ihtimalinde de işbu krediler nedeniyle meydana gelen zararını büyük oranda karşılayabileceği, firmalara kredi limiti tahsis edilmesinin, tahsis edilen limitin tamamının kullandırılacağı anlamına gelmediği, tahsis edilen kredi limitlerini kullandırıp kullandırmamanın bankanın inisiyatifinde olduğu, davacı banka da davadışı borçlulara tahsis edilen kredi limitlerinin tamamını kullandırmadığı, davacı banka tarafından, davadışı borçlular … Metal İnş. Tic. Paz. Ltd. Şti., … ve … aleyhine 25/10/2011 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı Dosyası ile başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde de; takibe konu taşınmazlar için icra dosyasındaki değerleme raporları ile takdir edilen değerin 135.000,00-TL (her bir arsa payı için 15.000-TL x 9’dan toplam değer) olduğu; satış tutarının ise 58.950-TL olduğu, dolayısıyla 58.950,00-TL tutarındaki satış tutarının, değerleme raporu ile tespit edilen toplam 135.000,00-TL tutarındaki taşınmazların değerinin yaklaşık % 44’üne tekabül ettiği, tekabül ettiği, bu kapsamda, davaya konu ekspertiz raporunun doğru olması halinde, davadışı borçlu …’ye fiili olarak kullandırılan toplam kredinin (307.017,56-TL) ekspertiz raporunda tespit edilen taşınmazların değeri (600.000,00-TL) yaklaşık % 51’i olduğu ve işbu taşınmazların ekspertiz raporu ile tespit edilen değerinin (600.000,00-TL’nin) % 44’üne satılması halinde davacı bankanın zararının % 07 (% 44 satış fiyatı – % 51 kullanılan kredi miktarı = % 7) olacağı, davadışı borçlu … Metal İnş. Tic. Paz. Ltd. Şti.’ne fiili olarak kullandırılan toplam kredinin (600.000,00-TL) ekspertiz raporunda tespit edilen taşınmazların değerinin (1.060.000,00-TL) yaklaşık % 57’si olduğu ve işbu taşınmazların ekspertiz raporu ile tespit edilen değerinin (1.060.000,00-TL’nin) %e 44’üne satılması halinde davacı bankanın zararının % 13 (% 44 satış fiyatı – % 57 kullanılan kredi miktarı = % 13) olacağı anlaşılmaktadır. Yine, bankacılık uygulamasında gayrimenkuller üzerinde ipotek tesisi ile teminat alınmış olsa dahi, bankacılık usul ve teamüllerinin gerektirdiği diğer uygulamaların da gözetilmesi zarureti karşısında ipotek ile alacağın tamamen güvence altına alındığını göstermediği açık olup, davacı bankanın verdiği kredinin ödenmemesi halinde zararını en aza indirgemek (talep edilen krediyi verip vermeme veya verilebilecek kredi tutarını tespit etmek veya olası riskleri ortaya koyabilmek) için teminat olarak gösterilen gayrimenkullerin ekspertiz tarafından incelenmesi haricinde ayrıca yapması gereken değerlendirmeleri hangi oranda yaptığı tespit dosyadan edilememekle birlikte, davaya konu ekspertiz raporunun doğru olması halinde davacı bankanın zararının davadışı borçlu … yönünden % 7; davadışı borçlu … Metal İnş. Tic. Paz. Ltd. Şti. yönünden % 13 olacağından; davaya konu ekspertiz raporunun davacı bankanın zararına neden olacak şekilde hatalı değerlemesinden dolayı oluşan zarardan, davadışı borçlu … yönünden davacı bankanın kusurunun % 7 ve davalı … Değerleme A.Ş.’nin kusurunun ise % 93 olarak kabul edilmesi gerektiği; davadışı borçlu … Metal İnş. Tic. Paz. Ltd. Şti. yönünden ise davacı bankanın kusurunun % 13 ve davalı … Değerleme …A.Ş.’nin kusurunun ise % 87 olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Ayrıca davalı sigorta şirketi ile diğer davalı … …A.Ş. Arasında düzenlenen “Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi”nin 1. maddesi kapsamında, davaya konu zarardan davalı sigorta şirketinin poliçede belirtilen teminat limiti kadar sorumluluğu bulunmaktadır. Davalı sigortalı … Değerleme …A.Ş. tarafından, davacı banka için 3 ayrı ekspertiz raporu düzenlenmişse de “Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi” nin 3. Maddesi kapsamında, “Aynı zarara yol açan birden fazla eylem veya kaçınma”nın tek bir olay olarak kabul edilmesi gerekmektedir; huzurdaki davada da davadışı borçlular 2 ayrı firma olduğundan; tazminat talebine yol açan halin de 2 ayrı olay olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda da her bir borçlu firma yönünden 30.000’er TL muafiyet uygulanması gerekmektedir. Davacı banka ile davalı … … A.Ş. arasında düzenlenen 09/04/2010 tarihli Gayrimenkul Değerleme Raporu Düzenleme Esaslarına İlişkin Sözleşme’nin 17. maddesine göre de, davalı … …A.Ş.’, diğer davalı sigorta şirketinin karşılamadığı zararları ödemekle yükümlü olacaktır. Buna göre, davacı bankanın dava dışı iki ayrı firmaya kullandırılan krediler nedeniyle müterafik kusuru, davalı ….A. Ş.’nin kusuru, davalı sigorta şirketinin teminat limitleri ve olay başı muafiyet tutarı ve 09/04/2010 tarihli sözleşmenin 17. Maddesi gereğince davalı ….A. Ş.’nin, diğer davalı sigorta şirketinin karşılamadığı zararları ödemekle yükümlü olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı bankanın talep edebileceği toplam zararın 639.091,92-TL olduğu, bu zararın 352.971,53-TL’sini davalı sigorta şirketinden, kalan 286.120,39-TL’sini davalı ….A. Ş.’den talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Davacı tarafın, dava tarihinden önce davalıları temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyada bir delil bulunmadığından, tahsiline karar verilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 639.091,92-TL alacağın 352.971,53-TL’sinin davalı … A. Ş.’den, 286.120,39-TL’sinin davalı … … A. Ş.’den, dava tarihi olan 09/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Alınması gerekli 43.656,37-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından yatırılan 853,90-TL peşin harç ve 12.000,00-TL tamamlama harcı olmak üzere 12.853,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 30.802,47‬-TLharcın 17.012,25-TL’sinin davalı …’nden; 13.790,22‬-TL’sinin davalı …’nden alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafça yatırılan 12.853,90-TL harcın 7.099,23-TL’sinin davalı …’nden; 5.754,67‬-TL’sinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma harcı, 3,80-TL vekalet harcı, 12.900,00-TL bilirkişi ücreti ve 682,30-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 13.611,6‬0‬-TL yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 6.649,81-TL’sinin davalı …’nden; 5.390,36‬-TL’sinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine; kalan kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … tarafından yapılan 75,00-TL’den ibaret yargılama giderinin, davanın kabul-ret oranına göre hesap edilen 36,64-TL’sinin davalı …’nden; 8,66-TL’sinin davacı taraftan alınarak davalı …’ne verilmesine; kalan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince davanın kabul edilen kısmı üzerinden belirlenen 88.300,11-TL vekâlet ücretinin 48.768,29-TL’sinin davalı …’nden; 39.531,82‬‬-TL’sinin davalı …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince davanın reddedilen kısmı üzerinden belirlenen 13.345,77-TL vekâlet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı … tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/07/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır