Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/674 E. 2021/889 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/674
KARAR NO:2021/889

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:24/09/2020
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil, dava dilekçesi ile; 10/11/1996 tarihi ile 21/09/1997 tarihleri arasında çalıştığı … Şirketi’nin çalıştığı döneme ait sigorta primini yatırmadığını, bununla ilgili … 18. İş Mahkemesi’nde … esas sayılı dosya ile çalıştığı sürenin tespiti davası açıldığını fakat firmanın faaliyetine 07/07/2014 tarihinde son verdiğinden şirkete tebligat yapılamadığından 6100 sayılı HMK’nun 52. ve 54. maddelerin hükmünün yerine getirilmesine gerek kalmaksızın şirketin ihyası gerektiğini belirterek 07/07/2014 tarihinde re’sen terkin olunan … Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; ticaret sicili müdürlüğünün, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirerek sonuca bağladığını, yargı mercii gibi hareket edemeyeceğini, sicil müdürünün tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu, tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelediğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiğini, aksi halde gerekçe göstererek tescil talebinin reddedildiğini, müvekkili kurumun re’sen terkin işlemininin, 6102 sayılı kanunun Geçici 7. maddesi kapsamında olduğunu ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, ticaret sicili müdürlüğüne … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Şirketi’nin dosyasında yapılan incelemede, sermayesinin yasal tutarın altında olduğu hususunun belirlenmesinin ardından re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 07.07.2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri ticaret sicil müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, müvekkili kurumca bu hususun tespit edilmesinin mümkün olmadığından buna ilişkin yazılı beyanı ticaret sicili müdürlüğüne vermesi gerektiğini, müvekkili ticaret sicili müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu, ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirketin yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili kurumun mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkili kurumun yasal hasım konumunda bulunduğunu ve dolayısıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, tüm bu nedenlerle müvekkili kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İş bu dava, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarihli, … esas ve … karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize tevzi olmuştur.
Dava, dava dışı … Şirketi’nin ihyası talebine ilişkin bulunmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, ihyası talep olunan … Şirketi’nin … Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bulunduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden celp edilen sicil dosyasından; 6103 sayılı kanunun 20. Maddesi gereği sermaye arttırımı yapılmaması sebebiyle şirketin, 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesine göre re’sen terkin edildiği hususunun 07/07/2014 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
…’nün 19/06/2020 tarihli ve … sayılı yazısından; davacının 01/03/1997 tarihli ilk işe giriş bildirgesinde kayıtlı olan … Şirketi’ne ait 1997/1. dönem bordorsunun şubelerine verilmediğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
6762 Sayılı TTK ve 6102 sayılı TTK’da yer alan bu konudaki düzenlemelere bakıldığında; 6762 Sayılı TTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza terkin işlemi ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543.maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır.
Yine dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve 6762 Sayılı TTK’da doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. Maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıdırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547.madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547. maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılmış olması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Tüm bu nedenlerle dava dışı … Şirketi’nin tasfiyesinin sona erdiği hususu tescil edildiğinden ticaret sicil kaydının terkinine karar verilmişse de, söz konusu şirket hakkında … 18. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile devam etmekte olan sosyal güvenlik hukuku ile ilgili tespit davası bulunduğu, mahkemenin 19/06/2020 tarihli celsesinde davacıya ihya davası açmak için yetki ve süre verildiği göz önünde bulundurularak, 6102 Sayılı TTK’nun 547. maddesi gereğince bu halin şirketin ihyası için elzem bir neden olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı … Müdürlüğü yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile; … Müdürlüğüne … sicil nosuyla kayıtlı iken; TTK Geçici 7. maddesi uyarınca re’sen sicilden terkin edilen … Şirketi’nin … 18. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ve müteakip işlemleri yönünden İHYASINA,
2-Kararın … Ticaret Siciline tesciline ve ilanına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan, peşin alınan 54,40TL’nin mahsubu ile alınması gereken 4,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avanslarından artan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asilin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye ..
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır