Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/662 E. 2021/153 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/662 Esas
KARAR NO:2021/153

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:20/02/2015
KARAR TARİHİ:02/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın 01/11/2013 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesinde müvekkilinin beden gücü kaybına uğradığını, müvekkilinin … plakalı aracı kullandığını ve kusuru bulunmadığını ve davalı sigorta şirketinin bila tarihli eksik ödeme yaptığını, davalı sigorta şirketi tarafından yapılmış olan hesaplamada dikkate alınan kriterlerin hatalı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı dönemdeki gelirinin ve maluliyet oranının eksik ve hatalı olarak tespit edildiği, öncelikle müvekkilinin adli tıp kurumuna sevki ile sağlık durumuna ilişkin rapor alınması istendiği, KTK kapsamında davalı sigorta şirketin, aracın vermiş olduğu zarar nedeniyle müştereken ve müteselsilen zararın tamamından sorumluluğu bulunduğu, … A.Ş nezdinde açılan … plakalı araca ait sigorta … poliçe dosyasının celbi talep edilmiştir. Sigorta şirketince ödenen miktarın yetersiz olduğu saptanmışsa ibranemenin iptali için ayrıca dava açılmasına gerek kalmadan ödenen miktar düşüldükten sonra bakiyesine ögre karar verilmesi, 21/07/1977 doğumlu davalı…’ın geçirdiği kaza nedeniyle beden gücü kayıp oranı %13 olarak belirlendiği ve bu oranın davalı şirket tarafından kabul edilerek ödeme yapıldığı, ancak beden gücü kaybının hatalı olduğu, Yargıtay Kararları uyarınca PMF 1931 tablosu kullanılarak hesaplama yapılması, kusur durumunda ihtilaf bulunmaması nedeniyle dosyanın tazminat bilirkişisine gönderilmesi, beden gücü kayıp oranına göre hesaplama yapılmasının gerektiği, müvekkilinin araçta yolcu olarak bulunmasından dolayı kusurunun olmadığı 6098 Sayılı Borçlar Kanunu 76.maddesi uyarınca tespit edilecek tutarın davacıya ödenmesi, tazminat hesabı yapılırken davacının gelir durumunun tespit edilmesi, müvekkilinin işçi olarak çalıştığı, ayrıca çiftçilikten geliri olduğu, gelir durumu hesabında söz konusu gelirlerin de dikkate alınması gerektiği, hesaplanacak tazminatın 6100 Sayılı Kanunun 107. Maddesine göre temerrüt tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte yargılama ve avukatlık giderlerinin davalı sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiği belirtilerek, davalı sigorta şirketinden hasar dosyası ve poliçe örneiğinin istenmesi, zirai gelirin tespit edilmesi, … … Cumhuriyet Savcılığından … soruşturma ve …karar nolu dosyanın istenmesi, Adli Tıp Kurumundan sağlık raporu istenmesine, Borçlar Kanunu 76. Maddesi uyarınca yada TTK 1427/2 uyarınca avans ödenmesine karar verilmesi, müvekkilinde oluşan Cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle sürekli ve geçiçi maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla 500,00TL belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte yargılama giderleri ve avukatlık ücretleriyle birlikte tahsil edilmesi vekalten talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davacı vekili cevap dilekçesinde; Dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın 09/07/2013-2014 tarihleri arasında … no ile poliçe düzenlendiği, bedeni zararlarda 250.000,00TL ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup, manevi tazminatın kapsam dışı olduğu … no ile hasar dosyası açıldığı, aktüer hesaplamalı kalmadığı, bakiye maluliyet miktarının 213.923,80TL kaldığı belirtilerek, sigortalının kusur oranının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevki, davaya konu olayla ilgili SGK tarafından davalıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiği, söz konusu kaza ile ilgili davadan önce davalı şirkete müracaat edildiği, buna istinaden davacıy, hesaplanan tazminatın, süresi içerisinde ödendiği, bu nedenle temerrütten bahsedilemeyeceği, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinin esas alınması gerektiği, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, uygulanacak faizin kanuni faiz olacağı, avans faizinin haksız ve mesnetsiz olduğu ve reddinin gerektiği, bu nedenle müvekkil şirkete dava açılmasının sebepsiz olduğu yargılama ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacağı ifade edilerek, tüm delillerin toplanması ve Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkil şirkete sigortalı araçların kusurlu bulunması durumunda, maluliyetten kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının uzman kişilerce hesaplanması, SGK tarafından ödeme yapıldığının tespiti halinde tazminatta indirim yapılmasına, sigortalı aracın suçlu bulunması halinde sorumluluğğun yukarıda belirtilen çerçeve azami limit ile sınırlı olacağına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
01/11/2013 tarihinde davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası sebebiyle iş göremezlik zarar hesabı incelemesi ve değerlendirmesi sonucu;
Davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin 09/02/2015 tarihli olduğu, Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek zarardan indirildiği, davacının sürekli geçici iş göremezlik zararı olarak davacının talep edebileceği bakiye zararının 204.147,65 tl olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi Esas No: …/… ve Karar No: …/…. sayılı ilamında “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. ” içtihadına yer verilmiştir.
Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde ATK trafik ihtisas dairesi raporuna göre %80 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle davacıda meydana gelen maluliyet sonucu oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik maluliyetinin gerçek zarar olup tazmini gerekmesi ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 28/05/2018 tarihli … Esas … Karar sayılı kararı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf edilmiş, istinaf incelemesini yapan … BAM … Hukuk Dairesi 20/10/2020 tarihli …/… Esas …/… Karar sayılı kararı ile; “…Çalışma gücü kaybı zararının hesabında yaralanan veya malul olanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece hükme esas alınan 12/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda, ÇKS kayıtlarına göre davacının arazi ve hayvanlarına göre buna göre aylık gelirinin 9.583,08 TL (114.996,98 :12), asgari ücretin 11,3 katı olduğu değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır. Davacı gibi aylık net sabit geliri olmayan serbest olarak mesleki çalışma yapan, ticari işletmesi bulunan veya tarımsal faaliyet icra eden kişiler yönünden işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde yaralı ya da malul olan kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı göz önüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için davacının gelirinin daha net kriterle ortaya konulması gerekmekte olup, açıklanan hususlar göz önüne alınarak hakkaniyete uygun muhtemel bir gelirin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir (Aynı yönde Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2016/… E. 2019/… K.sayılı kararı).” gerekçesi ile mahkememiz kararını kaldırmıştır.
Davacı vekili UYAP üzerinden gönderdiği 06/01/2021 tarihli dilekçesi ile davalı şirket ile sulh olduklarını beyan ederek davadan vazgeçtiklerini bildirmiştir.
Davacı vekilinin bu beyanı kapsamında düzenlenen 03/02/2021 tarihli ara karar ile bu taleplerinin açıklanması istenilmiş, 25/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ettikleri bildirilmiştir. Davalı vekilince de, 17/02/2021 tarihli dilekçe ile, tarafların sulh olduğu, bu kapsamda davacı tarafın davadan feragat edeceği, davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı bildirilmiştir.
Davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olan davadan feragatin 6100 sayılı HMK’nun 307, 309 ve 311 maddeleri gereğince maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurması, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunması ve davanın da tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir uyuşmazlığa ilişkin olması nedeniyle davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesi gerekmiş, tarafların beyan ve talepleri de dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. maddesi dikkate alınarak, alınması gereken 39,53-TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 723,26-TL’ndan mahsubu ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde fazladan yatırılan 683,73-TL harcın davacı yana İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yanca talep edilmediğinden lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
6-Karar tarafların yokluğunda verilmiş olduğundan resen tebliğe çıkarılmasına,
Dair; tarafların yokluğunda, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza