Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/66 E. 2022/75 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/66 Esas
KARAR NO:2022/75

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/01/2020
KARAR TARİHİ:16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle : Davacının eşi … …’in uzun yıllardır reklam malzeme toptancılığı işiyle iştigal etttiğini, işlerini …’e ait “… … … …” unvanlı bir firma üzerinden ifa ettiğini, bu kapsamda ticari işleriyle ilgili her türlü kıymetli evrakın da işyerinde veya …ve …’in evinde bulunduğunu, mevcut iş yeri … ilçesi içerisinde bulunduğunu ve sadece İstanbul ili içerisinde toptan satış yaptığını, … …, bayram ziyareti amacıyla memleketi olan …’ye gittiğini, eşi …’in ise İstanbul’da annesinin yanında kaldığını, ….’de iken 16.08.2019 tarihinde … numaralı hattan arandığını, telefon eden kişinin “Evinde bulunan çekler şu an elimde bana 500.000 (Beşyüzbin TL) verirsen sana bu çekleri geri veririm” dediğini, … …’in ilk etapta kendisine inanmamış ise de, telefondaki şahsın “704.000 (Yediyüzdörtbin TL) lik çekin şu an benim elimde” dediğinde …çek veya çeklerin çalınmak suretiyle telefondaki faili meçhul şahısta olduğunu anladığını, bunun üzerine derhal İstanbul’da olan eşi … ve yeğeni … … ile irtibata geçtiğini, … ve … …’in kontrol amacıyla davacının evine gittiklerinde evde bulunan kasadaki çeklerin ve bir kısım paranın çalındığını gördüklerini ve derhal 155’i arayarak haber verdiklerini, bu olay nedeniyle … …’in … Şehit … Polis Merkezi Amirliğinde 17.08.2019 tarihinde ifade verdiğini ve kimliği meçhul şahıslardan şikayetçi olduğunu, kendilerince konuyla ilgili olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde şikayette bulunulduğunu, Soruşturma Numarasının … olduğunu, aynı savcılık nezdinde davacının verdiği karakol ifadesi nedeniyle de başka bir soruşturma dosyasının (…) açıldığını, gelinen nokta da her iki soruşturma dosyasının da aynı konuya ilişkin olduğundan, dosyalar birleştirilerek … Cumhuriyet Savcılığı’nın … Sor. Nolu dosyası üzerinden devam ettiğini, Savcılık makamı tarafından ilgili bankalara müzekkere yazılarak; çeklerin banka şubelerine ibraz edilmesi halinde çeki ibraz eden şüphelilerin derhal yakalanması için en yakın kolluk birimine haber verilmesi ve çekler hakkında hırsızlık iddiası söz konusu olduğundan buna ilişkin kaydın sisteme işlenmesi, çekler ibraz edildiğinde şüpheli bilgilerinin derhal Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmesinin talep edildiğini, çalınan çeklerin bir kısmının davacı … …’e bir kısmının ise … … … …’e ait olduğunu, bu kapsamda kendilerince …ve …’e (şahıs şirketi) vekaleten çeklerin iptali talepli olarak …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla dava ikame edildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.09.2019 tarihli tedbir kararıyla toplam çek bedeli olan 2.046.803,00-TL’nin %20’si olan 409.368,60TL teminat mukabili çeklerin ödemeden men edilmesine karar verdiğini, … Bankası … Şubesinden alınmış 23.09.2019 tarih ve … seri nolu 409.368,60TL bedelli teminat mektubu mezkur mahkeme kasasına sunulduğunu ve tedbir konusu çeklerle ilgili tedbir kararının ilgisi olan tüm bankalara elden takip ve teslimle iletildiğini, takibe konu edilen “… Bankası … Şubesi’ne ait 03.09.2019 vadeli (tahrif edilerek 03.11.2019 yapılmıştır) 15.236,90-TL bedelli … numaralı çek de dahil olmak üzere ödeme yasağı konulan çeklerin, çekleri çalan şahıs/şahıslar tarafından piyasaya dağıtıldığını, davacı takip alacaklısını tanımadığını, takibe konu çeki hiç kimsenin emrine cirolamadığını, davalı, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından verildiğini, 17.09.2019 tarihli ödemeden men tedbir kararına rağmen çeki tahsile koymak istediğini, … AŞ … … Şubesi çekteki tahrifat nedeniyle çek hakkında işlem yapmamış, çeki ödemediğini, ayrıca çekin üzerine çek hakkında … Cumhuriyet Savcılığı nezdinde soruşturma olduğuna dair de kaşe ve mühür vurulduğunu, dava konusu çek incelendiğinde 03.09.2019 olan vade tarihindeki “09” rakamının üzerinin çizilerek “11” yazıldığı ve yan tarafına paraf atıldığının görüldüğünü, bu şekilde çekin vade tarihinin 03.11.2019 olarak değiştirilmeye çalışıldığını, bankanın ise bu tahrifatı fark ederek çeki ödemediğini, çekteki tahrifata ilişkin haklarının saklı olduğunu, işbu dilekçe ekinde çekin tahrifat yapılmadan önceki orijinal halinin görüldüğünü, bu durumda tahrifatın çekin davacının elinden çalındıktan sonra 3. bir kişi (ciranta veya hamil) tarafından yapıldığının açık ve net bir şekilde anlaşıldığını, bilindiği üzere çek keşide edildiği yerde ödenecekse, ibraz süresinin 10 gün olduğunu, çekin keşide yerinin İstanbul olduğunu, gerçek vade tarihinin 03.09.2019 olduğu düşünüldüğünde ibraz süresinin geçtiğini, bu itibarla davalı yanın kötü niyetli bir şekilde çekte tahrifat yaparak vade tarihini 03.11.2019 olarak değiştirdiğini ve sonrasında çeki 04.11.2019 tarihinde bankaya ibraz ettiğini, ibraz tarihinin çekin arka yüzündeki … şerhinden anlaşıldığını, süresinde ibraz edilmeyen çekin kambiyo senedi özelliğini yitireceğinden hamilin (davalı) çekin ödenmemesi durumunda ortaya çıkacak olan hukuki süreçte ileri sürebileceği haklarını yitirdiğini, dolayısıyla İcra ve İflas Kanunu gereğince davalı ibraz süresi geçen çeke istinaden kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla işlem yapamayacağını, buna ek olarak, vade tarihindeki tahrifatın yanı sıra, takibe konu çekin üzerinde yer alan kaşe ve imzanın davacıya ait olmadığını, dolayısıyla kendilerince dava konusu çeke ilişkin icra takibindeki borcun tamamına faiz ve fer’ilerine de açıkça itiraz edildiğini, bu kapsamda yukarıda kısaca arz ve izah edilen nedenlerle; davalı yanca davacı aleyhinde başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra takibinin iptali talepli olarak …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı davasının açıldığını, açıkça görüldüğü üzere davalı yannın dava konusu çeki bankaya ibraz ettiğini ve bankanın savcılık kararı ve çekteki tahrifat nedeniyle çeki ödememesinin akabinde, çekin çalıntı olduğunu öğrendiği halde kötü niyetli bir şekilde çek borçluları aleyhinde icra takibi başlatttığını, davacının çek hamilinin davalı yan olduğunu açılan icra takibi ile birlikte öğrendiğini, gelinen aşamada huzurdaki davanın ikamesinin gereği hasıl olduğunu belirtmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle : Davacı, çekin hırsızlık sonucu elinden çıktığını belirterek, çalınan çekin TTK’nun 792. maddesine göre istirdadını talep ettiğini, çekin istirdadı başlıklı TTK 792.maddesinin ‘Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğunu’ hükme bağladığını, yani, kötüniyetin bulunması gereken zamanın çekin bankaya ibraz anı değil, çekin iktisap anı olduğunu, kanunun, kötüniyetin veya ağır kusurun iktisap tarihinde gerçekleşmesini aradığına göre, davacının, davalının çekinin iktisap tarihinde ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunu yani iktisap anında çekin çalıntı olduğunu bile bile bu çeki iktisap ettiğini yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduğunu, çekin ciro yoluyla geçmesi nedeniyle davalının çekin çalıntı olup olmadığı hususunda bir bilgisi olmadığını, davalının çekin çalıntı olduğunu ve savcılık tarafından el koyma kararının bulunduğunu çeki bankaya ibraz anında yani 05/11/2019 tarihinde öğrendiğini, bu nedenle de davalının iyi niyetli olduğunu, zaten, dava dilekçesi incelendiğinde davacının, davalının çeki iktisap tarihinde kötü niyetli olduğuna dair hiçbir delil ibraz etmediğini hatta bırakın delili bu yönde bir iddiasının da bulunmadığını, çek üzerinde tahrifat yapıldığı iddiasının ancak bir sahtecilik davasının ya da menfi tespit davasının konusu olabileceğini, davacının dava dilekçesinde borçlu bulunmadığının tespitine yönelik bir talebi bulunmadığını, kaldı ki davalının bir faktoring şirketi olduğunu, çeki bu haliyle temlik aldığını, buna ilişkin tüm kayıtların mevcut olduğunu, mahkeme tarafından istenildiği takdirde asıllarının ayrıca sunulacağını, çekin arkası incelendiğinde bankanın tahrifat iddiasıyla işlem yapmadığını ve akabinde savcılığın el koyma kararının bulunduğunun görüleceğini, gerek çeke savcılık tarafından el konulmasının, gerek tahrifat nedeniyle işlem yapılamamış olmasının, gerekse de ödeme yasağı bulunmasının bunların hiçbirinin icra takibini başlatmaya engel olmadığı gibi davalıyı kötüniyetli hale de getirmeyeceğini, yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, davalının iyi niyetli olduğundan, davacının da davalının çeki iktisap anında kötü niyetli olduğuna ilişkin bir iddiası bulunmadığından ve buna ilişkin bir delil sunmadığından davacının çekin istirdatını talep edemeyeceğini, davacının, ayrıca çekteki imzasına da itirazının ise de çekteki imzanın davacıya ait olmadığının ortaya çıkması halinde dahi davalının bunun davalıyı kötü niyetli yapmayacağını, kanunun aradığı anlamda kötü niyetin çekin çalıntı olduğunu bile bile çekin iktisabı olduğunu, bütün bu nedenlerle ötürü açılan davanın reddine, karşı tarafın %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası.
GEREKÇE :
Dava konusu uyuşmazlığın davaya konu çekin istirdatı talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı görüldü.
Taraflarca takip edilmediğinden dosyanın 12/10/2021 tarihli celsede 6100 sayılı HMK’nun 150. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 150/5. maddesinde işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içinde yenilenmeyen davaların açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, işlemden kaldırıldığı 12/10/2021 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından HMK’nun 150/1- 5. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın H.M.K’ nun 150/1. ve 5. maddeleri uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 255,92 TL’den mahsubu ile fazla yatırlan 175,22 TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talebi halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından artan miktarın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/02/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.