Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/658 E. 2022/488 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/658 Esas
KARAR NO :2022/488 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/11/2020
KARAR TARİHİ:12/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket tarafından davalı adına 30/06/2020 tarihli satış faturası kesildiğini, davalı yanca ödenmeyen fatura bedelinin tahsili için davalı hakkında …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından fazlaya dair haklar saklı tutularak faturaya konu alacağın sadece 160.050,00 TL’si hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı olmak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere; davanın kabulüne, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile davalının ödeme emrinin tebliğ ettiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 160.050,00 TL. ve dosya ferileri üzerinden takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, davacı tarafından başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında tarafına gönderilen örnek 7 ödeme emrini 25/09/2020 tarihinde tebliğ aldığını, 30/09/2020 tarihinde ilgili icra dosyasına vekalet sunulduğunu, 7 günlük yasal itiraz süresi içerisinde yetkiye, takibe ve borca vekil aracılığıyla itiraz edildiğini, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuk sürecinde de davalı şirketin vekil tarafından temsil edildiğini, davalı şirketin, dava konusu icra takibi ve arabuluculuk sürecinde vekille temsil edilmiş olmasına rağmen dava dilekçesi ve tensip zaptını bildirir tebligatın davalı asile yapıldığını, tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiğini, açıklanan sebeplerle mahkememiz dosyasına cevap dilekçesi sunmak için verilen 2 haftalık kesin sürenin başlaması için dava dilekçesi ve tensip zaptının vekil olan tarafına yeniden tebliğe çıkarılması gerektiğini, Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, mevcut uyuşmazlıkta … mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin kağıt ve ambalaj sektöründe faaliyet göstermekte olup davacı yan ile aralarında yaptıkları sözlü sözleşme neticesinde 90.000,00 TL değerinde tam otomatik model ambalaj makinesi ile 257.000,00 TL değerinde kesim makinesi alım satımı hususunda anlaşmaya varıldığını, satın alma neticesinde davacı şirket tarafından 30/06/2020 tarihli fatura düzenlendiğini, ancak davacının davalı müvekkilin satın aldığı makine için değil, farklı bir cihaz için fatura düzenlemiş olup davalı müvekkilinin bu hususta sıkıntı yaşanabileceğini, faturanın iptal edilip doğru bir şekilde tekrar düzenlenmesini talep etse de tarafına herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, sözleşme konusu makinelerin 26/06/2020 tarihinde davalı müvekkiline teslim edilmiş olup. teslimatın ardından kurulumlarının gerçekleştirildiğini, ayıp ihbarı üzerine taraflar arasında yapılan görüşmeler neticesinde davalı müvekkil, TBK m.227/1-2 uyarınca ayıp oranında satış bedelinde indirim talebinde bulunduğunu, bu talep neticesinde makinenin onarım masraflarının satış bedelinden indirilmesi hususunda davacı tarafla anlaşma sağlandığını, anlaşma üzerine davalı müvekkilinin, ayıplı makinenin onarımı amacıyla makinenin bulunduğu … ilinde ilgili ustalarla anlaşmış olduğunu, yapılan ilk incelemede onarım masrafı olarak 35.000,00 TL’lik masraf yapılması gerektiğinin tespit edildiğini, tamir için yapılacak olan muhtemel masraflar davalı müvekkili tarafından gerek telefon gerek ise mail aracılığıyla davacı yana bildirildiğini, müvekkili ve davacı yan ile yapılan indirim anlaşması neticesinde, makinenin tamiratı için gerek … ilinden gerekse İstanbul ilinden ilgili tamir servisleriyle iletişime geçildiğini, makinenin bir an evvel çalışır hale getirilerek kullanımına başlayabilmek için gerekli bütün adımları attığını, ilgili makinenin tamiri halihazırda bugün dahi devam etmekte ve cihazla ilgili sürekli olarak yeni sorunlar ve ayıplar ortaya çıktığını, müvekkilinin iyi niyetli bir şekilde cihazın tamiratını yaptırmaya devam etmekte olduğunu, ancak gerek ayıpların giderilmesi gerek artan masrafların davacı tarafından karşılanmasının talep edilmesine rağmen bir sonuç alamadığını, yapılan bedelden indirim anlaşması neticesinde fatura bedelinden 34.500,00 TL düşüldüğünü, ödemenin toplamda 375.500,00 TL bedelle ve ileri tarihli 10 adet sıralı çeklerle yapılacağı hususunda anlaşma sağlandığını, müvekkilinin söz konusu çekleri davacı tarafa gönderdildiğini, ödemeler devam ederken, davalı müvekkilinin, sözleşme uyarınca kararlaştırılan ödeme planını harfiyen yerine getirmesine rağmen davacı yan ilgili çeklerin vadelerinin öne çekilmesi talebinde bulunduğunu, bu talep üzerine davalı müvekkilinin, mevcut çeklerin tarafına iade edilmesine müteakip vadeleri öne çekilmiş çekleri keşide ederek davacı tarafa teslim edebileceğini beyan ettiğini, ancak davacı yan yeni çeklerin keşide edilerek tarafına teslim edilmesi üzerine elinde bulunan çekleri davalı müvekkiline iade edeceğini beyan ettiğini, davalı müvekkilin bu teklifi haklı bir biçimde reddetmesi üzerine anlaşma sağlanamadığın, bu anlaşmazlık sonucunda davacı tarafın iş bu davaya konu haksız icra takibini başlattığını ve halihazırda müvekkilinin ayıp sebebiyle uğramış olduğu zararları dahi gidermeden, mükerrer tahsilat yapmak saikiyle haksız kazanç elde etmeyi amaçladığını belirterek; haksız ve kötü niyetli davanın reddine, dava değeri üzerinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanın UYAP mündericatı, bilirkişi kök ve ek raporları, taraflara ait BS-BA kayıtları ile tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında UYAP sureti yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, … nolu, 30.06.2020 tarihli 410.050,00 TL bedelli bir adet faturadan kaynaklanan bakiye 160.050.-TL alacağın tahsili için 7 Örnek ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçluların süresi içerisinde, ferileriyle birlikte borcun tamamına ve yetkiye itiraz ederek takibin durduğu görülmüştür.
Davalı/borçlu tarafından, 2. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası’na yapılan itirazda, İstanbul İcra Müdürlüğü’nün ve Mahkemelerinin yetkisine itiraz edildiği ve yetkili icra ve mahkemelerin müdürlüğü’nün, … mahkemeleri ve icra daireleri olduğunun beyan edildiği, böyle bir durumda Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre (YHGK, 28.03.2001 tarih ve 2001/19-267 Esas-2001/311 Karar; 20.03.2002 tarih ve 2002/13-241 Esas-2002/208 Karar, Yargıtay 3. H.D. 26/03/2018 tarih ve 2016/14324 Esas-2018/2929 Karar, Yargıtay 19. H.D. 05/04/2018 tarih ve 2016/17418 Esas-2018/1859 Karar sayılı kararları), öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı üzerinde durularak bir karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, mahkememizin 19/04/2021 tarihli celsesinde verilen ara karar ile; “Davalı yanın icra müdürlüğünün yetkisine olan itirazının taraflar arasında temel satış ilişkisinin mevcut olduğu anlaşıldığından ve davacı alacağı da bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan davacı yanın ikametgahındaki icra müdürlükleri yetkili olduğundan reddine” şeklinde karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı yanca her ne kadar, mahkememize sunulan 17/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; “Müvekkili şirketin, davacı tarafından başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında tarafına gönderilen örnek 7 ödeme emrini 25/09/2020 tarihinde tebliğ aldığı, 30/09/2020 tarihinde ilgili icra dosyasına vekalet sunulduğu, 7 günlük yasal itiraz süresi içerisinde yetkiye, takibe ve borca vekil aracılığıyla itiraz edildiği, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olan arabuluculuk sürecinde de davalı şirketin vekil tarafından temsil edildiği, davalı şirketin, dava konusu icra takibi ve arabuluculuk sürecinde de vekille temsil edilmiş olmasına rağmen dava dilekçesi ve tensip zaptını bildirir tebligatın davalı asile yapıldığı, Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesine göre vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği, açıklanan sebeplerle mahkememiz dosyasına cevap dilekçesi sunmak için verilen 2 haftalık kesin sürenin başlaması için dava dilekçesi ve tensip zaptının vekil olan tarafına yeniden tebliğe çıkarılması gerektiği” beyan edilmiş ise de; HMK 122. maddesinde; “dava dilekçesi davalıya tebliğ edilir …” hükmünün bulunduğu, ayrıca itirazın iptali davası açılması icra dosyasından bağımsız olduğundan, icra takibine vekil aracılığıyla itiraz edildikten sonra, itirazın iptali istemli açılan davada dava dilekçesinin tebliğinin asile yapılması gerektiği, davalının henüz vekilinin bulunup bulunmadığının bilinmediği bir dönemde vekile doğrudan tebligat yapılamayacağı (Bknz. İstanbul BAM 12. H.D. 29/04/2019 Tarih ve 2018/2296 Esas-2019/604 Karar sayılı ilamı) anlaşıldığından, davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiş ve sunmuş olduğu beyan dilekçesindeki mahkememizin yetkisine olan itirazının da mahkememizin 19/04/2021 tarihli celsesinde verilen; “Davalı yanın mahkememizin yetkisine olan itirazının yasal cevap verme süresi içerisinde sunulmuş yetki itirazı bulunmadığından reddine” şeklindeki ara kararla reddine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunmuştur.
Dava; davacı yanca davalı yana ambalaj makinesi ile kesim makinesi satışından dolayı tanzim olunan … nolu, 30.06.2020 tarihli 410.050,00 TL bedelli fatura alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturadan kaynaklanan bakiye alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin veya fatura konusu hizmetin verildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın tesliminin veya hizmetin verildiğinin ispat külfeti davacı yanda olup, malın teslimini veya hizmetin verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır.
Bilirkişi SMM … tarafından tanzim edilen 12/08/2021 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle; “Her iki şirket yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, Davalı vekilince davaya verilen cevap dilekçesinde; “…fatura bedelinden 34.500,00 TL, düşülerek tarafların mutabık kaldığı beyan edilmişse de buna ilişkin bir belgenin dosya çeriğinde yer almadığı, davacı şirket ve davalı şirket yasal defterlerinde tüm fatura ve ödemelerin çeklerin kayıtlı olduğu ancak, davalı yanca keşide edilen çeklerden, … … Seri No’lu 29/05/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli çek’in, … … Seri No’lu 03/07/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli çek’in, … … Seri No’lu 28/08/2021 tarihli 42.500,00 TL bedelli çek’in davacı yan yasal defterlerinde 2021 yılında kayda alınmışken davalı yan yasal defterlerinde bu çeklerin 2020 yılında kayıtlı olduğu, dolayısıyla ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 25.09.2020 tarihinde, davacının kendi yasal defterlerine göre bu tarihteki alacak bakiyesinin; 160.050.-TL olduğu, davalının yasal defterlerine göre ise 34.550,00-TL davacıya borcu olduğu, gerek davacı yanca ibraz edilen tahsilat makbuzunda gerekse de davalı yanca sunulan çek çıkış bordrosunda tarafların kaşe ve imzaları yer almadığından söz konusu çeklerin hangi tarihte davalı tarafından davacıya verildiği tespit edilemediği, davacı yan defterlerinde yer alan tarih doğru ise davacının alacaklı olduğu, davalı yan defterlerinde yer alan tarih doğru ise davalının borç ya da alacağı olmadığının ortaya çıkacağı, … … Seri No’lu 29/05/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli çek’in, … … Seri No’lu 03/07/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli çek’in ve … … Seri No’lu 28/08/2021 tarihli 42.500,00 TL bedelli çek’in belirtilen sebeple, yukarda detayı verilen davacının 2021 yılında davalının ise 2020 yılında yasal defterlerinde kayda aldıkları söz konusu bu üç çekin arka sayfaları dosya içerisinde yer almadığından tespit yapılamadığı, bu çeklerin bankaya verildiği tarihin tespiti sonrası bir kanıya varılabileceği, takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kök rapor sonucu dosyamızın incelenmesinde; mahkememizin 17/01/2022 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı ile, “….davacı vekilinin talebi doğrultusunda Yapı Kredi Bankası Haliç Ticari Şubesi ile … … … Şubesine müzekkereler yazılmasına, akabinde dosyanın raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi ile ek rapor düzenlenmesine” karar verilmiş olup, ilgili banka şubelerinden yazı cevapları gelmesi üzerine dosya yeniden kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek, celp olunan kayıtlar da irdelenmek suretiyle ek rapor alınmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 04/04/2022 tarihli ek raporun incelenmesinde özetle de; “Her iki şirket yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davalı vekilince davaya verilen cevap dilekçesinde; “…fatura bedelinden 34.500,00 TL. düşülerek tarafların mutabık kaldığı beyan edilmişse de buna ilişkin bir belgenin dosya içeriğinde yer almadığı, davacı şirket ve davalı şirket yasal defterlerinde tüm fatura ve ödemelerin-çeklerin kayıtlı olduğu ancak, davalı yanca keşide edilen çeklerden, … … Seri No’lu 29/05/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli çek’in, … … Seri No’lu 03/07/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli çek’in ve … … Seri No’lu 28/08/2021 tarihli 42.500,00 TL bedelli çek’in Davacı yan yasal defterlerinde 2021 yılında kayda alınmışken davalı yan yasal defterlerinde bu çeklerin 2020 yılında kayıtlı olduğu, dolayısıyla ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 25.09.2020 tarihinde davacının kendi yasal defterlerine göre bu tarihteki alacak bakiyesinin; 160.050,00-TL olduğu, davalının yasal defterlerine göre ise 34.550.-TL davacıya borcu olduğu, gerek davacı yanca ibraz edilen tahsilat makbuzunda gerekse de davalı yanca sunulan çek çıkış bordrosunda tarafların kaşe ve imzalarının yer almadığı, söz konusu çeklerin hangi tarihte davalı tarafından davacıya verildiğinin tespit edilemediği, ancak, çek numaraları birbirini takip etmekte olup, söz konusu çeklerin sıra numarası atlamadığı dikkate alındığında; 2020 yılında düzenlenerek verilmiş olabileceği ve davalı yan kayıtlarının doğru olduğu yönünde kanaat oluştuğu” şeklinde tespitlerler yapılmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının denetlenmesinde de, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacı yanca davalı yana ambalaj makinesi ile kesim makinesi satışından dolayı tanzim olunan … nolu, 30.06.2020 tarihli 410.050,00 TL bedelli fatura alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün 2018/3627 Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 160.050,00-TL Asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde yetkiye, asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı-borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine olan itirazının yukarıda yazılı gerekçelerle reddine karar verilerek yargılamaya devam olunduğu ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek rapor alındığı, alınan rapor sonucu; az yukarıda yazılı hususların tespit edildiği, dava konusu uyuşmazlığın; davacı yanca davalı yana ambalaj makinesi ile kesim makinesi satışından dolayı tanzim olunan … nolu, 30.06.2020 tarihli 410.050,00 TL bedelli fatura alacağından kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra-inkar tazminatı istemlerine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, sadece fatura düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacağı, davacı defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olması, hukuki ilişkinin varlığını gösterir ise de; alacağın varlığını ispat için tek başına yeterli olmadığı, davacı defterinde kayıtlı faturaların davalı tarafa tebliğ edilmesi, 8 gün içinde itiraz edilmeksizin kesinleşmesi halinde, fatura içeriği kabul edilmiş sayılırsa da, fatura içeriği teslimi kapsamadığından faturaya konu ürünlerin teslim edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, iddia eden davacı tarafa ait olduğu, bu minvalde yapılan değerlendirmede de; alınan bilirkişi raporu sonucu her iki şirketin yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, ancak, davalı yanca keşide edilen çeklerden, … … … Şubesi’ne ait … Seri No’lu 29/05/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli, … … … Şubesi’ne ait … Seri No’lu 03/07/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli ve … … … Şubesi’ne ait … Seri No’lu 28/08/2021 tarihli 42.500,00 TL bedelli çeklerin davacı yan yasal defterlerinde 2021 yılında kayda alınmışken davalı yan yasal defterlerinde bu çeklerin 2020 yılında kayıtlı olduğu, dolayısıyla ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 25.09.2020 tarihinde davacının kendi yasal defterlerine göre bu tarihteki alacak bakiyesinin; 160.050,00-TL olduğu, davalının yasal defterlerine göre ise 34.550,00-TL davacıya borcu olduğu, somut olayda temel faturanın davalı yanca ticari defter ve kayıtlarına alınmış olduğu, ayrıca yapılan tüm ödemelerin ve verilen çeklerin de taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, sadece 3 adet çekin davacı yana teslim edildiği tarih konusunda taraf defter ve kayıtları arasında farklılık bulunduğu, ancak mahkememizde açılan davanın açılış tarihinin 23/11/2020, icra takibinin açılış tarihinin ise 21/09/2020 tarihi olduğu, davacı yanca tahsil edilen ve taraf defter ve kayıtlarında yer alan ve tamamı …’a ait olan; … Seri No’lu, 10/10/2020 tarihli, 20.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 14/11/2020 tarihli 20.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 26/12/2020 tarihli 40.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 30/01/2021 tarihli 40.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 28/02/2021 tarihli 40.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 28/03/2021 tarihli 45.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 25/04/2021 tarihli 45.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 29/05/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli, … Seri No’lu 03/07/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli ve … Seri No’lu 28/08/2021 tarihli 42.500,00 TL bedelli çeklerin tamamının keşide tarihlerinin icra tarihinden, … Seri No’lu 26/12/2020 tarihli 40.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 30/01/2021 tarihli 40.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 28/02/2021 tarihli 40.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 28/03/2021 tarihli 45.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 25/04/2021 tarihli 45.000,00 TL bedelli, … Seri No’lu 29/05/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli, … Seri No’lu 03/07/2021 tarihli 41.500,00 TL bedelli ve … Seri No’lu 28/08/2021 tarihli 42.500,00 TL bedelli çeklerin tamamının ise keşide tarihlerinin dava tarihinden sonra olduğu, bu haliyle de, davalı yanca davacıya verilen ve her iki tarafın defter ve kayıtlarda yer alan çeklerin ileri tarihli çekler olduğu ve bunlardan … Seri No’lu, 10/10/2020 tarihli, 20.000,00 TL bedelli ve … Seri No’lu 14/11/2020 tarihli 20.000,00 TL bedelli çekler dışında kalan tüm çeklerin davadan sonra tahsil edildiği, dava tarihi itibariyle çeklerin karşılığının çıkıp çıkmayacağının belli olmaması nedeniyle ödeme olarak kabul edilemeyeceği, (Yargıtay 19. HD’nin 09.09.2014 tarih 2014/10635 E. 2014/13180 K. Sayılı kararı da aynı yöndedir) dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin de icra müdürü tarafından infaz sırasında dikkate alınması (TBK. m.100, BK. m.84) gerektiği ve sonuç olarak da davacının takip ve dava konusu fatura nedeniyle dava tarihi itibariyle davalıdan 160.050,00 TL alacaklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından davanın kabulüne, ayrıca davalı-borçlu yanca dava tarihinden sonra 05/07/2021 tarihinde yapılan 41.500,00 TL ile 31/05/2021 tarihinde yapılan 41.500,00 TL ve 31/08/2021 tarihinde yapılan 42.500,00 TL olmak üzere toplam 125.000,00 TL tutarındaki ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce değerlendirilmesine ve ayrıca İİK 67/2. maddesi uyarınca alacağın likit olduğu gözetildiğinde davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı- Borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazınin İPTALİ ile; takibin takip talebindeki şartlar ile aynen DEVAMINA,
-Davalı- Borçlu yanca dava tarihinden sonra 05/07/2021 tarihinde yapılan 41.500,00 TL ile 31/05/2021 tarihinde yapılan 41.500,00 TL ve 31/08/2021 tarihinde yapılan 42.500,00 TL olmak üzere toplam 125.000,00 TL tutarındaki ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce DEĞERLENDİRİLMESİNE,
-Hükmolunan alacağın (160.050,00 TL) %20’si oranında hesaplanan, 32.010,00 TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 10.933,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.933,01 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 8.999,99 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 1.933,01 TL harç parasının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 54,40 TL, vekalet harcı 7,80 TL, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 1.208,45 TL olmak üzere toplam: 1.270,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 25.007,50 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; tarafların yüzlerine karşı yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır