Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/645 E. 2022/665 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/645 Esas
KARAR NO : 2022/665 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında gerçekleşen satış neticesi müvekkili şirketin tüm edimlerini
yerine getirdiğini, satım konusu malı teslim ederek icra takibine konu faturaları
düzenlediğini,
Verilen mal ve hizmet bedelinin ödenmemesi sebebi ile davacıya yazılı ve sözlü
olarak talepte bulunulmasına rağmen, borçlu tarafından ödeme yapılmadığını,
ödenmeyen bedelin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E.
sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini,
Borçlunun haksız itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu, arabuluculuk
toplantılarından da bir sonuç alınamadığını iddia ederek;
Davalı borçlu tarafından yapılan haksız itirazın kısmen iptali ile takibin 27.701,66
TL asıl alacak yönünden devamına,
Takibe takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine,
Asıl alacağın 27.701,66 TL’lik kısmının %20’sinden az olmamak üzere icra ve
inkâr tazminatına hükmedilmesine,
Zorunlu arabuluculuk görüşmesinde müvekkilinin kendisini vekille temsil
ettiğinden, AAÜT 16/1-c maddesi uyarınca arabuluculuk maktu vekâlet ücretinin
davalıdan tahsiline,
Yargılama giderleri ile dava vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile dava dışı … San. Ve Dış Tic Aş arasında ticari ilişkiden kaynaklı bir bağ bulunduğunu, müvekkili ile dava dışı şirketin adresinin aynı olduğunu, Dava Dışı şirket ile Müvekkili arasında …. Asliye Ticaret mahkemesinde görülmekte olan davanın derdest olduğunu, davacı ile dava dışı … arasında da ticari ilişkiden kaynaklı bir bağ bulunmakta olduğunu, davacıdan müvekkili adına alınan ürünlere fatura kesildiği ve müvekkili defterlerine de kaydedildiğini ancak müvekkili ile … ‘nin depolarının aynı olması sebebiyle faturalanan tüm ürünlerin … ye aktarıldığını, müvekkilinin vekaleti kötüye kullanılması ve diğer tüm hukuka aykırılıklar bakımından da müvekkilinin tüm yasal yollara başvurduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin sadece fatura ile ispatlanamayacağını, fatura bilindiği üzere sözleşmenin ifa aşamasıyla ilgili bir belge olduğu, öncelikle taraflara arasındaki ticari ilişki ve dava konusu ürünlerin davalı müvekkili alıcıya teslim edildiğinin ortaya konulması gerektiğini, sevk irsaliyesinde satılmış veya satılmak üzere olan malın iş yerinden taşınacağı adrese nakliyesinden veya kişi/işletmeye ait iş yerlerine taşınmamasından düzenlenen üzerinde malın miktarı, türü ve malın kime ait olduğunu belirtilmesinin zorunlu olduğunu, vergi usül kanunu 230. Maddesi gereğince malın teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşıtıldığı durumlarda irsaliye düzenlemesi katı şekil şartına tabi tutulduğunu, davacı tarafça bu hususun yerine getirilmediğini, sahte olarak düzenlenen e faturanın kabul işlemi müvekkilinin vekalet görevini kötüye kullanan … ‘ın bilgisayarından yapıldığını bahsi geçen nedenlerde davanın reddi ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, …. İcra Dairesinin 2020/… esas sayılı dosyası, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
… İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, cari hesap ve fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle, 31.838,58 TL asıl alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, borca ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği iddia olunan fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/… Esas 2016/… Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın ve/veya hizmetin davalıya teslim edildiğinin veya verildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın teslimi veya hizmetin verildiği konusunda ispat külfeti davacı yanda olup teslimi veya hizmeti usulüne uygun delillerle kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizce tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi eliyle inceleme yaptırılarak davacı yanın çek istirdatı talebinin yerinde olup olmadığı hususunun tespiti bakımından rapor alınmıştır.
Yeminli mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 21/05/2021 tarihli raporunun incelenmesinde özetle de; “06.08.2020 Tarihinde başlatılan takipte; alacağa dayanak gösterilen faturaların
toplam tutarının KDV dâhil 44.303,26 TL olduğu, takip talebinde toplam tutarın
belirtilmediği, açılan davada ise; harca esas değerin 27.701,66 TL olarak gösterildiği, davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre; 15.05.2020 tarihindeki davalı şirket
borç bakiyesinin 10.195,28 TL olduğu, 06.03.2020 Tarih, 12 sayılı, 17.506,38 TL tutarlı faturanın davalı cari hesabında
yer almadığı, bu faturanın sehven … isimli müşteri hesabına kaydedildiğinin
ifade edildiği, … cari hesabına ise, “Fatura-09.03.2020-13” açıklaması ile 17.506,38 TL
borç kaydedildiği, cari hesaba borç kaydedilen fatura tutarının davalı adına düzenlenen
fatura tutarı ile aynı olmasına karşılık, fatura tarihi ve numarasının davalı adına
düzenlenen fatura bilgileri ile örtüşmediği, bu nedenle … cari hesabına borç
kaydedilen faturanın davalı firma adına düzenlenen fatura olup olmadığı hususuna
yönelik net bir tespitin yapılamadığı,
Ön muhasebeden alınan ve dosyada da mevcut Cari Hesap Ekstresi başlıklı
belgeleye göre; 06.03.2020 tarih, 12 sayılı, 17.506,38 TL tutarlı faturanın davalı cari
hesabına borç kaydedildiği, 14.05.2020 tarihindeki davalı şirket borç bakiyesinin
27.701,66 TL olduğu, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre; Tüm davacı faturalarının kayıtlara
alındığı, 14.05.2020 tarihindeki davacı şirket alacağının 27.701,66 TL olduğu, davacı faturaları ile ilgili tespitler; 15.04.2020 tarih, … sayılı ve KDV dâhil
3.398,40 TL tutarlı davacı faturasının fiziki ortamda düzenlendiği, faturaya dayanak
15.04.2020 tarih, … sayılı irsaliye sureti sunulmadığından, fatura içeriği malların
davalı şirkete teslim edilip edilmediği hususuna yönelik herhangi bir tespitin
yapılamadığı, diğer davacı faturalarının ise e-Arşiv fatura olarak düzenlendiği, rapor içerisinde
ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; faturaların davalı şirkete “kâğıt ortamında” teslim
edildiğini gösterir herhangi bir belgenin sunulmadığı, e-Arşiv faturaların içerisinde
“İrsaliye yerine geçer” ifadesi bulunmadığından, davacı faturalarının “irsaliyeli fatura”
olarak değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı, fatura içeriği malların davalı
şirkete teslim edildiğini gösterir belgelerin sunulmasının gerektiği, BA/BS Formları ile ilgili tespitler: davacı şirketin 06.03.2020 tarih, 12 sayılı,
KDV dâhil 17.506,38 TL, KDV hariç 14.841,00 TL tutarındaki faturayı beyan dışı
bıraktığı, bıraktığı, Davalı şirketin ise, davacı tarafça düzenlenmiş olan tüm faturaları beyan ettiği” şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporunun denetlenmesinde de, hukuki yorum ve nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine, 44.303,26-TL Fatura (asıl alacak) alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, dosyaya celp olunan kayıtlar ile taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve rapor alındığı, alınan rapor sonucu; icra takibinin ve dava konusu alacağın dayanağını oluşturan tüm faturaların davalı firma ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ayrıca davalı ticari defter ve kayıtlarında davacının 27.701,66-TL alacaklı olarak gözüktüğü ve ayrıca davalı yanca, herhangi bir ödeme iddiasında bulunulmadığı gibi, fatura bedellerinin ve cari hesap alacağının davacı firmaya ödendiğine dair herhangi bir bilgi ve belgenin de ibraz edilmediği, bu haliyle de davacının 27.701,66-TL asıl alacak yönünden dava açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından davanın, taleple de bağlı kalınarak 27.701,66-TL alacak yönünden kabulüne ve ayrıca takip konusu alacak likit olduğundan, itirazın iptaline karar verilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalı- Borçlunun, ….İcra Müdürlüğünün 2020/… Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 27.701,66 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile; takibin 27.701,66 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla AYNEN DEVAMINA,
-Hükmolunan alacağın (27.701,66 TL ) %20’si oranında hesaplanan 5.540,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 1.892,30 TL nispi karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 251,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.640,74 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 251,56 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 54,40 TL başvuru harcı, posta ve bilirkişi ücreti gideri 1.187,00 TL olmak üzere toplam:1,241,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi.24/10/2022

Katip … Hakim…
e-imzalıdır e-imzalıdır