Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2020/337 K. 07.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/64 Esas
KARAR NO:2020/337 Karar

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:07/09/2020

Davacı yanca davalı yan aleyhine açılan davanın yapılıp sona erdirilen açık yargılaması sonunda,
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
AÇILAN DAVA VE İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında yapıldığı söylenen sözleşmeye ek evraklarda müvekkili şirketin 2011 yılına ait vekaletname ve imza sirküleriyle işlem yapıldığını, sözleşmede müvekkili şirketin kaşesinin sahte olarak basılıp, kendilerine ait olmayan bir adresin gösterildiğini, müvekklinin böyle bir sözleşmeden ve siparişten haberinin olmadığını, şirket adına çıkartılan ve davalı ile yapılan sözleşmede kullanılan vekaletnamenin eski çalışanları olup, bu kişinin de sözleşme tarihinden önce şirketten ayrıldığını, davalının göndermiş olduğu yemek kartlarını dava dışı … şirketinden … isimli şahsın sahte imza ve kaşe kullanmak suretiyle teslim aldığını, bu nedenle icra takibine konu olan alacaktan dolayı dolayı davalıya borçlarının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davalıya borçlu bulunmadıklarının tespitine, davalının %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firma ile çalışanlarına öğle yemeği temini
amacı ile anlaşıldığını, bu kapsamda davacı firmaya sözleşmelerin … adına mail aracılığıyla gönderildiğini, davacı yetkilisinin maile istinaden sözleşmeyeri imzalayarak kargo aracılığıyla müvekkilinin … Bölge Müdürlüğü’ne ilettiğini, siparişe istinaden hazırlanan yemek çeklerinin … aracığılı ile davacı firmaya gönderildiğini ancak adresin kapalı olduğundan teslim edilemediğini, bunun üzerine haber kağıdı bırakılarak şubeden teslim alınması gerektiği bilgisi verildiğini, daha sonra … … şubesinden yemek çeklerinin alındığını, verilen siparişe ait takip konusu faturanın da aynı kargo ile teslim edildiğini, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
BOZMA ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, 13/06/2016 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararının, Yargıtay 23. H.D.’nin, 23/09/2019 Tarih ve 2019/2653 Esas-2019/3799 Karar sayılı bozma kararından önce yapılan yargılaması sonucu;
“…Toplanmasına karar verilen deliller olan sözleşme, fatura örnekleri, sosyal güvenlik kayıtları, dava dışı kargo şirketinden gelen müzekkere cevapları dosyada bulundurulmuştur.
Davacı yanın takip tarihi itibariyle mal ve hizmet alıp almadığına ilişkin faturaların davacı yan ticari defter ve kayıtlarında olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve talimat mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporu dosyamıza temin edilmiştir.Buna göre; davacı şirketin 2014 takvim yılına ilişkin yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, sahibi lehine delil niteliğine sahip olduğu, yine ticari defterler üzerinde yapılan incelemede davalıdan herhangi bir mal veya hizmet alımının olmadığı, dava konusu davalı faturasının da ticari defterlerde kayıtlı olmadığı ve taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı hususları bildirilmiştir.
Bu defa davalı yanın ticari defter ve belgeleri tüm dosya kapsamı üzerinde mahkememizce resen seçilen muhasip bilirkişi marifetiyle davacı ile davalı arasında hizmet alım – satımına ilişkin ilişki bulunup, bulunmadığı, takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıya borcunun bulunup, bulunmadığı varsa miktarının tespiti hususlarının tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan rapor dosyamız kapsamına sağlanmıştır.
Buna göre, davacının defterlerinde ihtilaflı faturanın kayıtlı olduğu, takip tarihi itibari ile alacaklı göründüğü anlaşılmaktadır.
Somut olay açısından ihtilafın doğduğu nokta yemek çeklerinin davalıya teslim edilip edilmediği noktasındadır. Bu açıdan incelendiğinde ;
Yemek çekleri davacı firmaya firma adresinde TESLİM EDİLMEMİŞTİR.
Yemek çekleri kargo firmasının adresinde … isimli bir şahıs teslim almıştır.
… kayıtlarına göre davacının … isimli bir çalışanı olmadığı gibi, daha önce de diğer teslimlerde böyle bir şahsın ismi bulunmamaktadır.
Sözleşme şirketin eski yetkilisi tarafından imzalanmış bulunmaktadır.
Bu hali ile davalı takibe konu ettiği alacağı haklı gösterir şekilde usulüne uygun bir teslim edimini yerine getirdiğini hiç bir şekilde kanıtlayamamıştır.Bu nedenle davacının takibe konu borçtan orumlu tutulmaması gerektiği anlaşılamamıştır.
Her ne kadar takip bu nedenle haksız ise de; teslimi yapan firmanın dava dışı bir firma oluşu, davalının bu durumu bilecek durumda olmaması nedeni ile takibin kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği nedenle davacı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddi ile birlikte davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile;
1-Davanın KABULÜ ile, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine,
2-Takibin kötü niyetli olduğu kanıtlamadağından kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
BOZMA İLAMI:
Mahkememizce verilen, 13/06/2016 tarih ve 2014/1167 Esas-2016/505 Karar sayılı karar, Yargıtay 23. H.D.’nin, 23/09/2019 Tarih ve 2019/2653 Esas-2019/3799 Karar sayılı kararı ile;
“… Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre sözleşmelerin davacı şirketin eski yetkilisi tarafından imzalandığı, kargo şubesinden yemek çeklerini ve faturaları teslim alan …’ın … kayıtlarına göre davacının çalışanı olmadığı, davalının takibe konu ettiği alacağa dayalı hizmeti davacıya usulüne uygun teslimle yerine getirdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davalının hizmet teslimi yaptığı firmanın dava dışı başka bir firma olduğunu bilecek durumda olmaması nedeni ile takibin kötü niyetli olduğundan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir,
2- İİK’nın 72/6 maddesi uyarınca emredici hüküm gereği menfi tespit davaları ödeme olduğu takdirde istirdat davasına dönüşür. Mahkemece yargılama devam ederken icra dosyasına yapılan ödeme gereği davanın istirdat davası olarak görülmesi gerekirken menfi tespit davası olarak görülmeye devam edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, …” gerekçesiyle bozulmuş, dosya yeniden yargılama yapılmak ve karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiş, mahkememizce, bozma sonrası tensip tutanağı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saatiyle birlikte taraflara tebliğ edilmiştir.
BOZMA SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce yapılan 29/06/2020 tarihli celsede, usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, İİK 72. Maddesine göre icra takibinden sonra açılmış açılmış Menfi tesbit ve İstirdat istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde gerek talimat yoluyla ve gerek se mahkememiz tarafından bilirkişi incelemeleri yapılarak raporlar alınmıştır.
… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesince davacı defter ve kayıtları üzerinde talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “davacı şirketin 2014 takvim yılına ilişkin yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, sahibi lehine delil niteliğine sahip olduğu, yine ticari defterler üzerinde yapılan incelemede davalıdan herhangi bir mal veya hizmet alımının olmadığı, dava konusu davalı faturasının da ticari defterlerde kayıtlı olmadığı ve taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı …” hususları tespit edilmiştir.
Davalı yanın ticari defter ve belgeleri ile tüm dosya kapsamı üzerinde mahkememizce resen seçilen muhasip bilirkişi marifetiyle, davacı ile davalı arasında hizmet alım – satımına ilişkin ilişki bulunup, bulunmadığı, takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıya borcunun bulunup bulunmadığı varsa miktarının tespiti yönünden de bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı, raporun incelenmesinde özetle de; “davacının defterlerinde, ihtilaflı faturanın kayıtlı olduğu, takip tarihi itibari ile alacaklı göründüğü” tespit edilmiştir.
Somut olayda, taraflar arasındaki ihtilafın, yemek çeklerinin davalıya teslim edilip edilmediği ile davalının davacıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu bağlamda taraf iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Yemek çeklerinin davacı firmaya firma adresinde teslim edilmediği, yemek çeklerinin kargo firmasının adresinde … isimli bir şahıs tarafından teslim alındığı, … kayıtlarına göre de, davacının … isimli bir çalışanı olmadığı gibi, daha önce de diğer teslimlerde böyle bir şahsın isminin bulunmadığı, sözleşmenin şirketin eski yetkilisi tarafından imzalanmış olduğu, bu hali ile de davalı yanın, takibe konu ettiği alacağı haklı gösterir şekilde, usulüne uygun bir teslim edimini yerine getirdiğini hiç bir şekilde kanıtlayamadığı ve bu nedenle de davacının takibe konu borçtan sorumlu tutulmaması gerektiği anlaşıldığından menfi tespit isteminin kabulüne, ayrıca yargılama devam ederken davacı yanca icra dosyasına ödeme yapıldığı anlaşıldığından, yapılan ödemenin davalıdan ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ve ayrıca davacı yanca her ne kadar kötü niyet tazminatı talep edilmiş ve davalı yanca açılan takip de haksız ise de; teslimi yapan firmanın dava dışı bir firma oluşu, davalının bu durumu bilecek durumda olmaması nedeni ile takibin kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, davacı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davacının, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
-Davacının borçlu olmadığı halde icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı 11.838,00-TL nin, 11.623,00-TL’sinin ödeme tarihi olan 19/11/2014 tarihinden, 215,00-TL’sinin de ödeme tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan İSTİRDADINA,
-Davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 808,65 TL nisbi karar ve ilam harcından peşin alınan 160,25 TL kısmın mahsubu ile bakiye 648,40 TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 25,20 TL, posta gideri 320,00 TL olmak üzere toplam; 345,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan hüküm tarihi uyarınca yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider avansı ile delil avansının sarfedilmeyen kısmının, karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı taraf yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinden Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2020

Katip …

Hakim …