Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/634 E. 2020/608 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/634
KARAR NO:2020/608

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/11/2020
KARAR TARİHİ:18/11/2020

Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının tensiben yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kamu kurumları ile site yönetimlerine, temizlik ve özel güvenlik hizmeti vermekte olup, davalı şirket ile aralarında imzalanmış olan 25/12/2017 tarihli Danışma ve Temizlik Hizmetleri sözleşmesi ile site yönetimi için Temizlik Güvenlik ve danışma hizmeti verme site yönetimi de almış olduğu hizmetlere karşılık aylık 49.028,55 TL + KDV olmak üzere toplam 57.853.-TL aylık ücret ödenmesi konusunda anlaşıldığını, davalı site yönetimi sözleşme kapsamında ödemekle yükümlü olduğu aylık ödemelerini sözleşmedeki bedel üzerinden tam-eksiksiz ödememesi ve ödediği zamanlarda da ödeme süresine riayet etmemesi nedeni ile müvekkili tarafından davalıya ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emri ile sözleşme kapsamında hak kazandığı toplam 100.925,83 TL için icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, danışma ve temizlik hizmetleri sözleşmesinden doğan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemenin görevli olması dava şartı olup, HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. Dilekçelerin teatisi aşamasında da mahkemenin bu incelemeyi yapabileceği açıktır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü ilişkisi iken 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde de;
Mahkememizde açılan davanın, danışma ve temizlik hizmetleri sözleşmesinden doğan bakiye alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, somut olayda davacı taraf her ne kadar tacir ise de, davalı site yönetiminin tacir sıfatının bulunmadığı (Bknz Yargıtay 23. H.D. 2014/5182 Esas-2014/8492 Karar sayılı kararı), Türk Ticaret Kanununun, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olduğu ve bir işin ticarî nitelikte olması veya sayılmasının, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli olmadığı, eldeki davanın, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davalı site yönetiminin tacir sıfatının da bulunmadığı ve ayrıca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hukuk davası (nisbi ticari dava) niteliğinde de bulunmadığı (Bknz Yargıtay 15. H.D. 29/03/2018 tarih ve 2016/5018 Esas-2018/1244 Karar sayılı kararı) anlaşıldığından, davanın mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 md. uyarınca, harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-Karar tarafların yokluğunda tensiben verildiğinden re’sen TEBLİĞİNE,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır