Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/624 E. 2021/435 K. 07.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/624
KARAR NO:2021/435

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/11/2020
KARAR TARİHİ:07/06/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik alım-satım ticareti yapan bir firma olduğunu, davalı … ile müvekkil şirket bu sebeple tanışık olup, aralarında müvekkilimizin iş koluna hitaben elektrik malzemeleri alım-satım ticareti gerçekleştiğini, halen davalı …’nin müvekkilimize 600.000,00-TL’ye yakın cari hesap borcu bulunduğunu,davalı …’nin, iş bu piyasaya olan borçlarından bir kısmının …’da ikamet eden diğer davalı … adlı kişiye olduğunu ve bu kişinin faiz karşılığı ödünç para veren, naylon fatura işi yapan bir kişi olduğunu, bu kişiye ablasının kendi borçlarına kefil olarak ipoteklendirdiği taşınmaza haciz konulan ablasının tapusunu icradan satın aldığını ve bu sebeple kendisi ile faiz karşılığı para verme konusunda anlaştığını, bu kişiye peyder pey olarak ödemeler yaptığını ancak finalde bu kişinin ablasına ait tapuyu vermekten imtina ettiğini, aynı zamanda icra yoluyla aynı tapuyu satma konusunda tehdit ettiğini ve bu sebeplerle bu kişiye 300.000,00-TL ödeme yapmak zorunda olduğunu beyan ettiğini, daha sonra …’in ısrarlı talepleri karşısında …’da …’in dünürü adına olan ama gerçekte …’in kullandığı ve davalı …’in olan bahçe vasıflı taşınmazı firmamıza 143.000,00-TL bedelle satmayı teklif ettiğini, … kendi hesabına ve …’le olan anlaşmasına göre kendisinin olan ama dünürü olan diğer davalı … adına kayıtlı olan bahçeyi müvekkil firmaya satacak, buradan edindiği para ile de …’e olan borcunun yarısına yakının ödemiş olacağını, müvekkilinin de hem karşılığında bir taşınmaz satın alıp, hem de yıllardır tanıştığı halen daha alacaklı olduğu …’ne ödeme dengesini kurmak üzere bir fayda sağlayıp, davalı …’in ticari hayatına devam etmesi ve müvekkile de olan borcunu ödeme imkanına sahip olması saiki ile teklife sıcak bakmış ve bahsedilen yeri araştırmış, 143.000,00-TL’ye de iş bu bahçeyi satın alma konusunda … ile ve namına hareket edilen taşınmaz sahibi … ile bu satış konusunda telefonda şifaen anlaşmaya varıldığını, …, bu davada hem alışverişe aracılık eden ve çeki dolaylı yoldan teslim alan ve ancak çeke meşru hamil olup olmadığını tam olarak bilinmeyen kişi olduğunu, çekin de vade tarihi gelip, ibrazı henüz mümkün olmadığından ibraz edildiği tarihe kadar çekin üzerine ciro eden kişilerin tespit edilmesi mümkün olmadığından tahmini olarak meşru hamillik sıfatına istinaden bu kişiye de davamızda husumet yöneltildiğini, bu şifahi anlaşma üzerine müvekkil tarafından taşınmazı tapudan adına kayıtlı olması sebebi ile devralınacak kişi olan … namına, … … – … Şubesine ait … nolu hesaptan kesilme 28/11/2020 keşide tarihli … seri nolu 143.000,00-TL bedelli çeki düzenlediğini, artık adımıza kayıtlı tapu satış işleminin gerçekleşmesi için haber beklerken, çekin teslim edildiği tarihten bir hafta sonra … tarafından müvekkilinin aranarak; “vaad ettikleri tapu satış işlemini gerçekleştiremediklerini, müvekkilden aldığı çeki piyasada tabiri caizse faiz karşılığı ödünç para veren bir şahıs olarak anılan …’e kaptırdığını ve ilgili bahçenin devrini de … isimli bu şahısa gerçekleştirdiğini” beyan ettiğini, … müvekkiline iş bu çek karşılığı vermeyi vaad ettiği bahçe vasıflı taşınmazı, tapuda herhangi bir para almadan, … adlı şahısa devretmiş … hem bahçeyi üzerine almış hem de müvekkilin düzenlediği çeki ele geçirdiğini, çekin verilme amacına konu olan bahçe, müvekkil yerine … isimli şahısa devredilmiş olduğundan, müvekkil tarafından keşide edilen davamıza konu çekin konusuz kaldığını, iş bu çek sebebi ile davalılara hiçbir borçlarının bulunmadığını, zira çekin verilme amacına konu taşınmaz devri müvekkile değil, … isimli şahısa gerçekleşmiş ve müvekkil tarafından keşide edilen bu çek müvekkil ile arasında hiçbir ilişki olmadığı halde faiz karşılığı ödün para işi ile uğraşan …’e verildiğini, müvekkili ile …’in görüşmesi üzerine de … tarafından çekin kendisinde olduğu, ancak …’nin ona olan borcu sebebi ile çeki iade etmeyeceği müvekkil şirkete beyan edildiğini, çekin ciro edilmiş veyahut edilecek olma durumuna binaen; çek arkasında bulunan ciro silsilesinin davalılardan istenmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek; dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılara tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde ; davalılar duruşmaya gelmememiş, cevap ve delil bildirmemiş ve bu nedenle davacının iddialarını reddetmiş kabul edilmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava, dava konusu … …-… Şubesine ait, … nolu hesaptan kesilme, 28/11/2020 keşide tarihli, … seri nolu, 143.000,00-TL bedelli çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Davacı vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden gönderilen, 22/02/2021 tarihli beyan dilekçesi ile; dava konusu, … …- … Şubesine ait, … nolu hesaptan kesilme, 28/11/2020 keşide tarihli, … seri nolu, 143.000,00-TL bedelli çekin, …’ten müvekkili şirket tarafından teslim alındığı, iş bu çekin muhatap bankaya teslim edildiğine dair belgenin delil dilekçeleri ekinde mahkememize sunulduğunun bildirildiği, yine davacı vekili tarafından 22/02/2021 tarihli celsede de davanın konusuz kaldığı ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılması ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesininin talep edildiği görülmüştür.
Dosyamız mündericatında bir sureti yer alan, … …- … Şubesine ait, … nolu hesaptan kesilme, 28/11/2020 keşide tarihli, … seri nolu, 143.000,00-TL bedelli çek incelendiğinde, keşidecisinin dosyamız davacısı … İnş. Mak. San. Tic. Ltd. Şti., lehtar-Cirantasının …, sonraki cirantalarının …, …. San. Tic. Ltd. Şti., … …. San. Tic. Ltd. Şti. Ve …. Mak. İnş. Pls. Nak. … İmalt San. Tic. Ltd. Şti.(son ciranta ve hamil) olduğu, … dışında kalan Cirantaların cirolarının iptal edildiği, sonrasında da yine dosyamız arasında yer alan 17/11/2020 tarihli “Tutanak” ile de dava konusu çekin … tarafından teslim edildiği, bu haliyle de menfi tespit istemi yönünden davanın, davalılar … ve … yönünden konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Diğer davalı … aleyhine de her ne kadar dava konusu çeke dayalı olarak menfi tespit davası açılmış ise de, davalı …’in, dava konusu çekte imzasının ve isminin (keşideci-lehtar-ciranta-avalist gibi) bulunmadığı ve buna bağlı olarak da taraf sıfatı da bulunmadığ anlaşılmış olduğundan iş bu davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326/2 maddesi gereğince; kural olarak yargılama giderleri, davadaki haklılık oranına göre haksız çıkan tarafa yüklenir. Ancak Kanunun 331/1. maddesinde, “…Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder…”
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın,dava konusu … …-… Şubesine ait, … nolu hesaptan kesilme, 28/11/2020 keşide tarihli, … seri nolu, 143.000,00-TL bedelli çekin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dilekçe ve beyan ile dava konusu, … …- … Şubesine ait, … nolu hesaptan kesilme, 28/11/2020 keşide tarihli, … seri nolu, 143.000,00-TL bedelli çekin, …’ten müvekkili şirket tarafından teslim alındığı, iş bu çekin muhatap bankaya teslim edildiğine dair belgenin delil dilekçeleri ekinde mahkememize sunulduğunun ve davanın konusuz kaldığı ve yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılması ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesininin talep edildiği ve sonrasında da yine dosyamıza ibraz olunan 17/11/2020 tarihli “Tutanak” ile de dava konusu çekin … tarafından teslim edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, menfi tespit istemi yönünden davanın, davalılar … ve … yönünden konusuz kaldığı, diğer davalı … aleyhine de her ne kadar dava konusu çeke dayalı olarak menfi tespit davası açılmış ise de, davalı …’in, dava konusu çekte imzasının ve isminin (keşideci-lehtar-ciranta-avalist gibi) bulunmadığı ve buna bağlı olarak da taraf sıfatı da bulunmadığı anlaşılmış olduğundan iş bu davalı aleyhine açılan davanın da pasif husumet yokluğundan reddine ve ayrıca davalılardan … tarafından dava konusu çekin dava açıldıktan sonra davacı yana teslim edilmiş olması nedeniyle HMK 331/1. Maddesi gereği davanın açıldığı tarihte davacının … yönünden dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden davalı …’in sorumlu olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ulaşılmış, diğer davalı … ‘nin ise, dava konusu çekte ciranta konumunda bulunuyor olması ve davacı yanca da davalının çeki iktisabında kötüniyetli olduğunun mevcut dosya kapsamı ile ispat edilemediği anlaşıldığından, iş bu davalı yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemiş ve tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Diğer davalılar … ve … yönünden açılan dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.442,09 harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2.382,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 54,40 TL, posta gideri 134,00 TL olmak üzere toplam: 188,40 TL yargılama giderinin davalılardan …’den alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.535,00 TL nispi ücreti vekaletin davalılardan …’den alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Varsa, taraflarca yatırılan gider avansının, HMK’nun 333. maddesi ve Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi gereğince kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır