Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/588 E. 2023/34 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/588
KARAR NO :2023/34

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali-Alacak
DAVA TARİHİ:16/06/2011
KARAR TARİHİ:19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan genel kurul kararının iptali, alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, ortaklığın gerektirdiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiklerini, kooperatifçe öngörülen binaların tamamlandığını, bütün ortakların konutlarına yerleştiklerini, kooperatif binalarının apartman şeklindeki pek çok bloktan oluşmakta olduğunu, müvekkilleri dışında kalan tüm kooperatif ortaklarının 1993 yılından başlayarak kat mülkiyeti tapusu almış olmalarına karşın, müvekkillerine kat mülkiyeti tapusu verilmediğini, bunun sebebi olarak da müvekkillerinin konutlarının yer aldığı 19. blokun kurulu olduğu arsanın mülkiyetinin … Belediyesi’ne ait olmasının bildirildiğini, hukukun bu husustaki emredici düzenlemesinin bir sonucu olarak müvekkillerinin mağduriyetinin giderilmesi için 06/06/2010 tarihli genel kurulda alınan 8 numaralı karar ile arsanın … Belediyesi’nden satın alınmasına karar verildiğini, davalı kooperatif genel kurulunda karar alınmasının üzerinden bir yıl geçmesine karşın geçerli hiç bir sebep de olmaksızın diğer davalılar olan kooperatif yönetim kurulu üyelerinin 06/06/2010 tarihli genel kurulda alınan 8 numaralı kararı icra etmediklerini, müvekkilleri son ana kadar kararın icrasını beklerken, bu kez 15/05/2011 tarihinde yapılan genel kurulda müvekkillerinin muhalefet şerhine konu itirazlarına rağmen alınan 7 ve 8 numaralı kararlar ile müvekkillerine kat mülkiyeti yerine kat irtifakı tapusu verilmesine oy çokluğuyla karar verildiğini, kat mülkiyeti tapusu alan diğer kooperatif ortaklarını aksine davranmaya ikna olanağı bulunmamakta olduğunu, bu durumdan kooperatif gibi kararı icra etmeyen yönetim kurulu üyelerinin de şahsen sorumlu olduğunu, müvekkillerince davalı kooperatif yönetim kuruluna yönelik olarak 04/03/2011 tarihinde bir yazı yazıldığını ve hem genel kurul kararının icrasının istendiğini, hem de uğranılan mağduriyetin giderilmesinin talep edildiğini, davalıların yazı ile dilekçe olarak kendilerine ulaştırılan bu talepleri görmezden geldiğini, hiçbir icrai hareket geliştirmediklerini, bir kısım müvekkilleri tarafından kooperatif yöneticileri hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulduğunu, soruşturmanın 2011/5279 soruşturma numarası ile devam ettiğini, müvekkilleri kooperatif üyelik aidatı öderken, ödedikleri bedelin içinde hem yapı giderleri; hem de arsa bedelinin bulunmakta olduğunu, müvekkillerinin ödedikleri bedellere karşın arsanın mülkiyetine sahip olmamalarının ve arsa için ödedikleri bedelden diğer üyelerin yararlanmasının, diğer üyelerin arsa için ödedikleri bedelin düşmesi sonucunu da doğurduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak üzere 15/05/2011 tarihli genel kurulda alınan 7 ve 8 numaralı kararların iptalini, 06/06/2010 tarihli olağan genel kurulda alınan 8 numaralı kararın geçerliliğinin tespitini ve kayyım atanarak geçerliliği tespit edilecek 06/06/2010 tarihli genel kurul kararının kayyım eliyle icrasını; ya da terditli olarak ele alınmak üzere uğranılan zararın tazmini cümlesinden olmak üzere davacıların konutlarının bulunduğu blokun yer aldığı arsanın mülkiyetinin devrinin sağlanmamış olması nedeniyle arsa bedelinin tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 25/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile, tazminat taleplerinin konutların dava tarihi itibariyle iskansız değeri ile iskanlı değeri arasındaki farktan oluştuğunu belirterek, davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 157.500,00-TL olmak üzere toplam 630.000,00-TL alacağın davalı kooperatiften tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar Tasfiye Halinde … Kooperatifi ve … vekilleri cevap dilekçesi ile; her ne kadar arsanın belediyeden satın alınmasına karar verilmiş ise de, öncelikle müvekkili kooperatif yönetiminin bundan önce de 2006 yılından itibaren konu ile ilgilendiğini, imar durumunun çıkartıldığını, 12/11/2007 tarihinde arsanın belediyece kooperatife satışının yapılmasının istendiğini, 22/12/2008 tarihinde de yeni bir dilekçe ile belediyeden arsanın satışı için işlemlerin yapılmasının istendiğini ve genel kurulca kabul edilebilir bir rakam talep edilmesini istediklerini, buna rağmen belediyenin yandaki 254 parsele de tecavüz olduğundan bu parselden muvafakat istediğini ve bu muvafakatın alınamadığını, ayrıca belediyenin de m2 birin fiyatını aşağı çekmediği için arsanın satışı için gerekli işlemleri yapmadığını, 2010 tarihli genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda müvekkili kooperatif yönetiminin belediye ile gerekli şifahi girişimleri yaptıklarını, ancak belediyenin arsa m2 birim fiyatı için KDV ve diğer harç ve masraflar hariç 850,00-TL’den satış için işlem yapılabileceğini belirttiğini, 2010 tarihli genel kurulda satın alınabilecek limitin 375,00-TL olarak belirtildiğinden yönetim kurulunun da bu limiti aşmasının söz konusu olamayacağından fiili olarak arsa alını için bir engel olduğunun aşikar olduğunu, ayrıca tecavüz edilen yer imar yolu olduğundan, bu yolun önce belediyece arsaya çevrilmesi ve satılabilecek gayrimenkul haline getirilmesinin gerektiğini, kısa sürede bunun da yapılabilmesinin söz konusu olmadığını, bu nedenle müvekkili kooperatif yönetiminin 2010 yılında genel kurulda alınan kararların 8. maddesini icra etmedi iddiasının doğru olmadığını; bilakis bu karardan önce 2006 yılından itibaren bu arsayı belediyeden satın almaya çalıştıklarını, fiziki engeller aşılamadığı için alınamadığını, davacıların oturduğu blokun sadece imar yoluna tecavüz etmemekte olduğunu, yandaki 254 parselde 3 metre kadar da oraya tecavüz olduğunu, belediye imar yolunu arsaya çevirip satılabilir gayrimenkul yapıp kooperatife satsa da iskan alınamayacağını, çünkü muvafakat engelinin aşılamadığını, ayrıca söz konusu blokun 30 yıllık olup depreme dayanıklı bir bina olmayıp birçok tadilatlardan da geçtiği için yine iskan alınamaz durumda olduğunu, davacıların içinde bulunduğu yönetim dönemlerinde de 1993 yılında iskan için uğraştıklarını, aftan yararlanıp iskan almak istediklerini; ancak alamadıklarını, idare mahkeme dava açıldığını ancak davanın reddedilerek Danıştay tarafından onandığını, gerek iskan alma için kararların alındığı; gerek ise dava açıldığı dönemlerde davacılardan … hariç, davacıların hepsinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, bu imkansızlığı hepsinin bilmekte olduğunu, bu nedenle yönetim kurulunu icra etmedi iddiasının yersiz olduğunu, bilhassa bu durumu davacılar bildiğinden iyi niyetli olmadıklarını, özellikle davacılardan …’in 22/11/1985 yılından 31/07/1995 yılına kadar on yıl yönetim kurulu üyeliği yapmış olduğunu, esasen iskan alınıp kat mülkiyeti tapularının alınamamasının asıl nedeninin, davacıların bloğunun yapıldığı dönemde normal imar durumuna göre inşaat yapılmayıp, projeye aykırı olarak gerek imar yoluna tecavüz; gerek ise yandaki arsaya tecavüz edecek şekilde inşa edilmesi olduğunu, bunun sorumluluğunun o dönemdeki; yani 1980’li yıllardaki yönetim kuruluna ait olduğunu, mevcut yönetim kurulunu bu iskan verilmezlikten sorumlu tutmanın mümkün olmadığını, 2010 yılındaki genel kurulda 8. maddede öngörülen limit ile bu arsanın alınamayacağını ve iskan imkansızlığını gören genel kurulun, 15/05/2011 tarihli genel kurulda davacıların mağdur olmaması için 7. maddede arsanın alınabilmesi için birim fiyatın 1.500,00-TL olacağı ve toplam 170 m2 arsayı alma için oylama yapıldığını, 43 alınmaması oyu ve 6 ret oyu ile 2010 yılında alınan 8. maddedeki karadan dönüldüğünü, kooperatif ortaklarından kimsenin, bu projeye aykırı yapılan blokun arsası için birim fiyatın 1.500,00-TL’den satın alma zorlanamayacağını, dolayısıyla bu imkansızlıklar ortadan kalkana kadar davacıların mağdur edilmemesi için kat irtifakı tapusu verilebileceğinden kat tapusu verilmesine karar verildiğini, davacıların kendilerine neden tapu verilemediğini bilmekte olduklarını, bu nedenle eşitlik ilkesinin arkasına sığınarak dava açmalarının iyi niyetli olmadıklarını gösterdiğini, kayyım atanmasının vesayet makamı tarafından yapılabileceğini ve bu durumun da tüzel kişiliğin gerekli organlardan yoksun kalması durumunda olabileceğini, vesayet makamının da sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle dava konusu ve talep itibariyle genel kurul kararlarının iptali, genel kurul karar tespiti, davacıların zararlarının giderilmesini isteyen eda davasını içermekte olduğundan ve eda davası ile tespit davası birlikte açılamayacağından ve ayrıca iptal davası ile öncelikle ele alınarak usul yönünden davanın reddine karar verilmesini, kayyım tayini istendiğinden görev yönüyle davanın reddini; esas olarak genel kurulda alınan ve iptali istenen 15/05/2011 tarihli genel kurulda alınan 7 ve 8 numaralı kararların iptaline yönelik davanın da reddini talep etmiştir.
Davalılar … ve …, kendilerine usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkememizin 16/04/2015 tarihli, 2011/356 esas ve 2015/301 karar sayılı kararı ile; “Davacı tarafın Genel Kurul Kararının İptali istemine yönelik talebi yerinde görülmediğinden REDDİNE” ve Davacı tarafın tazminat talebinin zamanaşımı nedeniyle REDDİNE” karar verilmiş, verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2020 tarihli, 2016/9102 esas ve 2020/1226 karar sayılı ilamı ile; “1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl yükümlülüğü parasal yükümlülüğü karşılığında ana sözleşmeye ve imar mevzuatına uygun, tapulu, oturmaya ya da kullanmaya elverişli bağımsız bölüm teslim etmektir. Dosyadaki belgelerden henüz böyle bir ifa gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Kooperatif üyeleri olan davacılar kooperatifin edimini beklediklerine göre henüz zamanaşımı süresi başlamamıştır. Bu nedenle uyuşmazlığın esasına girilerek çözüme kavuşturulması gerekirken davanının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, taraflarca karar düzeltme talep edilmemiş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, davalı kooperatifin 15/05/2011 tarihli genel kurulda alınan 7 ve 8 numaralı kararların iptali, terditli olarak alacak talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait 2011/5279 soruşturma sayılı şikayet dilekçesi, İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 23/07/2020 tarihli, 2020/440 esas ve 2020/404 karar sayılı veraset ilamı, davalı şirket ticaret sicili kayıtları, 06/06/2010 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, 15/05/2011 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, 10/04/1987 tarihli genel kurul TTSG tescil ilanı, 08/12/1992 tarihli arsa tescil belgesi, 30/06/1995 tarihli 44 sayılı yönetim kurulu kararı, 23/03/1995 tarihli toplantısında davacı dilekçelerinin genel kurul gündemine alınmasına ilişkin kararı, 06/05/1995 tarihli genel kurul toplantı tutanağı, … Belediyesi Kadastro Müdürlüğü’nün 1074/250 parsele ait 23/02/2006 tarihli aplikasyon krokisi, … Belediyesi’nin 30/10/2006 tarihli ve 49 sayılı inşaat istikamet rölevesi, 1045/254 ve 1074/250 parsellere ait 21/08/2007 tarihli değişiklik tasarımı, … Belediyesi’nin 30/05/2006 tarihli ve 73 sayılı 1074 ada 250 parselin imar durumu yazısı, satış kararı, ortaklık payı devir kararı, 04/03/2011 tarihli davalı şirket yönetim kuruluna yazılan dilekçe, davalı kooperatif karar defterleri, genel kurul tutanakları, belediye ile arsa satışı için yapılan yazışmalar, tapu senet ve kayıtları, muvafakat talep yazıları ile cevabi beyanlar, iskan için belediye ve mücavir alan sınırı içinde kalan yapılara ait başvuru formu, müracaat formu, tespit formu, değerlendirme formu ve makbuzları, proje kroki ve görselleri, … Belediyesi 20/09/2007 tarihli encümen kararı, Danıştay 6. Dairesi’nin 17/04/1995tarihli, 1994/4425 esas ve 1995/1651 karar sayılı kararı, kat mülkiyetine geçişi tescil edilen ana taşınmazlar listesi, 01/07/1993 tarihli ve 11 sayılı yönetim kurulu kararı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/1966 tasdik tarihli üye kayıt defteri, … 2. Noterliği’nin 31/01/1973 tarihli üye kayıt defteri ara tasdik mührü, … 2. Noterliği’nin 13/12/1991 tasdik tarihli kooperatif karar defteri, ortaklık pay devir kararları ve … 60. Noterliği’nin 30/06/2022 tarihli ve … yevmiye numaralı mirasçılık belgesi dosyamız arasına alınmış, bilirkişi heyetlerinden raporlar ve ek raporlar alınmıştır.
İnşaat mühendisi …, harita ve kadastro mühendisi …, gayrimenkul değerleme uzmanı …, mimar … ve kooperatif mevzuatı uzmanı … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyası kapsamına sunulan 16/02/2022 tarihli tarihli rapor ile; davacıların davalı kooperatifin üyesi olduğu, bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı, yapı kooperatiflerinin asıl amacı ve yükümlülüğünün, üyelerine kullanıma uygun bir bağımsız bölüm teslim etmek olduğu, kooperatif ortaklarının hak ve yükümlülüklerde eşit olup kooperatifin aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorunda olduğu, kendisine daire verilebilecek konumdaki bir üyenin daire almaktan vazgeçerek kendisine tazminatın ödenmesini isteyemeyeceği, bu nedenle tapu iptal ve tescilin mümkün olmadığının tespit edilmesi halinde ancak davacının tazminat bedelinin ödenmesini talep edebileceği, davaya konu bağımsız bölümlerin imar planına ve projeye aykırı olarak yola ve başka parsele taşkın şekilde inşa edilmesi nedeniyle davalı kooperatifin davacı üyeleri adına 1074 ada 250 parselde bulunan 19 nolu blokta bulunan bağımsız bölümleri, davacılar adına tapuda tescil edemeyeceğinin tespit edildiği, davalı kooperatifin üyelerine tahsis edeceği konut inşaatının 1981-1983 yıllarında yapıldığı ve Mayıs 1983 tarihinde konutların imza karşılığında davacılar dahil tüm üyelere teslim edildiği, o tarihten bu yana tarafların kullanımında olduğu, daire tapularının diğer üyelere 1993 yılında verilmesine karşın, davacılara tahsis edilen davaya konu 1074 ada 250 parseldeki taşma sebebiyle bu parseldeki 19. bloğun tapu tescillerinin davacılara verilemediği ve ferdi mülkiyetin kendilerine tesis edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacıların, davalı kooperatiften tazminat istenilmesinin ön koşulunun gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekeceği, davacıların davalı kooperatife karşı üyelikten kaynaklanan akçeli yükümlülüklerinin tamamını diğer üyeler gibi yerine getirmiş olmasına rağmen bu üyelere tahsis edilen blok inşaatının imar planına ve projeye aykırı olarak başka parsellere taşkın olarak inşa edilmesi nedeniyle hukuki ayıplı olduğu, bu nedenle de davacılar adına bu blokta bulunan bağımsız bölümlerin adlarına tescil edilememesi nedeniyle davacılar adına tescil edilemeyen bağımsız bölümler yönünden eşitlik ilkesinin yerine getirilmediğinin kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davacıların zararının tespiti suretiyle bu zararlarının davalı kooperatiften tahsil edilmesini istemekte haklı oldukları, kooperatiflerde tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer bir deyişle üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlemeyeceği, dava dilekçesindeki talebe göre 1074 ada 250 parsel üzerindeki 19 nolu blokun yer aldığı arsanın mülkiyetinin devrinin sağlanmamış olması nedeni ile arsa bedelinin tespiti olduğundan dava konusu taşınmazın bulunduğu arsanın değerinin emsal satışlardan yararlanarak hesaplandığı, emsallere göre davaya konu taşınmazın konumu, büyüklüğü, imar durumu, mülkiyet durumu (tahsisli/hisseli/müstakil parsel) v.b. diğer tüm kriterler birlikte değerlendirildiğinde güncel değerinin, 40.000,00-TL/m2 birim değer takdiri ile toplam değerinin 760,00 m2 x 40.000,00-TL/m2 = 30.400.000,00-TL olarak hesaplandığı, 21.10.2020 tarihi ile değerinin 30.400.000x(1,0771/1.4993)=21.843.789,19-TL; davanın ikame tarihi olan 16.06.2011 tarihi itibariyle değerinin 40.000 x (1,0921/1,4993) = 29.136,26 TL/m2 hesaplanarak 760 m2 tapu alanlı 1074 ada 250 parselin arsa değerinin 29.136,26×760,00 m2=22.143.557,60-TL olarak hesaplandığı tespit edilmiş, rapora karşı yapılan itirazlar neticesinde mahkememizin 21/04/2022 tarihli celsesinde; “Dosyaya rapor sunan bilirkişi heyetine, yerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, tarafların talepleri de göz önünde bulundurulmak suretiyle, dava konusu yerde bulunan ve dava konusu yapılmayan diğer daireler de incelenmek suretiyle ayrıca davacıların halen fiilen oturdukları daireler de incelenmek suretiyle, dairelerin yüz ölçümleri, komşu parsele olan tecavüz miktarları, davacı tarafın talebi de göz önünde bulundurularak söz konusu dairelerin her birinin, iskanlı haldeki değeri ile, iskansız haldeki değerlerinin ne olduğu hususlarında ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verilmiş olup, aynı heyet tarafından dosya kapsamına sunulan 03/10/2022 havale tarihli ek rapor ile; zemin katta yer alan daireler için kat mülkiyeti ve arsa tapulu taşınmaz arsasındaki değer farkının 536.886,60-TL-375.820,20-TL=161.066,70-TL; 1. ve 2. normal katlarda yer alan daireler için değer farkının 584.610,18-TL-409.226,44-TL=175.383,74-TL olduğu, tüm bloklardaki dairelerin mimari olarak aynı tasarlandığı, bireysel kullanıma bağlı olarak balkonun odaya dahil edildiği veya wcnin bölünerek 2 ye ayrıldığını, ancak kullanım alanları ve mimarı tasarımının aynı ve eşit büyüklükte olduğu, dava konusu taşınmazlar üzerinde kat mülkiyeti/kat irtifakı kurulmadığı için piyasa alım satım kabiliyetinin kat mülkiyetli taşınmazlara olan talebe göre daha düşük olduğu, banka kredisi kullanımına uygun olmaması nedeniyle değerinin normal kat mülkiyetli bir taşınmaza göre daha düşük olduğu, mahallinde keşif yapıldığı, davacı ve davalılara ait dairelerin kullanım alanının takriben aynı olduğu, zemin katta yer alan daireler için kat mülkiyeti ve arsa tapulu taşınmaz arasındaki değer farkının 536.886,90-TL-375.820,00-TL=161.066,70-TL; 1. ve 2. normal katlarda yer alan daireler için değer farkının 584.610,18-409.226,44-TL=175.383,74-TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Davacı tarafın genel kurul kararlarının iptali talebine ilişkin olarak; davalı kooperatif tarafından … Mirgül Mah. 1045 Ada, 249,250,251,252,253 ve 254 Parsel sayılı taşınmazlar üzerinde yapılan konut inşaatları sonunda 250 sayılı arsa içerisindeki yapının yola tecavüzü olduğu ve bu konuda yapılan girişimlerden sonuç alınamayıp yapının yasal hale getirilemediği, 254 nolu parsele tecavüzü bulunduğu ve yapı kullanma izin belgesinin 1986 yılında alındığı, anlaşılmaktadır. İptali talep edilen 7 ve 8 nolu genel kurul kararlarının yukarıda belirtilen yapının yola ve komşu parsele tecavüzü bulunması ve uygun hale getirilememesi karşısında iptal isteminin yerinde olmadığı da anlaşılmaktadır. İlgili konutlar için iskan izni alınmasının mümkün olmadığı, resmi yazılarla sabit olup, bu itibarla 06/06/2010 tarihli önceki kararın yürürlükte olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi davacılara hiç olmazsa kat ittifakı tapusu verilmesine dair iptal istemine konu karar da kanun, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı kabul edilemeyecektir. Bu itibarla, davacı tarafça genel kurul kararının iptali talebiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın alacak talebine ilişkin olarak; davacıların davalı kooperatifin üyesi oldukları, yapı kooperatiflerinin asıl amacı ve yükümlülüğünün, üyelerine kullanıma uygun bir bağımsız bölüm teslim etmek olduğu, kooperatif ortaklarının hak ve yükümlülüklerde eşit olup kooperatifin aynı durumdaki ortaklarına eşit işlem yapmak zorunda olduğu, kendisine daire verilebilecek konumdaki bir üyenin daire almaktan vazgeçerek kendisine tazminatın ödenmesini isteyemeyeceği, bu nedenle tapu iptal ve tescilin mümkün olmadığının tespit edilmesi halinde ancak davacının tazminat bedelinin ödenmesini talep edebileceği, davaya konu bağımsız bölümlerin imar planına ve projeye aykırı olarak yola ve başka parsele taşkın şekilde inşa edilmesi nedeniyle davalı kooperatifin davacı üyeleri adına 1074 ada 250 parselde bulunan 19 nolu blokta bulunan bağımsız bölümleri, davacılar adına tapuda tescil edemeyeceğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, 19. bloğun tapularının davacılara verilemediği ve ferdi mülkiyetin kendilerine tesis edilemeyecek olduğu, bu anlamda davacıların, davalı kooperatiften tazminat talebinde bulunma hakları bulunduğu açıktır. Davacıların talep edebilecekleri tazminat ise, konutların dava tarihi itibariyle iskansız değeri ile iskanlı değeri arasındaki farktan oluşan değerdir. Bu değer her bir daire için bilirkişi heyetince tespit edilmiş bulunmaktadır. Bilirkişi heyetince 03/10/2022 havale tarihli ek rapor ile bu bedel daha yüksek olarak belirlenmişse de, davacı tarafça, 25/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılar …, …, … ve … için ayrı ayrı 157.500,00-TL olmak üzere toplam 630.000,00-TL talepte bulunulması dikkate alınarak bu davacılar yönünden alacak talebiyle açılan davanın ıslah dilekçesindeki talep doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların alacak talebinden sadece davalı kooperatif sorumlu olduğundan, kooperatifin yönetim kurulu üyeleri olan diğer davalılar hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar aleyhine Genel Kurul Kararının İptali talebiyle açılan davanın REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, … mirasçıları …, … ve … tarafından davalılar …, …r ve … mirasçıları … ve … aleyhine alacak talebiyle açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Davacılar …, …, …, … mirasçıları …, … ve … tarafından davalı Tasfiye Halinde … aleyhine açılan davanın KABULÜNE, davacı … için belirlenen 157.500,00-TL, davacı … için belirlenen 157.500,00-TL, davacı … için belirlenen 157.500,00-TL ve davacı … mirasçıları …, … ve … için belirlenen 157.500,00-TL alacağın davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafça genel kurul kararının iptali talebiyle açılan davanın reddine karar verildiğinden, 179,30-TL karar ve ilam harcının davacı taraftan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacılar …, …, …, … mirasçıları …, … ve … tarafından davalı Tasfiye Halinde … aleyhine açılan alacak davasının kabulüne karar verildiğinden, alınası gerekli 43.035,30-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin harç ve ıslah harcı olmak üzere yatırılan toplam 10.736,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 32.298,80-TL harcın davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak Hazineye gelir kaydına, davacılar …, …, …, … mirasçıları …, … ve … tarafından yatırılan toplam 10.736,50-TL harcın davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Genel kurul kararın iptali davasında davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı …, alacak davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 24.625,00-TL vekâlet ücretinin davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacı …’a verilmesine,
8-Davacı …, alacak davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 24.625,00-TL vekâlet ücretinin davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacı …’a verilmesine,
9-Davacı …, alacak davasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 24.625,00-TL vekâlet ücretinin davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacı …’e verilmesine,
10-Davacı … mirasçıları …, … ve … alacak davasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 24.625,00-TL vekâlet ücretinin davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacı … mirasçıları …, … ve …’e verilmesine,
11-Davacılar tarafından yapılan ve başvurma harcı 18,40-TL, vekalet harcı 2,90-TL, bilirkişi ücreti 13.200,00-TL, posta gideri 1.618,50-TL ve keşif harcı 419,90-TL’den ibaret toplam 15.259,00-TL yargılama giderinin davalı Tasfiye Halinde …’nden alınarak davacı tarafa verilmesine,
12-Davalı Tasfiye Halinde … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacılar ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri ve davalı asil …’ün yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır