Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/579 E. 2021/213 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/579 Esas
KARAR NO:2021/213

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2020
KARAR TARİHİ:22/03/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ ın …. Kısım şubesi mudisi olduğunu, bankanın kredi kartından … için mayıs 2019 tarihinden beri para ödediğini ve çekilen parayı da aynı ayın ekstresinde davalı bankaya geri ödediğini, Eylül 2019 tarihinde … eksperi …’ın bürosuna gelerek eşi için de hayat emekliliğe para yatırmasını istediğini, Eylül 2019 ödemesi için 3.050 TL eşi ve 3.000 TL’de kendisi için olmak üzere toplam 6.050 TL ödediğini, daha sonra … ilgililerine başvurduğunu, eşi içi yatırılan 3.050 TL nin geri verilmesini istediğini, Ekim 2019 döneminde paranın …’ ın …. Kısım şubesindeki hesabına geri gönderdiklerini söylediklerini, ancak hesaba sadece 1.050 TL gönderildiğini, durumun düzeltilmesi için şubeye sifahi olarak defalarca başvurulmasına rağmen yanlışlığın düzeltilmediğini, davalı bankanın eyleminin haksız fiil olduğunu, davalı banka ve … ve Emekliliğin kusurunun hafif kusur nitelemesinden öte kast niteliğinde olduğunu, dava her ne kadar haksız fiile ilişkin olarak açılmış ise de TTK 3. Maddesinin ticari işletme yönünden düzenleme getirdiğini, bu düzenlemeye göre de, ticari işletmenin her türlü eyleminin ticari olduğunu, davalı bankanın ticari işletme olması nedeniyle haksız fiilin de ticari olduğunu ve bu itibarla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, sonuç itibariyle de … tarafından adına gönderilen 2.000,00 TL paranın hesabına gelmediğini bu nedenle de taraflara ödendiğinden, 2.000,00 TL ve artı ihtarname masrafı 160,00 TL olmak üzere, fazlaya ilişkin dava ve taleplerinin hakkının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.160,00 TL maddi 10.000,00 TL manevi zarara, zararın meydana geldiği 23/09/2019 tarihinden itibaren ticari faiz yürütülmesine, dava harcının hesabında dava ikame tarihine kadar işleyecek faiz tutarının da nazara alınmasına, yargılama giderlerinin ve ileride tutacağı vekil için doğacak vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davada diğer davalı olan … .. İle davacı … arasında … ilişkisi bulunmakta olduğu davacı aralarında bulunan bu ilişkiye binaen yapılan ödemeleri müvekkili banka kanalıyla gerçekleştirdiğini yapılan bu işlemlerde müvekkili banka sadece para aktarma işlemini gerçekleştiren taraf olduğunu herhangi bir zarara sebep olmadığını davacı tarafından müvekkili bankaya …. Noterliğinden ihtarname keşide edildiğini bu ihtarnamede davacı … ve Emeklilikten bankaya 3.050,00 TL gönderildiğini ve 1.050,00 TL lik dışında kalan kısmın kendisine verilmediğini iddia ettiğini müvekkili banka 31/12/2019 tarihli cevabında bir olmadığı belirtilmiş olup beyan gerçeği yansıtmamaktadır zira müvekkili bankaya davalı …. Tarafından gönderilen 1.050,00 TL davacı yana iade edildiğini, davanın usulden reddini ardından esastan reddini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur .
Davalı … ve … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarına karşılık müvekkili şirketin davacıya gerekli iade işlemini gerçekleştirdiğini iş bu dilekçede sundukları davacıya ait kredi kartı ekstresinde açıkça görüleceğini bu sebeple huzurdaki dava konusuz kalacağını davanın reddinin gerektiğini, huzurdaki davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığını Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu, sunmuş oldukları beyanlarının dikkate alınarak müvekkili şirket aleyhine açılmış davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, Bireysel … sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileride dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2. fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” düzenlemesine yer verilmiştir, ilgili yasa maddesi ile görev konusunun tartışılmasının önüne geçilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğuna yer verilmiş ve aynı yasanın 114/1-c bendinde de, mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, dava şartlarının mevcut olup olmadığının da, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacak olup, dava şartı noksanlığı halinde HMK 115. maddesinde davanın usülden reddine karar verilmesi gerekecektir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, Bireysel … sözleşmesi kapsamında ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin alacak davası olduğu, ayrıca davacı yanca yapılan ödeme her ne kadar kredi kartından ödenmiş ise de bankacılık işleminden kaynaklanmadığı, ayrıca davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile de alakalı olmadığı, davacının tacir olmadığı, müşteri veya tüketici olduğu, TTK 4 maddesi gereğince davanın mutlak ticari nitelikte de bulunmadığı, 6502 sayılı TKHK.nun 2/1. maddesine göre de sigorta işlemlerinin tüketici işlemlerinden sayıldığı ve aynı kanunun 83/2 ve 73. maddelerine göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından, görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan … TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 md. Uyarınca, Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20. maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/03/2021

Katip …

Hakim …