Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/567 E. 2021/174 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/567
KARAR NO:2021/174

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/10/2020
KARAR TARİHİ:10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
AÇILAN DAVA VE İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkillerinin murisi…’un 06.12.2016 tarihinde … A.Ş.’den 48 ay vadeli taşıt kredisi kullandığını, bu kredi borcunun davalı sigorta şirketi nezdinde … Kredi Koruma Sigortası Katılım Sertifikası ile güvence altına alındığını, müvekkilerimin murisinin 24.03.2019 tarihinde vefat ettiğini ve vefat durumunda davalı sigorta şirketi tarafından güvence altına alınan kredi borç bakiyesi davalı şirket tarafından ödenmediğini belirterek açıklanan nedenlerle; her türlü fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalı sigorta şirketi tarafından garanti edildiği halde ödenmeyen 26.464,59 TL’nin, vefat tarihi olan 24.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.
SAVUNMA VE KARŞI TALEPLER:
Davalı yanca sunulan cevap dilekçesinde özetle; sigortalı Müteveffa … ile … Kredi Koruma Sigortası kredi sözleşmesi akdettiği, sigortalının poliçe süresinde vefat etmesi sebebiyle kanuni mirasçılarının, Poliçe kapsamında vefat teminatını Müvekkili Şirketten ödenmesini talep ettiklerini, öncelikle, davada dain-i mürtehin muvafakati bulunmadığını, bu sebeple davanın öncelikli olarak usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer taraftan, usule ilişkin itirazları baki kalmak kaydıyla, Davacı tarafın, teminat ödemesi yapılması için Müvekkili Şirkete rizikoyu yazılı biçimde bildirerek vefat teminatını talep etmediğini ve bu kapsamda teslim edilmesi gereken hasar evrakını ulaştırmadığını, buna göre Müvekkili Şirketin Poliçe dahilinde tazminat borcunun doğduğundan bahsedilemeyeceğini ve ayrıca dava kapsamında faiz de talep edilemeyeceğini, bu yönüyle ise davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca, hiçbir şekilde kabul anlamına gelememek kaydıyla, poliçenin azalan kapitalli olduğunu ve sigorta ilişkisi kapsamında Müvekkili Şirketten yalnızca kaza tarihindeki bakiye kredi borcunun talep edilebileceğini ve sonuç olarak da açılan davanın öncelikle usulden, aksi halde usul ve yasaya aykırı davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, muris tarafından kullanılan araç kredisine bağlı olarak miras bırakanı ile davalı arasında düzenlenen “… Kredi Koruma Sigortası Poliçesi” kapsamında poliçe teminatının tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, müteveffa…’un, dava dışı … A.Ş.’den 48 ay vadeli taşıt kredisi kullandığı, kredinin teminatı olarak davalı şirket ile 06/12/2016 tarihli kapsayan … Kredi Koruma Sigortası Poliçesi akdedildiği, murisin vefat etmesi üzerine poliçe teminatının davacılar tarafından talep edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu ve aynı yasanın 114/1-c bendinde de, mahkemenin görevli olmasının dava şartları arasında sayıldığı, mahkemenin görevi ile ilgili yasal düzenlemeler sonucunda görevle ilgili konuların taraflar yönünden usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı ve dava şartı noksanlığı bulunması halinde HMK 115. Maddesi hükmü gereği, davanın usülden reddine karar verilmesi gerektiği hususları düzenlenmiştir.
Yine, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde de, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. Maddesinde de; “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Davacılar, davalı şirket ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır.
Somut olayda davacıların, davalı şirket ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçıları olduğu, uyuşmazlığın ise, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklandığı ve söz konusu rizikonun teminat kapsamında olup olmadığına ilişkin olduğu ve davanın da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonraki bir tarihte açıldığı anlaşıldığından, davacılar tarafından açılan davanın, mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine ve kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle:
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan … TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır