Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/55 E. 2021/855 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/55 Esas
KARAR NO :2021/855

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/01/2020
KARAR TARİHİ:01/12/2021

Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit talebine ilişkin asıl ve birleşen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili, asıl davadaki dava dilekçesinde özetle; davalı/ alacaklının müvekkili aleyhine 137.500,00 TL bedelli 18/05/2015 tanzim, 05/10/2015 vade tarihli senede dayalı olarak ….İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, müvekkili ile gerek davalı gerekse dava dışı …Müh. İth. İhr. San. Ltd. Şti. arasında herhangi bir beşeri veya ticari ilişki mevcut olmadığı gibi taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisinin de bulunmadığını, müvekkili tarafından herhangi bir senet düzenlenmediğini ve davalıya verilmediğini, senetler üzerinde yer alan yazı ve imza dahi müvekkiline ait olmadığını, konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla müracaat edildiğini beyan ederek takip dayanağı senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, senedin iptalini, davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, birleşen davadaki dava dilekçesinde özetle; davalı/ alacaklı tarafından, müvekkili aleyhine 32.500,00 TL bedelli 18/05/2015 tanzim, 15/10/2015 vade tarihli senet sebebiyle ….İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, müvekkili ile gerek davalı gerekse dava dışı …Müh. İth. İhr. San. Ltd. Şti. arasında herhangi bir beşeri veya ticari ilişki mevcut olmadığı gibi taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisinin de bulunmadığını, müvekkili tarafından herhangi bir senet düzenlenmediğini ve davalıya verilmediğini, senetler üzerinde yer alan yazı ve imza dahi müvekkiline ait olmadığını, konuyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına resmi belgede sahtecilik suçlamasıyla müracaat edildiğini beyan ederek takip dayanağı senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, senedin iptalini, davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Asıl ve birleşen davada, davalı yana usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E /
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından 29/01/2021 günlü ve 2021/81 Karar sayılı karar ile, dava dosyasının eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen dava, sahtelik iddiasına dayalı olarak İİK 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Asıl davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından 23/06/2016 tarihinde dosyamız davacısı … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, dayanak senedin keşidecisinin davacı şirket, lehtarının …Müh. İth. İhr. San. Ltd. Şti olduğu, düzenleme tarihinin 18/05/2015, ödeme tarihinin 05/10/2015, senet bedelinin de 137.500,00 TL olduğu, keşideci şirketin iki kaşesi üzerine iki imzanın bulunduğu, senedin arka yüzünde, lehtar şirketin ve davalı …’nun ciranta olarak imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Birleşen davaya konu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davalı … tarafından 23/06/2016 tarihinde davacı … ve … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, dayanak senedin keşidecisinin davacı şirket, lehtarının …Müh. İth. İhr. San. Ltd. Şti olduğu, düzenleme tarihinin 18/05/2015, ödeme tarihinin 05/10/2015, senet bedelinin de 32.500,00 TL olduğu, keşideci şirketin kaşesi üzerinde ve kaşe yanında iki adet imzanın bulunduğu, senedin arka yüzünde, lehtar şirketin ve davalı …’nun ciranta olarak imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu senetlere ilişkin soruşturmanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunun 2020/16941 sayılı dosyasından yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
Menfi tespit davası, davalı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davadır (Kuru, B: İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 136).
Mahkememizde görülüp karara bağlanan asıl ve birleşen dava, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak açılmış olup, böyle bir durumda öncelikte sahtecilik iddiasının incelenmesi dava ve takip konusu senetlerdeki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Asıl ve birleşen dava konusu senet asılları, davacı şirketin yetkilisi olan davacı …’ın senetlerin keşide tarihinden önce kullanmış olduğu imzaları içerir mukayeseye esas belge asılları celbedilmiş, imza örnekleri alınmış, uyuşmazlık teknik çözümü gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle; davaya konu edilen 32.500,00-TL bedelli ve 137.500,00-TL bedelli iki adet çekin ön yüzlerinin borçlu hanelerinde basılı “… San. ve Tic. Ltd. Şti…” ibareleri ile başlayan kaşe basım izleri üzerinde ve sağ taraflarında atılı bulunan borçlu imzalarının, … isimli şahsın dosya içerisindeki mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla aralarında farklılıkların bulunduğunun tespit edilmiş olması sebebiyle … isimli şahsın eli mahsulü olmadığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce görülüp karara bağlanan asıl ve birleşen davada, davacı yanın aleyhlerine başlatılan icra takiplerine dayanak senetler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiği, uyuşmazlığın asıl ve birleşen davaya konu senetlerdeki davacı şirket kaşesi ve boşluğa atılı bulunan imzaların senetlerin keşide tarihinde davacı şirketin yetkilisi olan davacı …’ın eli ürünü olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Dosyamız arasına getirtilen senet asılları, davacı …’ın mukayeseye esas imzalarının bulunduğu belge asılları ve adı geçen davacının alınan imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda dava ve takip konusu senetlerin ön yüzünde bulunan imzalar ile davacı …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilememiştir. Davalı yanca rapora itirazda bulunulmadığı gibi, raporun teknik, ayrıntılı ve gerekçeli olduğunun anlaşılması nedeniyle hükme esas alınmasına karar verilmiştir. Bu haliyle de, asıl ve birleşen davaya konu senetlerdeki imzaların davacıların eli ürünü olmadığı kabul edilmiş, sahtelik iddiası mutlak defilerden olmakla herkese karşı ileri sürülebileceğinden asıl ve birleşen davanın menfi tespit talebi bakımından kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak dava konusu senetlerde dava dışı lehtar/ cirantanın bulunması ve sorumluluğunun eldeki davalarda tartışılmaması nedeniyle senetlerin iptali taleplerinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış, bu yöndeki taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kötü niyet tazminatına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede ise; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır. Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu’nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir. Ayrıca aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 esas, 2010/154 karar, 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 esas 2011/747 karar ve 20.03.2013 tarihli ve 2012/19-778 esas, 2013/250 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de, davalı- takip alacaklısının somut olayda kötüniyetli olduğunun ispatı noktasında elverişli delil ibrazında bulunulmaması, takip alacaklısı ikinci ciranta olmakla davacı keşideci ve avalist şirket yetkilisi adına atılı bulunan imzaların ilgililerin eli ürünü olup olmadığını bilmesinin veyahut bilmesi gerektiğinin beklenemeyecek olması nedeniyle davacı yanın asıl ve birleşen davadaki koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiş; tüm bu nedenlerle, aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın menfi tespit talebi bakımından KABULÜ ile, …. İcra Müdürlüğünün …(eski …) esas sayılı takip dosyasına dayanak 18/05/2015 tanzim ve 05/10/2015 ödeme tarihli, 137.500,00 TL bedelli senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, senedin iptali talebinin REDDİNE, şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
1/a-Alınması gereken 9.392,62-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 2.348,16-TL’nın mahsubu ile bakiye ‭‭7.044,46‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacının peşin harç olarak yatırdığı 2.348,16-TL’nın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
1/b-Davacının yaptığı dava açılış masrafı 62,20-TL, bilirkişi ücreti 900,00-TL, posta ve davetiye gideri ‭‭239,75‬-TL olmak üzere toplam ‭‭1.201,95‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
1/c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 17.012,50-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı davasının menfi tespit talebi bakımından KABULÜ ile, …. İcra Müdürlüğünün …(eski …) esas sayılı takip dosyasına dayanak 18/05/2015 tanzim ve 05/10/2015 ödeme tarihli, 32.500,00 TL bedelli senet nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, senedin iptali talebinin REDDİNE, şartları oluşmadığından davacıların kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2/a-Alınması gereken 2.220,07-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 555,02-TL’nın mahsubu ile bakiye ‭‭1.665,05‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacıların peşin harç olarak yatırdığı 555,02-TL’nın davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
2/b-Davacıların yaptığı 62,20-TL dava açılış masrafı ile 55,25‬-TL posta ve davetiye gideri toplamı 117,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
2/c-Davacılar vekille temsil olunduğundan, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara VERİLMESİNE,
3-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
4-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı … ile davacılar vekili yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2021

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .