Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/542 E. 2023/769 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/542 Esas
KARAR NO :2023/769

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:18/11/2015
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankaya borçlu … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ile müvekkili banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlu ve müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, bu sözleşme gereğince müvekkili banka ile çalışmaya başladıklarını, davalı borçlunun kefil olduğu kredi borcunun ödenmediğini, … 7. Noterliğinin 25/04/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile hesap kat edildiğini, bu ihtar ile … … ve … … nolu ticari kredilerin hesap özetinin davalı borçluya gönderildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkisine, icra takibi ile talep olunan borcun tamamına ve ferilerini itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, GKS’de İstanbul Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili kılındığını, Genel Kredi sözleşmesi ile Banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapıldığında davalının borçlu olduğunun tespit edileceğini bu nedenle davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı yanın süre uzatım talebinde bulunduğu ancak uzatılmış sürede cevap dilekçesi verilmeyerek münkir sayıldığı, süre uzatım talebi verirken yetki ve görev yönünden de itiraz da bulunduğu anlaşıldı.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacı banka tarafından davalıya karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası fiziken celp edilmiş, Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından kefil olan davalı borçluya karşı … nolu ticari kredi borcundan dolayı 42.909,46 TL asıl alacak, 832,45 TL işlemiş faiz, 41,62 TL BSMV olmak üzere toplam 43.783,53 TL, … nolu ticari kredi borcundan dolayı 27.300,76 TL asıl alacak, 815,00 TL işlemiş faiz, 40,75 TL BSMV olmak üzere toplam 28.156,51 TL olmak üzere genel toplamda toplam 71.940,04 TL alacak üzerinden 15/08/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’ya 23/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 25/09/2014 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu, icra dosyası içinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine dair bir kayıt ve belgenin olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 01/07/2016 tarihli, … sayılı kararı ile birden fazla şirketin ortağı olmak TTK anlamında gerçek kişi tacir olmak anlamına gelmediğinden bu kapsamda davalı yanın icra müdürlüğünün yetkisine olan itirazı ve yetki sözleşmesinin gerçek kişiler hakkında bağlayıcı olmadığı savunmasına itibar edilerek takip bu nedenle yetkisiz icra müdürlüğünde açılmış olduğundan dava ön koşulu bulunmaması nedeniyle açılan davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin … Esas, 2018/6249 Karar sayılı ve 03/12/2018 günlü kararı, mahkememizce verilen kararın onanmasına karar verildiği, verilen bu karara karşı davacı vekilince karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2019/2410 Esas, 2020/1183 Karar ve 23/06/2020 günlü kararı ile “Mahkemece davacı banka ile asıl borçlu arasındaki yetki sözleşmesinin, davalı gerçek kişi kefil hakkında bağlayıcı olmadığı, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı, dava ön koşulunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, verilen bu karar Dairemizin … esas ve 2018/6249 karar sayılı, 03.12.2018 tarihli kararı ile onanmıştır. İcra takibine dayanak olan 31.08.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” başlıklı X. bölüm 3. maddesinde İstanbul İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin yetkili olacağı kabul edilmiştir. Davalının bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunmaktadır. Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca bu sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefili olan davalıyı da bağlar. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 17. maddesi İstanbul İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu gözetilerek işin esasına girilip deliller toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Yerel mahkeme hükmünün bu gerekçe ile bozulması gerekirken onanması doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin … esas ve 2018/6249 karar sayılı, 03.12.2018 tarihli onama kararının kaldırılarak hükmün yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairelerinin … esas, 2018/6249 karar sayılı 03.12.2018 tarihli onama kararının kaldırılmasına, mahkememiz kararının bozulmasına karar verildiği, dava dosyasının Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin Bozma ilamı sonrası mahkememizin 2020/542 esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2019/2410 Esas, 2020/1183 Karar ve 23/06/2020 günlü bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bankacı bilirkişi …’dan alınan 08/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı Banka olan … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ ile Dava dışı şirket … VE TİCARET LTD. ŞTİ. arasında 31.08.2012 tarihinde 2.000.000.- TL tutarlı, Genel Kredi Sözleşmesini karşılıklı olarak imzaladıklarını, davalı …’nın da müteselsil kefil sıfatıyla, 2.700.000.- TL kefalet tutarlı söz konusu Genel Kredi Sözleşmesinde imzasının bulunduğunu, Davacı Banka tarafından kullandırılmış bulunan dava konusu … … … … nolu Kısa Vadeli Destek Kredisi ile … … nolu Orta ve Uzun Vadeli Destek Kredisinden dolayı asıl borçlu Dava dışı şirket … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile müteselsil kefil olan davalı …’nın, akdedilmiş bulunan Genel Kredi Sözleşmesinden ve sözleşmenin limitleri dahilinde olmasından dolayı, dava konusu talep edilen borcun asıl alacak tutarı ve ferilerinin tamamından sorumlu bulunduklarını, Davalı … yönünden, Davacı Banka tarafından gönderilen ihtarnamenin, tebligatın yasaların hükmü gereğince gerçekleştirilemediğini, bundan dolayı Davalı Kefil …’nın usulüne uygun olarak Hesap Kat İhtarnamesi ile değil 15.08.2014 İcra Takip tarihinde temerrüde düştüğü kanaati oluştuğunu, Sayın Mahkeme tarafından, ihtarnamenin Davalıya tebligatının yapılmış sayılacağı şeklinde görüş oluşması durumunda, masraf ve zaman tasarrufunu teminen ek rapora gerek kalmaksızın değerlendirme yapılabilmesi için bu görüş yönünden de alternatif hesaplama yapılacağı düşünülmüş ve belirtilmiş olmakla birlikte, Davacı Banka tarafından hesaplamanın icra takip tarihine kadar akdi faiz oranından yapılmış olduğu tespit edildiğini ve bu şekilde çıkan sonuç üzerinden faiz ve ferileri talebinde bulunulduğunun tespit edildiğini, bu nedenle ayrıca alternatif hesaplamaya ihtiyaç kalmadığını, Davacı Bankanın, icra takip talebinde dava konusu krediler ile ilgili talep etmiş olduğu faiz tutarları ve BSMV tutarları, yapılan hesaplanan tutarlardan düşük tutarda olduğu, bu durumun faiz hesaplama gün sayısının düşük tutulmasından ya da sunulan belgelerde görünmeyen, icra takip tarihine kadar faiz tahsilatı yapılmış olabileceğinin anlaşıldığını, Davalı Kefil lehine olması nedeniyle ve sunulan belgelerde bulunmayan tahsilat yapılmış olasılığının da bulunabileceği düşünüldüğünden, Davacı Bankanın talebine bağlı kalınarak, İcra takibinde talep edilen faiz ve BSMV tutarları dikkate alınarak, hesaplanacak toplam alacak tutarının, Davalı Kefilin sorumluluğunda olduğunun değerlendirilmesi gerektiğini, Davacı tarafın talep edilen faiz ve BSMV tutarları ile hesaplanan tutarlar karşılaştırmasında Davalı tarafın lehine olması nedeniyle talep edilen faiz ve BSMV tutarları dikkate alınarak yapılan hesaplamalar kapsamında, Davacı … BANKASI A.Ş. tarafından Dava dışı şirket … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’ne kullandırılan taksitli ticari kredilerden dolayı, Davalı Kefil …’nın, Davacı Alacaklı … BANKASI A.Ş.’ye karşı, borçludan tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla sorumlu olduğu miktar;
… … Kısa Vadeli Destek Kredisinden;
Asıl Alacak Tutarı……………….………; 42.909,46 TL,
İşlemiş Faiz tutarı…………………….….; 832,45 TL,
BSMV tutarı……………………………..; 41,62 TL,
Toplam……..………………………..….; 43.783,53 TL olarak hesaplandığı,
… … Orta ve Uzun Vadeli Destek Kredisinden;
Asıl Alacak Tutarı…………………….…; 26.797,79 TL,
İşlemiş Faiz tutarı……………..…….……; 815,00 TL,
BSMV tutarı……………………….….…; 40,75 TL,
Toplam……..…………………………….; 27.653,54 TL olarak hesaplandığı,
Her iki kredinin toplam tutarı olarak….…; 71.437,07 TL olarak hesaplandığı,
Davacı alacaklı Bankanın, takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar … … hesap nolu Kısa Vadeli Destek kredisi asıl alacak tutarına %12,61, … … hesap nolu Orta ve Uzun Vadeli Destek kredisi asıl alacak tutarına %19,03 temerrüt faiz oranları ile Temerrüt faizi ve bu faizin gider vergisini talep edebileceği, görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından kefil olan davalı borçluya karşı … nolu ticari kredi borcundan dolayı 42.909,46 TL asıl alacak, 832,45 TL işlemiş faiz, 41,62 TL BSMV olmak üzere toplam 43.783,53 TL, … nolu ticari kredi borcundan dolayı 27.300,76 TL asıl alacak, 815,00 TL işlemiş faiz, 40,75 TL BSMV olmak üzere toplam 28.156,51 TL olmak üzere genel toplamda toplam 71.940,04 TL alacak üzerinden 15/08/2014 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu …’ya 23/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçluların 25/09/2014 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu, icra dosyası içinde itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine dair bir kayıt ve belgenin olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, dava dilekçesi ile, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazların haksız olduğu savunularak, dava konusu icra takibine davalı tarafın vaki itirazların iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı taraflarca, davaya cevap verilmemiş, süre uzatım talebi verirken yetki ve görev yönünden de itiraz da bulunduğu, icra müdürlüğüne yapılan itiraz dilekçesi ile, icra dairesinin yetkili olmadığı, davacı tarafa borcunun olmadığı belirtilerek, yetkiye borca ve ferilere itiraz edildiği görülmüştür.
İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İcra dosyası içeriğinde itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğine ilişkin bir kayıt ve belge olmadığı bu kapsamda yerleşik yargıtay uygulamaları da dikkate alınarak davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça, mahkememizin görevine ilişkin itirazda bulunulmuş ise de, Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında imzalanmış 31.08.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan, bu sözleşme kapsamında kullanılan kredilerin ticari krediler olduğu anlaşıldığından, eldeki davada ticaret mahkemeleri görevli olduğundan, davalının mahkememizin görevine ilişkin yaptığı itiraza itibar edilmemiştir.
Davalı tarafça icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik itirazda bulunulmuş ise de, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin bozma ilamında da vurgulandığı üzere, icra takibine dayanak olan 31.08.2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” başlıklı X. bölüm 3. maddesinde İstanbul İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin yetkili olacağının düzenlendiği, davalının bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, Genel kredi sözleşmesi tacirler arasında düzenlenmiş ticari nitelikte bir sözleşme olduğundan HMK’nun 17. maddesi uyarınca bu sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğu, Kefaletin fer’iliği ilkesi ve 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesindeki ticari teselsül karinesi uyarınca genel kredi sözleşmesindeki yetki şartı sözleşmenin müteselsil kefili olan davalıyı da bağlayacağı, HMK’nın 17. Maddesi uyarınca İstanbul İcra Müdürlüğü ve Mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davalı tarafın icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
Bilirkişi tarafından, rapor ile taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin irdelendiği, temerrüt tarihi, akdi ve temerrüt faiz oranlarının, icra takip tarihi itibarı ile talep edilebilecek alacak miktarlarının ayrıntılı ve denetime elverişli bir şekilde tespit edildiği, anlaşılmakla hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere bilirkişi raporunun dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; Davacı banka ile dava dışı … Şirketi arasında 31/08/2012 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu şirkete ticari krediler kullandırıldığı, davalının 31/08/2012 tarihli kefalet beyanıyla ile genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl borçlu şirkete kullandırılacak kredilerden doğacak tüm borçlara 2.700.000 TL kefalet limitiyle kefil olduğu, eşinin aynı tarihli muvafakatnamesinin bulunduğu, kefaletin yasal şekil şartlarını taşıdığı; Kat ihtarnamesi davalıya tebliğ edilemediğinden temerrütün takip tarihinde oluştuğu; … nolu ticari krediden dolayı uygulanması gereken akdi faiz oranının yıllık %9,70 taleple bağlı kalınarak temerrüt faiz oranının yıllık % 12,61 oranında olduğu, … nolu ticari krediden dolayı uygulanması gereken akdi faiz oranının yıllık % 14,64, taleple bağlı kalınarak temerrüt faiz oranının yıllık % 19,03 oranında olduğu; Takip tarihi itibarıyla talep edilebilecek alacak miktarlarının, … nolu ticari krediden dolayı 42.909,46 TL asıl alacak, 832,45 TL işlemiş faiz ve 41,62 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 43.783,53 TL, … nolu ticari krediden dolayı 26.797,79 TL asıl alacak, 815,00 TL işlemiş faiz ve 40,75 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 27.653,54 TL olduğu, talep edilebilecek toplam alacak miktarının 71.437,07 TL olduğu, davacı tarafın fazlaya dair isteminin yerinde olmadığı, davalı tarafın tespit edilen bu toplam alacaktan sözleşmedeki kefaletinden ve kefalet limiti içinde olmasından dolayı sorumlu olduğu, tespit edilen bu miktar yönüyle davalının bir ödeme iddiası ve ispatı olmadığından icra takibine itirazlarında haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bu kapsamda davacı tarafça açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı banka tarafından taraflar arasındaki kredi sözleşmelerine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalılara noter aracılığıyla kat ihtarnamesi de gönderilmiştir. Bu durumda davalı/borçlular alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına DAVALI BORÇLUNUN VAKİ İTİRAZLARININ, … nolu ticari krediden dolayı 42.909,46 TL asıl alacak, 832,45 TL işlemiş faiz ve 41,62 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 43.783,53 TL alacak yönünden, … nolu ticari krediden dolayı 26.797,79 TL asıl alacak, 815,00 TL işlemiş faiz ve 40,75 TL işlemiş faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 27.653,54 TL alacak yönünden OLMAK ÜZERE TOPLAM 71.437,07 TL ALACAK YÖNÜNDEN KISMEN İPTALİNE, TAKİBİN bu toplam 71.437,07 TL alacak miktarı üzerinden ve 42.909,46 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %12,61 oranında temerrüt faizi, 26.797,79 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,03 oranında temerrüt faizi ve her iki asıl alacak yönünden işleyecek bu faizlere %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan 71.437,07 TL alacağın %20 oranında hesap ve takdir edilen 14.287,41 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gereken 4.879,87 -TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 868,86-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.011,01TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşinen karşılanan 868,86 -TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
Davacı tarafından işlemden kaldırılan dosyanın yenilenmesi nedeniyle yatırılan 1.228,56 TL peşin harcın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı parası, 406,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 874,00 TL yurtdışı tebligat harcı, 92,50 TL Karar Düzeltme Başvuru Harcı, 154,30 Temyiz yoluna Başvuru harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.354,50 TL yargılama masrafının davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 2.338,04 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlasının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.900,00-TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 GÜN yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır